İHA saldırıları nükleer karşılık için 'kırmızı çizgi' mi sayılacak?
Başkan Putin'in dün yaptığı açıklama, dün gecede itibaren bu soruyu da gündeme getirdi. Putin'in sözlerinden çıkan sonuç, son nükleer doktrin değişikliği açıklamalarının, Rusya'ya karşı yapılan insansız hava aracı (İHA) saldırılarını da kapsıyor gibi göründüğü younda. Putin'in sözlerinde, Rusya sınırlarının hava ve uzay saldırı araçları tarafından ihlal edilmesi durumunda nükleer caydırıcılık seçeneklerinin değerlendirilebileceği belirtiliyor. Bu ihlal araçları arasında seyir füzeleri ve İHA'lar da açıkça yer alıyor. Ancak dotrin değişikiği henüz resmen yayınlanmadığı için belirsilzik var.
Bu belirsizlik, Batı'da Moskova'nın "kırmızı çizgilerinin" tam olarak nerede olduğuna dair tartışmalara yol açmış durumda. Bu tartışmaları BFM'e yorumlayan önde gelen Rus analistlerden, siyaset bilimci Georgiy Bovt, Batı'nın olası tepkisine dair şunları dile getiriyor:
"Putin, konuşmasında Rusya'nın sınırlarının hava ve uzay saldırı araçlarıyla ihlal edilmesinden bahsetti. Bunlar arasında seyir füzeleri ve insansız hava araçları (İHA'lar) da sayıldı. Ancak formülasyonlarda belli bir belirsizlik mevcut, bu muhtemelen bilinçli olarak yapılmış. Moskova'nın nükleer caydırıcılık konusunu gündeme alabileceği ifade edildi ama İHA'ların sayısının ne zaman bu eşiği geçeceği belirtilmedi. Batı'da oldukça yaygın olan bir görüş var. Bu görüş Ukrayna ve Doğu Avrupa’daki Ukrayna müttefiki bazı ülkelerde de teşvik ediliyor. Bu görüşe göre 'Moskova'nın kırmızı çizgileri yok, biz Kursk bölgesine girdik ve hiçbir şey olmadı, bu Kremlin'in blöfü' deniyor. Bu anlatı Batı'da gerçekten yaygın, ancak bunu sorumsuzca kabul etmek gerekir, çünkü bu görüşü savunanların hiçbiri yüzde yüz garanti veremez ki kırmızı düğmeye basılmayacak. Yüzde 90 ihtimalle bunu söyleyebilirler, yüzde 70 ihtimalle söyleyebilirler, ama yüzde 100 garantiyi kimse veremez. Çünkü onların mantığı farklıdır, daha rasyonel bir mantık yürütüyorlar, fakat Rusya’da olayların nasıl gelişeceği konusunda farklı bir mantık olabilir, bu da büyük tarihin perspektifinden Batı'nınkinden farklı görünebilir."
Bovt, Batı'nın bu yeni açıklamalar doğrultusunda görüşlerini değiştirip değiştiremeyeceği konusunda da şunları ekliyor:
"Batı'nın bu konuda radikal bir şekilde görüşlerini değiştireceğini sanmıyorum, çünkü hala baskın olan bir anlatı var. Bu anlatı, Rusya'nın kazanmaması gerektiği ve Batı'nın Ukrayna'yı desteklemeye devam edeceği yönünde. Evet, barışçıl bir çözüm üzerine bazı konuşmalar var, ancak bunlar şu an için çok belirsiz ve daha çok iyi niyet dilekleri gibi görünüyor: 'Barış olsaydı güzel olurdu' şeklinde. Batı'da kimsenin çatışma sonrası için net bir barış vizyonu yok. Bu yüzden böyle görüşlerin radikal bir şekilde yeniden gözden geçirilmesi pek olası görünmüyor."
26.9.2024
Реклама