Domodeovo'da bomba patlarken...
Haberi veren adam telefonundaki radyosunu trenin penceresine yaklaştırıp haberleri dinlemeye başladı ama trenin hareketi nedeniyle hiçbir şey duyulmuyordu, Kompartmanda bir anda ilk başlangıçtaki soğuk hava dağılmış, sanki herkes birbirini daha önceden tanıyormuş gibi sohbete başladı, O esnada benim de cep telefonum çaldı, İstanbul'dan kızım arıyordu. Moskova?daki patlamayı duyunca merak etmiş, detayları ondan aldım: 35 can kaybı ve 80e yakın yaralı olduğu bilgisini kompartmandakilerle paylaştım...
Bilginin Türkiye?den geldiğini söylediğimde, oradaki erkeklerden biri, dayanamadı, ?Türkiye?de mağazalarda bile giriş çıkışta güvenlik kontrolü varken , bizim kocaman Domededova havaalanımızda kimse rahatını bozup ta orada hazır duran makineleri kullanmayı düşünmüyor? dedi.
Rusların güvenlik konusundaki bu rahatlığı sadece Domededova'da değildi. Şeremetyevo havaalanında da dikkatimizi çekmişti, Belarusya istasyonunda hiçbir güvenlik kapısından geçmeden Aeroexpress trenine elini kolunu sallayarak biniyorsunuz. Havaalanında iniyorsunuz, yine hiçbir güvenlik çemberinden geçmeden ? F? terminaline kadar yeni inşa edilen birkaç terminal binasını hem de boş duran güvenlik tünel makinelerinin yanından geçerek varıyorsunuz. Her yolculuğumda o makinelerin yanında pinekleyen Ruslara şaşkınlıkla bakıp bir gün kötü bir olayın bu adamları kendilerine getirecek diye düşünüyordum.
Nijni Novogorad'da son yılların en yoğun kar yağışlı kışı yaşanıyordu. Bendeniz de 20 yılı aşkın Rusya ziyaretlerimde böyle bir kar yağışı ile karşılaşmamıştım. Depomuzun önünde 1 metre yüksekliğinde kar yığını vardı, evimizin bahçesindeki araçlar kardan görünmez haldeydi, ama bu durum Rusya?ya ayrı bir güzellik katıyordu. Peyzajın güzelliği Rusya?da kış mevsimini daha da romantik bir havaya sokuyordu.
Türkiye?ye dönüş yolunda THY yetkilileri koymuş oldukları sabah 08.25 uçağı ile sanki bizim içimizden geçenleri okumuştu, Rusya?da uykumuzdan biraz fedakarlık etmenin karşılığını memleketimize daha uygun bir saatte varmakla alıyorduk, Nijni'den gece kalkan tren Moskova-Yaroslavsky istasyonuna ertesi sabah saat 05.15 de iniyordu,
Normal zamanlarda 05.30 da açılan metrodan, Çember hat üzerindeki Belarusya durağına kadar gidip oradan Aeroexspres ile Havaalanına gitmek en kısa ve ucuz yol olarak tercih edilmesi gerekiyordu, ancak Havaalanındaki patlama olayı ister istemez insanda toplu yerlerden uzak durma isteğini doğuruyordu. Ben de Metrodan uzak durup taksi ile havaalanına gitmeyi düşündüm. Caddede çevirdiğim birkaç taksi şoförünün fırsatları kaçırmayıp, hem havanın soğuk ve karlı oluşu, hem de toplu yerlerde bulunmanın getirdiği korkumuzu paraya tahvil etmek isteyerek fahiş fiyat istemeleri karşısında çaresiz kaderimize boyun eğip Moskova metrosunun sabah ilk müşterilerinden biri olmaya aday olduk. Metro kapısında polislerin gelip kapıyı açıp diğer insanlarla birlikte bizi içeri almasını bekledik, benim gibi herkeste küçük de olsa bir tedirginlik vardı, şüpheci gözlerle herkes elinde paket veya çanta taşıyanlara bakıyordu, Sorunsuz bir şekilde ve yine hiç aranmadan önce Belarusya istasyonuna, oradan da Şeremetyevo havaalanına geldik, Şükürler olsun ki yeni terminal açıldığından beri çalıştırmadıkları güvenlik geçişlerini bu kez çalıştırmaya başlamışlardı.
Bu güvenlik aramalarında yaşadığım en ilginç anı size aktarayım, Sabah erken uçağı olduğu için havaalanında çok fazla kalabalık yoktu, Bilet ve pasaport işlemlerinden sonraki bölümde ayakkabıları ve üzerimizdeki bütün metal eşyaları güvenlik tünelinden geçen makinelere bıraktıktan sonra geçtiğimiz çemberin diğer tarafında görevli genç güzel bir kadın vardı. Çemberden geçtikten sonra beni karşısında durdurup elleri ile vücudumu yoklayarak arama yaptı. Sabah muzipliği ile kadının bana her dokunuşunda hafif şehvetli bir iç çekişi başlattım, kadın şakayı anlayıp gülümsemeye başladı. Aramayı bitirdiğini işaret edip geçmemi söyleyince ben itiraz edip yeterince aranmadığımı söyleyip bir kez daha aramasını istedim, espriye aynen katılıp gülerek beni itip arkadan gelecek olanı beklemeye başladı. Düşündüm de beni bu kadının yerine asık suratlı bir Rus erkeği elleriyle yoklayarak aramaya kalksaydı aynı hoşgörü ile yaklaşabilir miydim? Elbette ki hayır?
Rusya?da hayat kadınlar sayesinde bir kez daha yaşanır hale geliyordu. Terör olayının acısına rağmen hayat kendi mecrasında akıp gidiyordu...
2.2.2011
Реклама