Gecikmiş bir "altın sonbahar" güzellemesi
İSMAİL BOY'un kaleminden: Rusya’da yaşayan yabancılar bu ülkenin her mevsimini, severler. Bazılarımız soğuk ve karlı kış günlerinde Dr. Jivago romantizminin etkisinde kalır. Bazılarımız bahar ayları ile açılıp saçılan sarı saçları, uzun bacakları ve çıplak kolları hayranlıkla seyretmeyi tercih eder.
Bazılarımız da yaz günlerinin uzunluğuna ve Beyaz Gecelere bakarak mutluluk ve şaşkınlığı birbirine karıştırır.
Beni ise bu ülkenin “Altın Sonbaharına” bayılırım….
Neden mi “Altın Sonbahar”?
Bunun nedenini anlamak için eylül sonunda Rusya’da tren veya otomobil ile bir şehirden başka bir yere seyahat etmeniz gerekir ki o zaman kendi gözlerinizle görüp, nedenini anlayabilesiniz….
Böyle bir bir eylül sonu gece 20.55 treni ile Galiç’e hareket ettim, sabah 06.30 gibi uyandığımda kompartımanın penceresinden gördüğüm manzara karşısında bu ülkeye bir kez daha aşık oldum.
Yol boyu orman içinde ilerliyoruz, zaten Rusya’nın neresinde olursanız olun bir şehirden diğerine gitmek için mutlaka orman geçmek zorundasınız.
Hava soğuk ama gökyüzü yüksek ve güneşli, etrafta göz alabildiğine çam ve beryoza ağaçlar var.
Beryoza bizim ülkemizde pek yetişmiyor, hoş gezdiğim başka memleketlerde de pek gözüme çarpmadı, bizdeki adı galiba “huş”.
Çamların renkleri bu mevsimde pek değişmiyor onlar hep bildiğimiz yeşilliklerini koruyorlar ama beryozalar yeşil, sarı, kahverengi, kızıl ve pembe renklerin hepsini üzerlerinde taşıyorlar.
Sanki her bir yaprak ayrı ayrı boyanmış gibi duruyor…
İnsan bu kadar renk bir arada nasıl barınabiliyor diye hayretler içinde kalıyor.
Sabahın taze ışıkları o sarı yapraklara vurduğunda ormanın derinliklerinde ağaçlar arasında oluşan ışık ve gölgeler sanki size çil çil altınlar göz kırpıyormuş hissini veriyor.
İstanbul’da ressamlara ilham veren Boğaz’dır,
Rusya’da ise hiç şüphesiz ki sonbahardır ressamların ilham kaynağı.
Sabahın erken saatlerinde gökyüzünün alaca kızlığının yaptığı fon.
Yerlerde sadece sonbahar mevsimde oluşan kırağının küçük ağaçlara ve çimenlere örtü yaptığı beyazlık ve sarı sarı yaprakları ile tepelerinden gökyüzünü güçlükle görebileceğiniz ağaçlar.
Daha sonra güneşin ilk ışıkları ile sarıdan kızıl bakıra kadar renkten renge dönüşecek binlerce yaprak.
Düşünsenize bir ressamı paletindeki sarıyı, yeşili, kızılı özgürce kullanabilecek bir kaynaktan başka ne mutlu edebilir ki?
………….
Ve ben yaşamımızın hüzünlü mevsimi olan sonbaharın, bu ülkede bir renk mutluluğuna dönüştüğünü gördüğüm için tanrıma şükrediyorum,
Dudaklarımdan her sonbahar dökülen o ünlü şarkıyı tekrar mırıldanıyorum.
The Falling leaves,
Drift by the windows,
The Autumn Leaves,
Of red and Gold,"
"But I miss you most of all,
My Darling,
When Autumn leaves ,
Starts to fall."
Düşen yapraklar,
Pencerenin yanından kayar
Sonbahar yaprakları
Altın ve kırmızı…
Ama en çok seni özlüyorum
Sevgilim
Sonbahar yaprakları
Düşmeye başladığı zaman…
Evet Rusya’yı hep özlüyoruz, içinde yaşarken bile…
Not: Ben biraz gecikmeli de olsa bu yazıyı yazıp Moskova’ya yolladıktan sonra editörden yanıt geldi: “Tam yazıyı okumaya başladım, Moskova’ya bu yılın ilk karı yağmaya başladı!” diye. Eh bu yıl kaçırdınız ama artık Rusya’nın gelecek “altın sonbaharı”nın keyfini çıkarmayı şimdiden aklınızın bir köşesine yazın!
27.11.2013
Реклама