Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

Sen kimsin, peki ama Lena nerede?

 

O anda evin telefonu çaldı. Ürktüm. Saat gece yarısını geçmişti. Bizim evin telefonu, neredeyse sadece torunla hasbıhal etmek isteyen aile büyükleri aradığında çalar. Bu saatte çalarsa ya kötü haber ya da yanlış numara olması icap eder. Kitabı elimden attım. ıkinci çalışına izin vermeden, ok gibi fırlayıp ahizeyi kaptım. Hatun uykunun en tatlı yerinde olmalıydı. Uyansın istemedim. Karşıdan boğuk bir erkek sesi, sadece “Alo” kısmını anlayabildiğim bir şeyler geveledi. O kadarını bile ağzına tıktım. “Yanlış numara” dedim sessizce, kapattım.

Kitabı tekrar aldım. Alain de Botton namıyla maruf, yeni yetme ahir zaman feylezofunun ‘Seyahat Sanatı’na daldım. “Yaşam bir hastanedir, hastalar sürekli yattıkları yeri değiştirme saplantısı içindedir. Bir hasta, kaloriferin yanında acı çekerse cam kenarına geçince her şeyin daha iyi olacağını düşünür” diye Baudelaire’den hastalıklı gezgin ruh halini naklediyordu. Onu da çizdim.

Telefon yine çaldı. Zaten bekliyordum. Tıpkı postacı gibi, yanlış arayan da telefonu iki defa çaldırır. Daha ilk ses soluklanamadan yine ahizeyi kaptım. Hatun kımıldadı, ama uyanmadı. Aynı boğuk ses, hafif ayılmış gibi, öfkeyle sordu:

“Sen kimsin?”
“Kimi istiyorsunuz?”
“Sen kimsin!? Lena nerde? Lena’yı ver bana!”
“Yanlış numara çevirdiniz diyorum size. Burada Lena diye biri yok. Güle güle.”
“Dur kapatma! Numara 4..... değil mi!?”
“Evet, numara doğru, ama herhalde yanlış kodla çevirdiniz. Kodu kontrol edin”
“Yanlış filan yok! Sen kimsin? Lena nerde?
Sen ne yapıyorsun orada lanet olasıca?!”

Birbirimizi anlamadık. Anladıysak da yanlış anladık. Israr etmedim. Adı Lena olmayan bizim hatunu da uyandırdık istemeden. Telefonu kapattım, bu saçma diyaloğun sabaha dek sürebileceğini düşünüp fişten çektim. “Gündüz de kuaför diye arıyorlar” diye uykulu gözlerle mırıldandı eşim.

Sonra sırtını dönüp, rüyasını kesilen yerden yakalamak ister gibi hemen horlamaya başladı.
En son yine Baudelaire’den “şu anda bulunmadığım bir yerde bulunursam daha iyi olacağım yanılsamasını yaşamışımdır hep; bu hareket etme tutkusunu sonsuza dek ruhumda yaşayacağım” kelamını okudum, mutabık kaldım ve tam ışığı söndürüp yatıyordum ki, hesap etmediğim bir şey oldu.

Telefon yine çaldı! Ama bu kez salondaki ve çalışma odamdaki iki paraleli. Öfkeyle fıralayıp koşturdum, salondakini açtım. Hangimizin önce bağırmaya başladığını söylemem zor. Yine Lena’yı sordu, ben hala yanlış yaptığını söyledim. Fişi çekip, uzamaya meyyal sohbetimizi bitirdim. Söylene söyleye kafayı vurup yattım.

Öğlene doğru odamda haberlere dalmışken, bu kez masadaki üç numaralı paralel hat çaldı. Açtım. Düzgün bir erkek sesi iyi günler diledi. “Sizden çok özür dilerim. Dün gece gerçekten yanlış kodla çevirmişim. Sizi o kadar geç saatte rahatsız ettiğim için yeniden özür dilerim” dedi.

şaşırdım. Bu Allahın tatlı belası ülkede, böylesi deli saçması bir olayın üstüne birinin sizi arayıp özür dilemesi ihtimalinin, domuzun kıçında elmas görme ihtimaliyle aynı olduğunu düşündüm. Güldüm.

“Neyse mühim değil, Lena nasıl?” dedim. Hat kesildi.

22.2.2009

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Yıl biterken Rusya'daki işlerinizi geçen yıla kıyasla nasıl değerlendiriyorsunuz?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама