Rusya'ya şaşı bakıp şaşıranlar
“Önyargılar en kanlı katillerdir” diye akıllıca edilmiş bir laf var.
Kim söylemişse ağzına sağlık. Önyargılardan musdarip olmayanımız var
mı? Mümkün değil. ışte Rusya ve Ruslar da, özellikle Batı’da bu
önyargılardan en fazla canı yanan milletlerin başında. Örneklerin de
bini bir para...
Bildik hikayeyi yeniden tazeleyen, kapanmamış yaraları bir kez daha
dağlayan yazıyı geçen haftaiçi Wall Street Journal’dan gördük. Dünyada
gazete deyince isminin peşine kara tren katarı gibi sonu gelmez
övgü-ağırlık sıfatları eklenen, iş aleminin ‘kutsal kaynak’ muamelesi
yaptığı bu gazetede bir başyazı yayınlandı. Konu, Vancouver Kış
Olimpiyatları’nda Rusya’nın başarısız olması, buna Medvedev ve Putin
başta olmak üzere, Rusya’da herkesin büyük tepki göstermesiydi.
Eh, kolay mı? Çarlık devrinde, 1912’de kış olimpiyatlarına ilk kez
katıldığında bile daha iyi sonuç almış Rusya... Sen hem ‘kış ülkesi’
diye geçin, hem de ‘kış olimpiyatları’nda 11’nci sırada nal topla.
Olacak iş değil! 110 milyon dolar parayı bol keseden saç, karşılığında
esamen okunmasın. Medvedev ve Putin ateş püskürürken, Olimpiyat
Komitesi başkanın bileti kesildi. şimdi yerine oligarkların en zengin
ve en gençlerinden, New Jersey Nets basket takımını satın alarak sükse
yapan, yaz tatillerinde Çeşme’yi su yolu yapan Mihail Prohorov’un adı
geçiyor. 2014
Soçi Kış Olimpiyatları kapıda va maazallah evde alınacak
bir hezimet de başka şeye benzemez!
Bu kısa ‘fuzuli olimpiyat-magazin malumatları’ arasından sonra sadede
geliyorum. Wall Street Journal’ın advertoryal yazısında anafikir olarak
dendi ki: “Bu başarısızlığın nedeni Rusya’da demokrasi olmamasıdır.
Vancouver’da en fazla madalya alan dört ülke, serbest pazar
demokrasileri. Putin, öfkeleneceğine demokratik toplum yaratsın, o
zaman Rusya altınları kazanır.”
Olimpiyatlarda altın, gümüş, teneke madalya fark etmez; tabii ki
Rusya’ya daha fazla demokrasi gelsin. Ona itirazımız yok. Ama zurnanın
‘zırt’ dediği bir yer var. ışte bu yüzden Wall Street Journal’ın bu
‘yüksek’ analizi bizi düşüncelere gark etti... “Rusya’da demokrasi
olsaydı, olimpiyatlarda daha çok altın kazanırlardı” diyorlardı, ama
kısa bir araştırma yapınca gördük ki, kazın ayağı hiç de öyle değil;
Wall Street dahil pek çok Batılı ‘saygın’ yayın organı, Rusya’ya
‘çakmak’ için bahane aramak ve bazen de işin suyunu çıkarmak
hastalığından vazgeçmiyor. Önyargılarını mermi yapıp namluya sürerek,
bitmeyen bir ‘sürek avı’na devam ediyor. Neden mi?
Mesela 2008 Pekin Yaz Olimpiyatları’nda en fazla madalyayı Çin
kazanmış. Çin ve demokrasi kelimeleri yan yana ne kadar şık duruyor?
Rusya da ABD’nin ardından üçüncü olmuş. Yani ‘Wall Street kriterleri’ne
göre, Çin ‘demokrasinin beşiği’ olmalıymış... Ya da Atina 2004
Olimpiyatları. ABD birinci, ama Çin ve Rusya gibi ‘demokrasi özürlü’
iki ülke hemen ensesindeymiş... Olimpiyat tarihi, kimsenin
önyaragılarına meze olmayacak kadar farklı veriler sunuyor. Yani
Vancouver’a bakıp, “Nerede serbest pazar demokrasisi varsa orada çok
altın madalya var” diyerek boş konuşmuş Wall Street.
Tamam Rusya’nın elle tutulmayacak çok yanı var, eleştirmeye başladınız
mı, sonu gelmez. Ama kardeşim insaf! Tıpkı Türkiye’nin yıllar boyu
musdarip olduğu gibi, çifte standartlarla, elde nalıncı keseri yontup
durarak da nereye kadar varılır?
Genellikle boş ve şovenist lafların
adamı olan NATO’daki Rus temsilcisi Dmitri Rogozin, (duran saat bile
günde iki kez doğru zamanı gösterir misali), “NATO’nun Rusya
planlarının barışçı olduğunu kanıtlayana 1 milyon dolar vereceğim”
derken haksız mı? Batı’nın Rusya’ya karşı samimi ve objektif baktığını
ispatlayana bir 1 milyon dolar da ben vereceğim diye esip gürlesem mi?
7.3.2010
Реклама