"ABD'nin yeni güvenlik stratejisi Rusya'ya nefes aldırabilir"
ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin açıkladığı yeni ulusal güvenlik stratejisi, Washington’ın Avrupa’ya yönelik yaklaşımında köklü bir değişime işaret ediyor. Belgede, Soğuk Savaş sonrası ilk kez NATO’nun sürekli genişlemesinin gerekliliği sorgulanırken, Avrupa’nın içinde bulunduğu durum “medeniyetin gerilemesi” olarak niteleniyor. Uzmanlara göre bu yaklaşım, özellikle Ukrayna’nın ittifaka kabulü konusunda fiili bir moratoryum anlamına gelebilir. Bunun euroatlantik dayanışmayı zayıflatacağı belirtilse de, stratejinin Rusya açısından yeni fırsatlar sunduğu yorumları öne çıkıyor.
İzvestiya'nın aktardığına göre, belgede yer alan en dikkat çekici maddelerden biri, Avrupa ile Rusya arasında “stratejik istikrarın yeniden tesisinin” ABD’nin öncelikli hedeflerinden biri olarak tanımlanması. Bu ifade, Washington’ın Rusya’yı artık otomatik bir rakip olarak değil, Avrupa’daki dengelerin korunmasında zorunlu bir aktör olarak gördüğüne işaret ediyor. Siyasi analistler, ABD’nin NATO’nun genişlemesini yavaşlatma eğiliminin Moskova’nın uzun süredir dile getirdiği güvenlik kaygılarının dolaylı kabulü anlamına geldiğini belirtiyor. Bu durumun Rusya’nın müzakere konumunu güçlendirebileceği vurgulanıyor.
Stratejinin Rusya açısından diğer önemli boyutu ekonomik alanlarda ortaya çıkıyor. Siyasi analist Aleksey Muhin’e göre, Washington’ın hedefi kendisini küresel çatışmalarda “baş arabulucu” konumuna getirmek ve Avrupa’ya yönelik silah ihracatını artırırken Moskova ile çatışmayı tırmandırmamak. Muhin, ABD’nin Rusya’yı artık resmî belgelerinde açık bir hasım olarak nitelememesinin, hem ekonomik işbirliği hem de yeni diplomatik kanallar açısından dikkat çekici bir fırsat sunduğunu düşünüyor. Uzmanın değerlendirmesine göre bu yaklaşım, Rusya’ya uygulanan yaptırım mimarisinin gevşetilmesine giden kapıyı da aralayabilir.
Aynı zamanda ABD’nin kendisini Avrupa–Rusya ilişkilerinde aracı olarak konumlandırma isteği, enerji alanında Moskova için ikili bir tablo yaratıyor. Uzmanlar, Washington’ın Rusya–Avrupa enerji hatları üzerindeki kontrolü artırmak isteyeceğini, ancak bu süreçte Rus enerji akışlarının yeniden normalleşmesi için baskı yapmasının Moskova’nın çıkarlarına da hizmet edebileceğini belirtiyor. İzvestiya "Her ne kadar enerji egemenliği Rusya için vazgeçilmez bir ilke olsa da, yeni stratejinin sunduğu diplomatik açılımlar, Kremlin’in hem güvenlik hem ekonomi alanında nefes alanı genişleten sonuçlar doğurabilir" diye yazıyor.
6.12.2025
Реклама