Bu yazıya "herşey dahil": 5 yıldızlı oteller, 3 yıldızlı şehirler ve boncuklar...
Her şey dahil!
Eski yazılarımdan birinde turizm ile ilgili bir şeyler de yazacağımdan bahsetmiştim,
ışte o gün geldi çattı…
Tesadüfler sonucu 1990’li yılların başında Türkiye’ye ilk kapalı grup Rus turistleri getiren şirkette görev almıştım.
Daha doğrusu ticari ilişkide bulunduğumuz Komineft şirketi yöneticilerini yaz tatillerini geçirmek için Antalya’ya davet ettiğimizde, yöreyi o kadar çok beğendiler ki, bize kendi çalışanlarını her yıl Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti (o zamanlar Çekoslavakya idi) gibi ülkelere toplu olarak yolladıklarını, ama şayet becerebilirsek tatillerini yapmak üzere Antalya bölgesine yönlendirebileceklerini söylediler.
Söz konusu operasyon sadece birkaç personelin değil bir sezon boyunca 50-60 bin gecelemenin yapaılacağı “back to back” kapalı gurupların gelmesi idi.
Gerekli acenta, otel ve uçak bağlantıları yapıldı, 1993 nisan ayından itibaren Rus grupları karşılayıp Çamyuva Kemer civarında büyük bir otele yerleştirdik.
Gelen Rusların pek çoğu ilk kez yurt dışına çıkıyordu. Yemekler ve tesis çok beğenildi, gelişlerinden birkaç gün sonra çevreyi araştırmak amacı ile Kemer’in içine giden bazı Ruslar akşam otele döndüklerinde birbirlerine hararetle bir şeyler anlatıyordu, Merak edip kulak kabarttım.
Kemer esnafının yaklaşımı onları çok şaşırtmıştı, Komünizmden yeni çıkmış bu insanlar, hayatları boyunca karşılaşmadıkları davranışlarla yüz yüze gelmişti,
Dükkanların önünden geçerken satıcıların onları içeri davet etmeleri, alışveriş yapmasalar bile kendilerine çay ikram edilmesi çok şaşırtmıştı, ama beni de hayrete düşüren şey oldu,
Olay şöyleydi;
Kemer’deki kuyumcu mağazaların cazibesine kapılan zengin bir Rus misafirimiz dayanamayıp dükkandan içeri girip vitrinde gördüğü kolyeyi hiç pazarlık yapmadan satın almıştı.
Öncelikle Rusya’da o dönemler bir malın fiyatında pazarlık olabileceği anlayışı henüz oluşmamıştı, diğer taraftan bizim kuyumcu esnafında da büfeden gazete alır gibi kendisinden altın kolye isteyen bir müşteri çıkabilir beklentisi yoktu.
Tabii bizim kuyumcu kendisi ile hiç pazarlık yapmadan vitrindeki kolye için istenilen parayı veren Rus müşterinin davranışı karşısında şaşırıp biraz da attığı kazığın vicdan azabını hafifletmek için ona bu alışverişten ötürü bir de yüzük hediye etmişti.
Rus da bunu şaşkınlıkla oteldeki diğer arkadaşlarına ballandıra ballandıra anlatıyordu, “Bir kolye aldım satıcı o kadar iyi biriydi ki bana bir de yüzük hediye etti” diye övünüyordu…
Tabi zamanla Kemer esnafı da, Rus turistlerimiz de birbirlerini yakından tanıdılar ve bu tür davranışlar hayal oldu…
O dönemler ülkemize gelen pek çok Rus turist Antalya’da ev almaya niyetlendi ama mevzuat buna müsait olmadığı için de gidip ıspanya’da ev satın aldılar.
Antalya yöresinin şanssızlığı zengin Rus turistine hazırlıksız yakalanmasıydı, O dönemler çok lüks otellerimiz olmasına rağmen şehir olarak gelen insanların bazı isteklerini karşılayabilecek imkanlardan yoksundu Antalya.
Kiralık son model Mercedes isteyen Rus müşterimize koca Antalya’da kiralayabilecek lüks bir araba bulamadık,
Gece yemeğe çıkılacak lüks lokanta bile yok denilecek gibiydi.
Ortada paradoksal bir durum vardı,otellerimiz ile şehir arasında uçurum gibi fark vardı, Otellerimiz 5 yıldızlı konfora sahip ama otel dışı yaşantı 3 yıldız otel müşterilerine göreydi… ve bunun sonucu olarak da ne yazık ki ülkemize koşa koşa gelen bu zengin Rusları Türkiye’den çabucak kaçırttık,
şimdi gelenler Rusya’nın orta gelir seviyesine sahip insanlar,onlar da ellerindeki sınırlı parayla tatillerini en iyi şekilde geçirmeğe çalışıyorlar.
Geçen gün elime geçen bir gazetede, bir turizm şirketinin yaptığı araştırma sonuçları yayınlandı, buna göre Türkiye’de son yıllarda revaç gören “her şey dahil” sisteminden en çok Rus turistler memnun kalmışlar.
Bu her şey dahil denilince hemen yaşadığımız bir anıyı size aktarmak istiyorum,
O dönemler tatil köylerinde çok moda olan “Boncuk” uygulaması vardı,
Tesis içinde yapılacak harcamalarda para kullanılmıyor onun yerine otel idaresinden satın alınan renkli boncuklarla ödeme yapılıyordu.
Tesise giren Rus müşterilerimizi toplu halde bilgilendirirken tesis içinde para kullanılmadığı ve onun yerine, havuz veya plaj barlarında yiyip içecekleri için boncuk ile ödeme yapabilecekleri açık açık anlatılıyordu.
ılk günler hiçbir aksilik olmaksızın işler gayet güzel gidiyordu, Bir gece nefes nefese görevli beni çağırdı. Resepsiyonda Rus misafirlerimizden bir tanesi etrafa kızıp bağırıyormuş.
Gidip adamın derdini anlamaya çalıştım.
Garibim Rus bu boncuk ile ödeme işini öyle ciddiye almış ki, Kemer’e gidip dolaşırken yorulup bir bara girmiş, bir şeyler içtikten sonra da cebindeki boncuklar ile hesabı ödemeye kalkmış, tabii barda kimse Rusça da bilmediği için anlaşmak pek kolay olmamış, sonra adama bir taksi çağırıp otele kadar eşlik etmişler ve hesabı otelde tahsil etmişler, adam da avazı çıktığı kadar bağırıyor.
“Siz bu Boncukların Kemer’de geçmediğini bize niye söylemediniz” diye..
Ya sevgili dostlar,
“Geçmiş zaman olur ki Hayal-i Cihan değer “ demiş büyüklerimiz…
Реклама