ısmail Boy yazdı: Kriz sonrasının dijital tüketim dünyasına hazırlanalım
O dönemlerde bu ülkedeki yabancılar onların bilmedikleri, gidip görmelerinin ve öğrenmelerinin hemen hemen imkansız olduğu bir dış dünyadan geliyorlardı. Bunun getirdiği gıpta ile bakma veya ulaşamamanın getirdiği bir saygı vardı. Lakin yabancılarla ilişkiye girmenin muhtemel bir KGB soruşturma nedeni olmasının da getirdiği bir çekingenlik söz konusuydu. Rus insanı o zamanlar devlet otoritesinden çok korkardı. Yabancı biriyle münakaşa etmek demek polis/KGB ile başının belaya girmesi demek olacağı için asla yabancılara bulaşmazlardı.
Oysa 1991’de, SSCB’nin yıkılması ile ortaya yepyeni bir Rus insanı tipi çıktı. Artık karşımızda genel olarak hiç kimseden çekinmeyen, yasaları ve otoriteyi hiçe sayan, çevreyi umursamayan bir Rus insanı profili vardı.
Ortaya çıkan bu yeni insanlar sanki eskiden bu ülkede yaşamıyorlardı. Giyim kuşamlarından tutun da her tür davranışlarına kadar baştan aşağı değiştiler. Her iki dönemin de içinde bulunan bizim gibi insanlar hayretler içinde kalmıştık, “Nasıl çıkmıştı bu insanlar? Daha önceleri nerelerdeydiler?” diye kendimize sorar olmuştuk.
Yeni dönemde ortam hemen bu yeni insan tiplerine ve onların taleplerine uygun değişikliklere kendini uydurdu. Mağazalar, restoran ve kafeler, arabalar, evler, hepsi yeniden dizayn edilmeye başlamıştı. Sovyet zevki artık çöpe gitmiş yepyeni bir trend ortaya çıkmıştı, Herşeyin yabancı markası makbul hale gelmişti. Süt ve yumurta bile ülke dışından ithal ediliyordu....
Meşhur 1998 ekonomik krizi sonrasında Rus insanı tüketim eğilimlerini değiştirdi. Paranın ve tasarrufun değeri biraz daha anlaşıldı. Borsa yavaş yavaş prim yapıp yükselmeğe ve insanların ilgisini çekmeye başladı. Petrol, demir çelik, aluminyum gibi hammede ürünler hızla değerlendi. Dünyada para bolluğu oluştu.
Teknoloji gelişti, Homojen ürünlerdeki maliyetler düştü, üreticiler arasında rekabet arttı, bunun sonucu görsel ve yazılı medyanın aracılığı ile yapılan reklam bombardımanları ile insanlar tüketim çılgınlığı yaşamaya başladı.
Geldik 2008’e ve yeni bir kriz daha yaşadık. Bundan öncekiler gibi bölgesel bir kriz değildi bu. Önce tüm dünyadaki gayrimenkul sektörünü vurdu. Peşinden finans sektörünü vurdu, sonra reel sektöre ve perakende sektörüne geldi. şimdi sırada hizmet sektörü var. Bakalım onlar da sıralarını savabilecekler mi? Yoksa Kriz buradan geri mi dönecek?
Elbette bu kriz de bir yerlerde son bulacaktır.
Önemli olan bu krizin sonrasında nasıl bir tüketici tipi ortaya çıkacak, onu tesbit etmemiz, ona göre startejileirmizi kurup, kriz sonrasına kendimizi hazırlamamız gerekecektir..
şöyle bir dünyamıza göz atalım, son 20 yılda ne tür gelişmeler yaşamışız. Öncelikle bu internet denilen buluş insanoglunun tüm alışkanlıklarını alt üst etmiş. Baksanıza 20 yıl öncesine kadar dünyada bir marka olmak için pazarda yıllarınızı harcamanız gerekirdi. Coca Cola, Nestle, Ford, P&G, Boss, daha sayılabilecek pekçok firma markalarını kabul ettirebilmek için yıllarını verdiler, bu saydıklarımın arasında ömürleri 100 yıldan fazla olan şirketler bile var.
Günümüzde ise Microsoft , Google, Yahoo, Amazon gibi firmalar birkaç yıl içinde bütün dünyanın tanıdığı markalar olup çıktılar. Alışılagelmiş global markalar olabilmek için hiç de öyle 40-50 yıl beklemelerine gerek kalmadı. Yani anlatmak istediğim nokta, gelecek dönem tüketici tipinin belirlenmesinde digital dünya çok önemli rol oynayacaktır.
Bilgisayar ile entegre olmuş yepyeni bir nesilin ortaya çıkacağını sanıyorum. Firmalar da ürünlerini pazarlarken digital dünyayı göz ardı etmeyeceklerdir.
Yeni tüketici profili artık yazılı veya görsel medya aracılığı ile yapılacak reklamlara kulak asmayacaktır. Facebook, Msn, Skype v.s siteler sadece arkadaşlık ve network siteleri olmaktan çıkıyor. Bu siteler ciddi anlamda ürün pazarlama siteleri haline geliyor. Örneğin: şimdiki gençler mağazalara gidip, beğendikleri kıyafetleri alıp çıkmayacak, önce almak istedikleri kıyafetlerin resimlerini cep telefonları ile çekip bu sözü edilen sitelere yükleyip arkadaşlarının fikirlerini alıp ona göre satın alma kararlarını verecekler. Yani siz bir üretici olarak istediğiniz kadar gazetelere ve TV lere reklam verin, fayda etmeyecektir. Çünkü artık o reklamları okuyup etkilenecek kesim orta ve otra yaş üstü nesil olacaktır. Yani digital dünya ile henüz yeteri kadar tanışmamış insanlar olacaktır, oysa günümüzde para harcayan kesim yaşlı nesil değil, genç nesildir.
Dolayısı ile yeni tip tüketicinin satın alma kararlarını etkilemenin başka yollarını bulmak gerekecektir. Artık biraz bu konulara kafa yormamız gerekecek sanırım...
6.4.2009
Реклама