PAZAR YAZISI/ "Kibirli Türkler hariç, Türkiye'yi tek geçerim!"
Yıllardır Rusya turizm pazarında Türkiye “1 numara”. Bu yıl da ilk 10
ayda 2,4 milyon Rusya vatandaşı Akdeniz’in sıcak sularına inmiş. Geçen
yıla kıyasla yüzde 6.5’lik bir düşüş var ki, bu kriz-kabus ortamında,
bundan iyisi can sağlığı. ışte Türkiye’nin ensesinde değilse de,
gerisinde Mısır var. Yani kitlesel turizmde başı çeken iki ülke...
Aslında Mısır “dört mevsim” Kızıldeniz’de kulaç atılan iklime sahip,
ama deniz sezonu altı aydan fazla sürmemesine rağmen Türkiye açık ara
önde. Neden? Çünkü, hem yakın, hem fiyat makul, hem oteller güzel, hem
deniz-kum-güneş ideal, hem “herşey dahil” kolaylığı var, hem vize yok.
Yani Türkiye’nin eline su dökecek yok.
Yine de Komsomolskaya Pravda gazetesi adet yerini bulsun diye
okurlarına “Hangisini seçersiniz?”diye sormuş. “Mısır Türkiye’ye karşı”
başlığıyla da sonuçları yayınlamış. Ruslar ne demiş, kulak verelim:
Valeria adlı bayan, “Sarışınlar Türkiye’ye!” diyor. Gerekçesini
anlatırken de, Mısır’da sokakta rahat yürüyememekten, tacizden,
“evlenme tekliflerinden” yaknıyor ve ekliyor: “Türkler daha
entellektüel davranıyor. ‘Nataşa-deri kaban’ edebiyatı yok.”
Lyubov adlı hanım iki tarafı da kırmak istemiyor. “He Türkiye, hem
Mısır” diyor. “Türkiye’ye sırf plaja gitmemek lazım. Ben kocamla
Efes’e, Pamukkale’ye, Demre’ye, Kapadokya’ya gittim. Hıristiyanlar için
kutsal mekanları gördüm. Yani kültür ve eğlence programını birlikte
yapmak mümkün. Kıyaslarsam Türkiye Mısır’dan çok daha güzel. Çılgın
sürücüler yüzünden kazaya kurban gitmek istemiyorum” diyerek Mısır’dan
sık gelen kaza haberlerini hatırlatıyor...
Anna L. adlı hanımefendi bir başka taraftan bize koltuk çıkıyor:
“Türkiye’de bahar, yaz, sonbahar var. ıklimde sert değişiklik riski
yok. Ama Rusya’nın kışından çıkıp da Mısır’ın sıcağına gitmek bence
salakça.”
“Viki” rumuzuyla yazan Viktoria adlı kardeşimiz vatandaşlarına kızıp
bizi harcıyor: “Türkiye Soçi’den bir gömlek daha üstün. Etrafta sadece
bizim sarhoş Rusçasını duyuyorsun. Mısır daha iyi, hiç değilse biraz
egzotik. Ama cennet derseniz Kanaryalar, Maldivler, Goa, Dominik!..”
Vetro soyadıyla yazan saygıdeğer okur diyor ki: “Mısır’da otelden
dışarı adımını atar atmaz toz içinde, gürültülü şantiyeler karşına
çıkıyor. Türkiye sonuçta daha medeni.”
“Kokorikok” imzasıyla yazan vatandaş bizi anında satıyor. “Oyum
Mısır’a!” diyor. “Deniz, balık, yemekler, her şey süper! Mısır’ın
yemeklerini beğenmeyenler evlerinde sırf ıstakoz yiyor herhalde!” diye
dalgasını geçiyor ve ekliyor: “Mısırlılar mizah duygusu güçlü,
çocuklarla ilgili, kibirli Türkler gibi değil.” Ama “Otellerde
çalışanları kastediyorum” diyerek de gönül alıyor.
Liliya hamım kızımızın ağzı yanmış, yoğurdu üflemekte! Diyor ki:
“Türkiye’yi tek geçerim!” Sona akıl veriyor: “Sadece kibirli Türklerin
olmadığı iyi bir otel seçmek lazım.” Bu arada “kibirli Türkler”den
kastın, Rus turistlere tepeden bakan “yerlileler” olduğu malum.
Aleksandr’ın gerekçesine sözümüz yok: “Kimileri için tatil sabahtan
akşama ‘Ultra All’, kimileri için dalış, rüzgar sörfü... Ben tüm
kalbimle Mısır’ı seçerim.” Dalışa sözümüz yok da, adresini bilsek
“Alaçatı. ımza: Bir dost” diye mesaj atasımız geliyor.
Natalya adlı okur, muhtemelen kişisel tarihinde “Nataşa” sataşması da
yaşamadığı için coşkuyu veriyor: “Türkiye harika, medeni bir ülke.
Deniz, dağlar, çamlar ve palmiyeler birarada. Temiz, güzel, kimse sizi
rahatsız etmiyor. Yalnız sıkıcı Antalya’ya gitmeyin, derdiniz denizse
güney batı kıyıları var. Oralar olağanüstü güzel.”
ışte Rus turistlerin penceresinden, onların cümleleriyle Türkiye.
Enseyi karartmayalım. Yerli turistlere bile Türkiye sorulsa bu kadar
“çatlak ses” yine çıkardı! Yani Ruslar bize karşı bizim kadar acımasız
değil!
6/12/2009

Реклама