Denizde boru, havada bulut...
Avrupa Birliği, Nabucco için sadece “gaz vermeye” değil, somut olarak
uğraşmaya devam ediyor. Enerjide Rusya’ya bağımlılığı azaltma stratejisi
izleyen AB, son günlerde somut bir girişime odaklandı. Türkmenistan
gazı dahil edilmeden Nabucco’nun dolmayacağına iman edilince, gözler
Trans-Hazar projesine döndü.
şimdi Türkmen ve Azeri tarafını, Hazar Denizi’nin altına döşenecek boru
hattına ikna etme çabaları yoğunlaştı. Bunun için iki ülke yetkilileri
Brüksel’de buluşturuldu. Gazdan önce petrolde iki tarafı “kanlı-bıçaklı”
gale getiren sorunu çözmek için AB arabulucu. Hazar’ın tam ortasındaki
150 milyon tonluk bir rezerv paylaşılamıyor. Azeriler “Kapaz” adıyla
işliyor, Türkmenler “Serdar” adını verdikleri aynı petrol yatağında hak
iddia ediyor. Bu yüzden araları limoni. Bu mesele hallolmadan, ortak bir
projeye girmeleri zor.
Türkiye’nin da canı gönülden desteklediği AB planı kağıt üzerinde pek
şık: Türkmen gazı Hazar’ın dibinden geçecek, Azerbaycan’dan çıkacak,
sonra Bakü-Tiflis-Erzurum arasındaki mevcut hattla birleşip Avrupa’ya
kısrak başı gibi uzanacak! Amma...
Zurnanın “zırt” dediği yere gelelim. Hazar Denizi’nin statü sorunu var.
Kıyıdaş ülkeler “göl mü, deniz mi?” karar veremedi. Daha doğrusu Rusya
“belirsiz statü” elinde çok değerli bir kart olduğu için karar vemiyor,
verdirmiyor. “Burası tapulu arazim, çivi çaktırmam” diyor. En son
2007’de Tahran’da yapılan Hazar’a kıyı ülkelerin liderlerinin zirvesinde
de, “Kıyıdaş ülkelerin tamamının onayı olmadan Hazar’a boru
döşenmeyeceğine dair” deklarasyon ilan edilmişti... Bir Rus diplomat
Kommersant’a diyor ki: “Rusya’sız bu sorun halledilemez. Bu durumda
demek ki boru hattı filan olmayacak. Rusya’nın böyle bir şeye izin
vermeyeceğini bile bile bu projeyi ortaya atmak saçmalık.”
Demek ki neymiş: Rusya, Avrupa’da kendi tekelini kıracak bir projenin
önündeki taşı gönüllü kaldırmaz. Kimin onu nasıl zorlayacağı ya da
“ikna edeceği” ise muamma. “Yoldaş Erdoğan” mı? Rusya, Güzey Akım ile
Avrupa’ya daha fazla gaz yollamaya niyetliyken, Nabucco’yla kendine
rakip yaratmaz. 15 yıldır hayali kurulan Trans-Hazar Türkmen boru hattı,
bölgesel ve küresel enerji politikaları için bir kırılma notası. Ama
yıllardır konuşulan bu proje şimdi daha da güçleşti.
Çünkü Avrupa’ya gaz
satmak, artık Türkmenler için “hayati” değil; eskiden Rusya vanayı
kesinci gazını hiçbir yere satamayan Türkmenler, Avrupa yıllardır ninni
söylerken Çin’e kadar boru hattını uzattı ve gazını satmaya başladı
bile. Yani Nabucco olmazsa Türkmenler için artık dünyanın sonu değil.
Gerçi Rusya’dan gazda çok kazık yediklerini düşünüyorlar ama eldeki
tavuk damdaki kazdan iyidir diye bakıyorlar.
Nabucco ve Türkmen gazı, “Batı” için hayati. AB ile birlikte bastıran
Türkiye, eninde sonunda bu sorun yüzünden Rusya ile karşı karşıya
gelir. Çıkarlar çatışır. Ya bir ortak dil-ortak çıkar bulunur, ya da
ilişkilerde bir çıbanbaşı çıkar.
Rusya ile günlük güneşlik günler hep
devam etsin isteriz ama, yaklaşan bulutlara karşı da tedbirli olmakta
yarar var. Kaldı ki “enerjide bağımlılık” dediğiniz, sadece Avrupa
Birliği’nin dert etmesi gereken bir başağrısı değil...
8.8.2010
Реклама