Niyetler ve gerçekler... Medyanın "heyecanlı" Rusya haberleri, gerçekleri gölgeliyor
TÜRKRUS.COM uyarıyor: Rusya'ya Batı ambargosu sonrası Türkiye'den başlatılmak istenen ihracat hamlesi, Türk basınına "yanlış ve abartılı" şekilde yansıtılarak "olduğundan farklı bir hava" yaratılmaya başlandı. Türkiye için gerçekten yeni fırsat kapıları açan Batı ile yaptırım restleşmesi, Türk medyasında yansıtılanın aksine "çantada keklik Rusya" yaratmıyor. Son olarak "Rusya'ya gıda ihracatı için 162 Türk işletmesine onay" başlığıyla yansıyan heyecan verici haber de, kasıtlı değilse bile "yanlış"...
"Rusya pazarı sonuna kadar Türk mallarına açıldı... Yüzlerce şirket ihracat izni aldı... Rusya Türk mallarını almak için kuyruğa girdi... Ruslar sırf Türkler gelip tarım yapsın diye bedava toprak dağıtıyor... Türkiye'den Rusya'ya sadece tavuk değil yumurta satışları da patladı..."
Bu ve benzer başlıklar hemen her gün Türk basınında "şenlik havası" içinde verilmeye devam ediyor. Genellikle "yetkili isim" olarak bir meslek birliğinin "yerel" başkanına ya da bir tek işadamının-şirketin beyanlarına dayanılarak verilen haberlerin çoğu, "beklenti ve umutların gerçek gibi gösterilmesinden" ibaret. Beklentiler yükseldikçe düşkırıklıkları da büyük oluyor. Onun için TürkRus.Com olarak birkaç noktayı vurgulamak istiyoruz:
1- Ambargo sonrası Batı'nın mal satamadığı pek çok kalemde Türk mallarının piyasada boşluğu doldurma şansı gerçekten de son derece yüksek. Hatta eğer bu "yaptırım süreci" uzarsa, Rusya ile ticaret kadar, Rusya'da üretim de hiç olmadığı kadar karlı ve mantıklı bir hal alabilir.
2- Ama ticaret boyutunda öncelikle Rusya'nın son derece sıkı olduğu "standart" ve "sertifika" sorunlarının aşılması gerekiyor. Burada "siyasi destek" şart. Bu konu, Rus bürokrasisinin klasik ritmine bırakılmayacak kadar ağır. Bu konuda yoğun temaslar sürüyor, yol alnıyor ama bürokrasinin bilinen zorlukları karşısında hala gidecek çok yol var. Yani, "Rusya'ya mal satmak istiyorum" diye başvurana, "Hemen yarın malını yükle getir, ne mal olsa alırız" diyen kimse yok. Hatta şaşırtan bir "yavaşlık" var. Yaptırımların etkisi de perakende sektöründe henüz önemli bir seviyede değil.
3- Türkiye'de medyaya cuma günü "Rusya'ya gıda ürün ihracat izinleri çıktı" diye sunulan şirketler, sadece "Rusya'ya ihracat yapmak istiyoruz, şartlarımız uygun" diye Ankara'da ilgili bakanlığa, resmi makamlara başvuran şirketler. Bu şirketlere "Rusya'ya ihracat izni" verilmesi Rus makamlarının "yeterli bulması" kararına bağlı ve bu konuda dosyalar henüz Moskova'ya gelmiş bile değil.
4- Diğer yandan bakanlıklar, Rusya'da çok sayıda Türk şirketine ihracat izni alabilmek için yoğun bir mesai içinde. Bu çerçevede, Ankara tarafından "yeterli görülen" ve Rus makamlarına "izin" için bildirilen pek çok şirket beklemede. Özet bilgi vermek gerekirse, şu ana kadar kanatlı hayvan için 14, balık ve su ürünleri için 9, süt ürünleri için 3 işletmeye izin verildi. Rus tarafının masasında "bugün yarın izin beklenen" şu şirketlerin dosyası duruyor:
Kanatlı hayvan için 21, balık ve su ürünleri için 15, süt ürünleri için 88, kırmızı et için 27, sucuk ve benzeri işlenmiş ürünler için 3, damızlık yumurta için 44 ve sofralık yumurta için 49 şirket ise şu an Rus makamları nezdinde "olur" bekliyor.
5- Yaş sebze-meyve ve ve balık gibi zaten ticaretin yıllardır yolunda gittiği bazı kalemlerde Türkiye'den alımlar arttı. Ancak yeni şirketlerin yeni sektörlerde pazara girme izni alması, sertifika vb. gibi engelleri aşması durumunda bile zaman alacak bir süreç. Bunun yansıması olursa, o da 2014'te değil muhtemelen 2016 ticaret rakamlarında olabilir.
6- İhracatı arttırma çabalarının önünde en önemli engellerden biri lojistik. Türkiye Rusya'ya daha fazla mal satmak isterken, Rus tarafının Türk TIR'larına verdiği yıllık geçiş belgesi sayısının 9 binden ibaret olması, bunun yıl ortasında bitmesi hayatı zorlaştırıyor. Basit bir mantıkla, "Eğer Rusya ambargo karşısındaysa, bir an evvel iç pazara daha fazla tüketim malı getirilmesi gerekiyorsa o zaman Türk TIR'ların önündeki engel kalkarsa Türk müteşebbisler pazarı kolaylıkla doyurur ve doldurur" diye düşünülebilir. Ama Rusya her zaman "akılla" anlaşılmıyor ve işler bu kadar "kolay" yürümüyor. Ancak pazar gün, Türkiye'den gelen haber umut verici: "Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Rusya tarafından 3 bin adet yeni geçiş belgesi verildiğini ve bunun bir iyi niyet göstergesi olduğunu söyledi." Bu iyi haberlerin çoğalmasını diliyoruz.
Sonuç: Türkiye-Rusya ilişkileri hiç olmadığı kadar iyi bir dönemde. Batı'nın uyguladığı ambargolar Rusya pazarında Türkiye'nin alacağı payı ciddi miktarda arttırabilir. Hatta hızlı ve akıllı adımlar atılabilirse, belki ambargo kalksa bile Batı'nın bazı kalemlerinin yerini Türk malları elinden kaçırmaz. Ama bunlar teorik gerçekler. Pratiğe dökülmesi için zor, yorucu bir süreç Türkiye'yi bekliyor. Bu yolda yılmadan yürümek ve "siyasi desteği" de sağlamak lazım. "Gaz veren" heyecanlı manşetler bu süreci kolaylaştırmıyor; aksine Türk kamuoyunda "Rusya çok kolay pazar" algısı yaratma yanlışını körüklüyor. Rusya "en sıkıntılı" görünen zamanda bile, standartlara uymadığı için tonlarca Türk meyvesini geri gönderebiliyor ve işler sanıldığı kadar kolay, basit değil.
Rusya "büyük" bir pazar ama, "kolay" bir pazar değil! Bu gerçeği unutmayalım.
Suat Taşpınar
14.9.2014
Реклама