Hurşit Güneş vakası: 'Hoca' Rusya'ya doğru yellenirse, cemaat ne yapar?
Mevzuya dalanlar, bambaşka alanlarda isimleri zirvede, vitrinde olup da, kalıbının adamı olmayan pek çok ismi sayıp döktü. Birisi “Ah rahmetli Atatürk, nerdesin” diye ideolojik tat kattı muhabbetimize. Benim aklımda bir başka isim vardı:
En uzun haliyle, Profesör Doktor Hurşit Güneş. Onu bu muhabbetin neresine koymak lazım diye düşünceye daldım.
‘Hoca’ geçen hafta Erzurum’da muhtemelen milliyetçi maneviaytçı yanı sağlam bir kitleye hitap ettiği konferansta, “500 bin Rus kadınının fuhuş yaptığını, bunlardan yüzde 10’unun Türkiye’de olduğunu, Nataşa paralarının hesaplanması gerektiğini, yurtdışına yılda 600 milyon dolar orospu parası yolladığımızı” söyledi.
Tabii özellikle TV’ler mal bulmuş Mağribi gibi üzerine atladı. ‘Fuhuş operasyonları’ndan depolanmış kanlı-canlı görüntülerin üzerine ‘hoca’nın fuhuş uzmanlığını yansıtan manalı sözleri döşendi. Ama işin bol sansasyon ve mahalle ağzı kokan kısmı hariç, medyada ‘Bu konuyu bu üslupla dile getirmeye ne gerek vardı? Konuyu bu düzeysiz ifadelerle anlatmak koca bir profesöre mi kaldı?
Hele de vaktiyle CHP’ye başkan adayı olup memleketi yönetmeye talip bir aydına yakıştı mı’ diyen kalem erbabı görülmedi. Muhtemelen ‘Men dakka dukka’ şiarına uygun olarak memleketin yazarları, aydınları, futboldan ekonomiye her arazide at koşturanları susup oturdu.
Tepkisini yazan sıradan okurlara, “Ben bu bilgileri THE Economist dergisinden aldım” açıklaması geldi. “Ama hocam, biz bilgileri sormadık, öyleyse de öyledir, fuhuş sektörünü savunacak halimiz yok, haklısınız fuhuş hem Rusya, hem dünya için büyük bir bela; ama bizim merak ettiğimiz orospulu, Nataşa’lı söylemi de mi THE Economist’ten aldınız? Yoksa kendi yaratacılığınız mı” sorusu ‘kapsama alanı’ dışında kaldı.
Ve memleketin gündemine bol Fatih Terim fırçası, birkaç sunucu-programcı gafı, armudun sapı filan girdi ve ‘hoca’ unutuldu.
Biz unutmadık. Rus eşlerimiz unutmadı. Türk eşlerimiz de “Neden bu düzeysiz, sokak ağzı” deyip kızdı. ‘Hoca’mızın saygıdeğer eşi, bir kadın olarak ne düşündü, kocasına ne dedi, bilmiyorum. Ama Türkiye’de namusuyla şerefiyle yaşayan binlerce Rus kadını.. Çocuklarımızın anneleri.. Evimizin direkleri.. Unutmadı. Kendini insan hisseden, hiçbir milletin kadınlarının böylesi rezil etiketlerle damgalanamayacağına inananlar unutmadı..
Ve bu lafı eden zat, zeytinyağı gibi suyun yüzüne çıkıp, kendisini eleştirenleri yaracak bir soğukkanlılıkla “Sizden özür beklemiyorum” diyebildi... ‘Söylediklerim doğru bile olsa, o üslupla söylemem hataydı, kırılanlar olduysa özür dilerim’ deseydi herkes unutup affedecekti, ama gurur yaptı. ‘Unutulmayacaklar’ arasına ismini yazdırdı.
Tam 15 yıldır yurtdışında yaşıyorum. Gittiğim hemen her ülkede, Türk olmak bazen ağır bir yük gibi sırtımıza yıklıyor. Çünkü özellikle Avrupa’da, Türklere karşı müthiş bir önyargı var. Yıllar önce ekmek parasının peşinde, köyünden Avrupa’nın göbeğine düşen, cehaletini yenemeyen çoğu yurttaşımız yüzünden tüm Türkler aynı önyargılarla damgalanıyor.
Oysa beş parmağın beşi bir değil. ‘Hocam’ gibi eğitimli Türkler de var. Kızıyoruz o önyargılılara. Her vesile Türklerin ‘kara cahil’ olmadığını, ‘dört karıyla deve üstünde dolaşmadığını’ anlatmaya çalışıyoruz. Bugün Rus kadını kelimesinin fuhuş ve ‘Nataşa’ sıfatıyla anılma önyargısına kızdığımız gibi. Ama ‘kendimize Müslüman’ olup, başka milletlere gelince en eğitimli görünenlerimiz bu kadar ‘kara cahil’ laflar ediyorsa, burası hakikaten sözün bittiği yer değil mi?
Hoca ‘Nataşa’ ve ‘orospu’ kelimelerini yan yana koyup ‘yurdum insanı’na pas çıkarırsa, Rus eşimizle Türkiye’de dolaşırken yaşayacağımız tatsızlıklarda Hoca’ya hangi kelimelerle selam yollayacağız? şimdi benim, oğluma Hoca’yı gösterip “Oku da, sen de işte böyle ‘adam’ ol!” demeye nasıl dilim varacak? Hoca’nın ishalle karışık yellendiği yerde cemaatten ne bekliyoruz?
22/6/2008
Реклама