Rusya "kadın, votka ve kış" mıdır?
Rus kadınları denilince erkeklerimizin aklına Nazım Hikmet?in tarif ettiği gibi ?Beli karınca belinden ince, saçları saman sarısı kirpikleri mavi? yani sarsışın, yeşil gözlü, upuzun bacaklı kadınlar gelir. Kadınlarımızın aklına ise 35 yaşından sonra vücutları deforme olup kilo alarak yarım dünya haline gelen kadınlar gelir.
Slavlar için soğuk havalarda dışarıda hasta olmadan kalabilmenin yolu ?sala? yemektir. Domuzun sırtında oluşan o beyaz katmerli yağı yiyip sokağa çıkanı hiçbir soğuğun etkilemeyeceğini söylerler. Tabii genç yaşta kolayca eritilen bu yap, biraz yaşlanınca vücutta çakılı kalıyor ama Rus kadınları bu durumdan şikayetçi değiller. Zira Rus erkekler arasında çok revaçta olan ?Kadının etlisi sevilir, zayıf kadının kemikleri erkeklerin canını acıtır? görüşü Rus kadınlarını evlilik sonrası kilo almalarını fazla dert etmemelerine neden oluyor.
Elbette SSCB zamanında, yani 20-25 yıl öncesine kadar reklam ve dolayısıyla ince, zarif, seksi kadınların o reklamlarda boy göstermemesi de kadınları zayıflamaya özendirmiyordu. Bir de o dönemlerde mağazalarda satılan güzellik ve bakım malzemelerinin yeterli olmayışını unutmamak lazım.
Belki biraz bizim Türk kadınlarımızı incitecek ama son zamanlarda duyduğum güzel bir espriyi burada sizinle paylaşmadan geçemeyeceğim. Peşinen de bütün Türk kadınlarından özür diliyorum?
Evli bir erkek arkadaşı ile konuşuyormuş:
? Geçenlerde karım ? Türk kadınları mı güzel, Rus kadınları mı? ? diye sorunca ?hiç düşünmeden? cevapladım, ?Türk kadınları ? dedim, şayet biraz ?düşünseydim? tabii ki ?Rus kadınları? diyecektim!!!
Gelelim içkiye. Votka denilince klasikleşen bir Rus esprisi akla gelir: ?Dünyada çirkin kadın yoktur, az votka vardır? diye. Bu söz kadınlardan ziyade votkanın etkisini anlatan güzel bir deyimdir. Votka Rusya?da ilk önceleri ilaç niyetine kullanılırmış, hala da zaman zaman kullanılmaktadır. Kimi soğuk algınlıklarında bir kaşık bal veya karabiberle iki kadeh votka içip soğuk algınlığını atlatmaya çalışır, kimi altında ezildiği ekonomik koşullardan iki kadeh votka sayesinde kurtulur, kimi de aşk ateşinin yangını votka ile kendisini unutarak soğutmaya çalışır. Votkasız bir Rus yemeği düşünemiyorum. Hatta bir keresinde, Ramazan ayında İstanbul?da yemeğe götürdüğüm bir Rus?a bu mübarek ayda ağzımıza içki koymadığımızı söylediğimde çok şaşırmıştı, ?Hem de bir ay boyunca ha? Bizde olsa bir ay su içmeden idare edebiliriz ama votkasız bir ay asla? demişti.
Soğuk havalara gelince; buraların geleneksel deyimidir ?Rusya?da yılın 10 ayı kıştır, 2 ayı da yazı bekleyerek geçer? derler. Gerçekten de bulunduğum bazı bölgeleri en iyi anlatan sözcüklerdir bunlar. Naçizane Sibirya içlerinde Novosibirsk, Krasnoyarsk, Tumen ve Nijni Vartoks, kuzeyde Arkhangelsk, Uhta gibi bölgelerde bulundum. Öncelikle bu bölgelerde yaşayan insanların neden içkiye düşkün olduklarını çok iyi anlıyorsunuzdur. Uzun ve soğuk kış gecelerinde yapılacak en iyi şey votka ile avunmaktır.
Gündüz -38C gördüm ki sanırım geceleri -40?ın üzerine rahat çıkıyordu. Bu soğuklarda sokakta sarhoş olduğu için düşüp kalan insanın birkaç saatte donduğunu söylememe gerek yok sanırım. Ve ne yazık ki her kış birkaç sabah böylesi acı manzarayla karşılaşmak bu şehirlerin kaçınılmaz kaderleridir. Veya doğalgazın henüz girmediği küçük yerleşim yerlerinde her kış talihsiz birkaç olay da yaşanır; ahşap evin yanarak kül haline gelmesi olağan vakalardan sayılır.
Bu soğuk havalarda sokakta yürümek talihsizliğine uğramışsanız eğer, ne kadar kalın giysiler içinde olursanız olun soğuk havanın sizi etkilemesinden kaçamıyorsunuz. Sokakta soğuk rüzgârın yüzünüze ilk çarpması ile önce gözleriniz yaşarmaya başlıyor, başınızdaki şapka belki bir nebze kafanızı ve alnınızı koruyor ama elmacık kemikleriniz, yanaklarınız, dudak ve çeneniz soğuk ile temas edince kısa bir süre sonra yüz kaslarınızın uyuştuğunu ve çenenizi istediğiniz gibi oynatamadığınızı görebiliyorsunuz, dudaklarınız hissizleşip konuşmanız zorlaşmaya başlıyor. Burun kıllarınız donuyor ve burnunuzdan her nefes alıp verişinizde kılların birbirine yapışmış olduğunu fark ediyorsunuz. Biraz daha kalırsanız soğukta, kaslarınız ve kirpikleriniz de donacağı için gözlerinizi kapatıp açarken zorluk yaşıyorsunuz. Dışarıdan sıcak bir odaya girdiğinizde gözünüzde gözlük varsa camları birden bire buğu ile kaplanıyor ve hiçbir şey göremez oluyorsunuz.
Ama her şeye rağmen, soğuk kış günlerinde, sokaklardaki açık tenli Rus kadınlarının kıpkırmızı burunları ve al al olmuş yanaklarıyla ayrı bir güzellik kattıklarını da itiraf etmeden geçemeyiz?
Реклама