AB'den tam ticaret ambargosu tehdidi: Ne bekleniyor?
Avrupa Birliği, 20 Mayıs’ta yürürlüğe girmesi beklenen 17. yaptırım paketinin hemen ardından, Rusya’ya yönelik çok daha sert ticaret kısıtlamaları içeren yeni adımların hazırlığını yapıyor. AB bünyesinde bazı ülkeler, ABD'li Senatör Lindsey Graham tarafından önerilen yüzde 500’e varan ithalat vergileri dahil olmak üzere, Rusya ile tüm ticari ilişkilerin kesilmesini talep ediyor. Uzmanlara göre, bu tür önlemler tam bir ambargo etkisi yaratsa da, uygulamada tüm üyelerin onayını almak ve ekonomik dengeyi korumak açısından oldukça zorlu. Özellikle Macaristan gibi Rusya ile ekonomik çıkarları örtüşen ülkeler, bu tarz radikal adımları veto edebilir.
Şu ana kadar uygulanan yaptırımlar, AB-Rusya arasındaki ticaret hacmini ciddi biçimde daralttı. 2021'e kıyasla ihracat ve ithalat 2 ila 3 kat düştü, ancak bu istatistiklerin arkasında görünmeyen bir geçiş var: üçüncü ülkeler üzerinden dolaylı ticaret. Rusya’dan Avrupa’ya giden petrol ve türevleri çoğunlukla Hindistan üzerinden, AB ülkelerinden çıkan yüksek teknolojili ürünler ise Kazakistan, Kırgızistan veya Birleşik Arap Emirlikleri gibi aracı ülkeler yoluyla Rusya’ya ulaşıyor. Bu “gri” kanallar sayesinde ticaret kesilmiş gibi görünse de, fiilen devam ediyor. Diğer yandan piyasa aktörlerine göre Almanya ve Fransa, resmi söylemlere rağmen aslında Rusya ile ticari bağlarını tamamen koparmış değil.
Uzmanlar, ticari kopuşun asimetrik etkiler yaratacağını vurguluyor. AB, Rusya’dan büyük ölçüde hammadde (özellikle gübre, nikel, enerji ürünleri) alırken, Rusya ise Avrupa’dan tıbbi ürünler, makine ve organik kimya ürünleri ithal ediyor. Özellikle Rusya’nın ilaç ve medikal cihazlar konusundaki bağımlılığı dikkat çekici. AB, Rusya’dan ithalatını başka kaynaklardan karşılayabilirken, Rusya için Avrupa menşeili teknolojik ürünlerin yerini doldurmak çok daha maliyetli görünüyor.
Son olarak 16 Mayıs'ta Arnavutluk'ta düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesinde, Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımların sertleştirilmesi gündeme geldi. Politico'nun haberine göre, bazı Avrupa ülkeleri, ABD'li senatörlerin önerisini temel alarak, Rusya’dan ithal edilen ürünlere %500’e varan “cezalandırıcı gümrük vergileri” uygulanmasını tartıştı. Bu önlemler, fiilen tam ticaret ambargosu anlamına geliyor. Ancak uzmanlar, bu tür radikal adımların Avrupa sanayisi açısından ciddi geri tepmelere yol açabileceği ve uygulamanın pratikte sürdürülemeyeceği görüşünde birleşiyor. Rusya’nın enerji, maden ve nükleer yakıt gibi stratejik ürünlerde hâlâ kilit tedarikçi olduğu hatırlatılıyor.
N. İzvestiya'ya konuşan ekonomist Ariyana Surkova'ya göre, 2022–2024 arasında AB’nin Rusya’ya ihracatı %39 azalsa da, 2024'te 34 milyar dolarla Rusya, hâlâ AB’nin en büyük ticaret ortaklarından biri konumunda. Rusya’nın Avrupa’dan ithalatında ise ilaç, kozmetik ve gıda gibi ürünler başı çekiyor. Uzmanlar, tam ambargonun bu karşılıklı bağımlılığı göz ardı ettiğini ve her iki taraf için de ekonomik zarara yol açacağını vurguluyor. Ayrıca, Avrupa’da hâlihazırda uygulanmakta olan yaptırımların bile birlik içinde ciddi görüş ayrılıklarına yol açtığı, Macaristan, Slovakya ve Sırbistan gibi ülkelerin ambargoya açıkça karşı çıktığı belirtiliyor.
Uzmanlar, Avrupa’nın bu adımlarının Rusya’yı köşeye sıkıştırmak yerine, yeni tedarik ve ihracat rotaları oluşturmaya iteceğini savunuyor. Rusya’nın Asya, Afrika ve Orta Doğu’ya yönelerek petrol, tahıl ve metal ihracatını yeniden yapılandırabileceği, Avrupa’nın ise özellikle enerji, gübre ve ilaç gibi alanlarda ciddi maliyet artışlarıyla karşı karşıya kalabileceği ifade ediliyor. Ekonomist Vladimir Çernov’a göre, olası bir ambargo, AB için ekonomik bir “intihar” anlamına gelebilir. Rus tarafı ise yanıt olarak uranyum, tıtan ve buğday gibi stratejik ürünlerin ihracatını kısıtlama veya yeni ticaret bloklarıyla işbirliğini artırma yoluna gidebilir.
19.5.2025

Реклама