Rus uzmanlar: "Moskova uzun süreli ateşkese hazır değil"
Paris’te yapılan son müzakere turu, Ukrayna krizinde yeni bir eşiğe gelindiğini ortaya koydu. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun, Rusya ile görüşmelerde kısa süre içinde ilerleme sağlanamaması halinde Washington’un arabuluculuk rolünden çekileceğini açıklaması, diplomatik cephede tansiyonu yükseltti. Trump’ın özel temsilcisi Steven Witkoff’un Rusya’ya “bir kısım toprakların” verilebileceğini öne sürmesi ise Kiev cephesinde tepkiyle karşılandı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, bu bölgelerin hiçbir koşulda müzakereye açık olmadığını yineleyerek kırmızı çizgilerini net şekilde ortaya koydu.
Konuyla ilgili Business FM'in görüşüne başvurduğu uluslararası ilişkiler uzmanı Fyodor Lukyanov’a göre, ABD’nin mesajları büyük ölçüde taktiksel bir müzakere diliyle biçimleniyor. Lukyanov, Rubio’nun çıkışını Washington’un masadaki baskısını artırmaya yönelik bir adım olarak değerlendirdi: “Bu tür açıklamalar, eğer ilerleme olmayacaksa biz de ilgimizi kaybederiz demek. Ama bu, gerçekten masadan kalkılacağı anlamına gelmez.” Lukyanov ayrıca, Trump ekibinin son derece disiplinli hareket ettiğine dikkat çekerek, yapılan açıklamaların rastgele değil, belirli bir stratejiye hizmet ettiğini vurguluyor.
Siyasi analist Georgiy Bovt ise daha karamsar. Bovt'a göre, Rusya şu aşamada uzun vadeli bir ateşkese hazır değil ve Batı’nın umutlu açıklamalarına rağmen henüz ortada somut bir anlaşma yok. Bovt, Birleşmiş Milletler’deki Rusya temsilcisi Vasiliy Nebenzya’nın açıklamalarını hatırlatarak, Moskova’nın ateşkesi gündemine almadığını belirtiyor. Aynı zamanda Zelenskiy’nin, Witkoff’u “Rusya’nın taleplerini dillendirmekle” suçlaması, Kiev-Washington hattındaki görüş ayrılığını da gözler önüne seriyor.
ABD’nin gerçekten arabuluculuktan çekilmesi halinde ne olacağı sorusuysa kritik önemde. Lukyanov, Trump’ın tehdit ettiği sürelerin esnetilebileceğini, asıl amacın sonuç alınması olduğunu söylerken, Bovt daha net: “ABD çıkarsa, süreç Avrupa’ya kalır ama bu da çatışmanın devamı demek.” Bovt, yardımın tamamen kesilmesi ihtimaline de dikkat çekiyor ve özellikle Starlink bağlantısının kapatılmasının, Ukrayna’nın savaş kabiliyetine ağır darbe vurabileceğini belirtiyor.
Her iki uzmana göre de müzakere süreci, pamuk ipliğine bağlı. Lukyanov, belirsiz de olsa taraflar arasında bir “anlayış zemini” oluşabileceğini ima ederken, Bovt sahadaki gerçekliğin çok daha sert olduğu inancında. Paskalya çevresinde geçici bir ateşkes ihtimali hâlâ masada, ancak bu yalnızca siyasi bir “mucize” gerçekleşirse mümkün olabilir. Aksi halde çatışma, bahar ve yaz aylarında daha da şiddetlenerek sürecek.
Askeri uzman Dmitriy Kornev ise, ABD'nin askeri yardımları tamamen kesmesi durumunda Ukrayna’nın savaş kabiliyetinin sert biçimde zayıflayacağını düşünüyor. Avrupa’nın HIMARS, Abrams, Starlink gibi yüksek teknoloji sistemlerini ikame etmesinin teknik olarak zor ve maliyetli olduğunu vurgulayan Kornev, özellikle Polonya’nın elindeki modern silahları paylaşmaya yanaşmadığını hatırlatıyor. Starlink’in kapatılması durumunda Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin komuta ve iletişim yapısında büyük aksaklık yaşanabileceğini belirten Kornev, “bu noktada Ukrayna'nın savaşı organize bir biçimde sürdürmesi çok zor hale gelir” diyor.
Ekonomik boyutta ise enerji uzmanı Igor Yuşkov, ABD’nin Rusya’ya yönelik yeni yaptırımlar getirmesinin kendi ekonomisine de zarar vereceği uyarısında bulunuyor. "Petrol yaptırımları fiyatları küresel düzeyde yükseltir, bu da Biden yönetiminin tekrar yaşayacağı bir enflasyon krizi demektir" diyen Yuşkov, Trump yönetiminin ekonomik önceliklerinin dış politika ve yaptırım hamlelerinden daha önde geldiğini vurguluyor.
19.4.2025

Реклама