Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAŞAM

Sahneden kamera arkasına: Rus sinemasının kadın yönetmenleri

Sovyet sinemasının ilk uluslararası başarıya ulaşan kadın yönetmenlerinden biri olan Yuliya Sontsova, sanat yolculuğuna oyunculukla başladı. GİTİS’te oyunculuk eğitimi aldıktan sonra, 1924’te Aelita ve Mosselprom’dan Bir Sigara Satıcısı filmlerinde başrol oynadı. Ancak sonradan kamera arkasına geçmeye karar verdi ve yönetmen eşi Aleksandr Dovjenko ile birlikte çalıştı. Yönetmenlik kariyerine Deniz Üzerine Bir Şiir filmiyle adım attı, fakat asıl büyük çıkışını Alevli Yılların Öyküsü ile yaptı. Bu film ona Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülünü kazandırdı. Sontsova bu başarıya ulaşan ilk kadın yönetmen oldu.
 
Sinemaya oyunculukla başlayan bir diğer öncü isim Olya Preobrajenskaya. 1913’te kamera karşısına geçen sanatçı, kısa sürede Nataşa Rostova’dan Prenses Vera’ya kadar pek çok klasik karakteri canlandırdı. 1916’da Puşkin’in Köylü Kız eserini sinemaya uyarlayarak yönetmenliğe adım attı. Ancak o dönemde kadın yönetmenlere olan güvensizlik nedeniyle ismi sıkça erkek haliyle yazıldı ya da eserleri başka isimlere atfedildi. 1927 yapımı Ryazan Kadınları adlı filmi büyük bir başarı elde etti ve Amerikalı yazar Theodore Dreiser’ın övgüsünü aldı. Preobrajenskaya ayrıca, Rusların en ünlü sinema okulu VGIK’te ders veren ilk kadın yönetmen oldu.
 
Sovyet sinemasının en sevilen masal filmlerine imza atan Nadejda Koşeverova, 1947 yapımı Külkedisi filmiyle geniş kitlelerin beğenisini kazandı. Evcilik havasındaki bu masal dünyasında bile dönemin toplumsal eleştirilerine yer vererek, kötü üvey anne karakteriyle dönemin “örnek komünal aktivistini” yansıttı. 1955’te çektiği Kaplan Terbiyecisi filmi de izleyicilerin hafızasında yer etti. Filmdeki ünlü kaplan sahnesinde telefon ahizesi etli suyla kaplanın ilgisini çekecek şekilde hazırlanmış, yönetmenin mizahi ve yaratıcı yaklaşımı böylelikle hayata geçirilmişti.
 
Larisa Şepitko, sinemayı kadın ya da erkek işi olarak ayırmazdı, onun için sadece güçlü ya da gereksiz filmler vardı. İlk uzun metrajı Znoy'u 40 derece sıcaklık altında, hastalığına rağmen Kırgızistan’da çekti. En büyük başarısı ise 1977 yapımı Yükseliş adlı filmle geldi. Vasil Bıkov’un hikâyesinden uyarlanan bu yapıt, Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı kazandı ve 60 ülkede gösterildi. Ancak bu başarıdan sonra çekmeyi planladığı Matyora filmini tamamlayamadan, 41 yaşında bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Projeyi daha sonra eşi Elem Klimov tamamladı ve film Veda adıyla gösterime girdi.
 
Modern Rus sinemasının en özgün ve sarsıcı isimlerinden Kira Muratova, ilk başta felsefe eğitimi alsa da, yolunu sinemayla kesiştirerek VGIK’te okudu ve yönetmenliğe adım attı. 1960’lardan 2000’lere uzanan kariyeri boyunca 20 film çekti. Ancak filmlerinin çoğu sansürlenip arşive kaldırıldı. Kısa Buluşmalar ve Uzun Vedalar ancak yıllar sonra seyirciyle buluşabildi. Muratova, Vladimir Vısotskiy ve Oleg Tabakov gibi önemli oyuncularla çalıştı. En çok ses getiren filmi Astenik Sendromu oldu: Bu iki bölümden oluşan, siyah-beyaz ve renkli çekilmiş yapıt, eleştirmenlerce “bir pisişizm şaheseri” ve “toplumsal bir teşhis” olarak tanımlandı.
 
29.3.2025

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
2025 içinde Ukrayna krizinin barış anlaşmasıyla sonuçlanma ihtimali...
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама