Digital çağın halleri: "Hatıralarınız hayallerinizden daha fazlaysa..."
Gelin hep birlikte 21. yüzyılın ilk 10 yılına bir göz atalım.....
11 Eylül dünyada “Müslümanlar” ve “diğerleri” diye bir ayrımda milat
oldu. ıkiz kulelere yapılan terörist saldırı ile bütün dünya yeni
baştan dizayn edilerek bir güvenlik kılıfına sokuldu, çeşitli
felaket sanaryoları yazıldı, “Zeitgist” bunlardan biri ve en
önemlisi oldu... ınsanların güvenlik adına tek tek fişlenip veya
vücutlarına çipler yerleştirilip her hareketlerinin takip
ettirileceği, insanoglunun güvenliği tehdit edici (veya tepedekileri
rahatsız edici) davranışlarda bulunduğunda çiplerinin kapatılarak
etkisiz hale getirileceği konuşulmaya başlandı...
Sanki bir De ja-vu yaşanıyor, Yaklaşık 63 yıl once George Orwell’in
yazdığı “1984” romanınındaki “Big Brother “ gibi, hayatımızın her
noktası başkalarının kontrolu altına giriyor....
Yine bu periyotta ABD’deki Enron skandalı patlak verdi. Peşi sıra
gelecek olan global ekonomik krizin belki de ilk habercisiydi. Dünya
finans piyasalarinda balon haberlerle milyonların nasıl bir anda el
değiştirdiğini gördük.
Globalizasyon dediğimiz tüm “dünya pazar, tüm dünya müşteri”
anlayışında olan ülkeler birbirinden hızla etkilenir oldular.
ABD’deki konut kredilerinin patlak vermesi ile tüm banka ve finans
kuruluşları darmadağın oldu. ızlanda adlı küçük bir ülke iflas etti,
(hepimizin aklına 1998 deki Rusya geldi). Domino etkisi kendisini
diğer ülkelerde de gösterdi, 1929’dan bu yana yasanan en büyük
işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalındı.
2000’li yıllarda en çok gelişen kurumlara göz attığımızda, Digital
Dünya Tacirlerinin hızla büyüdüğünü görüyoruz. Bu dönemde Microsoft,
Google, Facebook, v.b gibi kuruluşlar birer Dünya markası olup dünya
devleri sıralamalarında yukarılarda yerlerini aldılar,
Yeni yüzyılda dünyanın “Digital” olacağı söyleniyor. Facebook,
tweeter, Skypee, YouTube gibi sosyal paylaşım siteleri artık iş
dünyasında da yerlerini alıyor. Hepimize komik gelebilir
Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, Harward universitesinde
öğrenciyken ilk çalışmalarını yaptığında herkes “ınsanlar ozel
hayatlarını niçin bir internet sitesinde başkaları ile paylaşsın ki? "
diye dudak büktüler. Aynen bir zamanlar Amerika’da TV ilk çıktığında,
“Sinema salonları dururken insanlar neden bu küçük kutudan film
izlesinler?” diye soranlar olduğu gibi...
ıletişimde teknolojilere yapılan muazzam yatırımlar sonucu hızlı
internet erişimi ile Dünyanın her tarafı birbirine bağlandı.
Bilgisayarlar ucuzladı ve yazılım patlaması yaşandı Özel yazılımlar
ile hizmeti ve zihinsel işleri anında dünyanın bir tarafindan,
başka bir tarafına iletebilen platformlar yaratıldı, New York veya
Londra’da telefon ile Mc Donalds’a siparış veren birine aslında
Hindistan’daki call-center’da çalışan genç bir kız yanıt veriyor.
Istanbul’dan Turkcell’i arayan bir müşteriye Erzurum’da okuyan bir
üniversite öğrencimiz yanıt veriyor. ısterseniz bir hafta sonu siz de
Rusya’da bulunduğunuz yerden THY Moskova ofisi telefon ile arayın
bakın karşınıza kim cıkacak?
Önümüzdeki 20 yılda ticaretin en az % 25’inin digital ortamda
yapılacağı söyleniyor. Kurumlar buna göre kendilerini yeni dünyaya
hazırlıyorlar.
ınsanlara gelince: Gelişen digital çağın, çocuklarımızı internet
Cafelere kapattığını veya evlerindeki bilgisayarların başından
ayrılmadıklarını ve bizim gibi yarım yüzyılı devirmiş yaştaki
dinazorların çocukluk dönemlerindeki gibi “Mahalle arkadaşlıkları”
kavramlarının ortadan kalktığını, yakın bir gelecekte insanın sosyal
bir varlık olmaktan uzaklaşacağı tartışmaları başladı...
Bir kere günümüz gençleri artık birçok işi aynı anda yapabilecek
yetenektedirler. Bizim zamanımızdaki gibi sakiz ciğnerken merdivenden
düşen bir nesil yok, bir örnek vermek istiyorum, Üniversitede okuyan
kızım kendi jenarasyonunun örneklerinden biridir, evdeki ders
çalışma ortamını size anlatmaya çalışayım;
Masada defter kitap açık, önünde diz üstü bilgisayarı duruyor,
kulağındaki I-Pod’tan müzik dinliyor, masanın üzerinde on dakikada
bir çalan cep telefonu ve yan tarafta da açık duran bir TV var,
şaşırmamak elde değil, böyle bir ortamda insan nasıl ders çalışabilir
ki? Bir taraftan bilgisayarda MSN den arkadaşlarına laf yetiştirmeğe
calışıyor, diğer taraftan telefonlara cevap veriyor, önündeki kitabı
okuyup, deftere notlar yazıyor ve arada sırada da TV deki favori
dizisine göz atıyor, ama bendeki asıl şaşkınlık ders notlarını
görünce oluyor, böyle bir ortamda ders çalışan biri Türkiyenin en zor
üniversitelerinden birinde nasıl başarılı olabiliyor işte bunu aklım
almıyor, ama Gerçek de bu işte.
Yeni gençlerimiz pekçok işi bir arada yürütebilme yetisindeler,
Sosyalleşme ve “Mahalle Arkadaşlığı” meselesine gelince ; Bizim
gençliğimizde arkadaşlarımız, bizimle aynı sokakta oturan veya aynı
okulda okuyan yaşıtlarımızdı, ve sayıları iki elin parmaklari kadardi,
oysa bugünkü gençliğin Digital dünyada kuruduğu arkadaşlıklara bakın.
Dünyanın her köşesinden yüzlerce insanlarla iletişim kurup
görüşebiliyorlar, değişik kültürlerle tanışabiliyorlar, şimdi bu
gençlere sosyal değilsiniz demek olabilir mi?..
Evet, Bilgi teknolojisi ve Digital dünyadaki değişim , minik ağlarla
birbirlerine bağlı, devletler, iirketler, ve insanlardan oluşan bir
dünya yaratıyor. ıyi ve Kötü taraflarıyla karşı çıksak da kabullensek
de hayat tarzımız bu ağlar arasında geçecek.
Atasözü: “Hatıralarınız, hayallerinizden fazlaysa sonunuz yakındır...”
3.2.2010
Реклама