Düğmeye basıldı: Şimdi ne olacak? Çözüm yakın mı?
Moskova ve Washington, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında gerçekleşen telefon görüşmesinin ardından diplomatik temasları hızlandırma sinyali verdi. Uzmanlara göre, bu ilk temasın ardından iki tarafın müzakere ekipleri somut adımlar atmaya başlayabilir. Özellikle Ukrayna krizinin çözümüne yönelik olarak, tarafların pozisyonlarını netleştirmesi ve müzakerelerin çerçevesini belirlemesi bekleniyor.
Politik analist Georgiy Bovt’a göre, bu temaslar bir ilerleme sinyali verse de müzakerelerin hızlı ilerlemesi zor olacak. Bovt, "Tüm tarafların pozisyonları hâlâ keskin şekilde farklılık gösteriyor. Ancak Trump, diplomatik baskıyı artırarak süreci hızlandırmaya çalışıyor" dedi. Ayrıca, Trump’ın Ukrayna müzakerelerinde baş müzakereci olarak eski Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff’u görevlendirmesi dikkat çekti. Bovt’a göre, Moskova’nın eski askeri yetkili Kit Kellogg’a güvenmemesi Trump’ı böyle bir değişikliğe yönlendirdi.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dmitry Treşin, "Bu görüşme önemli bir başlangıç ancak diplomatik süreç uzun ve karmaşık olacak. Tarafların sahadaki gelişmelere göre pozisyonlarını yeniden şekillendirmesi gerekebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Rusya ve ABD liderleri, görüşmede Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi konusunda mutabık kaldıklarını açıklamışlardı. Ancak uzmanlar, bu mutabakatın somut bir çözüme dönüşmesi için ciddi müzakere süreçlerinin gerektiğini vurguluyor. ABD’deki Uluslararası Güvenlik Çalışmaları Merkezi direktörü Michael Reynolds, "Putin ve Trump arasındaki görüşme, siyasi bir jestten ibaret değil. Arkasında ciddi bir diplomatik hareketlenme var. Fakat bu müzakerelerin hangi zeminde yürütüleceği ve hangi tarafın ne tür tavizler vereceği kritik bir soru olarak duruyor" dedi. Avrupa tarafı ise bu sürecin dışında kalmamak için diplomatik girişimlerini artırıyor.
Görüşmenin ardından Trump, Zelenskiy ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Zelenskiy, Trump’ın kendisini Putin ile yaptığı görüşmenin detayları hakkında bilgilendirdiğini belirtti. Ukraynalı lider, Washington ile koordinasyon içinde Ukrayna’nın güvenliğini ve toprak bütünlüğünü sağlamak için çalışmaya devam edeceklerini ifade etti. Politika analisti Sergey Krotov, "Zelenskiy’nin açıklamaları, Ukrayna’nın barış sürecinde Batılı müttefikleriyle koordinasyon içinde kalmak istediğini gösteriyor. Ancak Trump’ın Avrupa’dan bağımsız bir diplomasi yürütme eğiliminde olduğu da açık" şeklinde yorum yaptı.
Beyaz Saray’dan gelen açıklamalar, Trump yönetiminin Ukrayna konusunda Avrupa’dan farklı bir yaklaşım benimsediğini ortaya koyuyor. ABD Savunma Bakanı Pete Hegset, Ukrayna’nın 2014 öncesi sınırlarına dönmesinin "gerçekçi olmadığını" belirtmiş ve Avrupa’nın bu durumu kabullenmesi gerektiğini ifade etmişti. Uluslararası İlişkiler Uzmanı James Holloway, "ABD, Ukrayna krizini daha geniş bir jeopolitik çerçevede ele alıyor. Washington, Avrupa'nın güvenliğinin artık daha çok Avrupalı müttefikler tarafından üstlenilmesi gerektiğini savunuyor. Bu, Avrupa için rahatsız edici bir mesaj olabilir" diye konuştu.
Öte yandan, müzakerelerin geleceği, Trump’ın belirlediği müzakere ekibine de bağlı olacak. Trump’ın özel elçisi olarak Suriye ve Orta Doğu’daki diplomatik süreçlerde görev alan Steve Witkoff’un, Ukrayna ile ilgili müzakerelerde ön planda yer alması bekleniyor. Ancak uzmanlar, Witkoff’un askeri konular yerine ekonomik ve siyasi diplomasiye daha yatkın olduğu görüşünde. Rusya’daki Uluslararası Güvenlik Analiz Merkezi’nden Andrey Volkov, "Trump’ın Witkoff’u sürece dahil etmesi ilginç bir tercih. Ancak bu, ABD’nin Ukrayna meselesine sadece güvenlik değil, ekonomik işbirliği açısından da yaklaştığını gösteriyor olabilir" dedi. Önümüzdeki aylarda, müzakere süreçlerinin nasıl şekilleneceği ve Avrupa’nın bu süreçte ne kadar söz sahibi olacağı, küresel diplomasinin en önemli başlıklarından biri olmaya devam edecek. (RBC, bfm)
13.2.2025
Реклама