Bu imzaların arkasında durulursa...
Türkiye’nin “dünya enerji kavşağı” olma iddiası, ilk kez ete kemiğe bürünmüştür. Vaktiyle Bakü-Ceyhan yapılırken “Rusya’ya rağmen” bu yolda ilk önemli adım atılmış, şimdiyse “Rusya ile birlikte” bu ünvanı perçinleyecek projeler için kollar sıvanmıştır.
“Rusya’ya rağmen”den “Rusya ile elele” noktasına gelinmiş olması, Rusya’nın “reel politik” ile yüzleşmesi kadar, Türkiye’nin dış politik başarısıdır.
Putin Nabucco’ya dair bugüne kadarki en yumuşak söylemini dün Ankara’da ifade ederek, “Bu projenin de şansı olabileceğini” söyleyerek, Türkiye’yi zor duruma düşürmekten kaçınmıştır. Erdoğan da, Burgaz-Dedeağaç için aynı yaklaşımı sergilemiştir. Dün liderlerin medya önünde sergilediği uyum, kapalı kapılar arkasında tam mutabakat sağlandığının, “ortak dil” bulunduğunun işaretidir.
6 Ağustos 2009 tarihi, Türk-Rus ilişkilerinde yeni bir “milat” olarak not edilmelidir. Eğer bu gün atılan imzalara taraflar sadık kalırsa ve sonuna kadar gidilirse, Türkiye ile Rusya artık “sözde” değil “özde” stratejik ortaktır. Dünyaya satacağı gazın önemli bölümünü deniziyle, toprağıyla Türkiye’ye emanet eden Rusya’nın bundan başka türlü düşünmesi zaten mümkün değildir. Yılda bir kez başbakanların liderliğinde, icraatçı bakanların katılımıyla zirve geleneği başlatılması bile bu “stratejik ortaklığın sekreteryası” hükmünde görünmektedir.
Ne Türkiye ne de Rusya, bu büyük enerji ortaklığına gölge düşürecek “ikincil” sorunları artık ortada bırakmamalıdır. Türk mallarının Rus gümrüklerinde yaşadığı sorunlar bunların başında gelmektedir. Putin’in “yeşil koridor” vaadi tez elden gerçekleşmeldir. Liderlerin kararlılığına rağmen, hangi gerekçeyle olursa olsun bu sorunları çözmeyen bürokratlar, yöneticiler iki ülkenin ortak çıkarına ihanet etmiş sayılmalıdır.
Kıbrıs’tan Dağlık Karabağ’a, Gürcistan’dan Kafkasya ışbirliği Paktı’na kadar, “siyasi gündem” tahmin edildiği gibi “ekonomik gündem”in gerisinde kalmıştı. Ya da bu konuların önemli bir bölümü, yine perdenin arkasında tartılşılmaya devam edecektir.
Putin’in Ankara gezisi iki ülke için tek kelimeyle “başarı”dır. şimdi atılan imzaların, verilen sözlerin arkasında durulmasıyla iki ülke, ekonomik krize rağmen müthiş bir ivme yakalamanın eşiğindedir.
6 Ağustos 2009'u bir kenara not edin. Siz etmeseniz de tarih kitapları muhtemelen edecektir...
6.8.2009
Реклама