"Yaptırımlar kalkmasın" diyen Rus şirketleri de var
Rusya Bilimler Akademisi’ne bağlı Ulusal Ekonomi Tahminleri Enstitüsü’nün gerçekleştirdiği anket, Rus sanayi kuruluşlarının büyük çoğunluğunun yaptırımların kaldırılmasını olumlu karşıladığını gösterdi. Kurumun ekonomisti Sergey Tsuhlo tarafından açıklanan verilere göre, sanayiciler özellikle ekipman, yedek parça ve ileri teknoloji tedarikinin yeniden başlayacağı umudunda. Bununla birlikte her beş işletmeden biri, özellikle rekabetin artacağı endişesiyle yaptırımların kaldırılmasına olumsuz yaklaşıyor.
Ankete katılanların yüzde 54’ü yaptırımların kaldırılmasını olumlu bulurken, yüzde 26’sı ise tarafsız yönde görüş belirtti. Negatif görüş bildirenlerin oranı ise yüzde 19. En önemli beklenti, ithalatın yeniden başlamasıyla birlikte üretim zincirlerinde yaşanan darboğazların giderilmesi. Katılımcıların yüzde 72’si yabancı bileşen ve ham maddeye erişim sağlanmasını istiyor. Ayrıca ihracat-ithalat işlemlerinin daha sağlıklı yürütülmesi, lojistik zincirlerinin eski haline dönmesi gibi beklentiler de öne çıkıyor.
Ancak sanayiciler, yabancı ürünlerin piyasaya dönüşünün rekabeti artırmasından çekiniyor. Özellikle Çinli ve Rus yerli üreticilerle yapılan ikame üretiminin baskı altında kalabileceği görüşü hakim. Yerli üretimin düşmesi, maliyetlerin artması ve bazı alanlarda ithal ürünlerin kalite açısından yeniden tercih edilmesi gibi riskler de vurgulanıyor. Bu durumsa elektronik, otomotiv yan sanayi ve ağır sanayi gibi sermaye yoğun sektörleri etkileyebilir.
Uzun vadeli strateji açısından uzmanlar, tam bağımsızlık hedefinin korunması gerektiği görüşünde. Düşük ve orta teknoloji alanlarında bir ilerleme sağlansa da, yerli üretimin hâlâ kalite ve fonksiyonellik açısından eksikleri olduğu ifade ediliyor. HSE araştırma merkezi temsilcileri, kaliteli ürün üretiminin sürdürülebilirliği için iç pazarda sağlıklı rekabetin teşvik edilmesinin önemine dikkat çekiyor.
Son olarak, bazı hükümet yetkilileri, ithalatın serbestleşmesine rağmen yerli üreticilerin yatırım yaptığı pazarlarda iki-üç yıllık geçiş süreciyle koruma sağlanması gerektiğini savunuyor. Bu sayede firmaların yaptığı yatırımların karşılığını alma şansı bulacağı düşüncesi mevcut.
25.4.2025

Реклама