Gürcistan’daki siyasi krizin anatomisi
Gürcistan’daki siyasi kriz derinleşiyor. Başkent Tiflis ve bazı büyük şehirlerde muhalif protestolar sürüyor. Polisin müdahalesi durumu sakinleştirmeye yetmiyor. Dört gündür süren sokak protestolarının nedeni, iktidardaki "Gürcü Rüyası" partisinin, ülkenin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik müzakerelerini 2028 yılına kadar erteleme kararı. Başbakan İrakli Kobahidze, bu kararın, AB'nin üyelik sürecini Gürcistan'a karşı bir "şantaj aracı" olarak kullanmasına karşı bir duruş olduğunu savundu. Kobahidze, AB’nin taleplerini “ulusal onura aykırı” olarak nitelendirirken, bu talepler arasında eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili'nin serbest bırakılması, bazı yasaların iptali ve ekonomik reformlar bulunuyor. Ancak bu karar, toplumda büyük bir tepkiye yol açtı ve başta Tiflis olmak üzere birçok şehirde protestolara neden oldu.
Protestolar sırasında polis, göstericilere karşı su topları ve göz yaşartıcı gaz kullandı. Göstericiler ise polise taş, şişe ve havai fişeklerle karşılık verdi. Tiflis'teki parlamento binasında yangın çıktı ve hızla söndürüldü. Gösteriler sırasında 100'den fazla kişi gözaltına alındı, 44 kişi hastaneye kaldırıldı. Öte yandan, Gürcistan'ın ABD, Hollanda ve Litvanya büyükelçileri, iktidarın kararını protesto etmek için istifa etti. Bazı devlet kurumlarından yüzlerce çalışan da protestolara destek verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Gürcistan ile stratejik ortaklık anlaşmasını askıya aldığını duyurdu. Washington, Gürcü hükümetini “anti-demokratik” adımlar atmakla suçladı ve Tiflis'in aldığı kararın, ülkeyi Moskova'ya daha bağımlı hale getirdiğini savundu. Avrupa Birliği de protestoların şiddetle bastırılmasını kınadı ve Gürcistan’ın AB’den uzaklaşmasının sonuçları olacağı uyarısında bulundu. Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili ise, hükümeti Avrupa yolundan sapmakla suçladı ve iktidarın politikalarını "anti-Gürcü" olarak nitelendirdi.
Bu arada Baltık ülkeleri Litvanya, Letonya ve Estonya, Gürcistan'da Avrupa entegrasyonunun askıya alınması ve protestoların bastırılması nedeniyle Gürcistan hükümetine yönelik yaptırımlar uygulama kararı aldı. Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis, bu yaptırımların demokratik protestoları bastıranlara karşı uygulanacağını belirtti. Estonya Dışişleri Bakanlığı ise yaptırımların Gürcistan hükümetinin üst düzey liderlerini, özellikle eski başbakan ve milyarder Bidzina İvanişvili'yi hedef alacağını açıkladı ve AB ile ABD'ye benzer önlemler alma çağrısında bulundu.
Uzmanlara göre, protestoların mevcut hükümeti devirmesi olası değil, çünkü güvenlik güçlerinin iktidarı desteklemeye devam ettiği görülüyor. Ancak, siyasi kriz derinleşebilir ve Gürcistan’ın Batı ile ilişkileri daha fazla zarar görebilir. Politik analistler, iktidardaki "Gürcü Rüyası" partisinin, Batı’nın tepkilerine rağmen pozisyonunu korumaya çalışacağını, ancak toplumsal ve uluslararası baskılar karşısında belirli ödünler verebileceğini öngörüyor. Gelecekte hükümetin, protestoların yatışması için Avrupa Birliği ile müzakerelere dair daha ılımlı bir yaklaşım sergilemesi muhtemel.
Öte yandan Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev, Gürcistan’da Avrupa entegrasyonu tartışmalarının 2028’e kadar dondurulması kararının ardından başlayan protestoları değerlendirerek, ülkenin Ukrayna benzeri bir senaryoya sürüklenebileceği uyarısında bulundu. Medvedev, artan huzursuzluğun sivil çatışma riskini yükselttiğini ve Gürcistan Devlet Başkanı Salome Zurabişvili’nin görev süresi dolmasına rağmen istifa etmeyi reddetmesinin tansiyonu artırabileceğini belirtti. Telegram hesabından yaptığı açıklamada Medvedev, “Bu tür senaryolar genellikle çok kötü sonuçlanır. Gürcistan, Ukrayna’nın izinden giderek karanlık bir uçuruma hızla yaklaşıyor” ifadelerini kullandı.
Sorunun kökenlerini, dinamiklerini ve olası sonuçlarını 10 soruda özetliyoruz:
1. Gürcistan’daki mevcut protestoları ne tetikledi?
İktidar parlamento seçimlerini kazanıp muhalefet hile yapıldığını iddia ettikten sonra bile ülkede büyük protesto olmamıştı. Ancak son protestoların doğrudan nedeni, iktidardaki *Gürcü Rüyası* partisinin, ülkenin Avrupa Birliği’ne (AB) katılım müzakerelerini 2028’e kadar dondurma kararı oldu. Bu adım, Gürcistan’ın uzun zamandır sürdürdüğü AB üyeliği hedeflerini baltalamak olarak değerlendirildi. Gençler ağırlıkta olmak üzere Gürcistan halkının büyük bir kısmı, Avrupa ile entegrasyonu siyasi istikrar ve ekonomik kalkınma için hayati önemde görüyor.
2. AB, Gürcistan’ın kararına nasıl tepki verdi?
Avrupa Birliği, bu kararı bir geri adım olarak nitelendirerek hayal kırıklığını dile getirdi. Brüksel, Gürcistan’ın üyelik için gereken reformlarda yavaş kaldığını uzun süredir ifade ediyor. Bu karar, Gürcistan’a sağlanan mali yardımın bir kısmının dondurulmasıyla sonuçlandı. ABD de artık Gürcistan'ı "stratejik partner" görmediğini duyurdu.
3. Gürcistan için AB üyeliği neden bu kadar önemli?
AB üyeliği, Gürcistan için hem jeopolitik hem de ekonomik bir dayanak noktası anlamına geliyor ve muhaefet tarafından "ülkeyi Rusya’nın etkisinden uzaklaştırma" hedefinin simgesi. 2008’deki Rus-Gürcü Savaşı’ndan sonra, Saakaşvili yönetimi Gürcistan, egemenliğini güçlendirmek ve modern, demokratik bir toplum oluşturmak amacıyla Batılı kurumlarla yakın ilişkiler kurmaya çalıştı. Ancak "Gürcü Rüyası" partinin lideri milyarder iş insanı İvanaşvili, Rusya ile dengeli ilişkiler yanısı olarak Batı ile ilişkiere sırtını dönmeye başladı. Ukrayna yaptırımlarına da katılmadı.
4. Bu krizde iktidar partisinin rolü nedir?
2012’den bu yana iktidarda olan *Gürcü Rüyası* partisi, kamuoyunda Avrupa yanlısı bir duruş sergilese de ülkeyi Rusya’ya yakınlaştırmakla suçlanıyor. Eleştirmenler, partinin son kararlarının Gürcistan’ın demokratik gelişimini engellediğini ve Batılı müttefikleriyle bağlarını zayıflattığını savunuyor.
5. Tiflis’te protestolar nasıl başladı?
Tiflis’te parlamentonun önünde binlerce kişinin toplandığı büyük çaplı gösteriler başladı. Protestolar, polisin biber gazı ve tazyikli su kullanarak müdahale etmesiyle şiddetlendi. Göstericiler ise taş ve havai fişeklerle karşılık verdi. Bazı göstericiler parlamentonun bir bölümünü ateşe verdi.
6. Protestocuların talepleri neler?
Protestocular, hükümetin istifasını, AB müzakerelerinin dondurulması kararının iptal edilmesini ve Avrupa ile entegrasyona yönelik adımların hızlandırılmasını talep ediyor. Ayrıca erken seçim çağrısında bulunarak iktidar partisinin seçim zaferini meşru saymıyorlar.
7. Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili’nin rolü nedir?
Görev süresi 16 Aralık’ta sona erecek olan Cumhurbaşkanı Zurabişvili, protestoculara açık destek verdi. Zurabişvili, parlamentoyu gayrimeşru ilan ederek istifa etmeyi reddetti. Cumhurbaşkanı, *Gürcü Rüyası* partisini ülkenin anayasal AB entegrasyon taahhüdünü ihlal etmekle suçladı.
8. Uluslararası toplum nasıl tepki verdi?
ABD ve AB, Gürcistan’daki siyasi duruma ilişkin endişelerini dile getirdi. Washington, hükümeti protestoculara karşı aşırı güç kullanmakla eleştirirken, AB, demokratik reformların önemini vurguladı. Rusya ise görece sessiz kalırken, analistler bu istikrarsızlıktan fayda sağladığını düşünüyor.
9. Bu kriz, Gürcistan’ın önceki siyasi çalkantılarıyla nasıl karşılaştırılabilir?
Gürcistan, 2003’teki Gül Devrimi ve 2007’deki seçim hilelerine karşı protestolar gibi birçok siyasi kargaşa yaşadı. Ancak bu kriz, AB entegrasyonu ve ülke içindeki Batı yanlısı ve Rusya yanlısı güçler arasındaki açık çatışma açısından farklı bir yerde duruyor.
10. Bu krizin olası sonuçları neler?
Kriz, hükümetin bazı talepleri karşılaması ya da tam bir siyasi değişimle sonuçlanabilir. Protestolar devam ederse, *Gürcü Rüyası* erken seçim çağrısı yapmak zorunda kalabilir. Ancak uzun süren bir çıkmaz, Gürcistan’ın Avrupa ile bağlarını daha da zayıflatabilir ve ülkedeki kutuplaşmayı derinleştirebilir.
2.12.2024
Реклама