Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
YAZARLAR

Moskova notları: Karla karışık, karmakarışık bir park vakası...

 

Ben karı da, kışı da, soğuğu da seven ve Moskova'ya yakıştıranlardanım. 'şu Moskova'nın karı kışı yok mu, öldürüyor insanı' diye yakınanlara acıyorum. "Ya sev ya terk et" diye takılıyorum öylelerine! Bu yıl onların duası kabul oldu; aylardır ne kar, ne kış uğradı. Termometre 130 yıldır olmadığı kadar hep artıda gitti. 'Anti kar lobisi' hatasını anlayıp, önyargılarından dolayı utanmakla meşgul. "Meğer karsız Moskova zulümmüş, erken kararan havayı biraz daha aydınlatan meğer beyaz örtüymüş, öbür türlü bu gri şehir insanda mezar duygusu uyandırıyormuş" diye tornistan ettiler, bir tek kar duasına çıkmadıkları kaldı. Ve nihayet kar, kış, tipi, dondurucu soğuk sökün etti.

Park kar, buz, soğuk, kızaklı çocuklarıyla geç de olsa 'normale' dönmüş durumda. Biz de ailecek kızağı ilk kez kara indirmenin keyfindeyiz. Her sene bu zamanlar klasik manzara, donan parkın tam ortasındaki büyük gölette kayak kros yapanlardır. Ama bu sene gölet donamadığı için, onlardan eser yok.

Yakındaki bir bankın etrafına tünemiş dört delikanlı gürültülü bir sohbette. Ellerindeki biraların Efes olmasından başka, memnuniyet verecek bir durum yok! (Yurtdışında yaşarken yabancıların elinde Türk ürünü görmenin verdiği garip haz işte!) Bağıra çağıra okuldaki bir olaydan söz ediyorlar. Arada küfürler girip çıkıyor cümlelerine. Yaşları en fazla 15. Ellerindeki yetmezmiş gibi, zulada üç-beş şişe bira daha duruyor. Saat daha öğlenin 12'si. Tiplerinde bir yamukluk yok, ama siyah kabanlı birinin ayağındaki siyah asker botları benden önce karımı rahatsız ediyor. Malum, bu aralar dazlaklar Rusya'da yabancılara aman vermiyor. Ve bu asker botları da onların alameti farikası. Parkın ihtiyar bekçisi biraz ötede köpeğini beslemekle meşgul. Epeyce çocuklu aile de parkı şenlendiriyor. Yani ortalık kalabalık. "Dazlak saldırısı için pek uygun bir ortam değil. Onlar metroları seçiyor" diye kendimi teskin ediyorum.

Bizim kar, kızakla keyifli boğuşmamız, onların bira şişeleriyle sevişmesi epeyce sürüyor. Onların hastalıklı kahkaha ve küfürleri artmaya başlayınca, "Hadi biraz uzağa gidelim" diyorum eşime. Yerinden memnun olan oğlumu ikna etmek kolay olmuyor, mızmızlanıyor, ama usul usul uzaklaşıyoruz 'tehlikeli bölge'den. Erkekliğin yüzde hesabında 'kaçmak' baskın çıkıyor!

Biraz ötede, onların gürültüsünden tümüyle kurtulamadan devam ediyoruz kızağa. Ama tadımız kaçtı bile. Eşim, "Bu yaşta bu kadar içen çocuklar tabii alkolik olur" diyor. "Ne halt ederlerse etsinler, ama hiç değilse çocuk parkında içmeleri engellensin. Bekçi niye müdahale etmiyor ki" diye yakınıyorum. "Ne yapsın zavallı ihtiyar. Bir laf söylese dayak yer, kimse de kurtarmaz! Bizde kavgayı ayırmaz, seyrederler" diyor.

Hava kararmaya başlıyor. Bir süre onları unutup karla boğuşuyoruz. Yerde oğlumla güreşirken, ansızın birkaç metre önümde bir çift siyah bot görüp irkiliyorum. Kafamı kaldırıyorum. O genç. Bir elinde bira şişesi. Boş gözlerle bana bakıyor. Hanım gergin halde onu süzüyor. Birkaç saniye içinde bir sürü şey geçiyor aklımdan. Öbür elinde bir şey var. Bir adım atıyor bana doğru.

"Pardon" diyor, "Bu eldiveni galiba siz düşürdünüz." Bizim oğlanın yedek eldiveninin bir teki. Hanım hemen uzanıp alıyor. "Teşekkür ederiz" diyor. "Mühim değil" diyor delikanlı, yanımıza yaklaşan oğluma gülerek el sallıyor, "Hoşça kal ahbap!"

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Yıl biterken Rusya'daki işlerinizi geçen yıla kıyasla nasıl değerlendiriyorsunuz?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама