1916 yılında Carl Fabergé, Rusya’nın en tanınmış kuyumcusu, imparatorluk sarayının resmi tedarikçisi ve dünya çapında üne sahip bir markanın sahibiydi. Her yıl iki binden fazla benzersiz mücevher üretiyor, Paskalya’da çarlara içlerinde minyatür sürprizler bulunan efsanevi altın “Fabergé yumurtaları” hediye ediyordu. Ancak 1917 Devrimi her şeyi bir anda yok etti: evi yağmalandı, atölyeleri devletleştirildi, ailesi Avrupa’ya dağıldı. 1918’de sahte belgelerle ülkesinden kaçan usta, iki yıl sonra İsviçre’nin Lozan kentinde, yalnızlık ve yoksulluk içinde hayatını kaybetti.
Fabergé soyunun kökeni Fransa’ya dayanıyordu. Ailesi, 17. yüzyılda Kral XIV. Louis’nin baskılarından kaçan Protestan göçmenlerdendi. Petersburg’da açılan küçük kuyumcu dükkânı, oğlu Peter Carl Fabergé sayesinde kısa sürede sanatla sanayi arasında bir imparatorluğa dönüştü. Genç Carl, Paris, Dresden ve Frankfurt’ta eğitim gördü ama gerçek ustalığını Petersburg’da, geceleri gizlice girdiği Ermitaj Müzesi’nin sessiz salonlarında geliştirdi. Müzenin koridorlarında nöbetçilerin ayrılmasını bekler, sonra antik dönemden kalma emaye örneklerini incelemek için karanlıkta küçük bir fener yakardı. Metalin dokusunu, emaye tabakasının kalınlığını ölçer, renk tonlarını defterine not ederdi. Bu “gece öğrenciliği”, onun sonraki eserlerine olağanüstü bir derinlik kazandırdı. Fabergé’nin emayeleri bu yüzden eşsizdi.
Kısa zamanda babasının atölyesini 500’den fazla zanaatkârın çalıştığı bir sanayi merkezine dönüştürdü. Sadece mücevher değil, zarif masaüstü eşyaları, saatler, çerçeveler ve minyatür objeler üretiyordu. Ama onu efsane yapan, çar ailesi için hazırladığı Paskalya yumurtalarıydı. Her biri benzersiz, mükemmel işçiliğe sahipti; içinde mekanik kuşlar, minyatür arabalar veya gizli saatler saklıydı. O kadar kıymetliydiler ki, bazıları bir malikânenin değerine eşdeğerdi.
Çoğu imparatorluk yumurtası, Zimniy ve Gatçina saraylarında saklanıyordu. 1918’de hepsi Kremlin’deki Silah Odası’na devredildi. Ancak 1920’li ve 1930’lu yıllarda devletin elindeki değerli eşyalar döviz elde etmek için satışa çıkarıldı. “Antikvariat” kurumu ve Amerikalı iş insanı Armand Hammer aracılığıyla onlarca Fabergé yumurtası, broş, saat ve porselen servis Batılı koleksiyoncuların eline geçti.
Bazı yumurtalar, neredeyse bir tütün kutusu fiyatına satıldı; sadece döviz elde edebilmek için. Bu bir abartı değil: o yıllarda benzersiz imparatorluk yumurtalarından bazıları açık artırmada 2 dolara, yani bugünün parasıyla yaklaşık 40 dolara alıcı buldu. Avrupa koleksiyoncuları, Sovyetlerin nakit sıkıntısından faydalanarak bu hazineleri yok pahasına topladılar. Oysa bugün bu eserlerin değeri milyonlarla ölçülüyor. En değerlisi, 1887 tarihli “Üçüncü İmparatorluk Paskalya Yumurtası”, 33 milyon dolar olarak değerlendiriliyor.
Ekim Devrimi’nden sonra Fabergé “çarizmin sembolü” ilan edildi, şirketi kapatıldı, tüm mal varlığına el konuldu. Sadece birkaç küçük takıyı yurt dışına çıkarabildi, onları da hayatta kalmak için ucuza sattı. 1920’de Lozan’da hayata gözlerini yumdu; ironik bir biçimde, ataları gibi bir kez daha sürgünde ve vatansız olarak.
Oğulları Paris’te “Fabergé & Co.” adlı küçük bir atölye kurarak aile mirasını yaşatmaya çalıştı, fakat imparatorluk müşterileri ve eski ustalar olmadan iş uzun ömürlü olmadı. 1936’da kapılarını kapattılar. Daha sonra Amerikalı iş insanı Sam Rubin “Fabergé” markasını parfüm için tescilledi; mirasçılar sadece 25 bin dolar tazminat alabildi. Günümüzde marka yeniden mücevher ve saat üretimiyle faaliyet gösteriyor, merkezi Londra’da bulunuyor.
St. Petersburg’daki Şuvalov Sarayı’nda açılan Fabergé Müzesi, bugün dokuz imparatorluk yumurtasına ev sahipliği yapıyor. Geriye kalanlar dünyanın dört bir yanındaki koleksiyonlarda, tıpkı ustasının yaşamı gibi, geçmişin görkemli ama hüzünlü bir hatırası olarak varlığını sürdürüyor.
Fabergé yumurtaları hakkında az bilinen 10 gerçek
-
İlk Fabergé yumurtası bir sürprizle başladı.
1885’te III. Aleksandr, eşi İmparatoriçe Maria Fyodorovna’ya ilk Fabergé Paskalya yumurtasını hediye etti. Dıştan sade beyaz emaye kaplıydı ama içinde saf altından yapılmış, minyatür bir tavuğun içinde de taç ve yakut kolye saklıydı. Bu zarif sürpriz, 30 yıl sürecek bir imparatorluk geleneğinin başlangıcı oldu.
-
Toplamda 69 yumurta yapıldı, ama hepsi günümüze ulaşmadı.
Fabergé’nin atölyeleri 1885–1917 arasında 50’si imparatorluk ailesi için olmak üzere toplam 69 yumurta üretti. Bugün bu yumurtalardan 57’si bulunabiliyor; geri kalan 12’sinin akıbeti hâlâ bilinmiyor.
-
Her yumurta bir mühendislik harikasıydı.
Birçok yumurta, minyatür mekanik düzeneklerle donatılmıştı: çalışan bir saat, otomatik açılan kapaklar, dönen dünya küreleri veya yaylı müzik kutuları gibi. Bu nedenle Fabergé, sadece kuyumcu değil aynı zamanda bir “mikro-mühendis” olarak da kabul ediliyor.
-
Her yıl iki yumurta yapılırdı: biri çar için, biri annesi için.
Gelenek gereği her Paskalya’da iki farklı yumurta hazırlanırdı: biri çarın eşi, diğeri dul imparatoriçe için. Her ikisi de tamamen benzersiz olurdu; aynı tema veya form asla tekrarlanmazdı.
-
Savaş yıllarında bile üretim devam etti.
I. Dünya Savaşı sırasında lüks mücevherlere tepki büyüyünce, Fabergé temayı değiştirdi. 1915 ve 1916’daki yumurtalar “Kızılhaç” temalıydı ve içlerinde hemşirelik yapan imparatoriçenin portreleri yer aldı.
-
Bazı yumurtalar kayboldu, bazıları rastlantıyla bulundu.
2014’te ABD’nin Orta Batı eyaletlerinden birinde bir hurdacı, eski altın bir yumurtayı hurda fiyatına satın aldı. İnternette araştırınca onun 1887 tarihli kayıp “Üçüncü İmparatorluk Yumurtası” olduğunu fark etti. Değeri 30 milyon dolardan fazlaydı.
-
Sovyet döneminde neredeyse yok pahasına satıldılar.
1920’lerde Sovyet hükümeti döviz elde etmek için devlet müzelerindeki Fabergé eserlerini sattı. Yumurtalardan bazıları Amerikalı iş insanı Armand Hammer ve İngiliz koleksiyoner Malcolm Forbes aracılığıyla Batı’ya gitti.
-
Bugün en büyük koleksiyon Petersbrug'da
Dünyadaki en geniş Fabergé yumurtası koleksiyonu, Forbes ailesinden satın alınan 9 yumurtayla Rusyalı milyarder Viktor Vekselberg’e ait. Koleksiyon bugün St. Petersburg’daki Fabergé Müzesi’nde sergileniyor.
-
Yumurtaların her biri bir mesaj taşır.
Fabergé, her yumurtayı o yılın önemli bir olayına adardı. Örneğin 1900’deki “Trans-Sibirya Yumurtası” imparatorluk demiryolunun tamamlanmasını kutluyordu; içinden minyatür bir tren çıkıyordu.
-
Fabergé markası yeniden doğdu.
Sovyet döneminde unutulan Fabergé ismi, 2000’li yıllarda yeniden tescillendi. Günümüzde Londra merkezli “Fabergé Ltd.”, modern Paskalya yumurtaları tasarlıyor — ancak her biri hâlâ el işçiliğiyle, tıpkı 100 yıl önceki gibi üretiliyor.