Eski "Doğu bloku"nun bir diğer ucundan izlenimleri: Değişimin Romanya'sı
Birkaç ay önce UEFA Avrupa Ligi futbol karşılaşmaları için
çekilen kurada Steaua Bükreş ile Fenerbahçe aynı guruba düşünce koyu
bir Staeua Bukreş taraftarı olan Marian hemen beni arayıp 22 Ekim
2009’daki maç için Romanya’ya davet etti. Komünizm yıkıldığından beri
Rusya dışındaki "demir perde" ülkelerinden hiçbirini ziyaret etmemiştim,
daveti kabul etim ve gittim.
Romanya , AB ye girmesine rağmen hala
kendi vize sistemini yürüten bir ülke. Biz Romenlere Türkiye’ye
girişlerinde kapıda vize alabilme kolaylığı tanıdığımız halde, onlar
geçerli Schengen vizesini bile kabul etmeyip, kendi ülkelerine özel
vize istiyorlar...
Bükreş, yaklaşık 2 milyon nüfuslu bir şehir.
Mimari açıdan bir Doğu bloku ülkesi gibi dursa da kendi hüviyeti olan
yapılarla dolu. Daha önce Varşova’da da gördüğüm, Rusya’daki meşhur
“Lomonosov, Devlet Üniversite” binasinin benzerine burada da rastladım,
Marian bu binanın SSCB zamanında Ruslar tarafından kendilerine
“hediye” edildiğini, ama bedelinin de kendilerinden tahsil edildiğini
söyledi... şimdilerde bu tarihi gökdelen gazeteciler binası olarak
içinde pekçok basın kuruluşuna hizmet ediyor.
Çok merak ettiğim
Romanya “Başkanlık Sarayı” binasını gezmeyi istediğimi söyledim.
Çavuşesku’nun 1983 yılında inşaasına başlattığı ama balkonuna çıkıp
Rumen halkına bir nutuk atmasının kısmet olmadığı bu bina, dünyadaki
monoblok yapılar içinde 2’nci büyük bina ünvanını koruyor. 365.000m2
büyüklüğündeki binada 750 mimar mühendis ve 10 bin işçi calışmasına
rağmen 1989 yılında Çavuşesku iktidardan indirildiğinde inşaatın ancak
% 70’ini tamamlayabilmişler. Çavuşesku merkezdeki kamu birimlerini tek
bir çatı altında toplamak gibi bir hayal ile kalkışmış olmalı bu işe.
Bina şu an sadece bazı uluslararası kongre ve toplantılar için
kullanılıyor. Yaklaşık 4 milyar dolara mal olan binanın içi baştan sona
kadar özel üretilmiş mermerler, halılar ve avizeler ile kaplı. Dünyada
ender bulunan pembe mermerleri bile hiç kısıtlamadan binanın pekçok
yerlerinde kullanmışlar. Büyük balo salonları, (Bu salonladan birinde
1996 yılında Rumenlerin ünlü jimlastikçisi Nadya Komanoçi’nin düğünü
olmuş ), Mermer sütunlarla desteklenmiş yüksek ve işlemeli tavanlar,
salonları kaplayan tek parça halılar özel olarak bina içinde
dokutulmuş, salonları aydınlatacak olan tonlarca ağırlıktaki avizeleri
anlatmaya kelimeler yetmez....
Balkonundan Çavuşesku Rumenlere
hitap edememiş ama Micheal Jackson Bükreş’e geldiğinde bu balkona çıkıp
Rumen halkına “Merhaba Budapeşte !...” diye hitap etme şansını
yakalamış.
Romen yetkilileri burasının bir “casino” olarak
kullanılabilmesi için kulisler yapılıyormuş ama, bu büyüklükteki hantal
bir yapının rasyonel kullanımı çok zor olsa gerek.
ışte size komünizm döneminin değişmeyen düşünce yapısının ürünü olan “herşeyin en büyüğü olsun” mantığı bir sonucu....
Romanya’nın
kendine has mimari yapısı var demiştim. Biraz Alman, Biraz Italyan
mimarisinin etkisi altındalar. Bükreş’teki eski binalardan çoğu
yıkılmış ama ayakta kalanlar hala güzel görüntülerini sergiliyorlar.
Eski dönemlerden kalan geniş caddeler, meydanlar ve bulvarlar Bu
şehre ayrı bir hava veriyor. Modern alışsveriş merkezleri, mağazaların
zenginliği, insanların kılık kıyafetleri , kafe ve restoranların
canlılığı ve pek çok bakımdan Bükreş modern bir batı şehri olup çıkmış.
Türk firmaları burada ciddi birçok yatırıma imza atmış, başta
“Kanal D” olmak üzere, sokaklarda Türk bankaları ve alışveriş
merkezinde de Türk markaları ile karşılaşabiliyorsunuz....
Maça
gelince, Bükreş’te 3 önemli futbol takımı var, “Staeua Bükreş” eski
bir Ordu takımıymış, şimdiki sahibi pek sevilmiyor. “Dinamo Bükreş”
polis teşkilatının takımı imiş ve her iki takımın rekabeti bizdeki
“Fenerbahçe –Galatasaray” rekabetini andırıyor. Marian’ın Dinamo
taraftarı olan arkadaşları bana şans dileyip, gönüllerinin benimle
olduğunu söyledi. Aynen Marian’ın da o sıralar Galatasaray için aynı
dilekleri tuttuğunu bildiğim gibi, Bir de “Rapid Bükreş” takımı var ki
o da eskiden işçilerin takımı imiş...
Staeua Bükreş takımının sahibi
Gigi Becali cok enteresan bir adam. Kulüp taraftarlari kendisini
protesto ettigi icin bilet satışlarına limit getirmiş, taraftarlar
ancak hüviyetini ibraz ederek bilet satın alabilmişler. Stadyum
girişlerinde güvenlik görevlileri biletteki isim ile kimlik
kontrollarını yaptıktan sonra insanları içeri bırakıyor, ve tabi bu
durum maça olan ilgiyi azaltmış. Stadyumda Steaua taraftarı kadar da
Fenerbahçe taraftarı vardı.
Bu arada Gigi Becali yani Staeua
kulübü başkanı ile ilgili küçük bir bilgiyi sizinle paylaşayım: Bu
zat-ı muhterem de Romanya’nın oligarklarından biridir. Devrim esnasında
özellikle Bükreş civarında yaklaşık 1 euroya topladığı binlerce
dönümlük arsaların bugünkü m2 değeri 2500 euronun üzerindeymiş.
Buraya gelip yatırım yapmayı planlayanlar mutlaka Gigi Becalinin
kucağına düşmek zorunda kalacaklar, zira Bükreş civarında yatırım için
mevcut tüm arazi Becalinin elindeymiş, ve söylenilenlere bakılırsa
önümüzdeki 10 yıl içinde bu gayrimenkul krallığı onun dünyanın sayılı
zenginleri arasına sokacakmış....
“Zenginin malı, züğürdün çenesini yorarmış” sözünü hatırlayıp, yazımızı burada noktalayalım....
3.11.2009

Реклама