Rusya'da aile içi şiddet sorunu
Rusya’da 2014 yılından bu yana aile içi şiddeti önleme yasasının kabul edilmesi için çeşitli girişimlerde bulunulsa da, aradan geçen 10 yılda bu yasa hâlâ yürürlüğe girmedi. Kadın hakları savunucuları, mevcut ceza yasalarının aile içi şiddet mağdurlarını yeterince koruyamadığını belirterek kapsamlı bir yasa ihtiyacını gündeme taşıyor. Verilere göre, 2011-2019 yılları arasında aile içi şiddet sonucu hayatını kaybeden kadınların %65,8’i partnerleri veya yakınları tarafından öldürüldü. Ancak Rusya’da aile içi şiddetle ilgili resmi bir veri toplama mekanizması hâlâ bulunmuyor.
Forbes'un Rusça versiyonundaki incelemeye göre, mevcut ceza yasaları, aile içi şiddetin sadece "ağır sonuçlarını" cezalandırmaya yönelik. Uzmanlar, mağdurları şiddet gerçekleşmeden koruyabilecek mekanizmaların eksik olduğuna dikkat çekiyor. Hukukçu Dariana Gryaznova, bu durumun polis ve diğer yetkilileri müdahele için "olayın şiddetli bir trajediye dönüşmesini" beklemeye ittiğini ifade ediyor. Gryaznova, ayrıca Ukrayna’daki çatışmaların ardından post-travmatik stres bozukluğu (PTSB) ile dönen askerlerin artmasının, aile içi şiddeti körüklediğini belirtiyor.
Uzmanlar, mağdurların korunması için önleyici tedbirlerin, özellikle de "koruma emirleri" gibi uygulamaların önemine işaret ediyor. Bu emirler, mağdurları saldırganlardan uzak tutmayı ve iletişimi kısıtlamayı hedefliyor. Bazı ülkelerde kullanılan GPS takipli elektronik kelepçeler ve mobil uygulamalar gibi teknolojiler, mağdurların korunmasında etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor. Ancak Rusya'da bu tür uygulamalara yönelik bir hukuki düzenleme bulunmuyor. Gryaznova, uluslararası standartların gereği olarak aile içi şiddetin tüm biçimlerini kapsayan bir yasanın acilen yürürlüğe girmesi gerektiğini ifade ediyor.
Rusya’da aile içi şiddeti önlemeye yönelik çabalar, zaman zaman "geleneksel aile değerleri" söylemiyle örtbas edilerek erteleniyor. Ancak insan hakları savunucuları, aile içi şiddetin bu değerlerle bağdaşmadığını ve mağdurların korunması için kapsamlı bir yasal düzenlemenin gerekli olduğunu vurguluyor.
Resmi verilerin yetersizliği ve aile içi şiddete dair özel bir yasanın bulunmaması, sorunun gerçek boyutlarının tam olarak anlaşılmasını engelliyor. Bağımsız araştırmalara göre, 2018 yılında en az 5 bin kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybetti. Bu sayı, İçişleri Bakanlığı'nın aynı yıl için bildirdiği 253 kadın ölümü verisiyle çelişiyor.
Uzmanlara göre, 2017 yılında kabul edilen bir yasa ile bazı aile içi şiddet türlerinin suç olmaktan çıkarılması, faillerin cezalandırılmasını zorlaştırdı ve mağdurların korunmasını zayıflattı. Bu durum, kadın hakları savunucuları ve uluslararası insan hakları örgütleri tarafından eleştiriliyor. Özellikle COVID-19 pandemisi sırasında aile içi şiddet vakalarında artış gözlemlenmişti.
6.12.2024
Реклама