Rusya'nın kalbine yolculuk: Mecburiyet lokantaları, mahkumiyet otelleri...
Taldom gezisi
Severnıy Pasalok, Taldom şehrinin 15 km. dışında, küçük bir kasaba. Taldom ise Moskova çevreyolu MKAD’dan 150 km. kuzeyde, 25 bin nüfuslu bir yerdir.
Buradaki bir fabrikaya yaklaşık 7-8 günlük bir çalışma için gelmiştik. Fabrikadaki işçilerin çok kozmopolit bir yapısı vardı, çalışanların çoğunluğu Kırgız-Özbek-Ermeni-Azeri kökenliydi. Fabrika bir Rus-ıtalyan ortaklığı ile işletiliyordu ve ücret ödemeleri de diğer Rus işletmelerine
göre daha farklıydı, çalışanlar işin niteliğine göre 50-100 ruble saat ücreti alıyorlardı ve hemen hemen hepsi hallerinden çok memnundular. Rusya’da bulunduğumuz çoğu fabrikada işçiler ücretlerin düşüklüğünden ve zamanında ödenmemesinden şikayet ederlerdi.
Ermeni işçiler benim Türk olduğumu öğrenince tek tek gelip elimi sıktılar ve artık dost olduğumuzu ima ettiler. Ben de havayı yumuşatmak için futbolda onları nasıl yendiğimizi ve çok zayıf bir futbol takımları olduğunu söyleyip şakalaştım.
Fabrikada kaldığım bir hafta boyunca tum işçilerden büyük yardım gördüm. Bu yardım yabancı olmamdan kaynaklanmıyordu, zira aynı fabrikada başka çalışmalar yapmak üzere ıtalyan teknisyenler de vardı, işçilerin onlara yaklaşımı daha farklı ve soğuktu.
Bir kez daha anladım ki Türkiye olarak hala Orta Asya’nın ve Kafkasya bölgesinin ağabeyisiydik...
Biraz da kaldığımız yerden bahsedeyim.
“Severnıy Dvor” adlı otelimiz 9 odalı, yeni hizmete girmiş küçük bir oteldi. Sahibi belli ki çok özen göstermiş, odalar temiz ve sıcaktı, havlular her gün değişiyordu, koridora bir su içme makinası (sebil) bile koyulmuştu, böyle küçük bir yörede hiç beklemediğimiz konforlardı bunlar.
Otel sahibinin bir Özbek olduğunu söylediler, Özbekler için ticari ataklıklarına bakıp,“Orta Asya’nın Yahudileri” demelerinin sebebini de böylece anlamış olduk. Sen Özbekistan’dan kalk gel Moskova’nın burnunun dibinde otel işlet, Ruslar da baka kalsınlar...
Rusya içlerine seyahat edenler iyi bilir, başka ülkelerde normal olarak bulunması gereken hizmetler Rusya’nın küçük şehirlerinde ne yazık ki yoktur ve sizin de bu konuda yapabileceğiniz çok fazla bir şey bulunmuyor.
Buralarda kalınabilecek temiz bir otel ve yemek yiyebileceğiniz uygun bir restoran bulabilmektir sorunların en büyüğü.
Bundan yaklaşık 8-10 yıl önce seyahat ettiğim bir şehirde kaldığım otelde gece vakti odaya girip ışığı yakmamla hamam böcekleri sağa sola kaçışmıştı. Odadaki yataklara sermiş olduları çarşaflar hem kırış kırış, hem de leş gibi kirliydi. Banyosunda musluğu açtığımda suları paslı akıyordu, tuvalet kağıdı olarak da 15x15 cm kesilmiş gazete kağıtları vardı. Yani sizin anlayacağınız her şey bir kabus gibiydi, gecenin o saatine başka bir otel aramamın da imkanı yoktu, mecburen elbiselerimi soyunmadan ve yatağın içine girmeden battaniyenin üstünde uyumaya çalışıp sabahı zor etmiştim. Sabah da ilk iş olarak kapağı başka bir otele atmıştım.
Bir başka yerde ise bulunduğumuz yörenin küçük bir yerleşim yeri olması sebebiyle sadece iki tane restoranı vardı ve şanssızlığa bakın ki bizim kaldığımız o gece bir tanesi kapalıydı. Diğerinde de özel bir davet nedeniyle bize yer veremiyeceklerini söylemişlerdi. Mecburen bulabildiğimiz açık bir mağazadan ekmek, peynir, salam, kola alıp odamızda akşam yemeği niyetine kendimize ziyafet çekmiştik...
Rusya içlerine seyahat böyle bir şeydi işte...
Hatırlanması gereken bir diğer konu da Rusya’nın her küçük bölgesinde genellikle ödemelerde kredi kartı ve döviz kabul edilmemesidir, kayıt altına girmemek için tüm ödemeler nakit olmak zorundadır.
Elbette bizim Severny Pasolok’da kaldığımız otel de aynı hassasiyeti gösterip, odaya yerleşmeden önce bizden nakit ödeme istemişti. Kaldığımız otelde çalışan kimi kadınlar ise galiba mutsuz evliliklerinin acısını müşterilerden çıkartmak için sözleşmişlerdi.
Sabah oda anahtarını teslim ederken bir “günaydın” sözcüğünü bile esirgeyen resepsiyon görevlileri asık suratları ve çatık kaşlarıyla sorduğumuz sorulara cevap verirken sert ve kızgın bir ifadeye bürünüyorlardı...
Akşam otele döndüğümüzde yemek yiyeceğimiz uygun bir restoran olup olmadığını ve varsa bizim için bir rezervasyon yapmasını söylediğimizde aldığımız cevap bir turizm dersi niteliğindeydi:
- Binin taksiye gidin bir restorana girin içeri bakın yer varsa ve beğenirseniz oturup yersiniz yoksa başka yere gidersiniz...
Moskova’ya bu kadar yakın olup da Moskova’daki değişimden bu kadar uzak kalabilmek nasıl oluyor anlamak çok zor. Bir Çin atasözü vardır:
“ıki insan arasındaki mesafe , bulundukları yerlerin birbirine uzaklığı ile değil, o iki insanın kafalarındaki düşünceler arasındaki mesafelerle ölçülür...”
Bu sözün doğruluğunu burada teyit ettik, hizmet sektörü olarak burunlarının dibindeki Moskova’ya hiç benzemiyorlar...
4/12/2008
Реклама