Salatalık kokulu bir şehir efsanesi: Petersburg’un koryuşkası
Petersburg’un baharla özdeşleşen en kendine özgü lezzetlerinden biri hiç kuşkusuz koryuşka. Her yıl mart sonundan mayıs sonuna kadar süren bu balık sezonu, şehirde adeta kültürel bir olay gibi yaşanır. Neva kıyılarını saran o hafif salatalık kokusu, koryuşkanın tezgâhlara indiğini haber verir. Küçük ve narin yapılı bu balık, yıllar içinde yalnızca bir mevsimlik gıda olmaktan çıkarak, bir şehir simgesine dönüşmüştür.
Oysa koryuşkanın şöhret yolu pek de parlak başlamamıştı. 1990’lar ve 2000’lerin başlarında, bu balık çoğu zaman “işe yaramaz” diye küçümsenir, pazarlarda ucuza satılır, hatta kedilere verilecek kadar değersiz görülürdü. Ne var ki zaman içinde Petersburglular, bu küçük balığın şehre has bir hafıza ve kimlik taşıdığını fark etti. Festivaller düzenlendi, menüler yeniden yazıldı, hatıra eşyalarına balığın illüstrasyonları işlendi. Bugün koryuşka, şehir mutfağının neredeyse tek yerel sembolü sayılıyor.
Balığın kendine has özellikleri de bu yükselişi besledi. Özellikle taze yakalandığında çevreye yaydığı salatalık kokusu, koryuşkayı sıradan bir balıktan ayırıyor. Neva’nın berrak sularında yumurtlayan bu balığın Nevskaya ve Baltiskaya olarak iki farklı türü bulunuyor. Özellikle Neva’ya gelen siyah sırtlı Baltık koryuşkası, kentin simgesel balığı sayılıyor. Kent halkı için bu koku, yalnızca bir lezzetin değil, baharın gelişinin de müjdecisi.
Giderek artan popülaritesi, koryuşkanın fiyatlarına da yansıdı. Bir zamanlar halk balığı olan bu tür, bugün restoran menülerinde kırmızı balıklarla yarışıyor; kilosu kimi yerlerde 1500 rubleye kadar çıkabiliyor. Artan talep ise ekolojik endişeleri beraberinde getiriyor: aşırı avlanma, yasadışı balıkçılık ve Neva ağzındaki baraj projeleri, koryuşka nüfusu üzerinde baskı yaratıyor. Ama tüm zorluklara rağmen, Petersburglular için bu salatalık kokulu balık, hâlâ baharın ve yaşanmış yılların kokusunu taşıyor.
9.4.2025
Реклама