Rusya ekonomisi için 'Türkiye senaryosu' masada
Rusya'da ekonomistler, 2025 yılı için ekonomik durgunluk ve yüksek enflasyonun (stagflasyon) artan bir risk taşıdığına dikkat çekiyor. RBC'nın raporuna göre, “Türk senaryosu” olarak adlandırılan, hem yüksek enflasyonun hem de yüksek faiz oranlarının uzun süre devam ettiği bir ekonomik modelin, Rusya'da oluşmasının önlenmesi gerektiği belirtiliyor. Analistler, Rusya Merkez Bankası’nın (CBR) bu tür bir senaryoyu engellemek için sıkı bir para politikası uyguladığını ifade ediyor.
Rusya’da 2025 yılı için stagflasyon öngörüsü, şu an temel bir senaryo olmasa da risklerin son aylarda arttığı belirtiliyor. Uzmanlar, bu tür bir senaryonun önlenmesi için Merkez Bankası’nın çok yüksek faiz oranları ile ekonomik büyümeyi yavaşlatması ya da düşük faiz oranlarıyla enflasyonu kontrol edememesi arasında bir denge kurması gerektiğini söylüyor. Şu anda yıllık enflasyon yüzde 8,78 seviyesinde ve faiz oranı yüzde 21’e ulaşmış durumda.
"Türk senaryosu", yüksek faiz oranlarına rağmen enflasyonun düşürülemediği ve ekonomik dengesizliklerin devam ettiği bir durumu ifade ediyor. Türkiye'deki enflasyon oranlarının yüzde 50’nin üzerinde seyretmesi, bu senaryoya yönelik en çarpıcı örnek olarak değerlendiriliyor. Ancak Rus ekonomisi, dolarizasyon ve negatif faiz oranları gibi Türkiye’ye özgü bazı özelliklerden yoksun olduğu için bu senaryonun tam anlamıyla gerçekleşmesi daha az olası görünüyor.
Ekonomistlere göre, Rusya’da stagflasyon riski hâlâ düşük seviyede. Bununla birlikte, ekonomik büyümenin yavaşlaması ve faiz oranlarının etkisinin zamanla daha net hissedilmesi bekleniyor. Uzmanlar, kamu harcamalarının azaltılmasını ve ekonomik büyümenin mevcut kapasitelere uygun bir düzeyde tutulmasını öneriyor. Özellikle savunma sanayii gibi dar bir sektöre yapılan yoğun kamu harcamalarının, ekonomide dengesizliklere yol açabileceği konusunda uyarılarda bulunuluyor.
Rusya Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikası, ekonomiyi "Türk senaryosu"ndan uzak tutma çabası olarak değerlendiriliyor. Ancak bu durumun, uzun vadede ekonomik büyümeyi nasıl etkileyeceği, özellikle uluslararası yaptırımların etkisinin devam ettiği bir ortamda belirsizliğini koruyor.
3.12.2024
Реклама