Kalaşnikov'un ruhunu yakan soru
Resmi adı AK-47 olan, ama dünyada "Kalaşnikof", Türkiye'de "Keleş" adıyla bilinen dünyanın en çok kullanılan silahının mucidi Rus mühendis Mihail Timofeyeviç Kalaşnikov'un geçen aralık ayında 94 yaşında ölmeden 6 ay önce yazdığı bir mektup ortaya çıktı. Rusya Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill'e hitaben yazılan mektupta ünlü silah tasarımcısı, hayatı boyunca "vicdan azabı" yaşattığını söylediği soruya yanıt aradı ve "yarattığı silahla düşman bile olsalar, insanların ölümünden kendi sorumluluğunu düşünmenin ruhunda kaygılar ve kuşkular yarattığını" belirtti.
İzvesitiya gazetesinin ulaştığı ve yayımladığı mektupta Kalaşnikov kilisenin topluma katkılarından ve yaptığı iyiliklerden söz ettikten sonra şöyle diyor:
"Ruhumdaki sancı katlanılır gibi değil. Hep aynı, yanıtsız soru duruyor: Nası oldu da benin otomatik silahım insanların hayatlarını aldı? Ben Mihail Kalaşnikov, 93 yaşında, çiftçinin oğlu, hıristiyan ve ortodoks inancındaki ben, düşmanları bile olsa, insanların ölümünden dolayı suçlu muyum?"
KİLİSE'DEN YANIT GİTMİŞ
Ortodoks Kilisesi Basın Sözcüsü Aleksandr Volkov, Patrik Kirill'in mektubu alıp yanıt yazdığını söyledi. Sözcü, Kalaşnikov silahlarıyla insanların öldürülmesi konusunda kilisenin resmi pozisyonu olduğunu, "eğer vatanı korumak için kullanıldıysa, kilisenin tasarımcısını da, silahı kullananları da desteklediğini" hatırlattı.
Sözcü Volkov, "Kalaşnikov bu silahı kendi vatanının savunması için icat etti, Suudi Arabistan'ın teröristleri kullansın diye değil" dedi.
ATEİSTTİ
Mihail Kalaşnikov, Sovyet ülküsüne bağlı bir ateist olarak yaşamış, ömrünün son yıllarında kızının da baskısıyla dinle arasına koyduğu mesafeyi kapatmıştı. Ancak kızının davurguladığı gibi hiçbir zaman dinin gereklerini yerine getiren bir isim olmamıştı. Ancak ölümünden önce Patrik'e yazdığı mektubun bu açıdan bir "dine teslim oluş" ve "günah çıkarma" mektubu olduğu yorumu yapılıyor.
KALKAŞNİKOV'UN ÖYKÜSÜ
Türkiye'de yaygın olarak AK-47 veya "keleş" olarak bilinen ve birçok serisi bulunan Kalaşnikof tüfeği, basitliği ve bakımının kolaylığı sayesinde dünya çapında tıklayın yaygınlaştı.
BBC'nin aktardığında göre, İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler faşizmine karşı savaşan Sovyetler Birliği Kızıl Ordusu saflarındayken tasarladığı piyade tüfeği Kalaşnikof'a ün ve yüksek rütbe kazandırdı.
Mihail Timofeyeviç Kalaşnikov, hem Sovyetler Birliği hem de birliğin dağılmasının ardından kurulan Rusya Federasyonu tarafından çeşitli ödüllere layık görüldü. Mihail Kalaşnikof'un icadı olan otomatik tüfek dünyaca tanınan bir marka oldu. Onlarca ülkenin ordusu bu silahı kullandı, hatta birçok ülkenin bayrağına kadar girdi.
Kısaca AK-47 adıyla bilinen bu silah ayrıca dünya çapında 'devrimin simgesi' haline geldi. Angola'dan Vietnam'a, Cezayir'den Afganistan'a kadar birçok ülkede savaş alanında kullanıldı.
Filistinli gruplar bu silahı yoğun bir şekilde kullanırken Usame Bin Ladin'in elinde bile görüntülendiği oldu.
Kalaşnikov sadeliği, ucuza mal olması, çok nadiren tutukluk yapması ve savaş alanında bakımının kolay olması nedeniyle dünyada en yaygın kullanılan saldırı silahı oldu.
Ancak silahın muciti olan Mihail Kalaşnikov, Rusya'da ismi şereflendirilmiş olmakla birlikte bu silahtan para kazanmadı. Bir defasında, "çim biçme makinası icat etmiş olsaydı daha fazla para kazanmış olacağını" dile getirmişti.
Kalaşnikov, 10 Kasım 1919'da Altay bölgesindeki Kurya köyünde çiftçi bir ailenin 18 çocuğundan biri olarak doğdu. Çocukların sadece 6'sı yaşadı.
1938'de Kızıl Ordu'ya katıldı. Tasarım becerisini Sovyet tanklarının silah ve ekipmanlarının etkinliğini arttırmak amacıyla kullandı.
Ekim 1941'de komutası altındaki tanka Alman havan topu isabet etmesi sonucu yaralanınca silah tasarımlarına başladı.
Alman ordusu, klasik tüfeğin isabet gücü ile hafif makinalı tüfeğin ateşleme gücünü birleştiren bir saldırı silahı geliştirmekle meşguldü.
Sovyet ordusunun elindeki silahlar Alman silahlarından geriydi.
Kalaşnikov hastanede yatarken bir asker yaklaşıp Sovyet ordusunun neden Almanlarınkine eşdeğer bir silah geliştiremediğini sordu.
"Böylece asker için makinalı tüfek tasarımı yaptım." diyordu Kalaşnikof, "Avtomat Kalaşnikova, yani Kalaşnikof'un otomatik silahı adını verdik."
İlk tasarımlardaki eksikler de nihayet 1947'de giderilince bugün AK-47 olarak bildiğimiz model ortaya çıkmış oldu.
"YURDUMU KORUMAK İÇİN"
Sovyet ordusu yeni silahı 1949'de kullanmaya başladı. Mihail Timofeyeviç Kalaşnikov'a bu ürününden dolayı Stalin Ödülü, üç Lenin Nişanı ve Sosyalist Emek Kahramanı ödülleri verildi. 1949'dan sonra yaşamını sürdürdüğü İjevsk kenti 1987'de Kalaşnikov'u fahri vatandaşı ilan etti. 75. yaş gününde ise eski CUmhurbaşkanı Boris Yeltsin onu tümgeneralliğe yükseltti.
Fakat tasarımını yaptığı AK-47 silahının basitliği onu kolay kopyalanabilir kıldığı için Kalaşnikov bu işten büyük bir maddi kazanç sağlamadı.
83 yaşında iken, bir Alman şirketi, hisselerinin yüzde 30'u karşılığında Kalaşnikof ismini bir dizi üründe kullanmak üzere satın aldı.
Yine de Kalaşnikov'un adı AK-47 ile anılmaya devam edecek. Kalaşnikof, bu silahla ölen çok sayıda insana karşı sorumluluk kabul etmediğini şu sözlerle açıklıyordu:
"Amacım, yurdumun sınırlarını koruyacak bir silah üretmekti. Birçok sorunlu bölgede Kalaşnikof kullanılması benim hatam değil. Suç tasarımcıda değil, bu ülkelerde uygulanan politikalardadır."
13.1.2014
Реклама