Rusya bugün bir seçim yapsa...
Rusya’da bir şeyler dipten ve derinden değişiyor. ıki yıl önce Putin’in
kendi eliyle başkanlık koltuğuna oturttuğu ‘acemi çaylak’ Medvedev,
artık giydiği elbisenin içini doldurmaya başlıyor. O elbise ilk günkü
gibi pejmürde durmuyor. VTsıOM adlı saygın kamuoyu araştırmalar
merkezi, liderlerin ‘güvenoyu’nu ölçüyor. Herkesin notu, olumlu oy
oranı olumsuz oydan düşülerek bulunuyor. Bu hesapla Putin yaklaşık yüzde
50, Medvedev yüzde 45 ‘güvenoyu’ sahibi. Yani ‘kafa kafaya’ gelmiş
durumdalar.
Bir süredir Moskova’da kendimce bir anket yapıyorum. Konuştuğum
insanlara, bir punduna getirip aynı masum soruyu soruyorum: “Bugün
seçim olsa kime oy verirdiniz? Medvedev’e mi, Putin’e mi? Neden?” Sonuç:
ıbre Medvedev’den yana kayıyor!
Bunun nedenlerine bakmadan önce, yaklaşan 2012 başkanlık seçimi
tahminimi söyleyeyim:
Yeni bir krizle dünya yıkılmazsa Rusya’da bu düzen
değişmez. Kremlin’e geri dönebileceği söylense de, Putin bunu yapmaz,
yaparsa ‘iktidar düşkünü’ damgasını yer. Medvedev ile Putin arasında bir
baba-oğul ilişkisi var ve ‘ihanet’ onların lügatında yok. Bu formül bir
dönem daha sürer. Medvedev başkan, Putin başbakan kalır. 2016’ya kadar
görünen budur.
Peki başa dönersek, Medvedev’in bu yükselişi neden?
Konuştuğum Ruslar
anlatıyor:
“Medvedev yeni neslin temsilcisi. Değişimi gerçekten istiyor.
Taşları yerinden oynatmaya, tabuları yıkmaya çalışıyor. Yolsuzlukla
mücadeleden ekonominin modernizasyonuna kadar her konuda samimi.
ınternet çağını yakalamış bir lider. Ama Rusya’da çok güçlü,
ayrıcalıkları olan bir bürokratik devlet yapısı, düzenin böyle
gitmesinden nasipleniyor. Medvedev’in istediği kadar hızlı ve sert adım
attırmazlar. Ama bir nesil geçtikten sonra değişime onlar da direnemez.
Medvedev hemen meyve yemek istiyor, ama yaptığı iş sadece ağaç dikmek;
meyveyi ancak bir sonraki nesil yiyebilir. Sonuçta Medvedev ülkenin
rotasını doğru tarafa çeviriyor.”
Peki, Putin ne olacak?
Yine sokaktaki adam konuşuyor:
“Putin’in bir
ayağı dünde, öbür ayağı bugünde. Önce devlet, sonra birey diyen
anlayıştan kopamıyor. Çok zor bir dönemde tarihi görev başardı, Rusya’yı
parçalanmanın eşiğinden çevirdi. Medvedev’i aslında emanetçi değil,
halef olarak seçti. Zaman içinde onun yolunu açarsa ve daha fazla kenara
çekilirse ülke için en iyisi olur. Ama bir yandan devletin
zayıflatılması fobisi, diğer yandan iktidarın nimetlerini paylaşan
nomenklatura’nın onun varlığını kendilerine güvence sayması yüzünden
istese de hızla çekilemez. Putin’in ‘gönüllerin milli lideri’ olarak
kenara çekileceği günler, yeni dönemin miladı olur, ama çok yakın
değil... Putin Rusya’nın bugünü, Medvedev yarını.”
ıkinci soruya yatay geçiş yaparsak:
Dış politikada Medvedev’in kendi
gündemini öne çıkarmasının en bariz örneklerinden biri ıran konusu.
Putin döneminde neredeyse kayıtsız şartsız destek gören ıran,
Medvedev’le birlikte bu desteği yitirdi. Dengeler sarsıldı. Medvedev,
kendi dünya görüşü ve algılayışıyla da uyumlu şekilde Batı ile ‘ortak
dil’ bulmanın, ‘ortak tehlike’ tanımını genişletmenin adımlarını atıyor.
Burada Putin ile farklılığı öne çıkıyor. Hatta Rusya’nın alışılmış ‘tek
ses’ politikasında çatlak olduğu izlenimi doğması pahasına. Tabii bu
duruma kaygıyla bakan, bunun Rusya’yı ‘korkulan, sağı solu belli olmayan
ama güçlü ülke’ pozisyonundan ‘uyumlu, Batı’nın suyuna giden’ ülke
pozisyonuna sokmakta olduğunu söyleyip öfkelenen bir kesim de yok değil.
Rusya değişimi kendi içinde yavaş yavaş yaşıyor. Çatlaklardan sızıntı
olmasına bakarak bunu görmek mümkün.
30.5.2010
Реклама