Gazı çıkan ağır mevzular
ıtalyan enerji devi Eni’nin CEO’su Paolo Scaroni, Cambridge Enerji
Araştırma Ortakları’nın Houston’da düzenlediği konferansta (CERAWeek)
özetle dedi ki: “Bütün ortaklar Nabucco ve Güney Akım boru hatlarının
güzergahının hiç değilse bir kısmında birleştirme kararı alırlarsa, biz
de işlem maliyetlerini ve yatırımları indirir, toplam kazancı
artırabiliriz.”
Gazprom’un stratejik ortağı, Güney Akım’ın direği, Putin’in kadim dostu
Berlusconi’nin siyaseten destek verdiği Eni’nin CEO’sudan gelen bu
öneri, Rus Newsweek dergisine konuşan ismi meçhul bir Gazprom
yetkilisine göre, ‘ihanet’ sayıldı. Newsweek de bu gelişmeleri, “Güney
Akım projesi pratikte mezara gömüldü, Gazprom Avrupa pazarında kan
kaybediyor” diye büyüterek verdi. Kimi Rus medya organınında da,
Scaroni’den gelen önerinin zaten çok pahalı olan Güney Akım’a darbe
vurduğu yorumları tazelendi.
Ruslar da tıpkı biz Türkler gibi duygusal bir millet. Orta yolu bulmakta
zorlanıyorlar. ıfret ile tefrit arasında kolay sallanıyorlar.
Batılıların duyguları sinsice gizleme meziyeti onlarda da güçlü değil.
Bir kere serin kanlı bakılınca Scaroni’nin kast ettiği, ‘iki dev boru
hattının bazı bölümlerini birleştirme’ gibi duruyor. Yani adama arkasını
sorsalar, belki “ıki boru hattı, kendi gazını Balkanlar’a kadar farklı
yollardan taşıdıktan sonra, Avrupa’da zaten aynı yolu izleyecekleri için
artık birleşsinler, maliyet azalsın” diyecek, ama konu dev enerji
projeleri olunca tepkiler de sert ve alıngan oluyor.
Bu boru hatları mücadelesi daha çok anlaşmayı çöpe yollar gibi
görünüyor. Gazda da, petrolde de... Denizler çok dalga kaldırır, çok
köprüyü atar gibi. Ama Scaroni’nin sözlerini ‘dost uyarısı’ diye
algılamak yanlış olmaz. Güney Akım, Rusya’nın Avrupa’da tek kelimeyle
‘gaz tekeli’ olmak için hayati saydığı proje. Kuzey Akım ile Baltık
üzerinden Almanya’ya bir başka hatla da gaz taşıyıp, artık Rusya’ya yan
bakacak gaz projesi bırakmama planı... Ama AB ve ABD, Türkmen gazını
Rusya’ya alternatif hatla Batı’ya taşıyarak tekel oyununu bozmak
istiyor.
Ortada o kadar çok soru var ki: Türkmenistan Nabucco’ya gaz verecek mi?
Verirse bu gazın taşınması için Hazar Denizi’nin altına boru hattı
döşenmesine Rusya ‘Hazar’ın statü sorunu’ gerekçesiyle kesin karşıysa,
bu boru nasıl ve nereye döşenecek? Döşenemeyecekse ve bu durumda
alternatif ıran üzerinden yollamaksa, buna 15 yıldır muhalif olan ABD,
bugünkü daha berbat şartlarda izin mi verecek?
Öte yandan Rusya, Güney Akım’ı, maliyeti arttırma pahasına Türkiye’nin
Karadeniz’deki ekonomik sularından geçirmeyi sırf o dönem Ukrayna’da
‘Turuncu Devrim’ iktidarı Moskova’yla kavgalı diye istediyse, şimdi
Rusya ile barışık Yanukoviç iktidara geldiyse; Türkiye’ye artık gerek
kalmayacak mı? Ya da Türkiye’nin Rusya’ya yıllardır ısrarla söylediği,
“Gelin 2. Mavi Akım ya da Güney Akım’dan evvel, mevcut Mavi Akım’ı tam
kapasite kullanalım, bizim ihtiyacımızdan fazla olan gazı birlikte
Avrupa’ya satalım” teklifine hep “Siz transit ülkesiniz, sizi satıcı
yapmayız” diye takoz koyan Rusya, son yakınlaşma ekseninde gevşeyecek
mi?
Sadece Ukrayna’daki çürümüş boru hattı sistemini yenileyerek AB’ye çok
daha fazla gaz satmak varken, Güney Akım rasyonel mi? Krizde AB’den gaz
talebi azalmışken, fiyat indirimi kaçınılmaz olmuşken, Gazprom’un
korkulu rüyası olan hem sıvılaştırılmış gaz hem de yaygınlaşan yeni icat
‘kömür ve diğer tortulu şist türü madenlerden üretilen alternatif gaz’
pazara hızla girerken, Avrupa iki-üç boru hattını zor çekecekse, Eni’nin
CEO’sunun önerisi ‘mecburi istikamet’in ayak sesi mi?
Bir pazar yazısı için ağır konular... Ama herkes birbirine gaz verip
dururken, geldiğimiz noktanın muhtemelen geleceğimiz yerin çok uzağı
olduğunu, paradigmanın iflasa yaklaştığını, uzlaşmanın seçenek değil,
şart olduğunu, kırk yıldır bildiği türküyü söyleyerek geçinip gidenlerin
hayatın gerçekleriyle yüzleşme zamanı geldiğini düşünmek farz.
Muhafazakâr enerji politikaları körün değneğini bellemesiyle
özdeşleşmeye başladıysa, gözü açılanlar ‘kör’ü sopalamaya başlar.
Gazprom ve Rusya’nın daha gerçekçi politikaları düşünme zamanı geldi.
Sovyet devrinde değiliz: ‘Devasa’ değil, ‘kazançlı’ işler peşinde koşmak
lazım.
21.3.2010
Реклама