ısmail Boy yazdı: Rusya'nın kalbinden bir 9 Mayıs Zafer Bayramı yazısı
C DNıOM PABEDI/ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
Ekonomik nedenlerle ofisimizi ve depomuzu taşıdığımız Bagarodsk yaklaşık 40 bin nüfuslu bir sehirdir. Nijni Novogorad’a yakınlığı ve Moskova- Kazan-Kirov yolu üstünde bulunması bizim için lojistik açıdan avantaj idi. Oldukça geniş bir alanda birçok büyük binaların ve hangarların bulunduğu, etrafı yüksek duvarlarla çevrili bölge içinde bizden başka bir de askeriye icin çeşitli malzemeler üreten büyük bir dikimevi var. Bildiğim kadarıyla bir zamanlar Türk ordusunun içinde de askeri dikimevleri kurulmuştu, halen var mı bilmiyorum ama burada bizimle komşuluk yapan BşGK Bagarodsky şveini Galentery Kombinat firması 1928 den beri bu işi yapıyormuş. Bir zamanlar Rus Kızılordu askerleri için kemer, çanta, silah kılıfı gibi şeyler diken bir devlet kuruluşu iken şimdi aynı hizmeti Rus ordusuna vermenin yanı sıra sivil savunma için de çeşitli boy ve modellerde çadırlar diken “ZAO” yani bir nevi anonim şirket hüviyetine bürünmüşler. Her ne kadar özel sektör gibi görünseler de hala üzerlerinden o ağır askeriye kokusunu atamamışlar, kompleksin bahçesinde bir nevi garnizon havası esiyor.
Böyle bir kuruluş sınırları içinde 9 Mayıs Zafer Bayramı kutlamaları yapılırken çok az yabancıya nasip olacak bir şenliğe şahit oldum.
Rusya’da kutlamaların ne kadar önemli olduğunu bu ülkeyi birazcık tanıyanlar biliyor, Doğum günleri, 8 Mart Kadınlar günü, 23 şubat Erkekler günü, 25 şubat Tatyanalar günü, v.s daha sayamadığım bir sürü günleri var kutlamak için… Zafer bayramı da bunlardan biri ama 9 Mayıs kutlamaları Ruslar açısından çok önemlidir. Zira II. Dünya savaşındaki 20 milyon Sovyet insan kaybı ile Dünyayı Hitler ve Alman Faşizmi belasından kurtarmışlardır. şayet Almanlar bu cephede karakışın da yardımı ile yenilip bozguna uğramasaydı kimbilir belki de bugün ABD’nin ünya üzerindeki oynadığı ağabeyilik rolü yerine Almanların faşist hakimiyetinden bahsediyor olacaktık.
Rusya’da kutlamaların kendine has ritüelleri vardır, kutlanacak konu önce işyerinde arkadaşlar ile kutlanır, daha sonra özel kutlamalara geçilir. Zafer Bayramı kutlamaları da bizim ofisin bulunduğumu kompleksteki idari binada yapıldı. Birkaç günden beri üst katımızında yüksek sesle şarkı söylemeye çalışan insanların ne yapmaya çalıştıklarını sorduğumda 9 Mayıs için Prova yapıyorlar cevabını almıştım.
ışyerindeki görevliler kendi aralarında 9 Mayıs kutlamaları için önceden özel bir organizasyon yapmaya çalışıyorlarmış, bizim sekreter de daha önceleri bu kuruluşta çalışan biri olduğu için bu şenliklerde görev almış, koroda görevli bir Kızılordu askeri rolündeymiş, birkaç gündür kendi ölçüsünde harıl harıl askeri üniforma aramasının nedenini çözmüş olduk.
Saat 11.00 gibi sekreterimiz ortadan kayboldu birazdan üzerinde askeri üniforma ile gelip beni 2’nci kattaki salona davet etti, kapısında akordeon çalan yaşlı bir kadının karşıladığı yaklaşık 200 kişilik bir salon, sahnede üzerinde “9 May” yazılı, ilkokul müsamereleri gibi balonlarla süslenmiş bir perde vardı. Salonda bulunanların çoğunluğu orta yaş üstü ve bu işletmede çalışan Rus kadınlarıydı, sahnenin bir köşesinde üzerinde askeri üniforma bulunan DJ işin müzik kısmını üstlenmişti, önündeki laptop ve sahnenin her iki yanında dev müzik kolonları kurulmuştu.
“Yuri Levitan”ın “Gavarit Moskva” anonsu ile açılış yapıldı, 2.nci Dünya savaşının unutulmaz spikeri Yoldaş Levitan, savaş döneminde her sabah Moskova radyosundan Rus halkına yaptığı yayını hatırlatıyordu, Sahnenin gerisinden “Pomniti Çiriz Rika, Pomniti/Hatırlayın Nehirin ötesini hatırlayın ” adlı şiir okunmaya başladı, şiirin bir yerinde de “ Lütfen savaşta çoçukları hatırlayın” diyordu...
Üzerinde işletmenin amblemi olan kırmızı kadife flama ve bayrak ile 2 erkek salona girdi, sahnenin hemen köşesindeki göndere bayraklari bıraktılar, elinde mikrofon ile bir kadın sahneye çıkıp önce bir şiir okudu peşine de işletme müdürünü konuşmasını yapması için davet etti.
Müdür, kuruluşu anlatıp, savaş esnasında çok yararlı işler yaptıklarını ve Bagarodsk’ta o savaş günlerinden bugüne sadece 22 savaş emeklisinin kaldığını söyleyip tüm çalışanların Zafer Bayramlarını kutlayıp sahneden indi.
Üzerinde zarif bir asker gömleği, altında yeşil etek ve başında kızıl yıldızlı askeri kepi ile işletmede çalışan kadınlardan biri elinde mikrafonla spikerlik yapmak üzere sahneye şiir okuyarak geldi, işletmelerindeki arkadaşlarından oluşturdukları askeri koroyu davet etti. Gelen üniformali 6 kadın “Radnaye Zimle/Anavatan” Marşını söyleyip gittiler, Spiker sahneye 3 kütük tabure koydurtup gitar çalan biri ve ona şarkı ile eşlik eden iki erkeği davet etti, onları ofise girip çıkarken gördüğümü hatırlıyorum, şarkılarını bitirip sahneden ayrıldıktan sonra üzerinde askeri üniforması, elinde mikrofon ile bir başka kadın sahneye gelip bir şiir okudu ve şişman bir teyzeyi davet etti. Gelen kadının görüntüsü bu işletmede “Glavnı Bugalter/Mali işler sorumlusu” gibiydi. Kadın playback eşliğinde şarkısına başladı ama sözlerini şaşırdı. DJ ye dönüp yeni baştan almasını söyedi. ıkincide hatasız olarak “Rassiye Maya/Benim Rusyam” şarkısını tamamladı. Sahneye elinde mendil ile şarkı söylemeğe gelen yine orta yaşlı esmer ve Altın dişli bir kadın çıktı ve “ Diseti Klas/Onuncu sınıf” adlı şarkıyı söylemeye başladı, Bu şarkıda 22 Haziran 1941’de başlayan 2.nci Dünya Savaşı ile birlikte 10’uncu sınıfta okuyan öğrencilerin okuldan çıkıp doğruca cepheye gidişlerini anlatılıyordu, Aynen bizim Çanakkale savaşında genç yaşlarında cepheye gitmek zorunda kalan 15 yaşındaki gençlerimiz için yazılmış “Hey Onbeşli Onbeşli, Tokat Yolları taşlı” türküsü gibi anlamlıydı....
Koro sahneye tekrar geldi “Jenski Saldati/Kadın askerler” şarkısını söylemeye başladılar, bu şarkı da savaş esnasında askerlik yapmak zorunda kalan kadınlarla ilgiliydi. Savaşa kocalarını ve Erkek çocuklarını yollayan kadınlar şimdi de kızlarını yollamak zorunda kalıyordu ve bu şarkı onu anlatıyordu, şarkının bir bölümünde koro sustu, Spiker buğulu bir ses ile şiir söyleyerek şarkıya katkıda bulundu. Zaten spiker her sahneye gelişte yeni bir şiir okuyorak anonsunu yapıyordu.
Az önce sahnede şarkısını unutan teyze tekrar geldi bu kez parçayı playback değil akardiyon eşliğinde söyledi, “ Saldat iz Doma Ni Uhadi/Asker, gitme evden” şarkısını çok içten söyledi, az önceki hatasını affettirmek ister gibiydi, sesi gür ve berraktı, büyük alkış aldı.
“Savaşın şarkıları unutturacağını mı zannediyordunuz? Savaş varsa biz de şarkıları savaş için yaparız” diyerek sahneye girdi spiker kadın, 2 pilot kiyafetli erkeğe 6 üniformalı kadın vokalistlik etti “Patamu şto mi Plotı/Çünkü biz pilotuz” şarkısı, plotların tercihlerinin kızlardan önce uçaklara olması hakkındaydı, şarkının sonunda gurup sahneyi terkederken çocukluğumuzda uçak taklidi yaparken kollarımızı yana açtığımız gibi aynı hareketi yaparak ayrıldılar.
Salondakiler gittikçe ısınyordu, bir sonraki kadının söylediği “Oh Rassiye Rassiye , Ti Takaya Adna/ Oh Rusya Rusya sen teksin Dünyada” şarkısına herkes elleriyle tempo tuttu, Peşine sahnede yer alan koronun söylediği meşhur “Disati Naş, disantni Padalyon/ bizim 10 nuncu batarya takımımız” şarkısına herkes hep bir ağızdan eşlik ediyordu,
Daha sonra sahnede küçük bir piyes sergilendi, 6 tane ihtiyar nine ellerinde süpürgeleri ile orduya katilmak için başvuruyor, görevli onlara el bombasının nasıl kullanılacağını öğretmek için ormana götürürken ormanda agiz mızıkası çalarak dinlenmekte olan 2 Alman askerlerini esir alıp köye dönüşlerini canlandırdılar.
DJ müzik organizasyonunun yanı sıra piyeste de rol almaya kalkınca sahne programında sırası gelen kadın elinde mikrafon ile bir süre sahnede DJ’in gelip müziği başlatmasını bekledi, artık Showun sonuna yaklaşıyorduk, son bölümde dans vardı, sahnede vals parcaları çalarken spiker insanları dansa davet etti, Rusyanın küçük şehirlerine has olan Kadın kadına dans etmeler başladı, asker üniformalı kadınlardan biri (salondaki tek yabancı olduğum için) beni dansa kaldırdı.
Dansın sonunda “Kak Haraşo na sveti bez Vayna/ Hayatta Savaşın olmaması ne güzel” şiiri bol alkış aldı, ve tüm sahnede gorev alanların sahnede birlikte söyledikleri “Den Pabedi/Zafer günü” şarkısı ile konser sonar erdi,
Salondan ayrılan izleyiciler işlerinin başına döndü. Sahnede görev yapanlar mı? Onlar kutlamalara alt katta kurdukları bir masa etrafında toplanarak kendilerine çektikleri ziyafet ile devam ettiler, tabii Zafer şarkıları eşliğinde.
Nazım Hikmetin bir şiirini hatırladım,
“Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün
bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldamadan durdum…..”
Ben de 20 yıldır bu ülkeye gidip geliyorum,
Ve hayretler içinde şaşarak,
Ruslar hakkında daha bilmediğim ne kadar çok şey olduğunu öğreniyorum....
09.05.2009
Реклама