İsmail'in Boy'un kaleminden Rusya'da bir köy düğününün hikayesi
Uzun zamandır Rusya'nın kırsal kesiminde yapılan bir düğün törenini anlatmak istiyorum. Fırsat, geçenlerde Nijni Novogorad yakınlarındaki Bogorodsk şehrinde önüme çıktı. Çok uzun zamandır iş yaptığımız fabrikanın baş teknisyeninin kızı evlenecekti, ben de davet edilmiştim, sekreterimize ne hediye almam gerekir diye sorduğumda, ?Sen yabancısın, hediyeyi yakınları alır, sen düğünde para verirsin? diyerek beni rahatlattılar.
Cumartesi günü saat 16.30?da beni evden alıp bir fabrikanın yemekhanesi olan temiz bir salona, yani düğünün yapılacağı yere götürdüler. Salonda tipik Rus ziyafet masalarındaki gibi donanmış iki uzun masa duruyordu. Masaların baş tarafında da her iki masayı görecek şekilde yerleştirilmiş 4 iskemleli gelin masası bulunuyordu. Salon balonlarla süslenmişti, gelen misafirlerin tamamı orta yaşlıydı. ?Gençler nerede?? diye sorduğumda, ?Anıtı ziyaret edip çiçek koyduktan ve resim çektirdikten sonra gelecekler? denildi.
Gelen davetlilerin ellerinde birer naylon torba ve icinde genellikle büyük bir kartpostal bulunuyordu. Dışarı çıkıp gelinle damadı beklemeye koyulduk. Düğünün organizatörü kadın, erkeklere birer ?Hlopuska salut?, kadınlara da birer avuç gül yaprağı vererek tek sıra halinde karşılıklı dizilmemizi istedi ve senaryoyu anlattı. Gelinle damat arabadan inip aramızdan geçerken erkekler salutun ipini çekerek patlattılar, kadınlar da çiftlerin üzerine gül yaprakları attı. Hep birlikte salona geçildi ancak gelin, damat ve ebeveynleri dışarıda kaldı. İçeride tekrar kadınlar ve erkekler salonda karşılıklı olarak ayakta beklediler. Anons ile önce gelinin anne ve babası, sonra damadın anne ve babası içeri girdi. Gelinin ailesine kocaman bir köy ekmeği ve tuz verildikten sonra gelin ve damat içeri davet edildi.
Ebeveynlerinin karşısında durup ekmekten küçük bir parça kopartıp tuzladıktan sonra birbirlerine yedirdiler. Daha sonra gelinle damat ekmeği tutup ortadan ikiye ayırdılar, gelin elindeki parçayı salonda dizili olan erkeklere, damat da salondaki kadınlara yedirmeye başladı. Bir yarış halinde süren bu ritüel sonunda elinde ekmek artan tarafın kendisi yemek zorunda kaldı.
Bu ritüelin peşine damat herkesi masalarına davet etti, ilk kadeh gelin ve damat icin kalktı, ikinci kadeh aileler için kalktı, üçüncüsü de ?aşk? için kalktı ama bu defa, kadehler kalbe yakın olsun diye sol ele alındı. Ve tabii her kadeh sonrasında ?Gorka? tezahüratları ile gelin ve damadın öpüşmesi istendi. Dördüncü kadeh gençler için kalktı. Sıra hediye verilmesine geldiğinde mikrofon önce anne babalara gitti. Hediyeler güzel bir konuşma ile açıklandı, sonra yakınlık derecesine göre teker teker akrabalara mikrofon uzatıldı. Hediye verenler yanlarında getirdikleri kartpostallara yazdıkları iyi dileklerini okuduktan sonra o kartpostalları da hediye ile birlikte verip karşılığında hediyeleri toplayan bir erkek bir de kadın nedimenin sunduğu çikolatayı alarak gelin damada ?Gorke? dilekleri ile kadeh kaldırdı. Bu arada bazıları muziplik olsun diye verdikleri hediye sonunda şayet yeni evlilerin anne babasının öpüşmesini istiyorsa ?Slatka-Tatli?, nedimelerin öpüşmesini istiyorsa ?Kisla-Eksi? diye kadeh kaldırıyordu.
Bu öpüşme rituelinde birçok değişik öpüsme turu varmış. Örneğin ?Medisinsky Gorka? çiftlerin araya bir tül perde gerip öpüşmesi, ?Gipsy (çingene) Gorka? damadın gelinin elinden başlayıp kol, boyun, yanak, dudak ve diğer tarafa geçip diğer ele kadar her tarafını öpmesi, ?Mezhdu Nochik Gorka? çiftlerin başlarının üzerinde bir iskemle tutup onun ayaklarının arasından öpüşmeleri veya arkadaşlarının sırtına binip öpüşmeleri gibi türlü türlü öpüşmeler mümkün oluyormuş bu tur düğünlerde.
Sonrasında davetlilerin masasının en ucunda bir mum yandı ve elden ele geçirilerek gelinin masasına kadar sönmeden getirildi. Bu da, yeni evlilerin yuvası hep ışık ve sıcak olsun demekmiş. Sonrasında loto çekilisine geçildi. İkramiye olarak ?yanındakini, karşındakini, salondan birini öp? gibi şeyler vardı. Bana ?salondan birini öp? çıktı. Gelinin 60 yaşındaki büyük halasını öptüm. Mikrofon elden ele dolaşıp herkes iyi dileklerini söyledikten sonra gelin damat hava almak için dışarı çıktıklarında onların yerine hemen başka arkadaşları oturdu ve çiftler salona döndüklerinde yerlerinden kalkmak için pazarlıklar yapıldı, sonunda iki dilim pastaya anlaşıp yerlerini bıraktılar.Masalarında oturan erkekler yerlerinden kalkıp salonun bir köşesinde halka oldular.
Ortaya bir iskemle koyarak damadı üzerine çıkardılar: Damat elindeki votka kadehi ile ?Beni de siz erkeklerin arasına kabul eder misiniz?? diye üç kez sorduktan sonra kabul edilince kadehi kafasına dikti ve arkadaşlarının omuzunda masasına götürüldü.
Gelinle damadın ebeveynleri sahneye çağırılıp ?kaynanakayınpeder? diplomaları verildi, gelinle damat da onlara teşekkür edip hediyeler verdi.
Arkadaşlarında erkek olan kız bebek zıbını, kadın olan da erkek bebek zıbını ile gelen davetlilerden para toplamaya başladılar, sonunda paralar sayıldı, hangi taraf daha çok toplamış anons edildi, gelin masası temizlenip düğün pastası geldi. Gelin pastayı kesip ilk dilimini en pahalı dilim olarak açık artırmaya çıkardı. Damat müzayedeyi 500 ruble ile açtı, sonuç olarak pasta dilimi 2000 rubleye satıldı. İkinci dilim 200 ruble ile açıldı ve 1000 rubleye gitti. Fiyatlar dilimin büyüklüğüne ve salondaki tezahürata göre 300 ile 1000 ruble arasında değişti. Pasta bitince gelin elindeki buketi sırtı dönük olarak salonda toplanan bekar kızlara fılattı.
Damat da gelinin bacağındaki dantel çorap lastiğini çıkartıp erkek arkadaşlarına fırlattı.
Misafirlerin her birine bir mum dağıtıldı. İnsanlar yanan mum ile salonda bir daire oluşturdular. Dairenin ortasına gelin ve babasını çağırıp, babaya kızıyla son dansını yapmasını ve bundan sonra artık onu küçük kızı olarak değil olgun bir kadın gibi göreceğini söylediler, mum ışıkları arasında baba kız çok romantik bir dans ettikten sonar baba kızını damada teslim etti ve hep birlikte dışarı çıkıp gelinle damadı uğurladık??
İşte Rusya?da bir köy düğününün hikayesi??