Adaletin kaç para gospadin?
Ama durun bir dakika... Bu 41 yaşındaki velet, bu serveti krizden
evvel 28 milyar olan kerata, bu krizle borca batan, yine de ölüsüne
bile 3.5 milyar dolar değer biçilen hacıyatmaz Oleg Deripaska değil mi
o? Hani geçenlerde bir fabrikasını kapatıp işçileri sokağa atarken
Putin’in kameraların önünde kalem fırlattığı, mecburen tornistan edip
uzlaşma belgesini imzalayan o boynu bükük oligark... Ta kendisi!
Kremlin’de, ‘oligarklar kulübü’ üyelerini kabul eden Medvedev’e, daha
basına kapalı bölüm başlamamışken, kameraların önünde cesaretle diyor
ki: “Adalet sistemi batak. Aracılara para yedirmeden mahkemelerden adil
karar çıkarmak mümkün değil. Herkes, işini halletmek için hakimlere
rüşvet vermek gerektiğini biliyor.”
Medvedev eski hukukçu. Nerede ne olup bittiğini bal gibi de biliyor.
Diyor ki: “Bu söylediğinizi yapan insanlar hapse atılmalı. Peki ama
istenen paraları kim veriyor? Siz! Yani işadamları. Dilekçe yazın,
savcılığa, içişleri bakanlığına veya FSB’ye başvurun.”
ışte zurnanın zırt dediği yer... ışte bu ülkenin iliğini eriten hastalık... ışte gelecekten yana umudu pire, umutsuzluğu deve yapan gerçek:
Rusya’da çoğunluk ‘adalet’ istemiyor; ‘kendisi için adalet’ istiyor. Deripaska’nın ‘adil karar’ saydığı şey, parayla, iltimasla satın alınan karar.
Yani ‘gospadin Deripaska’, pek çok benzeri gibi, on küsur yıl boyunca
servetini aynı yollarla yaparken, zirvelerde uçarken Rusya’da bir
adalet sorunu yoktu. Yeltsin’in torunuyla (damadının ilk evliliğinden
olma kızı) evlenip kapıları açarken, ayrıcalıklarla donanırken, her
dokunduğunun altın olacağına iman etmişken Rusya’dan memnundu.
Rockfeller’ın “ılk milyon dolarımı nasıl kazandığımı sormayın, sonraki
her cent’in hesabını vereyim” lafını şiar edinmişti. şimdi şemsiye tersine dönünce ‘adalet savaşçısı’ oluyor!
şimdi bir hülasa yapalım: Putin rejimi 10. yılını doldurdu. Bir 10 yıl
daha sürmemesi için -şu anki şartlarda- bir neden yok. Petro dolarlar
sayesinde yokluk, sefalet yılları geride kaldı. ‘Yönetilen demokrasi’
diye bir kılıf uydurulan ‘güçlü merkezi yönetim-demir yumruk’ sayesinde
terör-toprak bütünlüğü sorunu da -büyük ölçüde- halloldu. ‘Enerji süper
gücü’ olarak Rusya’nın itibarı, gücü geri geldi. Ama ‘hukuk devleti’ni
bir yana bırakın; Rusya’yı sıradan insanların hayatında ‘kanun devleti’
yapmak bile hala mümkün olmadı.
Medvedev’in huzurunda yakınan oligarka
bakıp, sokaktaki vatandaşın halini anlayın işte... Hayatın her
alanında, en basit hakları bile, parası ya da ilişkileri olmayınca
çiğnenen, bürokrasinin “Sen bir hiçsin!” diye sürekli kafasına vurduğu
halk, ‘insanca muameleye’ hasret.
Rusya’da otuz iki dişi birden ışıldayan bir bürokrasi canavarı, koca bir
milletin kanını, iliğini emerek semiriyor. Putin de, Medvedev de bunun
farkında ve çıkış arıyor. Son günlerde rüşvet ve yolsuzluktan hapse
atılan bürokrat sayısının hızla artması bunun işareti.
Rusya’nın
çukurdan çıkması, bu savaşın kazanılmasına bağlı. Ama halkta “Böyle
gelmiş böyle gider” kaderciliği hala egemen. Onlar da “Bana dokunmayan
yılan bin yıl yaşasın” hallerinde. Oysa Türkiye’nin bile son 20 yılda
aldığı mesafe Rusya’ya iyi bir örnek. Trafikteki rüşvetten mahkemlerde
hak aramaya kadar, iyiye gidiş dışarıdan bakınca çok daha net.
Putin rejiminin henüz hiçbir zafer kazanmadığı tek bataklık bu.
Kurumazsa, Rusya kuruyacak.
Adalet, Deripaska’lar için değil, herkese
lazım...
25.10.2009
Реклама