“Yıldızların parladığı anda…” oradaydık: Gref’in unutulmaz Türkiye sözleri…
SUAT TAŞPINAR yazıyor: Sahnedeki genç adam, büyüdükçe küçülmesini bilenlerin tevazu ve utangaçlığı ile, samimiyetin doruklarında dolaşıyor... “Bana bugün Türk gazeteciler, ‘Artık bir yabancı yatırımcı olarak yurtdışında Türkiye’nin promosyonunu, tanıtımını yapacak mısınız?’ diye sordular” diyor. Haliç Kongre Merkezi’nin konser salonunu dolduranlar Türkçe çeviriyi beklerken o biraz duraklıyor. “Onlara ‘Hayır’ dedim!..” deyip, etkisini görmek için susuyor. Ve devam ediyor: “Bunu bir ‘yabancı’ olarak yapmayacağım!.. Çünkü ben de artık buralıyım. Türkiye artık bizim için ikinci vatan oldu.”
German Oskareviç Gref hararetle alkışlanıyor... Sberbank ve Denizbank’ın 48 yaşındaki patronu, “Bu muhteşem ülkeye inandığımız için buradayız” diyor. Çevirmen sadece "Bu ülkeye" deyip "muhteşem" bir yanlış yapıyor...
**
Türk kamuoyuna, Rusya’yı yakından izleyenlere naçizane bir tavsiyem var: Türk-Rus ilişkilerinin ticari-ekonomik seyrinde bundan sonra “kerteriz almak” için Gref’i takip edin…
Denizbank’ın satılması demek, “Türkiye’ye büyük bir yabancı bankanın daha girmesi”nden ibaret değil. Rusya’dan gelecek yeni sermayenin de, Türkiye-Rusya hattında açılacak kredilerin de, sıçrayama namzet ticaret hacminin de kilidi Gref olacak…
Gref’i yakından tanımaya bakın:
Putin’in St. Petersburg yıllarından beri “oğlu” gibi sevip güvendiği bir isim… Yıllarca Rusya ekonomisinin dümenini emanet ettiği isim… Rusya’da liberal ekonomi politikaları için bastıran ekibin başındaki isim… Putin’in talimatlarını bile eğer ekonominin mantığına uymuyorsa alenen eleştirebilen isim… İstihbaratı sağlam Rus gazetelerine göre, Putin’in bugün bile önemli ekonomik kararları alırken Aleksey Kudrin ile birlikte kapalı kapılar ardında görüştüğü ve ona danışmadan nihai karar vermediği isim… Dünya ile entegrasyon derdindeki Rusya’nın dışa en açık yüzü olan isim… Ve bugün hem Putin’e şah damarı kadar yakın oluşu, hem de Erdoğan ile kurduğu dostluk sayesinde, Türkiye-Rusya ilişkilerinde “joker” konumuna gelen bir isim…
İşte biz Rusya’da on yıllardır yaşayan Türklerin “Rusya ikinci vatanımız” dediği gibi, bugün de Gref “Türkiye ikinci vatanımız” diyorsa, bu lafın altını kalın çizgilerle çizmek lazım…
Denizbank’ı Denizbank yapan, üç patron değişmesine rağmen hala genel müdürlük koltuğunda hakkıyla oturan Hakan Ateş ile arkadaşlarının kısa sürede müthiş bir ahenk tutturduğu Gref, ekonomik ilişkilerimizi sıçratma potansiyeline sahip büyük bir nimet…
Türkiye geçmişte gümrük dertlerinden domates yasağına kadar kimi tali sorunlarda bile Rus tarafında ulaşılacak muhatap bulmakta zaman zaman zorluklar yaşamıştı. Birkaç gemi domates için Erdoğan’ın bizzat Putin’i araması farz olmuştu.
Oysa şimdi German Gref, iki ülke arasında bir köprü, bir joker olmaya fazlasıyla uygun bir isim… Üstelik “Ben artık yabancı değilim” diye espri yaptığı “Türkiye’nin Rusya’da promosyonuna katkı” konusunda da milyonlarca dolarlık kampanyaların başaramadığını başaracak etkinlikte bir isim. Rusya’nın kanaat önderlerine, ülkenin siyasi ve oligark elitlerine Türkiye’yi anlatacak “elçi” olmaya en büyük aday. Bunun kıymetini bilmek ve değerlendirmek farz.
**
Putin’in geldiği günün akşamı Sberbank-Denizbank’ın özel davetinde St. Petersburg’un ünlü Mariinski Tiyatrosu Senfoni Orkestrası’nın konserini dinlerken ara ara bunları da düşünüyordum… “Maestro” Valeri Gergiyev’in şefliğinde, muhteşem bir ziyafette huzur buluyorduk… Müziğin ilahi ritmi, daha güzel bir geleceğe olan umudun, inancın coşkusuna karışıyordu…
Sahnede Türkiye’nin gurur duyulası usta tenoru İhsan Ekber, Puccini’nin “Tosca”sından “E lucevan le stelle”yi söylüyordu… Yani “Yıldızlar parlıyordu” diyordu…
Gece biterken, Valeri Gergiev’den German Gref’e, Hakan Ateş’e kadar, gecenin parlayan tüm yıldızlarını alkışlıyorduk…
5.12.2012
Not: Gecenin "öteki yüzü" için Sabah'tan Hıncal Uluç'u bugün mutlaka okuyun.
http://www.turkrus.com/haber-hatti/58733/hincal-uluc-cok-hakliydi-denizbanka-kucak-dolusu-ovgu-
Реклама