Rus uzmanlar değerlendiriyor: Başarı mı, başarısızlık mı?
İstanbul’da Rusya ve Ukrayna arasında gerçekleşen doğrudan müzakerelerde taraflar, savaşın başlangıcından bu yana en büyük esir değişiminde anlaşmaya vardı. Görüşmelere dair ilk değerlendirmelerde bulunan uzmanlara göre, bu gelişme sembolik olduğu kadar stratejik önemde bir adım olarak değerlendiriliyor. Rus heyetinin başkanı Vladimir Medinskiy, “İlk olarak, önümüzdeki günlerde 1000’e 1000 kişilik büyük bir esir değişimi yapılacak. İkinci olarak, Ukrayna doğrudan liderler düzeyinde görüşme istedi. Biz bu talebi not ettik. Üçüncü olarak, her taraf olası ateşkesin kendi taslağını hazırlayacak ve bu taslaklar temelinde diyaloğa devam edeceğiz” açıklamasıyla sürecin yönünü özetledi.
"Rusya ve Ukrayna sözden çok işe geçti" maneştini atan Kommersant,"Taraflar henüz anlaşmaya varamadı ama süreci durdurmama kararı aldı" diye yazdı.
Kommersant’ın yorumuna göre, üç yıl aradan sonra yapılan ilk doğrudan Rusya-Ukrayna görüşmeleri büyük bir diplomatik atılım getirmedi ancak başarısız da sayılmadı. Haberde, tarafların temel konularda uzlaşamasa da diyaloğu sürdürme iradesi gösterdiği ve bunun başlı başına önemli olduğu vurgulandı. Kommersant, en somut gelişme olarak "1000’e 1000" formülüyle varılan büyük esir takası anlaşmasını öne çıkarırken, Moskova ile Kiev’in detaylı ateşkes önerileri hazırlayıp bir sonraki turda yeniden görüşme kararı almasını da sürecin kopmadığının göstergesi olarak değerlendirdi. Görüşmeye çok sayıda uluslararası temsilcinin katılması dikkat çekerken, gazete bu yoğun diplomasi trafiğine rağmen sonuçların sınırlı kaldığını belirtti.
Müzakerelerin seyri ve tarafların talepleri konusunda ciddi görüş ayrılıkları bulunduğu da uzman analizlerine yansıyor.
Rusya Ulusal Enerji Güvenliği Fonu Genel Direktörü ve Finans Üniversitesi profesörü Konstantin Siminov’a göre, “Burada en önemli sonuç, görüşmelerin başlamış olması. Ana parametreler Batılı büyük aktörlerle belirlenmek zorunda, ama sonuçta anlaşma yine Ukrayna ile yapılacak. Bu yüzden Kiev ile diyaloğun başlaması önemli.”
Siminov ayrıca, “Putin için Zelenskiy ile doğrudan görüşme öncelikli değil. Önce Trump’la uzlaşma gerekir, ardından böyle bir zirve olabilir” yorumunu yaptı.
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Direktörü Ivan Timofeyev ise süreci “umut vadeden ilk adım” olarak niteledi: “İlk raund için fena değil. Taraflar konuştu, sonuç olarak da oldukça büyük bir esir takası kararı çıktı. Bu, ilerleme kaydedilebileceğinin bir işareti.”
Ancak siyaset bilimci Georgiy Bovt daha temkinli: “Bu bana başarısızlık gibi geliyor. ‘Görüşmelere ara verildi’ deniyor ama bu ara üç yıl bile sürebilir. Ukrayna, Rusya’nın koşullarını şu anda kabul etmeye hazır değil.”
Uzmanlar, görüşmelerin geleceği konusunda farklı senaryolar üzerinde dururken, tarafların diplomatik pozisyonlarını daha açık şekilde belirlemeye başladığına dikkat çekiyor. Avrupa’nın yeni yaptırım dalgasına hazırlandığı ve ABD’nin süreci gölge müzakerelerle yönettiği bir dönemde, tarafların dolaylı temasları sürdüreceği ancak yakın vadede liderler düzeyinde bir görüşme olasılığının düşük olduğu değerlendiriliyor.
Siyaset bilimci Sergey Markov, İstanbul’daki müzakerelerin sonucunu “gerçek bir sürpriz” olarak değerlendirdi ve gelişmeleri “önceden başarısızlık kesin gibi görünüyordu ama ölçülü bir başarı elde edildi” sözleriyle yorumladı. “Ukrayna tarafı, sadece ateşkesin konuşulmasını dayatmak istedi. Rus heyeti bunu reddetmedi, ancak ‘Taleplerinizi yazılı olarak sunun’ diyerek diplomatik üstünlüğü elinde tuttu,” diyen Markov’a göre, Moskova’nın stratejisi görüşmeleri sabote etmek değil, yapıcı bir hava oluşturmak oldu. “Avrupalı medya sabah saatlerinde müzakerelerin başarısız olduğunu yazma talimatı almış gibiydi. Ama şimdi şok içindeler. ‘Rusya başarısız etti, Trump geri dönsün ve Ukrayna’ya silah desteği devam etsin’ planı bozuldu” diyerek, Batı’nın beklentilerinin boşa çıktığını savundu.
M. Komsomolets köşe yazarı Mihail Rostovskiy, İstanbul’daki Rusya-Ukrayna görüşmelerini “tuhaf ama dikkat çekici” bir gelişme olarak nitelendirerek, en ilginç unsurun görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmamış olması olduğunu vurguluyor. “Herkes çıkmaza girileceğini bekliyordu, ancak bu gerçekleşmedi. Taraflar bin esirin karşılıklı değişimi konusunda anlaştı ve diyaloğu sürdürme niyetinde olduklarını ilan ettiler. Bu, iki ülkenin ilişkilerinde mevcut derin kriz göz önüne alındığında, ‘büyük harfle yazılacak’ bir sonuçtur” diyen Rostovskiy, küçük anlaşmaların birikerek daha büyük mutabakatların yolunu açabileceğini belirtiyor.
Ancak Rostovskiy, gelişmelere daha temkinli bir perspektiften yaklaşarak, “Elimizde sadece parçalı, çelişkili ve çoğu zaman güvenilmez bilgi kırıntıları var” uyarısında bulunuyor. Ona göre, Zelenskiy'nin pozisyonlarındaki yumuşama, Tump’ın hoşnut edilmek istenmesi ya da cephe hattındaki gerçek durumla bağlantılı olabilir. “Zelenskiy'nin son günlerde net bir ‘hayır’ı isteksiz bir ‘evet’e dönüştü. Fakat bu ifadelerin hiçbiri ne bağlayıcı bir taahhüt ne de net bir yön gösteriyor. Belki de hepsi sadece diplomatik birer zarafetten ibaret” diyen Rostovskiy, Kremlin'in stratejik hedeflerini ve ABD ile arka planda yürütülen pazarlıkların içeriğini halen bilmediğimizi belirterek, “Bildiğimizden çok daha fazlasını bilmiyoruz; belki de bu, İstanbul görüşmelerinin en dürüst değerlendirmesidir” yorumunda bulunuyor.
Siyaset bilimci Sergey Miheyev’e göre, İstanbul’da gerçekleştirilen Rusya-Ukrayna müzakerelerinde varılan sonuçlar, mevcut koşullarda ulaşılabilecek azami başarıyı temsil ediyor ve bu yönüyle Rusya açısından başarılı sayılabilir. Miheyev, “Bu, beklenebilecek en iyi sonuçtu. Görüşmeler, doğrudan Vladimir Putin’in inisiyatifiyle gerçekleşti. Ukrayna tarafı biraz rol yapsa da sonuçta masaya oturdular. Taraflar pozisyonlarını aktardı, skandalsız geçti ve en önemlisi, temasların süreceği konusunda anlaşıldı” dedi.
Ancak uzman, Ukrayna’nın bağımsız bir müzakere aktörü olma kapasitesinden şüphe duyduğunu da vurguladı. 2022’deki temasların Batılı aktörlerin baskısıyla Kiev tarafından kesildiğini hatırlatan Miheyev, bu nedenle sürecin ilerleyen aşamalarında farklı senaryoların mümkün olduğunu belirtti. “Bundan sonrası kolay olmayacak. Ancak şu an için Rusya’nın diplomatik çabasının karşılık bulduğunu ve bugünün Moskova adına olumlu geçtiğini not etmek gerekir” ifadelerini kullandı.
Komsomolskaya Pravda’nın yorumuna göre, İstanbul’da yalnızca iki saat süren görüşmelerin ardından yaşanan borsa hareketi, masadan kimin daha avantajlı ayrıldığını ortaya koydu. “Moskova Borsası görüşmelerin sona erdiği duyurulduğunda sert bir düşüş yaşadı, ancak Medinskiy ve Umerov’un uzlaşma mesajları sonrasında hızlı bir toparlanmayla yeniden yükseldi. Yorum yapmaya gerek kalmadı” ifadeleriyle diplomatik sürecin piyasalarda oluşturduğu güven duygusuna dikkat çekildi. Gazete, Rusya'nın savaş hedeflerinden vazgeçmeden müzakere masasına dönmesinin ve Batı kamuoyunun "Moskova barış istemiyor" iddiasını çürütmesinin Kremlin açısından stratejik bir kazanım olduğunu savundu.
Komsomolskaya Pravda’ya konuşan uzmanlara göre ise Ukrayna da kısmen hedeflerine ulaşmış görünüyor: “Zelenskiy'nin amacı, Trump’a barış görüşmelerine açık olduğunu göstermek ve Washington’u yeniden Ukrayna’nın yanında pozisyon almaya zorlamak. Bu hedefin ilk aşaması başarıyla tamamlandı, şimdi asıl mesele askeri yardımı ve yaptırım desteğini geri kazanmaya çalışmak.” Gazete, Avrupa liderlerinin görüşmelerden hemen sonra Trump’a telefonla ulaşarak Rusya'yı ‘müzakereyi sabote etmekle’ suçlamasını, “savaş lobisinin paniği” olarak yorumladı. Ancak KP’ye göre asıl belirleyici olacak olan, ABD’nin nihai kararı: “Trump açıkça şunu söyledi: ‘Biz çözeceğiz. Putin’le görüşeceğim.’ Ve belki de iki-üç hafta içinde dünya çok daha güvenli bir yer olacak.”
16.5.2025

Реклама