Rus uzman: "Amerikalılar yaptırım diyerek blöf yapıyor"
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, The Wall Street Journal’a verdiği röportajda, Ukrayna ile yapılacak anlaşmanın “birçok kişiyi şoke edeceğini” belirtti ve anlaşmanın başarısız olması durumunda Rusya’ya yeni yaptırımlar uygulanabileceğini, hatta Amerikan askerlerinin Ukrayna’ya gönderilmesinin gündeme gelebileceğini söyledi. Ancak, Rusya ve Batı ilişkilerine dair yapılan yorumlar, Vance’in yaklaşımının çelişkili olabileceğine işaret ediyor. Business FM'e konuşan siyasi analist ve Amerikan uzmanı Malek Dudakov, Vance’in bu açıklamalarını “havuç ve sopa politikası” olarak değerlendirirken, Ukrayna’ya askeri müdahale tehdidinin bir blöf olduğunu savundu.
Dudakov’a göre, Trump yönetimi Avrupa’daki angajmanını azaltarak Rusya ile büyük bir anlaşmaya varmak niyetinde. Bu doğrultuda, Vance bir yandan Rusya ile ilişkilerin tamamen yeniden yapılandırılmasını ve hatta yaptırımların hafifletilmesini içeren “havuç” politikası sunarken, diğer yandan Ukrayna’da olası bir askeri müdahaleyi içeren “sopa” tehdidini ortaya koyuyor. Ancak Dudakov, ABD’nin Ukrayna’ya asker göndermeye ne niyetinin ne de bu konuda Cumhuriyetçi Parti içinde bir desteğinin olduğunu belirtiyor. Avrupa ülkelerinin ise Ukrayna’ya yardımları artırmaya zorlanacağını, ancak ekonomik ve askeri kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle bunun ciddi zorluklar doğuracağını vurguluyor.
Bunun yanında, Vance aynı röportajda Batı ve Rusya arasındaki ilişkilerin Ukrayna krizinin çözülmesinin ardından “yeniden başlatılması” gerektiğini savundu. ABD Başkan Yardımcısı, Moskova’nın Batı pazarlarından koparak Pekin’in “küçük ortağı” haline geldiğini ve bunun Washington için uzun vadede dezavantaj oluşturduğunu ifade etti. ABD’nin Çin ile yürüttüğü ticaret savaşında, Rusya’nın daha bağımsız bir aktör olması gerektiğini ima eden Vance, Batı’nın Rusya’nın seçimlere müdahale etme kapasitesini olduğundan fazla abarttığını da sözlerine ekledi.
Dudakov’a göre, Avrupa ve Ukrayna hükümetleri Trump yönetiminin Rusya politikasını etkilemeye çalışsa da bunun başarılı olma ihtimali düşük. Trump ve ekibi, Ukrayna krizine ilgiyi azaltarak ABD’nin odak noktasını Asya-Pasifik ve Orta Doğu’ya kaydırmak istiyor. Bu yaklaşım, Avrupa’nın güvenlik kaygılarını artırırken, Ukrayna’ya Batı desteğinin azalmasına yol açabilir. Özellikle Avrupa’nın kendi savunma harcamalarını artırma konusunda yeterli ekonomik güce sahip olmaması, bu yeni dönemde büyük bir zorluk oluşturacak.
15.2.2025
Реклама