SSCB'yi, Yeltsin'i götüren petrol...
şaka kaldıracak halimiz yok. Bindiğimiz alametin istikameti meçhul.
Devlet büyüklerini dinleyince “Yırtarız” diyoruz, rakamlara bakınca “Yandık” diye tırsıyoruz.
Geçen yaz Rusya’nın rezervleri 600 milyar dolara dayanmıştı. Hesapta “huzur, güzen ve istikrar adası”ydı. Herkesin kulaklarından para fışkırıyordu.
Ne zamanki Gürcistan savaşı çıktı, pusuda yatan kriz de tetiklendi. Rezervler geçen hafta 386,5 milyar dolara kadar düştü.
1 Ağustosta dolar 23,5 ruble idi, bugün sokakta 37 rubleye dayandı. Devalüasyon yüzde 50’yi geçti. Nerede duracağını bilen yok. ışsizlik patladı. 100 küsur milyar dolar sermaye girişi bekleniyordu, tam da o kadar sermaye kaçışı oldu. Bütçe yıllar sonra esaslı bir açık verecek.
Hükümet, yüzde 8’lere alışılmışken bu yıl ekonomik büyümenin “sıfır”lanacağını söylüyor. Onlar bile böyle diyorsa, demek ki resesyon artık kaçınılmaz...
Piyasanın kalbindeki işadamlarıyla, bankacılarla sohbet ediyorum. Kimsenin tadı yok.
Bir bankacı, “Petrol fiyatı daha da düşerse ekonomik kriz zamanla siyasi krize dönüşebilir. Yakın tarihe bakınca, petrol 10 dolara düşünce ne SSCB’nin ne de Yeltsin’in dayanabildiğini görüyoruz. Bugün 20-30 dolar aynı zemini hazırlar” diyor.
Bir başkası herşeye rağmen hükümetin şu ana kadar krizi kötü yönetmediğini söylüyor: “Devalüasyonu zamana yayarak halkın panik olmasını, döviz büfelerine hücum etmesini önlediler. şu an rezervleri çarçur etmemek için ter döküyorlar ama ortalık yamyam dolu, işleri çok zor. Harcanan paranın yerine yenisi konamıyor. Bir de Rusya’nın iflah olmaz belaları var. ABD’de herşeye rağmen batan memleketi kurtarma ülküsü iyi-kötü var, Rusya’da herkes kendini kurtarma derdinde. Rüşvet, yolsuzluk en çok şimdi yapılıyor.”
Çoğu batak durumdaki dev şirketler, sadece bu yıl 130 milyar dolar dış kredi borcu ödeyecek. Hepsi avuç açmış devletten para istiyor. şimdilik 1500 şirketlik “kurtarılacaklar” listesi hazırlandı. Londra’nın Evening Standart gazetesini alan ukala oligark Aleksandr Lebedev de, artık korkunun ecele faydası yok diye alenen söylüyor: “Devletten kredi almak zor değil. Aracı olana yüzde 10 avanta ödüyorsun, hemen halloluyor!”
Tabii hem can, hem canan tehlikede. ABD hapşırdığı zaman Türkiye nezle olur. Ama Rusya hapşırırısa Türkiye zatürre olur, yatağa düşer. ılk çözülmeler başladı. Binlerce inşaatçı işsiz kalıp Türkiye’ye döndü. Ticarette işlerin daha da zorlaşacağı anlaşılıyor. Otomotiv başta olmak üzere, Rusya’ya ihracat azalıyor. Mal satan da devalüasyondan buharlaşan kazancına el sallıyor. Turizm için bardağın yarısını dolu ya da boş görenlerin farklı yorumları var. Kimisi “Kriz bize yarar, eskiden pahalı ülkelere giden turistler de artık Türkiye’ye gelir” diyor. Karşı görüşte olanlar, “Biz kitle turizminden kazanıyoruz. Bize gelen ortadirek çöküyor. Bu yıl çok kaybedebiliriz diyor.
Velhasıl, Rusya’da işlerin tadı tuzu yok. “Petrol fiyatı artsın” duasındayız.
Enseyi karartmamak maharet istiyor.
Siz halinize şükredin. Sizin orada kriz filan yokmuş. Siyaseten de zaten herkese posta koyup nurlu ufuklara dörtnala gidiyormuşsunuz. Öyle diyorlar. Daha ne olsun.
1.2.2009
Реклама