Türkiye'deki Beyaz Rusların izinde yolculuk: "Teşekkürler İstanbul!"
Marina Yarova-Sığırcı, 2010’dan beri İstanbul’da yaşayan bir Rus aydını. Şubat ayından Rusya’da basılan “Teşekkürler İstanbul! Türkiye’deki Beyaz Rusların İzinde” adlı araştırma- inceleme kitabı ile bir döneme ışık tutuyor. 1917 Bolşevik Devriminden sonra Rusya’yı terketmek zorunda kalıp, hayatlarını Türkiye’de geçiren insanların kaderlerine adanan kitabın Türkçeye da kazandırılması, önemli bir kazanım olacak.
Rusya’nın St. Petersburg şehrinde “European House” yayınevi tarafından şubat ayında ilk baskısı yapılan 240 sayfalık “Sbasibo Konstantinapol” adlı kitap, 64 sayfadan oluşan renkli ve siyah beyaz resimlerle de ayrı bir zenginlik oluşturuyor.
Yazar Marina Yarova-Sığırcı, kitabın öyküsünü anlatırken, “Bu resimler arasında çoğu daha önce hiçbir yerde basılmamış olan özel şahıslara ve kurumlara ait çok özel resimler de bulunmakta” diyor.
Yazar, hem Türkiye’de hem de Rusya’da uzun ve titiz bir çalışamanın ürünü olan kitap ile ilgili şu bilgileri paylaşıyor:
“Bu kitap, 100 yıllık bir dönemi kapsayacak şekilde yaşanan olayları, kaderin bir cilvesiyle 2. anavatanları İstanbul ve Türkiye’deki diğer mekanlar olan insanların ve onların evlatlarının gözünden anlatmakta. Anlatılanlar, İstanbul’un büyük bir mülteci hücumu ile dolmaya başladığı dönemden başlamakta ve (burada kalmaya karar verenlerin) yaşadığı tüm dönemleri kapsamakta.”
“Beyaz Rus” deyimi, Bolşevik Kızıl Ordu karşıtı olan “Beyaz Ordu” ile birlikte kaçan askeri veya sivil insanlara verilen ad.
Marina Yarova-Sığırcı, günümüzde, Beyaz Rus mültecilerin 2. neslinin çocuklarının bazılarının hâlâ İstanbul’da yaşadıklarına dikkati çekiyor ve “Onların hafızalarına nakşettikleri olaylar ve anımsadıkları öyküler sayesinde, Beyaz Rusların Türkiye’de yaşadıkları zor ekonomik ve siyasal koşullar altındaki yaşadıklarını kâğıda dökmek mümkün oldu” diyor.
Yazarın araştırmaları sadece Beyaz Rusların 2. ve 3. nesillerinin hatıralarına değil - özellikle o dönem yaşamış olan yazar, gazeteci tanıkların anlattıklarına, kendi kişisel araştırmaları ile, ayrıntılı arşivsel ve tarihsel belgelerin incelenmesine dayanıyor.
Marina Yarova-Sığırcı, kiytabı hazırlarken Beyaz Rus mültecilerinin mezarlarının izinde, İstanbul ve Adalardaki bütün büyük hıristiyan mezarlıklarını araştırmış. Bulunan isimlerden hareketle , bu kişiler ve aileleri hakkında derin bilgiler toplamış. Böylece onların kim oldukları, Çarlık Rusyasının hangi bölge- şehrinden oldukları, sosyal konum ve mevkiileri gibi gerçekler kitaba yansımış. Bulunan isimler arasında meşhur ve iyi bilinen pek çok isim ve aileler mevcut.
Yazar burada adları geçen pek çok Rus ve Ukraynalı’nın akrabaların, kayıp akrabalarının adlarını bularak, hâlâ Türkiye’de yaşamakta olan yakınlarını bulmalarını da ümit ediyor.
Bunların dışında yazar, Gelibolu ve Çatalca’da Beyaz Ordu ve Kazakların ikamet ettikleri yerleri de ziyaret etmiş. Kitap sadece Beyaz Ordunun kahramanlıklarının yanında, buradaki Rus askeri yaşamından ayrıntalar sunmakta ve günümüze kadar ayakta kalan rus izlerinden bahsetmekte.
Kitapta, vaktiyle Yunanistan‘ın Aynoroz adasındaki Rus manastırına gidenlerin ücretsiz ikamet ve ibadet edebilecekleri İstanbul Karaköy’deki 3 apartman kilisesi ve Rus mültecilerin yaşamında önemli bir yere sahip olan “Fukaraperver Cemiyeti” (Beyaz Rus yardımlaşma örgütü) hakkında ayrıntılar da yer alıyor.
Kitap ayrıca mültecilerin ilk yıllarda İstanbul’un kültürel yaşamlarından ve burada hayatları boyunca kalarak Türk kültürel yaşamına katkı sağlayan Rusya kökenli sanatçılardan da ayrıntılı olarak söz ediyor.
Yazar Marina Yarova-Sığırcı, “Kitapta hangi konular anlatılırsa anlatılsın , insanların kaderleri hep en ön planda tutuldu. Okurlar, Beyaz Rusların aile yaşantıları ile yabancı bir ülkedeki yaşamlarını , dinsel ve milli bayramlarını kutlamalarını ve geleneklerini nasıl sürdürdüklerini öğreniyorlar” diyor.
Rusların Türkiye’ye göçüne ait çok geniş belgelere sahip olan kitap, şu bölümlerden oluşuyor:
Tarihsel Durum; Gelibolu ve Çatalca Kampları; İstanbul’daki adalardaki mülteciler; İstanbul Karaköy’deki Yunanistan Aynoroz adasına ait üç Apartman Kilisesi; Fukaraperver Cemiyeti PAE; İstanbul’daki Beyaz Rusların Kültürel Yaşamı; “Grand Rue de Pera” caddesi; Rus lokanta ve kafeleri; Rejans ve Ayaspaşa Rus Lokantası; Türkiye’deki ilk plajlar; Kaybolan Kaderler- gerçek yaşam öyküleri; İstanbul ve Adalardaki Hıristiyan mezarlıklar; Son Söz; 2 ek; Bibliyografi.
Kitabın Türkçeye de kazandırılması için çalışmalar devam ediyor.
Yazar Marina Yarova-Sığırcı, 1965 Kemerovo doğumlu. Latin-Alman Filolojisi mezunu. Uzun yıllar Ukrayna’da çevirmenlik ve TV program yapımcılığı yaptıktan sonar, ABD’de FOX TV’de staj imkanı da bulmuş. Eşi doktor Ali Rıza Sığırcı ile, 2009’da Avrupa kültür başkenti İstanbul konulu bir belgesel film hazırlarken geldiğinde tanışmış. Eşi ile birlikte 2010’dan beri İstanbul’da yaşıyor. Rusça, Ukraynaca, İngilizce biliyor ve Türkçe öğreniyor.
Not: Marina Yarova-Sığırcı’nın fotoğraf, Beyaz Rusların İstanbul’a en değerli armağanlarından olan, eski adıyla “Rejans”, şimdiki adıyla “İstanbul 1924” restorda, fotoğrafçı Olga Boz tarafından çekilmiş.
19/7/2018
Реклама