Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

Perşembenin ve Putin'in gelişi

 

Rusya, kaygan zemindeki enerji mücadelesinde Türkiye’nin “tamamen kendi safında” olamayacağını biliyor. “Tamamen karşı safta” olmayacağını da görüyor. Türkiye bugün gerekten “köprü ve kilit ülke” durumunda. Bu iddia Soğuk Savaş yıllarında edildiğinde komik kaçıyordu; çünkü kendi ayakları üzerinde duramayan Türkiye aslında NATO’nun “ileri karakolu”ndan öte değildi.

Oysa son 20 yılda müteşebbisi devletin önüne geçen, üretmeyi ve dünyaya satmayı öğrenen Türkiye, stratejik konumunun da sayesinde içerideki kayıkçı kavgalarına rağmen-  enerjide ve bölgesel poltikalarda ciddiye alınır oldu. Rusya Türkiye’ye Putin ile birlikte “ciddi” bakmaya başladı. Yeltsin devrinde muhatap bile alınmazdı. Çeçen-PKK kartları havada uçuşurdu. Putin, ekonomiden politikaya kadar, Türkiye ile husumetin yarar getirmeyeceğini net olarak gören ilk Rus lider oldu. Husumetin gömdüldüğü, rekabetin yontulduğu, işbirliğinin öne çıktığı dönem, 1999’da Ecevit’in Moskova ziyaretiyle aralandı, Putin’in 2004’te Ankara’ya yaptığı resmi ziyaretle bu kapı ardına kadar açıldı.

Son bir-iki yıldaki durgunluğu ve hatta bazı alanlardaki gerilemeyi saymazsak, beş yıl kadar bir “yükseliş devri” yaşandı. Mavi Akım karşılıklı bağımlılık sağladı. Turizmde her yıl Türkiye’ye gelen 2 milyondan fazla turist sayesinde Rusya’da Türkiye imajı değişti, halkın gözünde de “dost ülke” kategorisine girer oldu. Türk şirketleri Rusya pastasından, vizyonları ölçüsünde payını aldı. Yüz binlerce Türk işçi ekmeğini Rusya’dan kazandı. Siyasette Ankara’nın son Kafkasya ışbirliği Paktı önerisi en azından reddedilmedi, mesafe
alınmasa da, karşılıklı yumuşamaya yardımcı oldu.

Ama tabii ki sorunlar yok değil... Son bir yıldır Türk mallarına Rus gümrüklerinde çıkarılan zorlukları, saygın gazetelerden Nezavisimaya bile “ilan edilmemiş ticari savaş” diye verdi. Hala bunun bir devlet politikası olmadığını, bürokratlar ile bir kısım işadamları arasında özel çıkar hesaplarından kaynaklanan bir ayıp olduğunu düşünenler az değil. Ama sorun da öylece ortada duruyor. Ya Türkiye bu konuda kararlılıkla bastırmıyor, ya da Rusya’da bazı engeller aşılamıyor...

Bir başka sorun, bazı büyük özelleştirme ihalelerinde Rus ayaklı konsorisyumların (Petkim ve Tüpraş) önce kazanıp sonra farklı nedenlerle kaybetmelerinin açtığı yara. ışadamlarını dünyaya açılmaya zorlayan Moskova bunu unutmadı. Dev silah projelerinden de umduğu payı alamadı. şimdi nükleer santrali bekliyorlar. Kimi kaynaklara göre, “Eğer Putin’e nihai anlaşmanın imzalanacağı garantisi verilmeseydi bu gezi gerçekleşmeyebildirdi”. Perşembeyi bekleyip görelim.

Enerjide tablo çok karışık:

 Mavi Akım’ın arkası gelmedi. Rusya Türkiye’ye “Gelin 2. Mavi Akım’ı yapalım” dedi, Türkiye Nabucco’ya takoz olacağı için kabul etmedi. Onun alternatifi Güney Akım’a çağırdı, kabul görmedi, Nabucco’ya davet aldı. Muhtemelen, “Siz önce Samsun-Ceyhan petrol boru hattını kabul edin, biz de 2. Mavi Akım’a adım atalım” pazarlığı yapıldı, yapılıyor.

Enerji projelerinde tam bir satranç oynanıyor. Gazda Rusya Türkiye’ye reeksport izni vermediği, sadece Ukrayna gibi transit ülke yapmak istediği için Türkiye soğuk. Samsun-Ceyhan’da hem “Yüzde 51’i bizim olmayan projeye girmeyiz” dediği, hem de Türkiye’yi güçlü petrol oyuncusu yapacağı için Rusya mesafeli... şu an Nabucco’ya rakip gibi göstermemek için “2. Mavi Akım’la Türkiye üzerinden ısrail’e gaz yollayacağız” deniyor. Yarın bu proje başlar ve ilerlerse, Hazar’ın statüsü dahil pek çok gerekçeyle Nabucco’nun engellenebileceğini ve 2. Mavi Akım’ın yönünün Avrupa’ya çevrilebileceğini düşünenler az değil.

Bulgaristan’da Moskova karşıtı hükümet işbaşına gelince, Türkiye’yi baypas edecek gaz (Güney Akım) ve petrol (Burgaz-Dedeağaç) projeleri tehlikeye girdi. O yüzden Rusya’nın dümeni Türkiye’ye kırma ihtimalinden söz edenler var. Yazarken benim başım döndü, sizin halinizi tahmin ediyorum!

Son tahlilde Türkiye-Rusya ilişkileri bahar havasında değil, ama kışı da yaşamıyor. “Gümrük gölgesi” var: Küresel krize bir de bu sorun eklenince, ihracatta Rusya Mısır’ın bile gerisine düşmüş durumda. Diğer “baba” meseler kritik dönemeçlerde. Boru hatları mücadelesi iniş-çıkışlarla devam edecek.

Ama mühim olan Ankara-Moskova hattının açık olması. Erdoğan ile Putin’in kurduğu ilişki, önemli bir artı. Fakat son yıllarda “bal yapmayan arı gibi” dolaşıp durdukça, zaman ve zemin kaybetme korkusu da artıyor. ılerleyemeyen ilişkiler geriliyor.

Ticarette gerileme bariz. Enerjide “karşıklı bağımlılık” yaratacak yeni projeler lazım. Türkiye, Nabucco’dan olabildiğince bağımsız, yeni büyük projeler için Moskova’yla ortak yol bulmalı.

“Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” derler ama Putin’in Perşembe günkü gezisi öncesi neler olabileceğini tahmin etmek, bulanık suda balık avlamaktan farksız... Sadece “enerjik” bir gezi olacağı  kesin!

2.8.2009

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Hayatınız ve işiniz için 2023'e kıyasla genel 2024 beklentiniz nedir?



©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама