Türk profesyonellerin yükselişi: Dünya devinin Rusya'yı emanet ettiği bankacı
Özkaya?dan gelen çay davetine icabet ettiğimize, yani geçen hafta başında, o henüz ?beş günlük Moskovalı? idi! Ama şoförüne hiç rahat vermeden, Moskova?yı hızla keşfetmeye başlamıştı bile. ?Başka yerler de önerilmişti ama heyecan vermedi. Oysa Rusya dendiği an hemen kabul ettim? diye, bu şehre tutkulu bir adım attığını da en baştan belli etti.
Paveletskaya?da, ENKA?nın işçi ve mühendislerinin elinden çıkma ofisinde görüştüğümüz Özkaya?nın İstanbul?dan gelirken yanına aldığı tek ?özel eşya? Galatasaray logolu kahve kupası! Yani o da ?bizim? taraftan.
48 yaşındaki Özkaya iki çocuk sahibi. Özellikle 11 yaşındaki kızının (bir de 2,5 yaşında oğlu var) başarılı eğitim hayatını sekteye uğratmamak için fedakarlık yapmış ve onları şimdilik İstanbul?da bırakmış.
Özkaya eğitimini Tarsus Amerikan Koleji sonrası İTÜ?de ve devamında ABD?deki Wisconsin Üniversitesi?nde MBA yaparak tamamlamış. Özkaya?yı kendi cümleleri ile size anlatalım:
?20 yıllık HSBC?liyim. Moskova?ya gelmeden önce Londra?da ve İstanbul?da çalıştım. İstanbul?da kurumsal ve yatırım bankacılığından sorumluydum. Moskova teklifi geldiğinde büyük memnuniyetle kabul ettim. Rusya pazarında ve HSBC?nin Rusya hedeflerinde büyük potansiyel gördüğüm için geldim.?
Özkaya , favori sporlarının futbol ve basketbol olduğunu söylüyor ve ekliyor: ?Bir de morosiklete binmeyi seviyorum.?
Gelin şimdi olaya yakından bakalım:
Bugün ?dünyanın yerel bankası? olarak kendini başarıyla konumlayan HSBC?nin açılımı "Hongkong and Shanghai Banking Corporation". 1865?de İskoçyalı işadamı Sir Thomas Sutherland tarafından, Asya ile Avrupa arasındaki ticareti desteklemek için kurulmuş. Merkezi Londra?da. 87 ülkede 8 bin ofisi, şubesi, 100 milyon kadar müşterisi var. Toplam varlıkları 2,4 trilyon dolar. Sadece marka değeri 28,7 milyar dolar olan bir finans devi...
Bu tabloya bakınca şunu söylemek mümkün:
Yabancı bir bankanın CEO?su olmak tabii ki başlı başına başarı sayılır, ama HSBC gibi bir bankanın, üstelik Rusya gibi ?gözde ve hayati? bir pazarda dümenine geçmek gerçekten bir başka başarı.
Uluslararası dev şirketlerde, kurumlarda, kuruluşlarda Türklerin sayısı artıyor. Bununla gururlanırken bir gerçeği hep hatırlıyoruz: Kimse kimsenin kaşına, gözüne, pasaportuna bakarak vermiyor bu payeleri... Türkiye artık ?1. sınıf expat? üreten ülkeler arasında. Üstelik, dünyanın krizlerle cebelleştiği bir dönemde, ?krizlere ziyadesiyle şerbetli? bir ülkeden heybesi deneyim dolu gelen profesyoneller sayesinde... Muhtar Kent'in şahsında simgeleşen bu başarı öyküsü Özkaya ve diğerleriyle devam ediyor.
Hüseyin Özkaya?ya, başarılarıyla hem Rusya'da, hem Türkiye'de gurur duyacağımız, alkışlayacağımız bir dönem diliyoruz.
15.9.2010
Реклама