Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

Rusya'dan Mardin-Midyat hattına


Yenigün ınşaat uzun yıllardan beri Rusya’nın Yaketerinburg, Perm,  Omsk ve Çelyabinsk  gibi değişik bölgelerinde  taahüt işeri yapmakta. Oldukça da başarılı çalıştığı için bu kriz döneminde bile işlerini aksattirmadan devam ettirebilmekte.

Rusların geleneksel deyimi olan “Rusya’da kazanılan haksız para, Rusya’da kalır” sözü Yenigün  için geçerli değil. Onlar  kazandığı paraları son kuruşuna kadar hak etmişler ki, bu paranın  bir kısmı ile de memleketine yatırım yaparak çok güzel bir eser kazandırmışlar.  Keşke yurtdışında para kazanan her vatandaşımız kendi doğup büyüdüğü topraklara yatırım yapıp bölgesinde istihdam yaratsa. Aslında bu da bir tür vatandaşlık görevi değil midir?...

Yenigün ailesi 385 yıldır Midyat’ta aile yadigari olarak kullandıklari eski bir konağı 30 odalı bir butik otel heline getirip Türk turizminin hizmetine acmiş. “Kasr-ı Nehroz” adını verdikleri  bu otelin dekorasyonunda hem yöreyi, hem de inşaati çok iyi bilen aile üyeleri yer alınca ortaya nefis  bir otel çıkmış. “Nehroz” bildiğimiz Nevruz-Yeni Gün anlamındadır, yani kendi soyadlarından ortaya cıkan bir otel olmuş.

Gecen hafta bayram tatili için gittiğim Italya’da tavsiye üzerine Perugia dışında bulunan  16’ ncı yüzyildan kalma bir şato otelde kalmıştım. Otel müşterileri arasında çok değişik ülkelerin insanları vardı, biz bu otelde yolumuzun üzerinde olduğu için kaldık ama öğrendik ki  bu tür  butik otel meraklılarının sayıları hiç de yabana atılmayacak miktardaymış. Dünyanın dört bir tarafını dolaşıp enterasan otellerde kalmayı bir hobi haline getiren bir zengin gezgin sınıfının olduğunu söylediler. Perugia’da kaldığımız otelin çevresinde ilginç hiçbirşey yoktu düzgün bir yolu bile olmayan dağ başında bir şato oteliydi, Oysa  Midyat hiç de öyle dağ başında yer alan bir otel değil.

 Bir kere  gerek Mardin, gerekse Midyat Mezopotamya’nın mümbit toprakları üzerinde kurulmuş, Dicle ile sulanan her türlü tarım ve hayvancılığın yüzyıllardır yapılageldiği bir yerdir, bunun yanı sıra bu iki yörenin tarihi bir anlamı da vardır.
Buralar bir din ve kardeşlik bölgesidir. Yüzyıllarca değişik dinlere beşik olmuştur, halen de  Müslüman ve  Hıristiyan toplumları birlikte yaşıyorlar. Mardin ve Midyat’ta bazıları kapanmış olsa bile yüzlerce kilise ve  manastır mevcut.  Sadece Midyat’ta bile 7 tane kilise var,  400’ü Midyat’ta olmak üzere toplam 2500 Ortadoks Süryanisi  bu bölgede yaşıyor ve kimse onların dini inanclarına karışmıyor onlar de hem kültürlerini, hem dillerini hem de dinlerini yaşatmayı sürdürüyorlar.

Burada yaşayan Süryaniler, Hıristiyan alemi içinde  Ortadoksluğu  ilk kabul eden toplummuş, Ruslar da Ortadoks ancak Rusya’da ziyaret ettiğimiz ortadoks kiliseleri ile bu bölgede ziyaret ettiğimiz kiliseler arasında ciddi farklılıklar gördük.  Rus Ortadoks kiliseleri birer zenginlik abidesi gibi duruyor, Rusya’da kiliseye girdiğinizde içeride dört bir tarafta  altın ve ikonalar ile dolu olduğunu  görürsünüz. Oysa  buradaki kiliseler zenginlik  ve gösterişten uzak duruyorlar. Duvarlarında Hz.  Isa ve diğer azizlerin resimlerinin bulunduğu birkaç kilim veya bez üzerine işlemeli resimlerden başka birşey yoktu.

Bu sadeliğin, mütevazilikten ziyade başka bir izahı olmalı. Zenginlik-fakirlik de değil, zira yapılan binalar hiç de yabana atılır gibi değil, bazı kiliselerde çok eskilerden kalan altın kakmalı mozaik süsler hala duruyor. 

Sanırım biraz azınlık olmanın çekingenliği var üzerlerinde, yarın birileri çıkıp onlara “Hadi gidin buralardan” derse hemen toparlanıp gideceklermiş gibi duruyorlar ve geride bırakacak değerli birşeyler kalmasın isteğinden kaynaklanıyor bu sadelikler.

Her ne kadar biz öyle bir toplum değiliz falan diyorsak da bu azınlıklar üzerinde ne yazık ki böyle bir korku ve izlenim bırakmışız. Oysa bu insanlar o kadar güzeldi ki, bakın burada yaptığımız gezilerde karşılaştığımız ve hayran kaldığımız şeylerden biri de şuydu:

Yaşlı Süryaniler  Pazar sabahı tertemiz giyinip kuşanıp haftalık ayin için yola koyulmuşlardı,  Erkekler traşlı, takım elbise ve kravatlı, kadınlar süslü, temiz ve şık giyinmişlerdi.

Burada insanların kişisel temizliği Midyat’a da yansımış. Kadınlar sabahın  erken saatlerinde  sokaklarının önünü süpürüyorlardı,  yoldan geçen  8-10 tanelik bir sığır sürüsünün pisliği bile birkaç dakika içinde o sokağın oturanları tarafından süpürülüp sokak tertemiz edilmişti. Belediyeyi bekleyen yoktu, hemen  aklıma bizim ara sokaklarda çöplerini sokağa süpürenler geldi.

Bu insanları da kaybedersek inanın ki bu sadece bölgenın değil tüm Türkiyenin kaybı olacak, Lütfen Fethiye Kıyıköy’de Rumlara yaptıklarımızdan ders çıkartıp  bu insanları sahiplenelim…
9.10.2009

 

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Yıl biterken Rusya'daki işlerinizi geçen yıla kıyasla nasıl değerlendiriyorsunuz?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама