Ne zaman kaçtı tren?
Çünkü Putin 10 yıl önce neredeyse bugün aynı yerde duruyor. Ne dediyse harfiyen, alenen onu yapıyor. O gün neye inanıyorsa bugün aynısına inanıyor. Çizgisinde kırılma, sapma yok.
Onun istikrar dediğine kimileri "statükoyu koruma kaygısı" dese de hiç kulak asmıyor. Bildiği yolda yürüyor. İktidara "ekmek ve düzen" vaat ederek geldi. O gün siyaseten kaosun, iktisaden krizin göbeğinde bir ülke vardı. Onun ve ona inananların penceresinden bakarsanız bugün Rusya'da hem ekmek, hem de düzen var. Yani bir aldatmaca yok.
Putin o gün de "önce devletin bekası, sonra birey" diyordu.
O gün de "ekonomide devletin ağırlığını" savunuyordu.
O gün de "Batı bize düşman, kendimizi korumak için askeri caydırıcılığımıza sarılmalıyız" diyordu.
O gün de yolsuzluk, rüşvet, sistemin hantallığı, bürokrasinin yıkıcı etkileri eleştirilerini "Bu işler bitmez ama zamanla düzelir, Sovyet devrine kıyasla daha kötü olduğumuzu kim söyleyebilir?" iyimserliğiyle yumuşatıyordu.
O gün de demokrasi-insan hakları diye eleştiri getirenlere "Dış mihraklar! Siz kendi işinize, kendi sicilinize bakın, bize sizin demokrasiniz lazım değil" diyordu.
Putin bugün de aynı şeyleri söylüyor. Katı çizgisini aynen koruyor. Taviz vermiyor. Siz ister beğenin ister beğenmeyin, halkın en az yarısı onu bu haliyle seviyor, destekliyor, alkışlıyor. Sokağa çıkan birkaç on binlik kitle değil, yerinde oturan milyonlar ölçü çünkü...
İşte zurnanın zırt dediği yer burası:
Putin'i pek çok açıdan eleştirenler...
Daha özgürlükçü, daha demokratik bir ülke isteyenler...
Rüşvet ve yolsuzlukla savaş bekleyenler...
Devletin rolünün küçülmesini arzu edenler...
Rusya'nın Batı ile "hasım" değil "hısım" olmasını isteyenler...
Mevcut iktidardan da muhalefet partilerinden de bıkanlar...
Yani omurgasını yeni palazlanan "Rus orta sınıfının" oluşturduğu bir kesim, Medvedev'de "umut kıvılcımı" görmüştü.
Çünkü onlar gibi düşündüğünü söyleyen, modernizasyon için uğraşan, tabuları yıkmaya çalışan, liberal bir "devlet adamı" iddiasını ortaya koymaya başlamıştı Medvedev...
Ama ne zaman ki 2012 başkanlık seçimi ufukta belirdi...
Ne zaman ki "Bir dönem daha kalayım" diye Putin'e kamuoyu üzerinden arzuhal mektubu yollayan Medvedev'e ret cevabı geldi...
Ne zaman ki "Kremlin'in gerçek efendisinin kim olduğu" gerçeği unutanlara hatırlatıldı...
İşte o gün kağıttan kaplan da devrildi.
Medvedev o gün yol ayrımına geldi.
İki seçenek vardı:
Çıkıp "Benim inandığım, temsil etmek istediğim fikirler, politikalar farklı. Burada yollarımız ayrılıyor" deyip Putin ile vedalaşacaktı. Ve Kremlin ideologlarının bugün ?toplum mühendisliği? yaparak kafa yordukları "orta sınıfın kendini ait hissedebileceği liberal partiyi" doğal olarak kurup başına bizzat geçecekti. En az yüzde 20-25 oyu olan yapıcı, uyumlu, üretken bir liberal demokrat parti doğacaktı. Kendisi de diyetini ödemiş, rüştünü ispatlamış bir "devlet adamı" konumuna yükselecekti. Zor, meşakkatli bir yoldu bu.
İkinci yol, her şeyi sineye çekip, bugüne dek söylediği çoğu sözün üstünü çizip, 20 küsur yıllık ustası Putin'e saygı ve vefada kusur etmeden, ona biat ederek sahneyi boşaltmaktı. Medvedev bu "garantici" yolu seçti. Ama kendisine bel bağlayan orta sınıfın gözünde, son dört yılını "sıfırla çarpma" pahasına... "Her şey nasıl da hiç yaşanmamışa dönmüştür" dizesi da oradan aklımıza geldi zaten.
Putin, 12 yıllık fiili iktidarına bir 12 yıl daha eklemenin peşinde. Öfkelerini yavaş yavaş sokağa taşırmaya başlayan muhaliflere gülerek... Kendisine ve yıllardır Duma'da kendilerine verilen rolü oynayıp statükoyu koruma ilkesinden taviz vermeyen sözde "muhalif partilere" güvenerek...
Olur mu, olmaz mı, memleket Rusya olunca onu kahinler bile söyleyemez. Umarız Rusya güzel günlere kavgasız gürültüsüz çıkar.
Bu yazının asıl öznesi olan Medvedev'e dönersek:
Putin'in aslı varken, onun taklidine -her ne kadar en iyi takdir taklit olsa da- Rusya'nın ihtiyacı yok. Ama sistemin sağlıklı işlemesi, tencerenin buharının çıkması için Medvedev'in bir yıl evveline kadar tanıklık ettiğimiz "orijinaline" benzeyen birine her daim ihtiyaç var! Kendisi o elbiseden çıktı, ama elbise için dolduracak birini beklemeye devam edecek.
Kudrin'in , Putin'i eleştirerek vitrine çıkmaya başlaması belki de bu yüzdendir.
Suat Taşpınar
suat@turkrus.com
19/12/2011
Реклама