Rusya'nın temel derdi: Algıda yanılgı. Türkiye'yi koydukları yer: Ortadoğu ülkesi
Algıda yanılgı...
Türkiye’ye yaz erken gelmişti.
Sıcak bir mart günü ıstanbul’dan Moskova’ya hareket ettim. Uçak inişe geçmeden önce aşağıya baktığımda şehrin dışındaki ormanlık bölgenin bazı yerlerinde karlar hala duruyordu.
Yola çıkmadan önce internetten Moskova’da hava sıcaklığının gündüzleri 5-6, geceleri de 0-1 derece olacağını öğrenmiştim.
Moskova’ya indiğimizde tipik bir mart havası vardı. şehir yağmurlarla birlikte eriyen karların bıraktığı artıklarla gri bir renge bürünmüştü.
O gün hava puslu ve kapalı geçti.
Ertesi sabah uyandığımda Moskova caddelerinin tekrar bembeyaz karlarla kaplandığını gördum, bütün gece kar yağmıştı demek ki.
Hemen dışarısının resmini çekip Koç Üniversitesi’ndeki arkadaşlarla ortak kullandığımız Google grubuna “Moskova’dan manzaralar” başlığı ile mail attım.
Birazdan sınıf arkadaslarımdan yorumlar gelmeğe başladı.
Aygaz Reha: “Abi burası neresi? Bizim Kadiköy’deki “Yoğurtçu Parkı’na” benziyor.
HB Burak: “Abi sen dışarısını değil, içerisini göster.”
Moskova’da bir otomobil fuarında arabalar ile poz veren güzel Rus kızlarının resimlerini bulan Fortis Ali: “ıste ısmail abinin içeride gördükleri.”
Doluca Hakan: “Abi madem Rusya’dasın bana bir biberli votka lütfen, ya da havaalanında biberli bulamazsan “Ruskiy Standart” al ben burada Charliston biberi alıp kıtlama içerim.”
Bazıları da “Abi bu güzel ıstanbul baharı dururken, ne işin var o soğukta orada” diye çeşitli yorumlarda bulundular.
Ben bu kadar yoruma tek başıma nasıl cevap veririm diye düşünürken imdadıma Yapı Kredi Aslı yetişti:
“Abi sen bu adamlara bakma, onlar senin yolladığın mailin konusunun “Moskova Manzaraları” olduğunu görünce büyük bir heyecan ile maili açtılar ama içinden beklentilerinin aksine karlar altında Moskova manzarası çıkınca hayal kırıklığına uğradıklarından ötürü sana böyle sataşıyorlar” diyerek gerçek teşhisi koydu....
ıletişimcilerin çok kullandıklari “Algıda yanılma” diye bir tabir vardır.
Bizim sınıfın erkeklerinin tam anlamıyla içine düştükleri durum da bu işte.
Rusya konusunda “algıda yanılma”....
Türkiye’nin en elit kesimi bile bu kadar yanılıyorsa, sokaktaki vatandaşın her gördüğü Rus’a şüphe ile bakmasını normal mi karşılayacağız?
Burada Rusya’yı iyi bildiğini iddia edenlere şu görev düşüyor.
Rusya’yı ve Rusları çevremize daha iyi anlatmaya çalışacağız.
Özellikle bu yıl, yani Rusya’da kutlanılan “Türkiye Yılı”nda.
Peki kimdir bu Ruslar ve nasıl anlatacağız?
Gerçi Aleksandr S. Puşkin “Rusları asla anlamaya/Tanımaya çalışmayın, onları tam tanıyıp anladığınızı zannettiğiniz anda bile öyle bir davranışta bulunurlar ki onları asla tanımadığınızı anlarsınız” diyor ama biz yine de gözümüzün gördüğünü, dilimizin döndüğünce anlatmaya çalışalım.
Rusya 143 milyon nüfuslu ancak 66 milyonu erkeklerden, 77 milyonu kadınlardan oluşan bir topluluktur (Erkek nüfusundaki 11 milyon negatif fark için kimse yorum yapmasın lütfen, 2’nci Dünya Savaşı biteli 60 yıldan fazla oldu ama faşizmi engellemek adına yitirilen 20 milyon Rus askerinin hala yeri doldurulmadı).
Bu nüfusun 104 milyonu kentlerde, 39 milyonu ise köylerde yaşar.
Erkek nüfusunun % 99,7 si, kadın nüfusunun % 99,8 i okur yazardır.
30 m2 ile 90 m2 arası büyüklükteki evlerde yaşarlar.
Nüfusun
% 15’ini çok düsük gelirli insanlar,
% 55’ini alt ve orta gelirdekiler ,
% 23’ unu orta ve üst gelire sahipler,
% 6’ sını ise yüksek gelir grubuna mensup insanlar oluşturuyor.
Hangi gelir grubundan olursa olsun Rus insanının vazgeçemeyecegi alışkanlıklardan bir tanesi “daça” edinme alışkanlığıdır, yani oturduğu şehirin hemen dışında küçük bir arazi sahibi olmak, orada patetes ve lahana yetiştirmek veya icinde saunası olan bir kulübe inşa etmektir,
Ülke nfusunun yarısının “daça”sı vardır.
Türkiye’de çalışmayan 5 milyondan fazla eğitimli bekar kadın olduğu söyleniyor oysa Rus kadını icin çalışmak hayatın normal akışı gibidir, halen kadın nüfusunun % 75’i çalışmaktadır (yaklaşık 60 milyon kadın demektir ). Bu oran erkeklerde % 90’ı aşmaktadır.
Belki kadınların çalışma hayatına bu kadar çok yoğunlaşmış olmalarının bir sonucudur bilemem ama çalışan kadınlar arasında % 35 gibi bir boşanma oranı var.
Belki bu yüksek boşanma oranı nedeniyle Rus çiftler çocuk yapma konusunda da çok çekingen davranıyorlar ve evli çiftlerin % 35’i çocuksuzdur. Bu nedenle de Rusya nüfusu negatif artış kaydetmektedir.
Rus insanı dışa dönüktür, arkadaşlığı ve dost sohbetlerini çok severler. Hayatlarındaki olaylar hakkında konuşmak, yeni insanlarla tanışmak, bira/votka içmek, yemek yemek, dans etmek, müzik dinlemek, bilardo oynamaktan keyif alırlar.
Aile değerleri son zamanlarda hızla yükselmektedir.
Genellikle yerli müzik dinlerler.
Moskova’da aynen ıstanbul gibi olmaya başladı artık, bir yerden bir yere araba ile gitmeğe kalktığınızda kendinize 30-120 dakika zaman ayırmak gerekiyor ama bereket versin ki Moskova’nın geniş bir metro ağı var ve insanlar da metroya rağbet ediyorlar.
Rus insanında yabancılar için algı nasıldır biliyor musunuz?
En iyi algıya sahip ülkeler: Almanya, ıtalya, Fransa, ıngiltere ve Amerika.
Rus kadınlar en az ıngiltere kadar Avusturya ve Türkiye’yi de tercihleri arasında sayıyor ama Türkiye ile ilgili ilk çağrışımlar genellikle tatil ve deniz kenarındaki tatil köyleri ile ilişkilidir.
Rusların % 85’i Türkiye’nin bir Ortadoğu ülkesi olduğunu, %15’i ise Avrupa ülkesi olduğunu düşünüyor.
Sanıyorum karşılıklı olarak her iki ülkenin düzenlemeye başladıkları Rus ve Türk yılları çercevesinde işlememiz gereken konulardan biri de milletlerin birbirleri ile ilgili algıları olmalıdır.
Ne dersiniz?
2/4/2008
Реклама