SON GELİŞMELER// 9 Şubat-9 Mart 2025
Rusya'nın Ukrayna'daki askeri operasyonu. Son gelişmeler:
9 Mart Pazar
- Alman istihbaratı BND'nin Başkanı Bruno Kahl, Moskova'nın Batı ülkelerinin dayanışmasını sorgulatmak ve NATO'nun kolektif savunma ilkesini test etmek istediğini savunarak "Rusya, özellikle Batı ittifakının temelini oluşturan NATO'nun beşinci maddesine olan bağlılığı sınamayı amaçlıyor." dedi. Kahl, çatışmaların 2029-2030'dan önce sona ermesi durumunda Rusya'nın kaynaklarını beklenenden daha erken yönlendirebileceğini ve Avrupa'yı tehdit etmeye odaklanabileceğini savunarak "Ukrayna'daki savaşın erken sona ermesi, Rusların enerjilerini gerçekten istedikleri yere, yani Avrupa'ya karşı yönlendirmelerine olanak tanıyacak" dedi. NATO'nun beşinci maddesi, üyelerden birine yapılan saldırıyı tüm üyelere yapılmış sayan bir güvenlik garantisi sağlıyor. Kahl'a göre Alman Rusya, NATO'nun nüfuzunun zayıflayacağı ve Moskova'nın nüfuz alanının giderek batıya doğru kayacağı, tercihen Avrupa'da ABD varlığı olmadan bir gelecek dünya düzeni öngörüyor.
- Bruno Kahl'ın, Rusya-Ukrayna çatışmasının önümüzdeki beş y ıl içinde sona ermesi durumunda Avrupa'nın karşı karşıya kalacağı risklerin artacağı açıklamasını yorumlayan Ukrayna'nın eski başbakanı ve "Batkivşçina" muhalefet partisinin lideri Yuliya Timoşenko, söz konusu sözlerin "inanmak istemedikleri gerçeğin ilk resmi itirafı" olduğunu vurguladı ve çatışmanın derhal en adil koşullarda sona erdirilmesi çağrısında bulundu. Timoşenko, Ukrayna'nın varlığı ve yüz binlerce Ukraynalının hayatıyla Avrupa'nın güvenliği uğruna "Rusya'yı güçten düşürmek için" bir bedel ödendiğini ifade ederek, parlamentonun konuyla ilgili resmi tavır almasını talep etti.
- ABD, gelecek hafta Kanada'da düzenlenecek G7 dışişleri bakanları toplantısının sonuç bildirgesinde Rusya'ya yönelik ifadelerin yumuşatılmasını ve Çin’e karşı daha sert bir tutum benimsenmesini istiyor. Bloomberg'ün kaynaklarına dayandırdığı haberine göre ABD tarafı, ortak açıklamada Rusya ile ilgili olarak "yaptırım" kelimesinin kullanılmasına ve Rusya'ya yönelik ifade sertliğine karşı çıkıyor. Buna karşılık Çin'in "yasadışı deniz taleplerinin" "insanların yaşam ve geçim kaynakları için risk oluşturduğu" vurgusunun açıkça dile getirilmesini talep ediyor. Ortak bildirinin son hâlinin, önümüzdeki hafta yapılacak G7 dışişleri bakanları toplantısında onaylanması bekleniyor.
- Rusya Federal Havacılık Ajansı Rosaviatsiya, güvenlik gerekçesiyle bu sabah karşı Kazan, Nijni Novgorod ve Astrahan havaalanlarında uçuşların geçici olarak durdurulduğunu duyurdu. Rosaviatsiya yetkilisi Artyom Korenyako, hava ekipleri ve havaalanı görevlilerinin uçuş güvenliğini sağlamak için gerekli tüm tedbirleri aldığını belirtti. Daha önce benzer önlemler Volgograd ve Vladikavkaz havaalanlarında da uygulanmıştı.
- "Donald Trump döneminde Avrupa ile ABD arasındaki ilişkilerin soğuması Moskova için Soğuk Savaş yıllarında ve sonrasında yakalayamadığı bir fırsat yarattı." The New York Times'ın bu değerlendirmesine göre ABD ile Avrupa arasındaki gerilim, Avrupa ülkelerinin kendi savunma stratejilerini gözden geçirmesine yol açıyor. Avrupa Parlamentosu'ndaki "Avrupa'yı Yenilemek" (Renew Europe) grubunun temsilcisi Valerie Hayer, ABD'nin ittifak değiştirdiğini ve dünyanın artık "yeni bir döneme girdiğini" söylüyor. Sciences Po Paris’ten siyaset bilimci Nicole Bacharan ise Trump'ın liberal demokrasilerden uzaklaşmasının en büyük risk olduğunu belirterek, Avrupa'yı Trump'ın hedeflerini hafife almaması konusunda uyarıyor.
ABD'nin NATO'daki yükümlülüklerini yerine getirmemesi ihtimali, Avrupa'yı kendi savunmasını güçlendirmeye itiyor. Fransa Savunma Bakanı Sebastien Lecornu'ya göre, Avrupa ülkeleri ABD’den bağımsız hareket edebilecekleri askeri otonomiyi hızla sağlamalı. Avrupa Birliği'nin geçtiğimiz günlerde açıkladığı "Avrupa'yı Yeniden Silahlandıralım" (Rearm Europe) planına göre, önümüzdeki birkaç yılda AB ülkeleri toplamda 800 milyar euro savunma harcaması yapmayı planlıyor. İngiltere'nin AB'den ayrılmasının ardından, blok içinde nükleer silaha sahip tek ülke olarak kalan Fransa’nın son dönemdeki açıklamaları ise Moskova tarafından Avrupa'ya "nükleer hami" olma arzusu olarak yorumlanıyor.
- Batılı yetkililerin, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy hakkındaki şüphelerini kapalı kapılar ardında ve fısıltıyla dile getirmeye başladıkları iddi edildi.İngiliz gazetesi The Times'ın kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Avrupa başkentlerinde Ukrayna-Rusya çatışmasıyla ilgili kamuoyu açıklamaları ile kapalı kapılar ardındaki değerlendirmeler arasında belirgin bir uçurum oluştu. İsmi açıklanmayan bir İngiliz bakan Zelenskiy'i, 2022 baharında Moskova ile müzakere etmeyi reddetmesinden dolayı "barışın önündeki engel" olarak nitelerken, başka bir İngiliz yetkili de Zelenskiy'nin üç yıldır süren çatışma nedeniyle "oldukça yıprandığını" ve bunun da onu "yanlış kararlar alma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını" söyledi. (RBC)
- Rusya'da federal düzeyde alınan bir karar doğrultusunda Dağıstan ve Çeçenistan'da Telegram'a erişim engellendi. Dağıstan Dijital Kalkınma Bakanı Yuriy Gamzatov, TASS ajansına yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerinin talebiyle mesajlaşma uygulamasının engellendiğini belirtti. Bakan, bu uygulamanın ülkedeki durumu istikrarsızlaştırmak isteyenler tarafından sıklıkla kullanıldığını savunarak, Telegram'ın engellenmesinin ülkedeki iç güvenliği sağlama amacı taşıdığını dile getirdi.
- Kazakistan'da yaklaşık 2 bin Rus vatandaşının banka hesapları, Petropavlovsk polis departmanına göre, soruşturma kapsamında geçici olarak donduruldu. Kazakistan'a yerleşen Rus vatandaşlarının yer aldığı "Hesap Blokajı" sohbet grubuna dayandırılan Kazak medyası kaynaklarına göre, Kuzey Kazakistan Savcılığı, banka hesaplarının güvenlik önlemleri kapsamında bloke edildiğini doğruladı, ancak soruşturmanın ayrıntılarını açıklamadı. Yetkililer, yapılan incelemeler sonucunda hesaplar üzerindeki kısıtlamaların kaldırılabileceğini belirtirken, mağdurlar arasında Kazakistan vatandaşlarının da bulunduğu ifade edildi.
8 Mart Cumartesi
- Rusya Savunma Bakanlığı'nın açıklamasına göre, Rus birlikleri Kursk bölgesindeki Viktorovka, Nikolayevka ve Staraya Soroçina yerleşimlerini yeniden kontrol altına aldı. Bölgedeki operasyonları yürüten Kuzey birlik grubunun açıklamasında, son 24 saatte Ukrayna ordusunun 180'den fazla kayıp verdiği ve bir Ukraynalı askerin teslim olduğu belirtildi. Bu üç köy, Suca ilçesindeki Malaya Loknya köyü yakınlarında bulunuyor.
- Rus birlikleri, Ukrayna'nın elindeki Kursk bölgesinde stratejik öneme sahip Suca kentine doğru ilerleyerek Sumı bölgesi sınırını geçti. İngiliz The Telegraph gazetesinin haberine göre, şubat ayı ortasında başlayan bu operasyon sonucunda, bölgede bulunan yaklaşık 10 bin Ukraynalı askerin dörtte üçü kuşatılma tehlikesi altında. Ukraynalı bir çavuş gazeteye yaptığı açıklamada, "kuşatılma korkusunun gerçek olduğunu" ve ordunun birliklerini kayıpsız çekebilmek için Kursk bölgesinden çekilme seçeneğini değerlendirdiğini ifade etti.
The Telegraph, Rus ordusunun iki farklı noktadan ilerleyerek Ukrayna güçlerinin hayati öneme sahip ikmal hatlarını tehdit ettiğini belirtiyor. Bölgede kalan Ukrayna birliklerinin geri kalanıyla bağlantısı sadece dar bir koridorla sağlanıyor ve bu bölge Rus insansız hava araçlarının gözetimi altında bulunuyor. ABD'nin mart başında Ukrayna'ya silah sevkiyatını ve istihbarat paylaşımını durdurmasının ardından Ukrayna ordusunun zor durumda kaldığı, cephedeki askerlerin moralinin ciddi anlamda düştüğü kaydedildi.
- Başkan Donald Trump, Rusya'ya yönelik yeni yaptırımlar ve gümrük vergileriyle baskı yapmayı düşündüğünü açıkladı. Amerikan The Hill'e göre, Trump, Moskova'yı Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesi için müzakerelere oturtma amacıyla bu adımı attığını belirtti. Bu açıklamalar, Amerikalı yetkililer ve Ukrayna temsilcilerinin Suudi Arabistan'da yapacağı görüşmelerden birkaç gün önce geldi. Dün Truth Social platformunda, Trump, Rusya'ya yönelik yaptırımları daha da artırmayı düşündüğünü, ancak bunu Ukrayna'da barış sağlanana kadar sürdürebileceğini ifade etti. Trump, Ukrayna'nın barış anlaşması konusunda seçeneklerinin sınırlı olduğunu da vurguladı. Zelenskiy ise Avrupa Konseyi toplantısında, Ukrayna'nın "adil bir barış" için hazır olduğunu belirterek, bu yolda atılacak adımları açıkladı; bunlar arasında enerji altyapısına saldırıların durdurulması, denizde ateşkese varılması ve esirlerin serbest bırakılması talepleri bulunuyor.
- Kiev Uluslararası Sosyal Araştırmalar Enstitüsü tarafından yapılan bir ankete göre, Mart ayında Ukrayna lideri Zelenskiy'nin onay oranı, bir önceki aya göre yüzde 10 artarak yüzde 67'ye yükseldi. Enstitü yöneticisi Anton Gruşetskiy, Ukraynalıların barış istediğini ancak her koşulda değil, yeni ABD yönetiminin söylemlerini tüm Ukrayna'ya yönelik bir saldırı olarak algıladıklarını belirtti. Anket, 14 Şubat ile 4 Mart arasında 1029 kişiyle yapıldı. Sonuçlar Ukrayna'nın merkez, güney ve batı bölgelerinde benzer şekilde çıkarken, doğu bölgelerinde Zelenski'ye olan güvenin yüzde 60 seviyelerinde olduğu ifade edildi. (Kommersant)
- Amerikanın bazı Cumhuriyetçi kongre üyeleri, Başkan Donald Trump'a Ukrayna'ya istihbarat ve askeri yardımın yeniden başlatılması çağrısında bulundu. 4 Mart'ta Trump, Ukrayna'nın barışa bağlılık gösterene kadar tüm askeri yardımları askıya almıştı. The Hill'in jaberine göre senatörler, bu tür desteğin uzun süre durdurulmasının Ukrayna'nın savaş alanındaki kapasitesini zayıflatacağını ve bu durumun Kiev'in Moskova ile yapılacak müzakerelerdeki etkisini olumsuz etkileyeceğini uyardılar. Bununla birlikte, kongre üyeleri, askeri yardımların geçici olarak askıya alınmasının NATO üyesi ülkelere, Kiev'e daha fazla destek verme çağrısında bulunmak için faydalı olduğunu kabul ettiler. Senatörler ayrıca, bu duraklamanın, Putin ve Zelenskiy ile barış anlaşmaları için bir müzakere penceresi yaratmaya yardımcı olacağına inanıyorlar. Kongre üyeleri, ABD'nin Ukrayna ile istihbarat paylaşımını derhal yeniden başlatması gerektiğini belirttiler. Trump ise, Ukrayna'ya yeniden destek verebilmesi için Kiev'in savaşın sonlandırılması konusunda bir çözüm arayışına girmesi gerektiğini, aksi takdirde yardımın devam etmeyeceğini ifade etti.
- Ukrayna'nın Kursk Bölgesi'ndeki çekilmesinin önümüzdeki iki hafta içinde gerçekleşebileceği iddia edildi. New York Post'un haberine göre, Ukrayna askerleri, bu bölgedeki operasyonlarının siyasi açıdan önemli olmasına rağmen, ciddi kayıplar verdiklerini belirttiler. Operasyon, Ukrayna'nın ana askeri kaynaklarını tüketirken, Rusya'nın diğer cephelerde ilerlemesi devam ediyor. Kursk bölgesindeki mücadele, Ukrayna'nın karşı karşıya olduğu askeri zorlukların bir göstergesi olarak değerlendirilirken, Rusya'nın bu bölgedeki operasyonları başarılı bir şekilde sürdürdüğü belirtiliyor.
- Reuters ajansına göre, Trump yönetimi, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşını sona erdirmesi durumunda, Rusya'nın enerji sektörüne uygulanan yaptırımların hızlı bir şekilde hafifletilmesi için yollar arıyor. İki isimsiz kaynağa dayandırılan habere göre, önceki raporlarda sadece bazı bireyler ve şirketler için yaptırımların kaldırılabileceği belirtilmişti, ancak şu anda bu adımın tüm Rusya petrol ve gaz sektörünü kapsayabileceği gündeme gelmiş durumda. Planlar, Beyaz Saray'ın yönlendirmesiyle Hazine Bakanlığı'nda hazırlanıyor. Ancak kaynaklar, bu hazırlıkların, ABD'nin Rusya'dan herhangi bir taviz almadan yaptırımları kaldıracağı anlamına gelmediğini belirtti.
- Rusya'nın Leningrad bölgesindeki Kirişski ilçesinde bulunan "Kinef" petrol rafinerisi üzerine iki insansız hava aracı (İHA) saldırısı gerçekleştirildi. RBC'nın atardığına göre bölgedeki hava savunma sistemleri, dronları etkisiz hale getirdi, ancak birinin enkazı sonucu rafinerinin rezervuar yapılarından biri hasar gördü. Saldırıda herhangi bir can kaybı yaşanmadı. "Kirishinefteorgsintez" rafinerisi, 1966 yılında faaliyete geçmişti, Yılıık 21 milyon ton petrol işleme kapasitesine sahip oan rafineri, St. Petersburg, Leningrad, Novgorod ve Pskov bölgelerine petrol ürünleri tedarik ediyor.
- Rusya Savunma Bakanlığı, dün gece boyunca 31 Ukrayna dronunun dört Rus bölgesinin üzerinde imha edildiğini bildirdi. Bakanlığın açıklamasına göre, 26 dron Krasnodar bölgesinde, üç dron Bryansk bölgesinde, bir dron ise Leningrad ve Yaroslavl bölgelerinde vuruldu. Leningrad bölgesi valisi, iki dronun imha edildiğini belirterek, bu dronların Kirişi şehrindeki bir rafineriyi hedef aldığını aktardı. Ayrıca, St. Petersburg'un Pulkovo Havalimanı ve Yaroslavl Havalimanı'nda gece boyunca uçuşlar geçici olarak durduruldu, ancak her iki havalimanındaki kısıtlamalar daha sonra kaldırıldı. Daha önce Rusya Savunma Bakanlığı, Cuma akşamı 43 dronun daha imha edildiğini açıklamıştı.
- 7 Mart gecesi, Rusya'nın batı Ukrayna'daki hedeflere yaptığı saldırılar, son bir ayın en yoğun saldırısı olarak kaydedildi. "Voennoye obozreniye" dergisi, bu saldırıların Ternopol ve Ivano-Frankovsk şehirlerinde büyük patlamalarla tespit edildiğini bildirdi. Ayrıca, Çernivtsi bölgesine de bir dizi saldırı gerçekleştirildi; bu bölge, özel askeri operasyon başladığından bu yana en az saldırıya uğramış bölge olarak dikkat çekiyor. Saldırıların hedefi, silah ve mühimmat depoları, enerji altyapı tesisleri, Ukrayna ordusunun lojistik destekleyen işletmeleri ve arka plan üsleri olarak açıklandı Patlamalar Khmelnytsky, Rivne, Harkiv, Poltava, Sumy ve Dnipropetrovsk bölgelerinde de duyuldu. (Lenta.ru)
- Telegraph'ın haberine göre Başkan Donald Trump, Avrupa'daki 20 bin Amerikan askerinin çekilmesi ve bu askerlerin daha fazla savunma harcaması yapan ülkelere yönlendirilmesi konusunda bir plan üzerinde çalışıyor. Avrupa'da şu anda yaklaşık 35 bin Amerikan askeri bulunuyor ve Trump, NATO'nun 2% olan savunma harcama hedefinin 5% seviyesine çıkarılmasını istiyor. Bu strateji, ABD'nin askeri gücünü daha verimli kullanmaya yönelik bir adım olarak görülüyor. Trump, askerlerin yer değiştirilmesi ile ilgili herhangi bir resmi açıklama yapmazken, bu hamle, ABD'nin Avrupa'daki askeri varlığını yeniden yapılandırma sürecinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
- ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sybiga, iki ülke delegasyonunun 12 Mart'ta Suudi Arabistan'da yapılacak toplantısına hazırlık olarak telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Sybiga, görüşme hakkında X platformunda bilgi verdi. Toplantıya ABD tarafından Rubio, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Whitkoff katılacakken, Ukrayna'dan Başkanlık Ofisi Başkanı Andriy Yermak yer alacak. Sybiga, iki ülke arasındaki iş birliğinin nasıl geliştirilmesi gerektiği konusunda da görüş alışverişinde bulunulduğunu belirtti. Ayrıca, taraflar, Ukrayna'nın savaşın sona ermesini istediğini ve ABD yönetiminin kalıcı barış için gerekli olduğunu ifade etti.
- Ukrayna'nın Ulusal Varlık Yönetimi ve Arama Ajansı (ARMA), Rus işadamları Mihail Fridman ve Petr Aven ile bağlantılı şirketlerin hesaplarından 137 milyon grivna (3,3 milyon doların üzerinde) aldığını duyurdu. Bu paralar, askeri tahvillerin satın alınmasında kullanılacak ve ardından savaşın etkilerini giderme fonuna aktarılacak. Daha önce ARMA, Fridman ve Aven ile bağlantılı hesaplardan 18 milyon dolar daha silmişti. Ukrayna, Fridman, Aven ve işadamı Andrey Kosogov'un tüm varlıklarına, toplamda 17 milyar grivna (463 milyon dolar) değerinde el koymuştu. Bu varlıklar arasında finansal ve sigorta şirketleri, mobil iletişim şirketleri ve IT sektöründeki işletmelerin yanı sıra mineral suyu fabrikaları da bulunuyor.
- Rusya Federal Devlet İstatistik Servisi (Rosstat), 2024 yılında göç yoluyla nüfus artışının 568,5 bin kişi olduğunu açıkladı. Bu rakam, 1995 yılından bu yana kaydedilen en yüksek seviyeye işaret ediyor. Ancak uzmanlar, bu rekorun esas olarak göç verilerinin toplanma yöntemindeki değişikliklerden kaynaklandığını belirtiyor. 2024 yılında 4,081 milyon kişinin Rusya'ya geldiği, 3,513 milyon kişinin ise ülkeyi terk ettiği ifade edilirken, bu durum 2023 yılına göre 2,8 katlık bir artışa işaret ediyor. Göç artışının büyük kısmı Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinden gelen göçmenlerden oluşuyor. BDT ülkelerinden en fazla göçmen gelen ülkeler ise Tacikistan, Özbekistan ve Kırgızistan oldu. Diğer yandan, iç göçte azalma gözlemlenirken, 2023'te yüksek olan hareketliliğin, 2024'te savaşın etkisiyle düştüğü belirtiliyor.
7 Mart Cuma
- Donald Trump, Rusya ile anlaşmanın, Ukrayna ile anlaşmaktan daha kolay olabileceğini belirtti. Beyaz Saray'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Trump, "Rusya ile işlerimiz iyi gidiyor... Bence, dürüst olmak gerekirse, Ukrayna ile bir anlaşmaya varmak daha zor. Onların 'kartları' yok," dedi. Rusya'nın müzakerelerde avantajlı bir konumda olduğunu, çünkü Moskova'nın "kartlarının" olduğunu vurgulayan Trump, bu yüzden Rusya ile müzakerelerin daha kolay olduğunu düşündüğünü aktardı.
Trump, Ukrayna'ya sağlanan askeri yardımların şu an için askıya alındığını belirterek, yardımların yeniden sağlanabilmesi için Ukrayna'nın bir çözüm arayışında olması gerektiğini ifade etti. ABD lideri, "Eğer çözüm aramıyorsalar, biz bu işin içinde olmayız" dedi.
- Bloomberg Putin'in Ukrayna'da bir ateşkesi kabul etmeye "şartlı olarak" hazır olduğunu belirtti. Kaynaklara göre, Kremlin'in bu önerisi, Şubat ayında Suudi Arabistan'da gerçekleşen görüşmelerde Amerikan heyetine iletildi. Putin, ateşkesin sağlanabilmesi için Ukrayna ile yapılacak nihai barış anlaşmasının temellerinin net bir şekilde belirlenmesini gerektiğini vurguladı. Ayrıca, çatışma bölgesine gönderilecek barış gücü misyonunun da detaylarının açık olmasını istiyor.
Kaynaklar, Rusya'nın barış gücü misyonuna katılacak ülkelerin seçiminde de belirleyici olmak istediğini ifade etti. Kremlin, Çin gibi "nötr" ülkelerin bu misyona katılmasını kabul ederken, Avrupa'nın barış gücüne katılmasını kesinlikle reddediyor. Daha önce Rus yetkililer, Avrupa'dan gelecek barış gücü askerlerine karşı olduklarını birkaç kez dile getirmişlerdi.
- ABD Başkanı Donald Trump, Rusya ve Ukrayna’yı derhal müzakere masasına oturmaya çağırdı. Trump Moskova’nın sahadaki ilerlemelerini göz önünde bulundurarak, ateşkes sağlanana kadar Rusya’ya karşı yeni banka yaptırımları, ek vergiler ve ticaret kısıtlamaları getirmeyi düşündüğünü de söyledi.
Trump, TruthSocial hesabında yaptığı paylaşımda, “Rusya şu anda Ukrayna’yı savaş alanında tamamen ezip geçiyor. Bu nedenle, ateşkes ve kalıcı barış anlaşması sağlanana kadar kapsamlı banka yaptırımları ve ticari kısıtlamalar uygulamayı ciddi şekilde düşünüyorum. Rusya ve Ukrayna’ya sesleniyorum: Çok geç olmadan hemen müzakere masasına oturun. Teşekkürler” ifadelerini kullandı.
- Suudi Arabistan yönetimi, Washington ve Kiev temsilcileri arasında gerçekleşecek görüşmelerin 12 Mart Çarşamba günü Cidde’de yapılacağını doğruladı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff, görüşmelerde Ukrayna krizinin çözümüne yönelik konuların ele alınacağını duyurdu. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, X platformundaki paylaşımında “Krallık olarak ABD ve Ukrayna arasındaki planlanan toplantıyı memnuniyetle karşılıyoruz” açıklamasında bulundu.
Fox News’e göre, ABD heyetinde Steve Witkoff’un yanı sıra ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz da yer alacak. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ise önümüzdeki hafta iki ülke temsilcilerinin “anlamlı bir görüşme” yapacağını bildirdi. Bloomberg, Trump’ın, Ukrayna ile yapılacak nadir toprak metallerine yönelik bir anlaşmayı, Kiev’in ateşkes sürecine katılmasıyla ilişkilendirdiğini öne sürdü. ABD’nin, Ukrayna’nın müzakere masasına oturmasını şart koştuğu ifade edildi.
- ABD Başkanı’nın Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg, Trump’ın “Ukrayna’da 24 saat içinde barış sağlayacağı” yönündeki açıklamalarına esprili bir yanıt verdi. Kellogg, Uluslararası İlişkiler Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada, “Hangi gün olduğunu söylemedik! Hangi yıl olduğunu da söylemedik!” ifadelerini kullandı. Ancak, bu şakasının ardından özür dileyerek tartışmayı yeniden Ukrayna’daki savaşın mevcut durumuna yönlendirdi.
- Ukrayna Hava Kuvvetleri, Fransız yapımı Mirage 2000 savaş uçaklarını ilk kez kullandığını açıkladı. Fransa Savunma Bakanlığı, ilk Mirage 2000 teslimatlarının 6 Şubatta gerçekleştirildiğini duyurmuştu.
Ayrıca, Ukrayna Enerji Bakanı German Galuşçenko, ülkenin gaz ve enerji altyapısına yönelik geniş çaplı saldırılar gerçekleştirildiğini bildirdi. Ternopil Bölge Valisi Vyaçeslav Negoda, kritik bir sanayi tesisinin hedef alındığını ve olası gaz kesintileri konusunda uyarıda bulundu. Poltava Bölgesel Askeri İdaresi, Mirgorod bölgesinde bir doğalgaz boru hattının zarar gördüğünü duyurdu. Naftogaz şirketinin başkanı Roman Çumak, gaz üretimini sağlayan tesislerin de saldırılardan zarar gördüğünü belirtti.
- Ukrayna Başbakanı Denis Şmıgal, İngiltere’nin, Rusya’nın dondurulmuş varlıklarından elde edilen gelirlerden 752 milyon sterlin tutarında bir fonu Ukrayna’ya aktardığını duyurdu. Bu fonun, G7 ülkeleri tarafından oluşturulan Extraordinary Revenue Acceleration for Ukraine (ERA) adlı acil kredi programı kapsamında sağlandığını belirten Şmıgal, “Bu kaynakları Ukrayna’nın savunma kapasitesini güçlendirmek için kullanacağız” dedi.
Ukrayna Başbakanı, Londra ve G7 ülkelerine teşekkür ederken, Kiev’in dondurulmuş Rus varlıklarının tamamına el konularak Ukrayna’ya aktarılmasını beklediğini ifade etti.
- Bloomberg’e konuşan savunma kaynaklarına göre, Avrupa Birliği, Rusya’dan veya başka bir dış tehditten kaynaklanan askeri bir saldırı durumunda, ABD’nin desteği olmadan sadece birkaç hafta dayanabilir. Kaynaklar, AB ülkelerinin ciddi bir asker, hava savunma ve mühimmat sıkıntısı çektiğini ve bu eksikliklerin giderilmesinin yıllar alacağını belirtti.
Ukrayna’daki savaşın üçüncü yılına girilmiş olmasına rağmen, Avrupa ülkelerinin yeterli miktarda mühimmat üretimini hâlâ artıramadığı vurgulanıyor. Bu durum, AB’nin düzenli olarak ABD’den askeri malzeme tedarik etmesini gerektiriyor. Öte yandan, Ocak ayında göreve başlayan ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa’nın savunma harcamalarını artırması gerektiğini ve NATO üyesi ülkelerin en az yüzde 5 oranında savunma bütçesi ayırmalarını istemişti.
- Avrupa havacılık ve uzay şirketi Airbus Defence and Space biriminin başkanı Michael Schöllhorn, Alman hükümetini, silah tedariklerini ABD’den değil Avrupa’daki savunma sanayi şirketlerinden yapmaya çağırdı. Schöllhorn, Alman gazetesi Augsburger Allgemeine ile yaptığı röportajda, Avrupa’nın kendi savunma kapasitesini güçlendirmesi gerektiğini belirtti.
- Rusya Adalet Bakanlığı, “yabancı ajanlar” listesine yeni isimler ekledi. Listeye eklenenler arasında Gürcistan ile ilgili Telegram kanalı yazarı Nikolay Levşits, Abhazyalı siyaset analisti İnal Haşig, Leningrad Bölgesi eski belediye meclis üyesi Anton Klimov, gazeteci Vasiliy Gatov ve kendisini “eski KGB subayı” olarak tanıtan blog yazarı Sergey Jirnov bulunuyor.
Öte yandan, “Wikimedia.ru” internet kaynağı ve “Volnıye Lyudi” şirketi, yabancı ajanlar listesinden çıkarıldı.
- Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Rusya’nın Avrupa Birliği’nin "militarizasyonu" ve savunma sektörüyle ilgili tartışmalarını yakından takip ettiğini açıkladı. Peskov, AB’nin Rusya’yı ana düşmanı olarak konumlandırdığını ve savunma yapılanmasının doğrudan Moskova’ya karşı olduğunu vurguladı. Ayrıca Kremlin, Rusya ile ABD arasında nükleer silahların karşılıklı azaltılmasına yönelik herhangi bir diyaloğun Avrupa’daki nükleer silahları da kapsaması gerektiğini savunuyor.
Peskov günlük basın toplantısında “Rusya, ABD ile yürütülen silahsızlanma müzakerelerinde Avrupa’nın nükleer cephaneliklerinin de dikkate alınması gerektiğini düşünüyor. Bu konu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ülkesinin ‘nükleer şemsiyesini’ güçlendirme niyetine ilişkin son açıklamaları bağlamında daha da güncel hale geldi” dedi.
Peskov ayrıca, Rusya Silahlı Kuvvetleri’nin Ukrayna’daki askeri-sanayi kompleksine yönelik saldırılarının, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un açıklamalarıyla bağlantılı olduğu iddialarını reddetti. Macron daha önce hava ve deniz sahasında bir ateşkes önerisinde bulunmuştu.
Sözcü “Hayır, biz bu görüşe katılmıyoruz. Askerlerimiz özel askeri operasyonu sürdürüyor ve bu operasyon kapsamında, Ukrayna’nın savunma sanayisi ve silah üretimi ile bağlantılı tesisler hedef alınıyor” ifadelerini kullandı.
- ABD merkezli uzay ve savunma şirketi Maxar Technologies, Ukrayna’nın uydu görüntülerine erişimini “idari bir talep” üzerine durdurdu. Ukrayna’daki kullanıcılar ve medya organı Militarnyi'nin haberine göre, kısıtlama hem devlet hem de özel sektör kullanıcılarını etkiledi.
Haberde, bu kararın ABD’nin dün Ukrayna ile istihbarat paylaşımını durdurma kararıyla bağlantılı olabileceği belirtildi. Maxar, çatışma sürecinde savaş bölgelerine dair uydu görüntüleri sağlayan en büyük ticari şirketlerden biri olarak biliniyor.
- ABD’nin Rusya’daki Ticaret Odası Başkanı Robert Agee, Moskova’ya yönelik yaptırımların hafifletilmesine dair bir white paper (politika raporu) hazırlayarak ABD hükümetine sunmayı planlıyor. Önerinin özellikle havacılık, yatırımlar, Rus bankaları ve lüks tüketim ürünleri alanlarını kapsayacağı belirtildi. Agee, havacılık sektöründeki en büyük ihtiyacın Rusya’ya uçak yedek parçalarının tedarik edilmesi ve teknik destek sağlanması olduğunu vurguladı. Bunun sadece iş dünyasının bir talebi olmadığını, aynı zamanda sivil havacılık güvenliği açısından bir insani gereklilik olduğunu belirtti.
Agee ayrıca ABD’li şirketlerin Rusya’da üretim yatırımları yapma isteğinin bulunduğunu ancak mevcut yaptırımlar nedeniyle bunun yasak olduğunu dile getirdi. Önerinin üçüncü ayağı olarak, sınır ötesi ödemelere yönelik kısıtlamaların kaldırılmasını gündeme getirdi. Bu değişikliğin, iki ülke arasındaki iş yapma maliyetlerini büyük ölçüde azaltacağını savundu. Lüks tüketim malları konusunda ise, özellikle kozmetik ürünlerin serbest dolaşıma girmesi gerektiğini vurguladı.
- İngiltere hükümetinde bazı üyeler, İngiltere ve Galler Başsavcısı Lord Richard Hermer’ı, dondurulmuş Rus varlıklarının kullanımı konusundaki tutumu nedeniyle eleştirdi. The Times’ın haberine göre Hermer, Rusya’ya ait fonların el konulmasının uluslararası hukuka aykırı olabileceğini savundu.
Gazete, İngiltere’nin, ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımı askıya almasının ardından oluşan boşluğu doldurmak için yeni finansman kaynakları aradığını ve Rus varlıklarının bu amaçla kullanılabileceğini belirtti. Ancak Hermer, böyle bir adımın Londra’nın uluslararası finans merkezi olarak güvenilirliğine zarar verebileceği ve Orta Doğu’dan gelen yatırımları azaltabileceği konusunda uyarıda bulundu.
- Ukrayna Enerji Bakanı Herman Haluşçenko, ülkenin farklı bölgelerindeki enerji ve gaz altyapısının ağır saldırılarla karşı karşıya kaldığını açıkladı. Haluşçenko, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, enerji sistemindeki hasarları gidermek için ekiplerin çalışmalarını sürdürdüğünü ve enerji arzını stabilize etmek için gerekli tüm önlemlerin alındığını belirtti.
- Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Pankin, Ermenistan’ın Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) bütçesine 2025 yılı sonuna kadar katkıda bulunmaması durumunda örgüt içinde farklı senaryoların değerlendirilebileceğini söyledi.
RIA Novosti’ye konuşan Pankin, Ermenistan’ın iki yıldır aidat ödemediğini belirtti ve bu durumun otomatik olarak üyelikten çıkmayı veya ülkenin örgütten çıkarılmasını gerektirmeyeceğini ifade etti. Ancak, KGAÖ içindeki iş birliğinin geleceği konusunda yeni düzenlemelerin gündeme gelebileceğini dile getirdi.
- Rusya Acil Durumlar Bakanlığı, Krasnodar bölgesinde yükselen hava sıcaklıkları nedeniyle petrol atıklarının deniz kıyılarına daha sık ulaşmaya başladığını açıkladı. Yetkililer, kıyı şeridinin 265 kilometrelik kısmında izleme çalışmaları yürütüldüğünü ve Anapa ile Temryuk bölgelerinde dalgıç ekiplerinin 19 noktada temizlik faaliyetlerine devam ettiğini bildirdi.
Bölgesel kriz yönetimi merkezinden yapılan açıklamada, Anapa’daki Premyera plajı, Vityazevo köyündeki Selena plajı ve Feya-2 tatil kompleksinin bulunduğu alanlarda yeni petrol atığı sızıntılarının tespit edildiği belirtildi.
- Donald Trump, nükleer silahlardan kurtulma çağrısında bulunarak Rusya ile nükleer silahsızlanma görüşmelerine başlamak istediğini söyledi. Trump "Herkesin nükleer silahlarından kurtulması harika olurdu. Rusya'da ve bizde çok daha fazla olduğunu biliyorum, Çin'in de dört-beş yıl içinde aynı miktarda nükleer silahı olacak. Hepimiz nükleer silahlardan kurtulabilseydik harika olurdu çünkü gücü akıl almaz" dedi.
- Bloomberg'in kaynaklarına göre Donald Trump, ABD ve Ukrayna arasındaki doğal kaynaklar anlaşmasını, Kiev'in Rusya ile ateşkese gitme taahhüdü vermesi koşuluna bağlamayı planlıyor. Washington, Trump'ın, Ukrayna ile yapılan doğal kaynaklar anlaşmasının, Oval Ofis'teki tartışmanın ardından askıya alındığını ancak Zelenskiy'in Moskova ile müzakerelere başlamak ve ateşkese dair gerçekçi adımlar atmak için anlaşma yapmaya istekli olması durumunda anlaşmanın tamamlanacağını belirtti. Bu şartlar, ekonomik işbirliği anlaşmasının bugüne kadar imzalanmamasının ana nedeni olarak gösteriliyor. Trump ve Zelenskiy'nin, anlaşmayı sona erdirmek için istekli olduklarına dair açıklamalarına rağmen, Kiev'in müzakerelere yanaşmaması hala engel teşkil ediyor.
- Ukrayna ve ABD, Suudi Arabistan'da önümüzdeki hafta müzakere masasına oturacak. Fox News muhabiri Jackie Heinrich, toplantı hakkında sosyal medya üzerinden bilgi verdi. 18 Şubat'ta Riyad'da, yıllar sonra Rusya ve ABD arasında yüksek düzeyde ilk müzakereler gerçekleştirilmişti. ABD heyetini Dışişleri Bakanı Marko Rubio, ABD Başkanı'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Orta Doğu özel elçisi Steven Witkoff'un katılacağı belirtilirken, Ukrayna adına Başkanlık Ofisi Başkanı Andriy Yermak müzakerelerde yer alacak.
- Avrupa Birliği liderleri, Brüksel'deki zirvede Avrupa'nın yeniden silahlandırılması planını onayladı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından önerilen ReArm Europe adlı inisiyatif, 800 milyar Euro değerinde bir bütçe öngörüyor. Bu plan, Avrupa'nın savunma kapasitesini güçlendirmeyi hedeflerken, özellikle hava savunma sistemleri, insansız hava araçları, topçuluk, roketler ve mühimmat alımlarını önceliklendirdi. Ayrıca, kritik altyapıların korunması gerektiği de vurgulandı. Planın bir parçası olarak, Avrupa'ya askeri yardım sağlamak da öngörülmüş olsa da, yalnızca 26 ülke bu maddiyi onayladı; Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise bu konuda imza atmayı reddetti. Avrupa Konseyi'nin sitesinde yapılan açıklamada, Avrupa Komisyonu'nun, üye ülkelere savunma yatırımları için 150 milyar Euro'luk kredi tahsis etmeyi önerdiği ve bunun acil olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
- Belçika, Ukrayna'ya F-16 savaş uçaklarının teslimatını bir yıl erteledi. Savunma Bakanı Ludivine Dedonder'in açıklamasına göre, teslimatın 2024 yılı sonunda gerçekleşmesi planlanırken, bu tarihin 2026 yılına kadar ertelenebileceği belirtildi. Bu ertelemenin nedeni, Belçika'nın ABD'den F-35 savaş uçaklarını beklemesi olarak açıklandı. Benzer şekilde, Polonya da Ukrayna'ya MiG-29 uçakları sağlamama kararı aldı. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile Brüksel'de yaptığı ortak basın toplantısında, MiG-29 uçaklarını Ukrayna'ya göndermeyeceklerini duyurdu. Polonya, bu uçakları kendi savunması için saklama kararı aldığını, çünkü şu anda bu uçakları yerine koyabilecek başka bir seçenek bulunmadığını duyurdu.
- NBC'nin haberine göre Donald Trump, NATO'ya olan katılımı ciddi şekilde gözden geçirmeyi planlıyor. Trump, ABD'nin ittifakta daha fazla harcama yapan ülkelere öncelik verme olasılığını tartışıyor. ABD, NATO'nun diğer ülkelerini savunmak için, belirli savunma harcama eşiklerine ulaşmayan ülkelere yardım sağlamamayı düşünebilir. Trump, NATO üyelerinden savunma harcamalarını GSYİH'nın %5'ine çıkarmalarını istiyor. Bu politika değişikliği, NATO'nun temel ilkelerinden biri olan kolektif savunma ilkesine büyük bir sapma anlamına geliyor. Aynı zamanda, ABD'nin Avrupa'daki askeri varlığını azaltma planları gündemde ve bazı birliklerin yeniden konumlandırılması tartışılıyor.
- Kremlin Sözcüsü Peskov, Paris'ten gelen 'çatışmacı' ve 'militarist' açıklamalara atıfta bulunarak, “Bu her konuda anlaşmak anlamına gelmiyor ama en azından bir anlaşmaya varmaya çalışmak için diyalog kurmak anlamına geliyor” dedi. Söz konusu bu durumun Avrupa'nın Moskova ve Washington arasında şu anda mevcut olan uyuma henüz uyum sağlayamadığını gösterdiğini belirten Peskov, "Avrupalılar bazen gereksiz yere çok esnektir, bu yüzden rüzgarın hangi yönden estiğini hissedecekleri göz ardı edilemez” cümlesini kaydetti. Peskov Polonya Başbakanı Donald Tusk'un yeni bir silahlanma yarışına ilişkin sözlerini yorumladığı konuşmasında, Rusya'nın çıkarlarını korumakla meşgul olacağını söyledi. Rusya'nın menfaatlerini güvence altına almakla meşgul olacaklarını söyleyen Peskov, Tusk'un yeni bir silahlanma yarışına ilişkin sözlerine “Bize karşı kazanamayacaklar zira biz onlarla oynamayacağız” dedi. (Sputnik)
- Rusya Dışişleri Bakanlığı, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un son açıklamalarının Rusya'nın savunma planlamasında dikkate alınacağını ve Macron'un sözlerinin 'nükleer şantaj notları' içerdiğini vurguladı. Dışişleri Bakanlığı, "Ülkemizi kaçıncı kez 'Fransa ve Avrupa için bir tehdit' olarak nitelendirdi ve her zamanki gibi siber saldırılardan seçimlere müdahaleye ve neredeyse diğer Avrupa ülkelerine saldırma arzusuna kadar tüm ölümcül günahlarla suçladı. Bu tür uydurmalar ve provokatif tezler daha önce de ağzından çıkmıştı. Ancak belki de ilk kez bu kadar yoğun ve uzlaşmaz bir biçimde dile getirildiler" cümlesini kaydetti. (Sputnik)
- The Wall Street Journal'a göre, Rusya, Suriye'deki askeri üslerini ekonomik destekle korumayı planlıyor. Moskova, Tartus ve Latakia'daki üslerini korumak amacıyla Suriye ekonomisine yatırım yapmaya hazır. Şubat ayında Rusya, Suriye Merkez Bankası'na 23 milyon dolar değerinde yerel para birimi vermeyi kabul etti ve böylece yeni Suriye yönetimiyle diyaloğa olan bağlılığını pekiştirdi. Bununla birlikte, Moskova, Suriye'nin devrik Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ın teslim edilmesini tartışmayı reddetti. Rusya ve Suriye arasında resmi ilk görüşme, Ocak ayı sonunda Rus bir heyetinin Şam'a gitmesiyle gerçekleşti. WSJ'ye göre, bu diyalog, Başkan Vladimir Putin'in geçiş dönemi Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Eş-Şara ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından daha da ileri bir seviyeye taşındı ve bu görüşmede, "güvenin yeniden inşası" da dahil olmak üzere "tazminat" konusu ele alındı.
6 Mart Perşembe
- Başkan Putin, Ukrayna'da uzun vadeli huzur ve güvenlik içinde gelişen bir dünya için Rusya'nın kabul edeceği bir barış şartının gerekli olduğunu belirtti. Putin, bu konuda Rusya'nın hiçbir taviz vermeyeceğini ve kimseye boyun eğmeyeceğini vurgulayarak, "Kendi çıkarlarımızı koruyacak, ülkemizin uzun vadeli güvenliği ve istikrarlı gelişimi için uygun bir barış modeli seçmeliyiz. Kimseye ait olmayan bir şeyi istemiyoruz, ancak kendi toprağımızı kimseye vermeyeceğiz" dedi.
Putin, Vatan Savunucuları Vakfı çalışanları ile yaptığı toplantıda, "Başkalarına ait hiçbir şeye ihtiyacımız yok, ancak bize ait olan hiçbir şeyden de vazgeçmeyeceğiz" dedi.
Putin, Rusya'nın barış için belirlediği koşulların Ukrayna'nın NATO'ya katılmaması ve Donbas ile diğer bazı bölgelerden Ukrayna askerlerinin çekilmesi olduğunu ifade etti.
Rus lider, "Dünyada hala Napolyon'un işgali zamanlarına dönmek isteyenler var, nasıl sonlandığını unutuyorlar" dedi.
- Moskova, Avrupa barış gücünün Ukrayna topraklarına yerleştirilmesine yönelik herhangi bir uzlaşma alanı görmüyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, böyle bir adımın NATO ülkelerinin doğrudan ve resmi olarak Rusya ile savaşa dahil olması anlamına geleceğini belirtti.
Lavrov, Moskova’da düzenlediği basın toplantısında, bu konudaki tartışmaların “açıkça düşmanca bir amaç taşıdığını” ve Batının bunu gizleme ihtiyacı bile hissetmediğini söyledi. Bakan, Rusya’nın, Avrupa barış gücü askerlerinin Ukrayna topraklarında bulunmasını NATO’nun olası varlığı ile aynı şekilde değerlendireceğini vurguladı.
“Bu tür eylemleri kesinlikle görmezden gelmeyeceğiz,” diyen Lavrov, NATO ülkelerinin Ukrayna’ya barış gücü kisvesi altında asker göndermesinin “artık hibrit değil, doğrudan, resmi ve gizlenmeyen bir müdahale olacağını” ifade etti. Rusya’nın bunu kabul etmeyeceğini belirten Lavrov, hangi bayrak altında olursa olsun, bu güçlerin aslında NATO birlikleri olacağını söyledi.
- Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından, Ukrayna’ya Barış Gücü kapsamında Türk askerinin gönderileceğine yönelik haberlerle ilgili açıklama geldi. Bakanlık kaynakları, Ukrayna’ya Barış Gücü kapsamında Türk askerinin gönderileceğine yönelik haberlerle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
“Adil ve kalıcı bir barışa, her iki tarafın da eşit ve hakkaniyetli bir şekilde temsil edilmesiyle ulaşılabileceğine yönelik görüşümüz bakidir. Ülkemiz bu süreçte bölgede barışın sağlanması, Karadeniz’in bir barış denizi olarak kalması ve Ukrayna’nın yeniden inşasına yönelik her türlü yapıcı girişim desteklenmeyi sürdürecektir.
Bununla birlikte savaşın sona erdirilmesine yönelik çok boyutlu diplomatik girişimleri Devletimizin ilgili kurumları ile yakın koordine içerisinde takip ediyoruz.
Muhtelif mecralarda dile getirilmekle birlikte henüz kavramsal bir çerçeveye oturtulamamış olan bir misyona katkıda bulunma konusu, bölgesel istikrar ve barışın tesisi için gerekli görüldüğü takdirde ilgili tüm taraflarla karşılıklı olarak değerlendirecektir. ” (Milliyet)
- ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetimi, Rusya ile yaşanan çatışma nedeniyle ABD’ye sığınan yaklaşık 240 bin Ukraynalının geçici yasal statüsünü kaldırmayı planladığı iddia edildi. Konuya aşina üç kaynak ve üst düzey bir hükümet yetkilisine göre, bu karar Ukraynalıları hızla sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya bırakabilir. Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Levitt ise, sosyal medya platformu X'te yaptığı açıklamada, ABD yönetiminin ülkede yaşayan yaklaşık 240 bin Ukraynalıyı geçici yasal statülerinden çıkarmayı planladığı yönündeki haberi yalanlayarak, şu anda bu yönde bir karar alınmadığını belirtti.
- Ukrayna’nın eski Genelkurmay Başkanı ve Birleşik Krallık Büyükelçisi General Valeriy Zalujnıy, The Times gazetesine verdiği demeçte, dünyadaki düzenin yalnızca “şer ekseni” tarafından değil, aynı zamanda ABD tarafından da bozulduğunu öne sürdü.
Zalujnıy “ABD, küresel düzeni sarsıyor. Açıkça görülüyor ki Beyaz Saray, Batı dünyasının birliğini sorgulamaya başladı. Şimdi Washington, güvenlik meselelerini ABD’nin katılımı olmadan Avrupa’ya devretmeye çalışıyor,” dedi.
- ABD artık Rusya’yı ana tehdit olarak değerlendirmiyor. NBC televizyonunun eski ABD istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberine göre, Trump yönetimi önceliğini Meksika ve diğer Latin Amerika ülkelerindeki uyuşturucu kartelleriyle mücadeleye vermiş durumda.
Yetkililere göre, ABD Savunma Bakanlığı, Meksika sınırına takviye birlikler gönderdi ve bölgeye analiz ekipleri yolladı. CIA ise Meksika üzerindeki gözetleme uçuşlarında insansız hava araçlarını kullanmaya başladı.
Rusya’nın artık ana tehdit olarak algılanmaması, ABD’nin Ukrayna ile istihbarat paylaşımını da durdurmasına neden oldu. NBC’ye konuşan kaynaklar, bu paylaşımın her iki tarafa da fayda sağladığını, özellikle de ABD’nin Ukrayna istihbaratından Rusya hakkında “önemli veriler” aldığını belirtti.
- Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, Avrupa Birliği zirvesi öncesinde yaptığı açıklamada, gerekmesi halinde Danimarka topraklarında nükleer silah konuşlandırılmasını dışlamadığını belirtti.
Frederiksen, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Avrupa’nın savunulması için Fransız nükleer silahlarının kullanılabileceği yönündeki açıklamasına yanıt olarak bu açıklamayı yaptı.
- Kremlin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un dün ulusa hitaben yaptığı konuşmayı “çatışmacı” olarak değerlendirdi ve Fransa’nın savaşı sürdürmek istediği izlenimini verdiğini belirtti. Rusya Devlet Başkanı’nın Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, Macron’un açıklamalarında Ukrayna’daki durumun çözümü de dahil olmak üzere birçok yanlış bilgi bulunduğunu söyledi.
Dmitri Peskov, "Macron’un konuşmasını barış hakkında düşünen bir devlet başkanının konuşması olarak algılamak pek mümkün değil. Fransa, barıştan çok savaşı düşünüyor," dedi. Peskov ayrıca, Fransız Cumhurbaşkanı’nın Rusya’yı "Fransa’nın düşmanı" olarak nitelendirdiğini, ancak NATO’nun politikalarına ve altyapısının Rusya sınırlarına "dev adımlarla" yaklaşmasına değinmediğini vurguladı.
Peskov ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun Ukrayna’daki çatışmayı ABD ile Rusya arasında bir vekalet savaşı olarak nitelendirmesine de değindi. Kremlin’in daha önce de bu görüşü dile getirdiğini hatırlatan Peskov, çatışmanın sona erdirilmesi gerektiğini belirterek, “Biz de bu görüşe katılıyoruz. Bu, Rusya ile kolektif Batı arasındaki bir çatışma ve bu kolektif Batı’nın başındaki ülke ABD’dir. Bu, devlet başkanımızın ve dışişleri bakanımızın pozisyonuyla örtüşüyor. Evet, biz de çatışmanın ve savaşın sona ermesi gerektiğine inanıyoruz,” dedi.
- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un nükleer silahlarla ilgili sözlerini bir tehdit olarak değerlendirdi. Lavrov, “Bu, elbette Rusya’ya yönelik bir tehdittir. Eğer bizi bir tehdit olarak görüyorsa, Avrupa ülkelerinin ve İngiltere'nin genelkurmay başkanlarını topluyorsa, nükleer silahların kullanılması gerektiğini söylüyorsa ve Rusya’ya karşı nükleer silah kullanımına hazırlanıyorsa, bu kesinlikle bir tehdittir,” dedi.
Lavrov ayrıca Macron’u, Rusya ile savaşmak isteyen tarihi figürlere benzeterek, “Napolyon ve Hitler de onun selefleriydi,” ifadelerini kullandı.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dışişleri Bakanlığı Kuzey Atlantik Departmanı Direktörü Aleksandr Darçiyev’i Rusya’nın ABD Büyükelçisi olarak atayan kararnameyi imzaladı. Kommersant’ın aktardığına göre, ABD’nin Moskova’daki büyükelçiliğinin başına ise Libya özel temsilcisi Richard Norland getirilebilir.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin Darçiyev’in büyükelçi olarak atanmasına ilişkin diplomatik onayı 27 Şubatta İstanbul’da yapılan diplomatik heyetler toplantısında ilettiğini duyurmuştu. Aynı toplantıda Darçiyev’in yakın zamanda ABD’ye gideceği bilgisi de paylaşılmıştı.
- Rusya Savunma Bakanlığı, bugün yaptığı açıklamada, Rus birliklerinin Donetsk'teki Andreevka köyünü kontrol altına aldığını duyurdu.
- Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımlarını durdurmasının ardından Avrupa Birliği ülkelerinin Ukrayna’dan gelebilecek yeni bir mülteci dalgası senaryosunu ele alması gerektiğini söyledi. Faeser’in açıklamalarını Politico dergisi aktardı.
Bakan, mültecilerin AB içinde adil bir şekilde dağıtılması için bir mekanizma oluşturulması çağrısında bulundu. Ancak şu anda büyük bir mülteci akını beklemediğini belirten Faeser, bunun sadece ele alınması gereken bir senaryo olduğunu vurguladı. Şu ana kadar Almanya, Polonya ve Çekya’nın en fazla Ukraynalı mülteciyi kabul ettiğini belirten bakan, çatışmanın tırmanması halinde bu dengenin değişebileceğini ve yeni bir mülteci dalgasıyla karşılaşılabileceğini söyledi. Almanya’nın Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceğini de ekledi.
- Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Ukrayna Savunma Bakanlığı’na bağlı İstihbarat Ana Müdürlüğü’nün (GUR), Moskova ve Moskova Bölgesi’ndeki eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerin kişisel bilgilerini ele geçirerek onları işe alma planını engellediğini duyurdu.
FSB’ye göre, GUR, gençlerin askeri-vatansever eğitimiyle ilgilenen Avangard Merkezi ve Yunarmiya adlı sivil toplum hareketinin e-posta listelerine sızdı. GUR, 2024 yılı için planlanan Üçüncü Ulusal Askeri-Vatansever Diktantı’nın organizasyonu hakkında gönderilen elektronik postaları değiştirerek, bu mailleri Moskova ve çevresindeki 42 eğitim kurumuna gönderdi. Söz konusu e-postalarda, öğrenci bilgilerini toplamak için kullanılan bir internet sitesine yönlendiren bağlantılar bulunduğu tespit edildi.
- Rus oyuncu ve müzisyen Gleb Kalyujniy hakkında, askeri hizmete katılma noktasına gitmediği gerekçesiyle ceza davası açıldı. TASS’ın haberine göre, Kalyujniy geçen sonbaharda yapılan zorunlu askerlik celbine uymadı ve şu anda nerede olduğu bilinmiyor.

- Oval Ofis krizin ardından ABD ile Ukrayna yeniden müzakere masasına dönüyor. Ukrayna Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ile barış görüşmelerinin tarihi, yeri ve katılımcıları hakkında görüştü. Waltz, kriz sonrası ABD’nin Ukrayna lideriyle ilgili Ruslarla anlaşma yapıp yapmayacağı konusunda soru işaretleri olduğunu ancak son iki günde olumlu adımlar atıldığını belirtti. Waltz'a göre ABD ve Ukrayna heyetleri, güven artırıcı önlemler üzerinde anlaşacak ve bunları Rusya’ya sunacak. Waltz, bu sürecin "zorlu bir mekik diplomasisi" gerektireceğini ancak her iki tarafın da sürece dahil olması gerektiğini vurguladı. Waltz, son iki gün içinde iki tarafın barış müzakerelerine başlama konusunda "olumlu adımlar attığını" vurguladı.
- Zelenskiy, ülkesinin barışı sağlamak için "ilk adımlar planı" üzerinde çalıştığını ve bunun yakında hazır olacağını duyurdu. Zelenskiy, planın ilk aşamasının esir takası, füze ve insansız hava aracı kullanımının yasaklanması ve deniz üzerinde ateşkes olacağını belirtti. Ayrıca, Avrupa'nın savaşın sona erdirilmesi ve güvenlik garantileri konusunda ortak bir vizyona sahip olduğunu ve gelecekteki müzakerelere Ukrayna ve ABD ile birlikte katılmaları gerektiğini ifade etti. Zelenskiy, yakın zamanda Amerika Başkanı Donald Trump ile yaşanan gerginliği üzüntüyle karşıladığını ancak barış görüşmeleri için işbirliği yapmaya hazır olduklarını söyledi.
- ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ukrayna'daki çatışmanın, ABD'nin Kiev'e yardım ettiği ve Rusya'nın karşı karşıya olduğu bir "proxy savaş" (vekalet savaş) olduğunu belirtti. Rubio, ABD Başkanı Donald Trump'ın bu çatışmayı tıkanmış bir durum olarak gördüğünü ve bunun iki nükleer güç arasında, yani ABD ve Rusya arasında süren bir proxy savaşına dönüştüğünü ifade etti. Rubio, çatışmanın sona ermesi gerektiğini vurguladı. Rusya, Ukrayna'daki çatışmayı Batı'nın Rusya'ya karşı yürüttüğü bir proxy savaş olarak tanımlamış, NATO'nun Ukrayna'ya silah göndermesini bu savaşın bir parçası olarak görmüştü.
- CBS'in haberine göre, ABD, Ukrayna'ya "savunma amaçlı" istihbarat bilgilerini paylaşmaya devam ediyor. Üç anonim kaynağa dayandırılan bilgilere göre, ABD, "öldürücü" verilerin, özellikle HIMARS gibi sistemler için hedefleme verilerinin paylaşılmasını durdurmuş olsa da, savunma amaçlı bilgilerin paylaşılmasına devam ediyor. Diğer medya kaynaklarına göre, ABD'nin tüm istihbarat bilgilerini kesmesi bekleniyordu. ABD istihbaratları, roket ve insansız hava araçlarını tespit etmeye yardımcı olarak, bunların düşürülmesine katkı sağlamakta ve sivil halka hava saldırı alarmı gibi uyarılar veriyor.
- Politico haber sitesi, ABD Başkanı Donald Trump'ın ekibinin, eski Ukrayna Başbakanı Yulia Timoşenko ve eski Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko'nun "Avrupa Dayanışması" partisinin etkili üyeleriyle gizli görüşmeler yaptığını bildirdi. Habere göre görüşmeler, Ukrayna'da başkanlık seçimlerinin yapılması olasılığı üzerineydi. Politico'ya göre, bu görüşmelerin kilit noktası, geçici bir ateşkese varıldıktan sonra, kapsamlı barış görüşmeleri başlamadan önce başkanlık seçimlerinin düzenlenmesi düşüncesiydi. Trump'ın yardımcıları, Zelenskiy'nin savaş yorgunluğu ve yolsuzluk sorunları nedeniyle seçmen desteği alamayacağını öngörüyor. Timoşenko ve Poroşenko, seçimlerin yapılmasından önceki süreçte işbirliği yapabileceklerini ve Zelenskiy'nin kabul etmeyeceği birçok şartı kabul edebileceklerini belirtiyorlar. Timoşenko'nun basın ofisi, bu bilgilerle ilgili yorum yapmaktan kaçındı.
- Sky News, 3 Mart akşamı ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna'ya askeri yardımların durdurulması talimatı sonrası, ABD uçaklarının Ukrayna'ya gönderilmek üzere yolda olan askeri ekipmanları havada geri çevirdiğini bildirdi. Trump'ın talimatı, Washington'un bölgeye aktif olarak silah sevkıyatını yaparken verildi. Karar, henüz Ukrayna'ya ulaşmayan tüm askeri ekipmanı kapsıyordu, bu da Polonya'dan gönderilmesi beklenen araçları da içeriyordu. Beyaz Saray, 5 Mart'ta alınan bu kararın, Ukrayna'ya yapılan askeri yardımların gözden geçirilmesi amacıyla alındığını duyurdu.
- Beyaz Saray, Ukrayna'ya yapılan askeri yardımların durdurulmasının finansmanının yeniden gözden geçirilmesi ile ilgili olduğunu açıkladı. Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Livitt, askeri yardımların durdurulmasının "yeniden değerlendirme" amaçlı bir ara verme olduğunu belirtti, ancak bu tedbirin geçici olup olmadığı konusunda bilgi vermedi. Bu arada Caroline Livitt, Zelenskyi'nin dün yaptığı müzakerelere hazır olduğu açıklamasının "olumlu bir adım" olduğunu belirtti.
- AB hükümetleri, İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD desteğine dayanan Avrupa güvenlik yapısının "her an çözülebileceği" konusunda uyarıda bulundu. Politico'nun haberine göre, Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşüyle Avrupa liderleri egemenlik ve savunma konularını daha çok konuşmaya başlamıştı, ancak şu anda harekete geçme zamanı geldiğini kabul ediyorlar. Perşembe günkü (6 Mart) olağanüstü AB zirvesinde, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in önerdiği plan doğrultusunda, önümüzdeki yıllarda silahlanma için 800 milyar avro harcama yapılması ve ulusal orduların güçlendirilmesi tartışılacak. Ayrıca, Ukrayna'ya askeri yardımların devam etmesi, ülkenin AB üyeliği ve Rusya'ya karşı yeni yaptırımlar gibi konular da zirve gündeminde olacak.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna'daki çatışmada "çok kırılgan" bir ateşkese karşı olduğunu belirtti. Macron, "barış yolunun Ukrayna'dan feragat etmekten geçemeyeceğini ve barışın herhangi bir fiyatla ya da Rusya'nın diktatörlüğü altında olamayacağını" söyledi. Avrupa'nın Ukrayna'da barışı sağlamak için askerî güç yerleştirmeyi düşündüğünü, bu askerlerin savaşın ön saflarında yer almayacaklarını ancak barış anlaşması imzalandıktan sonra tamamen uygulanmasını garanti etmek amacıyla bölgede olacaklarını söyleyen Macron, ülkesinin "tehlikelerle dolu bir dünyada" sadece "seyirci" olarak kalmasının "çılgınlık" olduğunu belirtti. Macron ABD'nin, Ukrayna'ya desteğini azalttığını ve geleceğe dair belirsizlikler ortaya çıkardığını belirterek, Avrupa'nın güvenliği ve refahının daha da belirsiz hale geldiğini vurguladı. Macron ayrıca, Rusya'yı Fransa ve Avrupa için bir tehdit olarak tanımladı. Macron, bu tehdidin "sınır tanımadığını" ekledi.
- CNN'in haberine göre Ukrayna'nın Patriot hava savunma sistemleri için mevcut füzelerinin birkaç hafta içinde tükenebileceği bildirildi. Ukrayna yetkililerine göre, ülkenin elinde ne kadar füze olduğu ve ABD'den yeni sevkiyatların gelip gelmediği henüz netlik kazanmış değil. Ukrayna'nın kritik mühimmatlarının, özellikle Patriot füze savunma sistemleri için gerekli roketlerin, Mayıs veya Haziran ayına kadar tükenmesi bekleniyor.
- ABD, Ukrayna'ya yardımların yeniden başlatılmasını, iki ana koşula bağladı. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Ukrayna'nın barış müzakerelerine katkı sağlaması ve Washington ile olan ilişkilerinde güveni artırıcı adımlar atması gerektiğini belirtti. Waltz, “Her iki tarafın da kısmî ve nihai barış için samimiyetle müzakerelerde bulunduğundan emin olmamız gerekiyor,” dedi. Ayrıca Walts, Zelenskiy'nin barışa yaklaşmaya yönelik açıklamalarını olumlu bir adım olarak değerlendirdi ve müzakerelerin tarihi, yeri ve ekiplerinin tartışıldığını açıkladı.
5 Mart Çarşamba
- Financial Times’ın kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, ABD artık Ukrayna’ya istihbarat verisi sağlamıyor. CIA Direktörü John Ratcliffe de bu bilgiyi Fox News’e doğruladı. FT’nin aktardığına göre, Washington yine de Rusya ve Ukrayna ile ilgili istihbarat bilgilerini, aralarında İngiltere’nin de bulunduğu en yakın müttefiklerine iletmeye devam ediyor.
Fox News muhabiri Jackie Heinrich’in X platformundaki paylaşımına göre, John Ratcliffe, ABD’nin “askeri konular ve istihbarat konusunda bir ara verdiğini, tüm tarafları dünya barışını sağlamaya çağırdığını” belirtti.
Daily Mail, askeri istihbarat uzmanlarına dayandırdığı haberinde, ABD’nin İngiltere’ye, Amerikan istihbarat verilerini Ukrayna’ya aktarmasını yasakladığını yazdı. Bu yasak, İngiltere’nin Hükümet İletişim Merkezi’ni (GCHQ), istihbarat teşkilatlarını ve Savunma Bakanlığı’nın istihbarat birimlerini kapsıyor. Washington’un Kiev’e askeri yardımı durdurduğuna dair bilgiler 4 Martta ortaya çıkmıştı.
- ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Ukrayna ve Washington’un müzakerelerde ilerleme kaydetmesi ve güveni güçlendirmesi halinde, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya askeri yardımı askıya alma kararını gözden geçirebileceğini söyledi. ABD, Ukrayna ile olası müzakerelerin tarihi, yeri ve heyetlerin içeriği konusunda görüşmeler yürütüyor.
“Bu müzakereleri tamamlayabilir, ilerleme kaydedebilir ve esasen güveni güçlendirme yönünde adımlar atabilirsek, başkan bu ara verme kararını dikkatlice değerlendirecektir” diyen Waltz, Fox News’e verdiği demeçte bu değerlendirmeyi yaptı.
- Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in açıklamalarının, ABD Başkanı Trump’ı askeri yardımı yeniden başlatmaya ikna edip edemeyeceği henüz net değil. The Wall Street Journal’ın üst düzey Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberine göre, bu konuda belirsizlik sürüyor.
Beyaz Saray, Trump ile Zelenskiy’in geçen hafta yaptığı tartışmanın ardından 3 Mart’ta Ukrayna’ya silah sevkiyatını askıya alma kararı almıştı. Ukrayna lideri, ertesi gün X platformunda yaptığı paylaşımda, Ukrayna’nın doğal kaynaklarına dair anlaşmayı “her zaman ve her formatta” imzalamaya hazır olduğunu belirtti. Zelenskiy ayrıca, ekibiyle birlikte “Trump’ın güçlü liderliği altında çalışmaya ve kalıcı bir barışa ulaşmak için çaba göstermeye” hazır olduklarını vurguladı. “Ukrayna, sağlam bir barışa yaklaşmak için mümkün olan en kısa sürede müzakere masasına oturmaya hazır. Barışı Ukraynalılardan daha fazla isteyen kimse yok” ifadelerini kullandı.
- ABD’nin Avrupa’nın güvenliğinin tek garantörü olma konusundaki isteksizliği karşısında, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Amerikan “nükleer şemsiyesinin” yerine ortak bir Avrupa nükleer gücünün oluşturulması gerektiğini dile getirdi. Macron'a göre, bu gücün temelini Fransa’nın ve muhtemelen İngiltere’nin nükleer kapasiteleri oluşturabilir. Ancak bu açıklama, Fransa’da endişelere ve tartışmalara yol açtı: Macron’un “nükleer düğme” yetkisini kiminle paylaşmayı planladığı sorusu gündeme geldi.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İçişleri Bakanlığı’nın genişletilmiş kurul toplantısında yaptığı konuşmada, güncellenmiş göç politikası konseptinin “en kısa sürede” kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Interfax’ın aktardığına göre Putin, bunun bu yıl içinde tamamlanması gerektiğini belirtti. Yeni konseptte, kağıt bazlı göçmenlik kartlarının kaldırılması ve yurtdışındaki Rus vatandaşlarının ülkeye dönüşünü teşvik edecek önlemlerin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
- 2024 yılında İçişleri Bakanlığı, suç işleyen kişilere yönelik 1500 vatandaşlıktan çıkarma kararı aldı. Bakan Vladimir Kolokoltsev, birleşik kurul toplantısında yaptığı açıklamada bu rakamı duyurdu. TASS’ın aktardığına göre, geçen yıl temmuz ayında İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İrina Volk, bin kişinin vatandaşlıktan çıkarıldığını açıklamıştı. Volk’a göre, vatandaşlıktan çıkarma kararlarının yarısından fazlası uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili suçlarla bağlantılı.
- Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Putin, Trump ve Zelenskiy’in Minsk’te bir araya gelmesi yönündeki önerinin şu ana kadar tartışılmadığını söyledi. Peskov’a göre, Rus heyeti için Minsk müzakereler açısından en uygun yer olurdu.
Kremlin Sözcüsü, günlük basın toplantısında Minsk’te görüşmelerin mümkün olup olmadığı sorusuna “Kuşkusuz bizim için Minsk en iyi yer. Burası bizim en büyük müttefikimiz. Dolayısıyla bizim için müzakereler açısından en iyi mekan burasıdır” yanıtını verdi.
Peskov, Zelenskiy’in müzakerelere hazır olduğu yönündeki açıklamasını genel olarak olumlu değerlendirdiklerini söyledi. Ancak Peskov, Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın Vladimir Putin ile müzakereleri yasaklayan kararnameyi imzaladığını da hatırlattı.
- Rusya Savunma Bakanlığı basın servisi, Rus birliklerinin Donetsk'teki Privolnoye yerleşim birimini kontrol altına aldığını duyurdu. Söz konusu nokta, geçtiğimiz yıl Kasım ayında Rus ordusunun kontrolüne geçen Novoalekseyevka’nın yaklaşık 7 kilometre uzağında, Volnovaha bölgesinde bulunuyor.
Privolnoye, “Vostok” askeri grubu tarafından ele geçirildi. Bakanlığın açıklamasına göre, “Vostok” grubu son 24 saat içinde DHC’deki Kamışevaha, Bogatır, Fyodorovka, İskra, Dneproenergiya, Novopol, Burlatskoye ve Zaporojye bölgesindeki Gulyaypole’de Ukrayna Silahlı Kuvvetleri birliklerine saldırılar düzenledi.
- İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, önümüzdeki hafta Zelenskiy ile birlikte Washington’a giderek Ukrayna’daki çözüm planını sunmaya hazır. Daily Mail’in diplomatik kaynaklara dayandırdığı ve RIA Novosti’nin aktardığı habere göre, “Keir Starmer ve Emmanuel Macron, Zelenskiy ile birlikte önümüzdeki hafta Washington’a gitmeye ve (ABD Başkanı Donald) Trump’a bu çözüm planı konusunda ortak bir cephe sunmaya hazır” denildi.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, bugün Moskova saatiyle 22:00'de halka hitap edecek.
Macron sosyal medya hesabında “Sevgili vatandaşlarım, dünyanın en büyük belirsizliklerle ve ciddi meydan okumalarla karşı karşıya olduğu bu dönemde, bu akşam sizlere sesleneceğim” ifadelerini içeren bir mesaj paylaştı.
- Fransız uydu operatörü Eutelsat, Ukrayna’ya ek internet erişimi sağlanması konusunda Avrupa Birliği ile görüşmeler yürütüyor. Şirket hisseleri, uydularının Elon Musk’ın Starlink hizmetinin yerini alabileceği söylentileri üzerine iki gündür yükselişte.
Eutelsat, jeostatik yörüngede 35 uydu işletiyor. Şirket 2023’te İngiliz OneWeb’i satın almasının ardından alçak dünya yörüngesindeki uydu ağını 600’e çıkarmıştı. OneWeb uyduları, dünya genelinde 125 ülkede, Ukrayna dahil, internet erişimi sağlayan yaklaşık 7 bin uyduya sahip Starlink’in kullandığı sistemlere benzer yapıda.
- Geropharm Genel Müdür Yardımcısı Marina Rıkova yabancı ilaç şirketlerinin Rus pazarına ilgisiz davrandığı söyledi. Kommersant’ın yuvarlak masa toplantısında konuşan Rıkova, son aylarda yabancı ilaç şirketlerinin yaklaşık 50 ruhsatı iptal ettiğini ve bazı ilaçların kayıtlı muadillerinin bulunmadığını belirtti. Rıkova’ya göre, şu anda klinik araştırmalar pazarının yüzde 76’sı yerli şirketler tarafından kontrol ediliyor.

- Trump, Kongre'de yaptığı konuşmada Zelenskiy’den “önemli bir mektup” aldığını duyurdu. Trump, ABD Kongresi’ne hitabında mektubun içeriğine değinerek, “Ukrayna mümkün olan en kısa sürede müzakere masasına oturmaya ve uzun vadeli barışa ulaşmaya hazır” ifadelerinin yer aldığını söyledi. Trump’a göre, Zelenskiy mektubunda, “Hiç kimse Ukraynalılar kadar barış istemiyor” diyerek barış görüşmelerine açık olduklarını vurguladı. Ayrıca, Trump Rusya’nın da benzer sinyaller verdiğini belirterek, “Şu an bu çılgınlığı durdurma zamanı. Şu an bu anlamsız savaşı bitirme zamanı” dedi. Trump, 12 Şubat’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini, ardından 18 Şubat’ta Riyad’da iki ülkenin heyetlerinin bir araya geldiğini hatırlatarak, tarafların barış sürecine yönelik temaslarının sürdüğünü ifade etti. Trump, Zelenskiy’nin mektubunda sadece barış süreci değil, ABD ile ekonomik işbirliği konusunda da önemli bir mesaj verdiğini belirtti. “Ukrayna, ABD ile ‘mineral ve güvenlik anlaşmasını’ Washington için uygun olan herhangi bir zamanda imzalamaya hazır” diyen Trump, bu teklifin stratejik öneme sahip olduğunu söyledi.
- Trump yönetimi ile Ukrayna hükümeti, doğal kaynaklar konusunda bir anlaşma imzalamaya hazırlanıyor. Reuters’ın haberine göre, Trump’ın bu gece Kongre’ye yapacağı konuşmada bu anlaşmayı duyurması bekleniyor. Ancak, belgelerin henüz imzalanmadığı ve sürecin değişebileceği belirtiliyor.
- Zelenskiy, ABD Başkanı Trump ile Beyaz Saray’da gerçekleşen son görüşmenin beklendiği gibi geçmediğini kabul ederek, bu durumu düzeltmek istediğini belirtti ve "Trump’ın güçlü liderliği altında çalışmaya" hazır olduğunu vurguladı.
Zelenskiy ayrıca, ülkesinin savaşın sona ermesi için çalışmaya hazır olduğunu açıkladı. Sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, ilk adımların esir değişimi, füze ve insansız hava araçlarının kullanımının yasaklanması, enerji ve sivil altyapıya yönelik saldırıların durdurulması olabileceğini belirtti. Ayrıca, Ukrayna’nın Karadeniz’de derhal ateşkese hazır olduğunu ve Rusya’nın da aynı adımı atması gerektiğini ifade etti.
Zelenskiy, bu adımlardan sonra Kiev’in "hızla tüm sonraki aşamaları geçerek" ABD ile nihai bir anlaşmaya varmayı hedeflediğini vurguladı. "Ukrayna, güvenilir bir barışa ulaşmak için bir an önce müzakere masasına oturmaya hazır. Ukraynalılardan daha fazla barış isteyen kimse yok," dedi.
Ukrayna lideri ayrıca, Washington ile imzalanacak bir maden kaynakları anlaşmasını güvenliğin güçlendirilmesi yönünde bir adım olarak gördüklerini belirtti. Bu anlaşmaya "her zaman ve her formatta" imza atmaya hazır olduklarını dile getirdi. Zelenskiy, 28 Şubat’ta Beyaz Saray’da ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı JD Vance ile yaptığı görüşmenin planlandığı gibi geçmediğini kabul ederek, "Bu talihsiz bir durum. Artık her şeyi düzeltmenin zamanı geldi," dedi. Trump’ın liderliğinde barış için çalışmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.
- Zelenskiy, ABD’nin Kiev’e yapacağı askeri yardımların geleceğine dair resmi bilgi talep ettiğini açıkladı. Zelenskiy, Ukrayna Savunma Bakanı, istihbarat yetkilileri ve diplomatlara Washington’la temas kurmaları talimatını vererek, "İnsanlar belirsizlik içinde kalmamalı, Ukrayna ve ABD birbirlerine karşı net bir duruş sergilemeli" dedi. Daha önce, 2024'ün başlarında insani, enerji ve askeri yardımların geçici olarak durdurulduğunu hatırlatan Zelenskiy, o dönemde Ukrayna’nın hızlı hareket ederek süreci düzelttiğini ve benzer bir duruma karşı önlem aldıklarını belirtti. ABD medyasında yer alan haberlere göre, Başkan Donald Trump, Kiev’in "barışa gönüllü bağlılığını göstermediği" gerekçesiyle tüm askeri yardımların askıya alınmasını emretti.
- Pentagon, ABD’nin Rusya’ya karşı tüm siber operasyonlarını durdurduğuna dair iddiaları yalanladı. Bloomberg’in Savunma Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı habere göre, böyle bir talimat verilmedi. Geçen hafta bazı medya organlarında, ABD Savunma Bakanı Peter Hegseth’in Rusya’ya yönelik tüm siber operasyonları durdurma emri verdiği öne sürülmüş, bu iddialar Trump ile Zelenskiy arasındaki gergin Beyaz Saray görüşmesi öncesinde alınan bir karar olarak yorumlanmıştı. Demokratlar, bu haberlerin ardından sert tepki göstererek, Trump yönetiminin Moskova’ya taviz verdiğini ve Rusya’nın ABD’nin kritik altyapısına yönelik siber saldırılarına devam ettiğini savundu.
- ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, Washington’un Ukrayna’ya askeri yardımını durdurmasının geçici bir durum olduğunu ve bunun, 28 Şubat’ta Beyaz Saray’da Trump ile Zelenskiy arasında gerçekleşen başarısız görüşmenin bir sonucu olduğunu söyledi. Johnson, Zelenskiy’nin bu durumu düzeltmesi gerektiğini belirterek, Ukrayna’nın mineral kaynaklarına ilişkin anlaşmayı imzalamasının herkes için en iyi çözüm olacağını vurguladı. Ayrıca Johnson, Zelenskiy’nin bu anlaşmayı yapmak istediğini açıkça ifade etmesinden memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
- Kremlin Sözcüsü Peskov, Başkan Putin’in ABD ile nadir toprak metallerine yönelik iş birliği teklif etmediğini, sadece böyle bir potansiyel olasılığa değindiğini açıkladı. Mayak radyosuna konuşan Peskov, mevcut yaptırımlar devam ederken Moskova’nın ABD şirketlerine ortaklık teklif etmesinin mümkün olmadığını ancak Rusya’nın bu alandaki iş birliğine ilgi duyduğunu belirtti. Peskov, Rusya’nın geniş topraklarında, özellikle "yeni bölgeler" dahil olmak üzere, birçok alanda iş birliği fırsatları bulunduğunu vurguladı. Daha önce Putin, Rusya’nın bu alandaki kaynaklarının Ukrayna’dan çok daha fazla olduğunu belirterek, ABD şirketleri dahil olmak üzere ilgilenen taraflara iş birliği sunabileceklerini ifade etmişti.
- ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Ukrayna’nın barış sürecine dair yalnızca kamuya yönelik açıklamalar yapmak yerine, doğrudan müzakerelere katılması gerektiğini belirtti. Vance, Washington’un amacının Kiev’i çatışmaların çözümüne yönelik görüşmelere dahil etmek olduğunu vurguladı. Şu ana kadar Ukrayna’nın müzakerelere istekli davranmadığını ifade eden Vance, bu durumun değişmesini umduğunu ve gerekirse ABD’nin tüm taraflar üzerinde baskı uygulayabileceğini söyledi.
- Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüşmesinin ardından, Washington’un Rusya’ya yönelik bazı yaptırımları gözden geçirmeye hazır olduğunu açıkladı. Szijjártó'ya göre, özellikle Macaristan’ın enerji güvenliğini etkileyen kısıtlamalar, Biden yönetimi döneminde alınan kararların iptal edilmesi amacıyla yeniden değerlendirilebilir. Bakan, mevcut yaptırımların Budapeşte’nin Moskova’dan gaz almasını ve nükleer enerji işbirliğini zorlaştırdığını belirtti. Ayrıca, ABD’nin Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın ofis şefi Antal Rogán’a yönelik yolsuzluk suçlamaları nedeniyle uyguladığı yaptırımları da gözden geçirebileceğini ifade etti.
- Yekaterinburg’daki Bölge Mahkemesi, Rusya Başsavcılığı’nın talebi üzerine demiryolu vagon operatörü Vektor Rail ve Rusya’nın en büyük petrol ve petrokimya vagon filosuna sahip şirketi SG-Trans dahil 12 tüzel kişiliğin varlıklarını dondurdu. Savcılık, iş insanları Aleksey Tayçer ve eski RJD başkan yardımcısı Salman Babaev’in, RJD’den 30 milyar rubleden fazla varlık çıkardığını iddia ediyor. Mahkeme, bu fonların "yolsuzluk yoluyla edinildiğini" belirterek devlet gelirine aktarılmasını talep etti.
4 Mart Salı
- ABD Başkan Yardımcısı Vance, Ukrayna'daki çatışmanın ne Avrupa'nın, ne ABD'nin ne de Kiev'in çatışmayı sonsuza kadar sürdürebileceği bir noktada olduğunu söyledi. Vance gazetecilere yaptığı açıklamada, “Ukraynalıların egemen ve bağımsız bir ülkeye sahip olmalarını istiyoruz ancak ne Avrupa'nın, ne ABD'nin ne de Ukraynalıların bu savaşı süresiz olarak devam ettiremeyeceği bir noktadayız” dedi. Vance “Ukraynalılar müzakere masasına oturmalı ve Başkan Trump ile görüşmelere başlamalı” dedi. (Sputnik)
- Bu arada Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Ukrayna'ya askeri yardımların yeniden başlatılıp başlatılmayacağına karar vermenin ABD Başkanı Donald Trump'a bağlı olduğunu ancak Zelenskiy'in barış görüşmelerine yanaşmadığını söyledi. Leavitt açıklamasında, “Karar vermek Başkan Trump'a kalmış. Bildiğim tek şey Başkan Trump'ın Ukrayna'daki çatışmanın çözümüne ilişkin bir anlaşma yapmak istediği ancak ne yazık ki şu ana kadar Zelenskiy'in gerçek bir barış anlaşması hakkında konuşmak istemediği görülüyor” dedi.
- Polonya Başbakanı Donald Tusk, Ukrayna sınırından aldıkları bilgilerin ABD'nin Kiev'e sunduğu askeri yardımları durdurduğunu doğruladığını belirtti. Tusk, "Polonya-Ukrayna sınırından, Jasionka'daki transfer merkezimizden gelen haberler Amerikan tarafının açıklamalarını doğruluyor" dedi. Durumun ciddi olduğunu ve hükümetin özel konsantrasyonla çalışması gerektiğini söyleyen Tusk, "Devletin, kurumlarınızın tam dayanışma içinde olmasını gerektirecek kararlar alacağız. Boş tartışmaların, ihtilafların, koalisyon anlaşmazlıklarının kesinlikle askıya alınması gereken günler ve haftalar geliyor" ifadelerini kullandı. (Sputnik)
- Elon Musk, Zelenskiy'e "tarafsız bir ülkeye yerleşip aftan yararlanmasını" tavsiye etti. Bir kullanıcı, X platformundaki paylaşımında "Silahlı faaliyetlerin sürmesi Zelenskiy'in yararına, zira çatışmalar sona ererse, onun 'iktidarı' da sona erer. O, bir sonraki seçimleri kaybedecek" yazdı. Söz konusu yoruma yanıt veren Musk, "Doğru. Ne kadar tatsız olsa da, Zelenskiy'e Ukrayna'da demokrasiye barışçıl bir geçiş karşılığında tarafsız bir ülkede bir tür af teklif edilmeli" ifadelerini kullandı. (Sputnik)
- Bloomberg’in kaynaklarına göre, Rusya, ABD Başkanı Donald Trump’ın talebi üzerine İran ile nükleer anlaşma konusunda arabuluculuk yapmayı kabul etti. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, ajansa yaptığı açıklamada, “Rusya, ABD ve İran’ın sorunlarını müzakere yoluyla çözmesi için elinden geleni yapmaya hazır” dedi.
Bloomberg’in edindiği bilgilere göre, Trump bu talebi 12 Şubatta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde dile getirdi. Konu daha sonra 18 Şubatta Riyad’da düzenlenen bir toplantıda Rus ve ABD delegasyonları arasında görüşüldü. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bagaî, Rusya’nın Washington ile Tahran arasında arabuluculuk yapma teklifiyle ilgili soruya doğrudan yanıt vermedi ancak “Bu tür kritik meselelerde birçok tarafın yapıcı bir rol üstlenmesi doğaldır” ifadelerini kullandı.
- Polonya Başbakanı Donald Tusk, ABD’nin Ukrayna’ya yönelik askeri sevkiyatlarını Rzeszów’daki Jasionka havaalanındaki lojistik merkezinden durdurduğunu açıkladı. Bu, Washington’un Kiev’e askeri yardımı resmen askıya aldığı yönündeki iddiaları doğruluyor.
Tusk, Polonya-Ukrayna sınırından gelen bilgilerin “ABD’nin açıklamalarını doğruladığını” belirterek, ABD’nin bu kararını “son on yılların en büyük meydan okuması” olarak nitelendirdi. Açıklama, Polonya hükümetinin toplantısı öncesinde devlet televizyonu TVP Info’da yapıldı.
- Rusya Savunma Bakanlığı’nın günlük operasyonel raporuna göre, Rus hava savunma sistemleri son 24 saat içinde ABD yapımı JDAM güdümlü bombasını ve 93 insansız hava aracını imha etti.
Bakanlık ayrıca, Rus hava kuvvetlerinin, İHA’larının, füze birliklerinin ve topçularının Ukrayna askeri havaalanlarını, mühimmat depolarını ve 142 farklı bölgede Ukrayna birliklerini ve askeri araçlarını hedef aldığını bildirdi.
- Litvanya’daki sinemalar, Amerikan Sinema Akademisi’nden beş ödül kazanan Anora filmini gösterimden kaldırdı. Ulusal yayın kuruluşu LRT ve yerel medya kaynaklarına göre, Litvanya’daki film dağıtım şirketleri “Ukrayna ile dayanışma” gerekçesiyle filmi yayınlamama kararı aldı.
Ayrıca, filmde rol alan aktör Yura Borisov’un “Rusya yanlısı propaganda yaptığı” iddia edilirken, Vilnius merkezli Zmones dergisi filmde Rus aksanının fazlasıyla öne çıktığını belirtti. Aynı zamanda, LRT’nin haberine göre, Litvanyalı yayınevi Sofoklis, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in kitabını, Washington’un Ukrayna’ya askeri yardımını durdurma kararı nedeniyle satıştan çekti.
- Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç, şimdiye kadar ülkesinin birincil dış politika hedefinin Avrupa Birliği’ne katılım olduğunu söylerken, artık Sırbistan’ın “tamamen farklı bir konum” alacağını duyurdu.
Sırp uzmanlara göre, Vuçiç mevcut küresel gelişmeleri gözlemleyerek “zaman kazanıyor” ve nihayetinde yönünü Avrupa yerine ABD ve Rusya’ya çevirebilir. Sırbistan’ın gelecekteki dış politikasının nasıl şekilleneceği, bu değişimin ne hızla gerçekleşeceği ise belirsizliğini koruyor. (Kommersant)
- ABD Başkanı Donald Trump’ın “Rusya’ya yalnızca acı getirdiğini” söylemesine Kremlin’den destek geldi. Rusya Devlet Başkanı Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, Trump’ın önceki başkanlık döneminde birçok yaptırımın uygulandığını ve Ukrayna’ya silah sevkiyatlarının başladığını hatırlatarak, bu değerlendirmeye katıldığını belirtti.
Peskov, ABD ile ilişkilerin normalleşmesinin yaptırımların kaldırılmasını gerektirdiğini vurguladı. Ancak Washington’dan bu konuda herhangi bir resmi açıklama gelmediğini ekledi. Kremlin Sözcüsü, “Biz yaptırımları yasa dışı olarak görüyoruz. Eğer ilişkilerin normalleşmesi söz konusuysa, bu yükten kurtulmak gerekir,” dedi.
Ayrıca Peskov, Ukrayna’nın en fazla silahı ABD’den aldığını ve sevkiyatların durdurulmasının barış sürecine katkı sağlayabileceğini savundu. “Eğer askeri yardımların durdurulması gerçekten doğruysa, bu Kiev rejimini barış sürecine yönlendirebilecek bir karar olabilir,” ifadelerini kullandı.
- ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kiev’e askeri yardımı durdurarak Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’den güvenlik garantileri olmadan doğal kaynak anlaşmasını imzalamasını talep ettiği öne sürüldü. The Times’ın haberine göre, Trump ayrıca Zelenskiy’den, Oval Ofis’te yaşanan tartışmadan dolayı özür dilemesini istiyor.
28 Şubatta Beyaz Saray’da Trump, Zelenskiy ve ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance arasında geçen gergin konuşmada, Trump Ukrayna liderini Rusya ile barış görüşmelerine hazır olmamakla suçlamış, Vance ise ABD’nin desteği için Ukrayna’nın minnettar olmadığını dile getirmişti. CNN kaynakları, ABD’nin askeri yardımının askıya alınmasının bu özür talebiyle bağlantılı olduğunu öne sürdü.
- Bloomberg’in Avrupa’daki diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Batılı liderler, Donald Trump’ın Ukrayna lideri Zelenskiy üzerinde baskı kurduğunu düşünüyor. Trump’ın, Zelenskiy’nin özür dilemesini ve doğal kaynak anlaşmasını imzalamasını sağlamaya çalıştığı belirtiliyor. Ancak Avrupalı yetkililere göre, ilişkilerin düzelmesi için özür yeterli olmayabilir.
Bloomberg’e konuşan Avrupalı diplomatlar, Zelenskiy’nin Washington’un desteğini yeniden kazanmak için Trump’a “boyun eğmek” zorunda kalabileceğini öne sürdü.
- Avrupa Birliği yetkilileri, ABD’nin askeri yardımını kesmesi durumunda Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin mevcut savaş temposunu yalnızca birkaç hafta sürdürebileceğini tahmin ediyor. CNN’in kaynaklarına göre, Ukrayna yaz başına kadar bu şekilde çatışmaya devam edebilir.
Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya topçu mühimmatı tedarik edebileceği, ancak en modern silahların büyük ölçüde ABD’den geldiği belirtiliyor. Bu durum, Ukrayna’nın savaş kapasitesinin ciddi şekilde etkilenebileceği anlamına geliyor.
- Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği ülkelerine savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 1,5’i oranında artırmalarını önerdi. Bu ek bütçeyle 650 milyar euro değerinde yeni silah üretimi hedefleniyor. Ayrıca, 150 milyar euroluk bir savunma kredisi mekanizması oluşturulması önerildi. Bu fonlar, Ukrayna’ya silah tedarikini hızlandırmayı amaçlıyor.
Von der Leyen, AB liderlerine 6 Marttaki zirveden önce gönderdiği özel mektupta, savunma harcamalarının daha verimli ve koordineli yapılması gerektiğini vurguladı. Plan kapsamında, hava savunma sistemleri, topçu silahları, füzeler, dronlar ve siber güvenlik gibi kritik alanlara yatırım yapılması öngörülüyor. Avrupa’nın yeniden silahlanma sürecinin toplam maliyetinin 800 milyar euroya ulaşabileceği belirtiliyor.
- Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt, ABD'nin Ukrayna'ya askeri yardımını durdurduğunu doğrulayarak, Amerikan halkının Ukrayna’daki çatışmayı finanse etmekten yorulduğunu söyledi. Basın toplantısında yaptığı açıklamada Leavitt, "ABD ve Amerikan halkı bu savaşın faturasını ödemekten yoruldu. Başkan Donald Trump bir anlaşma müzakere etmek istiyor. Ve ne yazık ki, Zelenskiy'nin henüz bunu yapmaya istekli olmadığı anlaşılıyor" dedi.
- ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'ya sağlanan tüm askeri yardımı geçici olarak durdurma kararı aldı. Bloomberg ve Fox News’in aktardığına göre, bu karar, Kiev yönetiminin barışa bağlılığını göstermediği sürece yürürlükte kalacak. Üst düzey bir Pentagon yetkilisine dayandırılan haberde, Washington’un şu anda Ukrayna topraklarında bulunmayan ve Polonya üzerinden transit geçiş yapan Amerikan askeri ekipmanlarının sevkiyatını durdurduğu belirtildi. Trump’ın bu talimatı, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’e verdiği bildirildi. Beyaz Saray yetkilileri, bu adımın askeri yardımın tamamen sona erdirilmesi anlamına gelmediğini, sadece geçici bir duraklama olduğunu vurguladı.
Trump yönetimi, Ukrayna’ya yapılacak yeni silah sevkiyatlarının finansmanını da askıya aldı. The Wall Street Journal’a göre, Beyaz Saray yetkilileri, Ukrayna’ya sağlanan askeri yardımların tamamen dondurulması konusunda bir toplantı düzenlemeyi planlıyor. The Washington Post ise Trump’ın üst düzey yetkililerle bir araya gelerek bu konuyu ele alacağını yazdı. Bu karar, Trump’ın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin “Rusya ile barış çok, çok uzak” açıklamasına sert tepki göstermesinin ardından geldi.
- Reuters ajansına göre, Trump yönetimi, Rusya’ya yönelik bazı yaptırımları hafifletmeyi planlıyor. Beyaz Saray yönetimi, Dışişleri Bakanlığı ve Hazine Bakanlığı’na, hangi yaptırımların kaldırılabileceğini belirleyerek Rus yetkililerle görüşmeler yapmaları talimatını verdi. Bu kapsamda, bazı tüzel ve gerçek kişilere, özellikle de bazı Rus iş insanlarına yönelik kısıtlamaların kaldırılması gündeme gelebilir.
Ocak ayında Trump, Rusya’nın Ukrayna konusunda anlaşmaya yanaşmaması halinde yaptırımları daha da sertleştirme tehdidinde bulunmuştu. Ancak geçtiğimiz hafta Trump, belirli bir aşamada Washington’un Moskova’ya yönelik yaptırımları kaldırabileceğini ifade etti. Yine de ABD Başkanı, şu an için yaptırımların kaldırılması yönünde bir karar alınmadığını ve bu adımın yalnızca bir barış anlaşmasının ardından mümkün olacağını vurguladı.
Trump yönetimi geçtiğimiz günlerde 2014, 2018 ve 2022 yıllarında Ukrayna nedeniyle uygulamaya konulan yaptırımları bir yıl daha uzattı. Rusya Devlet Başkanı Sözcüsü Dmitriy Peskov ise, yaptırımların iki ülke arasındaki diplomatik ve ekonomik müzakereleri engellemeyeceğini belirtti. Peskov, “Bu yaptırımlar, istenildiğinde hızla uygulanabilir ve yine istenildiğinde hızlıca kaldırılabilir. Ama aynı zamanda, onlarca yıl boyunca da yürürlükte kalabilir” diyerek ABD’nin yaptırım politikasına göndermede bulundu.
- Donald Trump, Ukrayna’da barış anlaşmasını reddedenlerin uzun süre dayanamayacağını söyledi. Trump, "Eğer biri bir anlaşma yapmak istemiyorsa, bence bu kişi uzun süre kalamaz. Bu kişiyi uzun süre dinlemeyecekler, çünkü inanıyorum ki Rusya bir anlaşma yapmak istiyor. Ukrayna halkının da kesinlikle bir anlaşma istediğine inanıyorum" dedi.
Trump, son iki gün içinde kendisine "dört başbakan ve beş devlet başkanının" Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirmek için telefon ettiğini belirtti. "Herkesle anlaşmalar yapacağız, Avrupa ve Avrupa ülkeleri de buna dahil" ifadelerini kullandı. Ayrıca, Ukrayna'daki nadir toprak metalleriyle ilgili anlaşmanın "ölü" olmadığını düşündüğünü vurgulayan Trump, "Bunu yarın açıklayacağım. Ama hayır, bence bu bizim için harika bir anlaşma" dedi.
- Trump, salı akşamı Ukrayna'nın mineral kaynaklarıyla ilgili anlaşmaya dair güncellenmiş bilgileri paylaşacağını duyurdu. Ayrıca, Zelenskiy’nin Washington’un desteği için daha minnettar olması gerektiğini söyledi. "Bence daha fazla takdir göstermeli" diyen Trump, anlaşmanın detaylarıyla ilgili olarak “Yarın akşam açıklayacağım” ifadelerini kullandı.
- Ayrıca Trump, kendisine yönelik "Rusya'nın tezlerine yakın durduğu" eleştirilerine karşılık, Rusya’ya yalnızca "görülmemiş bir keder" getirdiğini söyledi. Fox News tarafından yayınlanan konuşmasında, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne Javelin tanksavar sistemleri sağlama kararının, Kiev’e ilerleyen Rus tanklarını durdurmada kritik bir rol oynadığını belirtti. "Rusya’ya hiçbir şey vermedim, sadece keder verdim. Onlara yaptırımlar uyguladım ve Ukrayna’ya Javelineri ben gönderdim. Sonra da benim Rusya’ya yakın olduğumu tartışıyorlar" dedi.
- Trump bir kez daha Biden'ı "salakça ve aptalca 350 milyar doları savaşmasi için Ukrayna'ya vermekle" suçladı ve "Bu parayla donanmamızı tamamen yenilerdik" dedi.
- ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Zelenskiy’nin barış sürecine katılmaya “açık bir isteksizlik” gösterdiğini, ancak gerçekten barışa hazır olması halinde ABD Başkanı Donald Trump’ın “ilk olarak telefonu açacağını” söyledi. Fox News’e konuşan Vance, Washington’un Ukrayna’daki savaşı “sonsuza dek finanse etmeyeceğini” vurgulayarak, ülkenin yeniden inşası ve ABD’nin uzun vadeli çıkarlarının korunmasının daha iyi bir güvenlik garantisi olduğunu belirtti. Ayrıca bazı Avrupalı müttefiklerin Zelenskiy’i “savaşmaya devam etmesi gerektiğine” inandırdığını savunan Vance, Ukrayna’nın bu çatışmayı sürdürmek için yeterli insan gücüne, ABD’nin ise sınırsız silah ve mali kaynağa sahip olmadığını ifade etti.
- Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, ülkesinin “en kısa sürede gerçek bir barışa” ihtiyacı olduğunu belirtti. Sosyal medya platformu X üzerinden İngilizce yaptığı paylaşımda, “Ukraynalılar barışı her şeyden çok istiyor, çünkü savaş şehirlerimizi ve kasabalarımızı yok ediyor. İnsanlarımızı kaybediyoruz. Savaşı durdurmalı ve güvenliği sağlamalıyız” ifadelerini kullandı. Kiev’in ABD ve Avrupa ile birlikte çalıştığını vurgulayan Zelenskiy, “ABD’nin barışa giden yolda bizi desteklemesini umuyoruz” dedi.
- Rostov bölgesinin Çertkovskiy ilçesinde insansız hava araçlarıyla (İHA) düzenlenen saldırı sonucunda bir petrol boru hattında yangın çıktı. Bölge valisi vekili Yuriy Slyusar, yangının ardından tüm personelin tahliye edildiğini ve olay yerine acil müdahale ekiplerinin sevk edildiğini duyurdu. İlk belirlemelere göre can kaybı yaşanmadı. Slyusar, ayrıca saldırıda düşen drone parçalarının bir sanayi tesisindeki depoya isabet ettiğini ve burada da yangın çıktığını belirtti. Depodaki çalışanlar güvenli bir bölgeye tahliye edildi. Çertkovskiy ilçesi, Rostov bölgesinin kuzeybatısında yer alıyor ve Lugansk Halk Cumhuriyeti ile sınır komşusu. (RBC)
- Fransa, dondurulmuş Rus varlıklarının Ukrayna'ya güvenlik garantileri sağlamak amacıyla kullanılmasını Avrupa ülkelerine önerdi. Financial Times'ın üç kaynağa dayandırdığı haberine göre, Fransız yetkililer, Rusya’nın bir barış anlaşmasını ihlal etmesi durumunda bu varlıkların el konularak Kiev için bir güvence mekanizmasına dönüştürülmesini tartıştı.
- ABD Başkanı Trump, Zelenskiy’in Ukrayna’daki çatışmanın sona ermesine daha çok uzak olduğu yönündeki sözlerini "en kötü açıklama" olarak nitelendirdi ve ABD’nin artık buna tahammül etmeyeceğini söyledi. Trump, Truth Social hesabında yaptığı paylaşımda, “Zelenskiy’in yapabileceği en kötü açıklama buydu ve Amerika bunu uzun süre tolere etmeyecek! İşte bahsettiğim şey bu; bu adam barış istemiyor, çünkü hâlâ ABD’nin desteğine sahip. Avrupa da Zelenskiy ile yaptığı görüşmede, bu işi ABD olmadan başaramayacaklarını açıkça belirtti. Rusya’ya karşı güç gösterisi yapmak için en kötü zamanlama! Ne düşündüklerini merak ediyorum?” ifadelerini kullandı.
Trump, Zelenskiy’in barış anlaşmasının imzalanmasının "hala çok, çok uzak" olduğunu söylediği bir makaleye de bağlantı verdi. Zelenskiy, aynı zamanda ABD’nin, Trump yönetimiyle ilişkilerinin gerilmesine rağmen Kiev’e yardım sağlamaya devam etmesini beklediğini belirtmişti.
- Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Trump ile Zelenskiy arasında müzakerelerin yeniden başlaması için Zelenskiy’nin belirli şartları yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Fox News’e verdiği demeçte Waltz, Zelenskiy’nin 28 Şubat’ta Trump ile yaşadığı tartışmadan dolayı pişmanlık duyduğunu açıklaması, maden anlaşmasını imzalaması ve barış müzakerelerine katılmaya hazır olduğunu göstermesi gerektiğini belirtti. ABD’nin Ukrayna’ya cömert destek sağladığını ancak savaşın sonsuza kadar süremeyeceğini vurgulayan Waltz, Zelenskiy’nin barış görüşmelerine hazır olmadığını gösterdiğini söyledi.
- İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’da barışa ulaşma konusundaki samimi çabasına inandığını belirtti. Starmer, İngiltere Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, "Ülkelerimiz, Ukrayna'da kalıcı bir barış sağlamak için güvenlik önlemleri üzerinde birlikte çalışacaktır. Ayrıca, başkanın bu barışa olan bağlılığını memnuniyetle karşılıyorum ve burada hiç kimsenin onun samimiyetinden bir an bile şüphe duymaması gerektiğine inanıyorum" dedi.
- The New York Times’ın üst düzey Ukraynalı yetkililere dayandırdığı haberine göre, ABD’nin 2023 yılında Ukrayna’ya teslim ettiği 31 Abrams tankından 19’u ya imha edildi, ya hasar aldı ya da Rus birlikleri tarafından ele geçirildi. Haberde, birçok tankın özellikle Rus insansız hava araçları tarafından devre dışı bırakıldığı belirtiliyor. Kaynaklara göre, geriye kalan Abrams tanklarının neredeyse tamamı cephe hattından geri çekildi. Ukraynalı askeri yetkililer ve yetkililer, günümüzde insansız hava araçlarının, keskin nişancı tüfekleri, tanklar, obüsler ve havan topları dahil olmak üzere tüm geleneksel silahlardan daha fazla asker ve zırhlı araç imha ettiğini belirtiyor. 2024 yılında Ukrayna’nın 1 milyondan fazla insansız hava aracı ürettiği bildirilirken, Rusya Savunma Bakanı Andrey Belousov, Rusya’da günlük 4 bin drone üretildiğini açıklamıştı. NYT’ye göre, her iki taraf da 2025 yılına kadar bu üretimi yıllık 3 ila 4 milyon seviyesine çıkarmayı hedefliyor.
- Rusya, Japonya'nın Moskova'ya yönelik yaptırımlarına karşılık olarak Japonya Dışişleri Bakanı Takeşi İvai’nin ülkeye girişini yasakladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, yaptırım listesine ayrıca Japonya’nın Ukrayna Büyükelçisi Masashi Nakagome, Kiev’deki eski büyükelçi Kuninori Matsuda ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı'nın kıdemli başkan yardımcısı Shohei Hare de dahil edildi. Yasaklanan isimler arasında IHI Corporation Başkanı Hiroshi Ide, Isuzu Motors Limited Başkanı Shinsuke Minami, Prodrone Başkanı Shunsuke Toya ve Cyberdyne Başkanı Yoshiyuki Sankai gibi büyük Japon şirketlerinin yöneticileri de bulunuyor.
- Pekin-Moskova-Pekin yolcu treni deneme seferine başladı. Tren, güzergahı boyunca Moğolistan’ın başkenti Ulanbator’dan geçiyor. Pandemi döneminde durdurulan seferlerin yeniden başlatılmasıyla ilgili nihai karar, deneme seferinin sonuçlarına göre Rusya Demiryolları (RJD) tarafından verilecek. TASS’a yapılan açıklamada, trende daha önce Rusya’da kullanılmamış 12 yeni Çin yapımı vagonun bulunduğu belirtildi.
3 Mart Pazartesi
- Fransa ve İngiltere liderleri, Rusya ve ABD arasındaki müzakereleri göz ardı ederek Ukrayna krizinin sona erdirilmesine yönelik kendi planlarını sundu. Paris ve Londra’nın girişimi, Ukrayna’ya yönelik askeri desteğin sürdürülmesi ve Rusya üzerindeki baskının artırılmasıyla birlikte “havada, denizde ve enerji altyapısına yönelik bir aylık ateşkes” öngörüyor. Paris ve Londra, Kiev ile Washington arasındaki yeni temasları beklerken, önümüzdeki günlerde Ukrayna’ya askeri birlik göndermeye hazır olan Europe-plus grubunu tanıtacaklarını duyurdu.
Rusya Devlet Başkanı Sözcüsü Dmitri Peskov ise Moskova ve Washington’un “çatışmanın en kısa sürede çözülmesinden yana olduklarını, ancak buna hem Kiev’in hem de Avrupa ülkelerinin engel olduğunu” söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, pazar günü Londra’da bazı Avrupa ülkelerinin katılımıyla düzenlenen zirvede üzerinde mutabık kalınan Fransız-Britanya ortak planını Figaro gazetesine verdiği röportajda duyurdu. Macron’a göre, Paris ve Londra ilk adım olarak Ukrayna’da “havada, denizde ve enerji altyapısına yönelik bir aylık ateşkes” ilan edilmesini öneriyor. Ancak bu ateşkesin kara savaşlarını kapsamayacağını belirten Fransız lider, “cephe hattının Paris’ten Budapeşte’ye kadar uzanan mesafeye eşit olduğunu” ve bu nedenle sahadaki ateşkesi denetleyecek bir mekanizmanın bulunmadığını vurguladı.
- Ukrayna ve Avrupalı müttefikleri, Washington ile ilişkilerde yaşanan gerilim nedeniyle Ukrayna’nın envanterinde bulunan ABD silahlarına, özellikle hava savunma füzelerine alternatif arayışına girdi.
Forbes’in haberine göre, Kiev ve Brüksel, ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımı durdurmaya hazırlandığı bilgisi üzerine Amerikan silahlarına alternatif aramaya başladı. Yayına göre, “hava savunma sistemleri dışında Ukrayna’nın ihtiyaç duyduğu hemen hemen tüm silahları ya kendi üretebilir ya da Avrupalı müttefiklerinden temin edebilir. Ancak demokratik ülkeler arasında, ABD hava savunma füzeleri ve bunları destekleyen fırlatma sistemleri ile radarlar konusunda neredeyse tekel konumunda.”
Washington’dan Kiev’e gönderilen Patriot hava savunma sistemleri, 100 kilometreden fazla mesafedeki balistik füzeleri, uçakları ve insansız hava araçlarını vurma kapasitesine sahip.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, şubat ayı sonunda Washington’a yaptığı ziyaret sırasında ABD Başkanı Donald Trump’ı Ukrayna’da derhal ateşkes ilan edilmesi fikrinden vazgeçirmeye çalıştığını söyledi.
Il Foglio gazetesine konuşan Macron, Trump’a pozisyonunu gözden geçirmesi ve “havada, denizde ve enerji altyapısında ateşkes” fikrine yönelmesi çağrısında bulunduğunu belirtti. Bu detayların, Macron’un İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile birlikte hazırladığı planda yer aldığı bildirildi. Macron, bu tür bir ateşkesin “kontrol edilebilir” olduğunu savundu.
Fransız lider, bu süreç devam ederken Batı’nın güvenlik garantileri konusunda müzakere edebileceğini öne sürdü. “Güvenlik garantilerinden kastımız sadece Ukrayna ordusuna sağladığımız destek değil, aynı zamanda Avrupa’nın Ukrayna topraklarında kendi güvenliği için de yapmaya hazır olduğu şeylerdir,” dedi.
- Ukrayna’nın Dnipro bölgesindeki Kamenskoye kentinde bulunan Kametstal metalurji fabrikasında patlama meydana geldi.
Strana.ua’nın haberine göre, patlamaya teknolojik süreçte yaşanan bir ihlal neden oldu. Olayda yaralanan olup olmadığına dair resmi bir bilgi bulunmuyor. Sosyal medyada, patlama anı ve sonrasına dair görüntüler paylaşıldı. Görüntülerde, binanın birkaç katında dış duvarların yıkıldığı görülüyor.
- Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki temasların gerektiğinde birkaç saat içinde ayarlanabileceğini belirtti. Peskov “Gerekli olduğu takdirde en üst düzeyde temaslar sağlanacaktır. İki ülke arasındaki ilişkiler o kadar yakın ve işleyişi güçlü ki, gerekli tüm temaslar sadece birkaç saat içinde ayarlanabiliyor”.
- ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasındaki görüşmelerin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki olası görüşme sürecinin hızlandığı bildirildi. CNN’in kaynaklarına dayandırdığı habere göre, Kiev ile Washington arasında Ukrayna’nın doğal kaynaklarına yönelik bir anlaşmanın bozulması nedeniyle, çatışmanın durdurulmasına ilişkin müzakereler ikinci plana atılacak. Bunun yerine, Beyaz Saray ve Kremlin’in, ABD ve Rusya arasında “potansiyel olarak kazançlı anlaşmalara” odaklanacağı belirtiliyor.
CNN ayrıca, ABD ve Rusya’dan üst düzey heyetler arasında ikinci bir müzakere turunun yakında gerçekleşebileceğini aktardı. Rusya Devlet Başkanı’nın özel temsilcisi Kirill Dmitriyev’e göre, bu görüşmelerde “bazı enerji anlaşmaları” ele alınabilir.
- The New York Times’ın aktardığına göre, ABD Başkanı Donald Trump, bugün ulusal güvenlik danışmanlarıyla bir araya gelerek Ukrayna’ya yönelik politika değişikliklerini değerlendirecek. Kararın, Trump’ın 28 Şubatta Zelenskiy ile yaşadığı sert tartışmanın ardından alındığı belirtiliyor. Trump’ın 3 Martta Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Savunma Bakanı Pete Hegseth ile de görüşeceği bildirildi. Kaynaklara göre, tartışmaların odak noktası ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımları askıya alması ya da tamamen durdurması olacak. Bu kapsamda, önceki Başkan Joe Biden döneminde onaylanan mühimmat ve ekipman sevkiyatlarının da değerlendirileceği ifade ediliyor.
- ABD Başkanı Donald Trump, Amerikalıların dış politikadan çok ülke içindeki sorunlara odaklanması gerektiğini savundu. Kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, “Biz Putin’den çok, ülkemize giren göçmen çeteleri, uyuşturucu baronları, katiller ve akıl hastanelerinden salıverilen insanlarla ilgilenmeliyiz. Avrupa gibi bir sonla karşılaşmamak için önlem almalıyız” ifadelerini kullandı.
- Bloomberg’e konuşan bir Avrupa yetkilisine göre, Trump’ın bazı danışmanları, Ukrayna’daki çatışmanın sona erdirilmesi için yapılacak olası bir anlaşmanın, Zelenskiy’nin görevden ayrılmasını da içermesi gerektiğini düşünüyor. Ancak Trump’ın bu konuda daha ılımlı bir yaklaşım sergilediği bildirildi. ABD yönetiminde, Trump ve Zelenskiy arasındaki gerilime rağmen, Ukrayna ile müzakereleri sürdürmeyi savunan isimlerin olduğu belirtiliyor.
- Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Trump ile Zelenskiy arasındaki anlaşmazlığın, Ukrayna’nın çatışmayı durdurmaya istekli olmadığını gösterdiğini söyledi. Peskov, ABD ve Avrupa’nın bu konuda ayrıştığını ve Batı’nın birlik içinde hareket etme kapasitesinin azaldığını öne sürdü. “Bu oldukça sıra dışı bir durum. Zelenskiy’nin diplomatik yeteneklerden tamamen yoksun olduğu ortaya çıktı” diyen Peskov, Rusya’nın müzakerelere açık olduğunu ancak Kiev yönetiminin bu süreci destekleme niyetinde olmadığını belirtti.
- ABD Başkanı Trump’ın özel temsilcisi Richard Grenell’in, Rus gazının Almanya’ya taşınmasını sağlayan “Kuzey Akım 2” boru hattı üzerine görüşmeler yapmak için İsviçre’ye birkaç gizli ziyaret gerçekleştirdiği bildirildi. Bild gazetesine göre, Rusya ve ABD arasında olası bir anlaşmaya yönelik müzakereler birkaç haftadır devam ediyor. Ancak Almanya hükümeti, bu görüşmelerden haberdar olmadığını açıkladı. Grenell ise bu iddiaları reddetti.
- Ufa’daki bir petrol rafinerisinde yangın çıktığı bildirildi. Yangının, yakma fırınlarının bulunduğu bölgede başladığı ve itfaiye ekiplerinin kısa sürede müdahale ettiği açıklandı. Rusya Acil Durumlar Bakanlığı’na göre, yangın çevredeki yerleşim bölgeleri için tehdit oluşturmadı ve alevler kontrol altına alındı. Olayda bir kişinin yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığı belirtildi.
- Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), bir İslamcı militanın Moskova metrosu ve bir Yahudi ibadethanesinde bombalı saldırı planladığını açıkladı. FSB yetkililerine göre, şüpheli gözaltına alınmaya çalışırken silahlı direniş gösterdi ve güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirildi.
- Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, dün gece yarısı Londra'daki zirveden ayrılmadan önce yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın ABD ile maden çıkarma anlaşmasını imzalamaya hâlâ hazır olduğunu belirtti. Anlaşmaya yapıcı bir şekilde yaklaştıklarını vurgulayan Zelenskiy, taraflar hazır olduğunda belgenin imzalanacağını söyledi. ABD ile son dönemde yaşanan gerginliklere rağmen bu konunun gündemde kalmaya devam ettiğini ifade etti.
Güvenlik garantileri konusunda ise Zelenskiy, Ukrayna’nın en büyük güvencesinin güçlü bir orduya sahip olmak olduğunu dile getirdi. Avrupa’daki müttefiklerinin Rusya’yı hâlâ bir saldırgan olarak görmesinin önemli olduğunu belirten Zelenskiy, dondurulmuş Rus varlıklarının Ukrayna’nın yeniden inşası için kullanılması gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın "hava ve denizde" bir aylık ateşkes önerisi hakkında bilgi sahibi olduğunu doğruladı.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ABD ve Rusya arasında sağlanabilecek bir ateşkesin etkili olacağına inanmadığını belirterek, Fransa ve İngiltere’nin Ukrayna'daki çatışmayı çözmek için alternatif bir plan geliştirdiğini duyurdu. Plan iki aşamadan oluşuyor: İlk olarak, hava ve denizde çatışmaların durdurulması ve enerji altyapısına yönelik saldırılara bir ay boyunca moratoryum uygulanması öngörülüyor. İkinci aşamada ise Ukrayna'ya barış gücü gönderilmesi planlanıyor.
Macron, çatışmaların çözüm sürecinin önümüzdeki günlerde ilerleyebileceğini belirterek, yakın zamanda Ukrayna topraklarında Avrupalı askerlerin bulunmayacağını vurguladı. Ayrıca, ABD ile Ukrayna arasındaki diyaloğun yeniden başlamasının önemli olduğunu söyleyen Macron, bu ilişkilerin Trump ve Zelenskiy arasındaki gerilim nedeniyle zedelendiğini ifade etti.
- Londra'da pazar günü yapılan, Türkiye'yi Dışişleri Bakanı Fidan'ın temsil ettiği Avrupa Güvenlik Zirvesi, Ukrayna'ya "net ve kararlı destek" mesajlarıya tamamlandı. Trump ile sert tartışmaların yaşandığı zirveden dönen Zelenskiy, şimdi Avrupa'dan daha fazla destek alma çabasında. Londra zirvesinden ana başlıklar şöyle:
- Başkan Zelenskiy, görüşmelerin ardından sosyal medya hesaplarında kısa bir açıklama yaparak “Ukrayna ve halkına yönelik güçlü desteği” vurguladı. Avrupa liderlerinin, “gerçek barış ve garanti altına alınmış güvenlik adına ABD ile iş birliği için güvenilir bir temel oluşturmak” amacıyla birlikte çalıştıklarını belirtti. Avrupa’nın birliğinin “uzun süredir görülmemiş derecede yüksek bir seviyede” olduğunu ifade eden Zelenskiy, destekleri için Avruplaı müttefiklere teşekkür etti.
- İngiltere Başbakanı Keir Starmer, zirvenin ardından Ukrayna için 1,6 milyar sterlinlik yeni bir ihracat finansmanı anlaşmasının ayrıntılarını duyurdu. Bu anlaşma, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı savunmasını güçlendirmek amacıyla “5 binden fazla hava savunma füzesi satın almasını” sağlayacak. Starmer ayrıca, Ukrayna’da potansiyel bir barış anlaşmasını uygulamak için “gönüllüler koalisyonu” oluşturma planlarını teyit etti ve Birleşik Krallık’ın bu süreci “karada askerler ve havada uçaklarla” desteklemeye hazır olduğunu söyledi. Starmer, Donald Trump liderliğindeki ABD’nin hâlâ güvenilir bir müttefik olduğunu vurguladı ve bu planlarını ABD Başkanı ile görüştüğüne dair imada bulundu.
- NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, bir dizi NATO ülkesinin savunma harcamalarını artırma planlarını açıkladığını belirtirken, medyaya “ABD’nin ne yapıp yapmayacağı hakkında dedikodu yapmayı bırakmaları” çağrısında bulundu ve ülkenin NATO’ya bağlılığını sürdürdüğünü vurguladı.
- Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa’nın “acilen yeniden silahlanması gerektiği” yönündeki farkındalığın arttığını belirtti ve Avrupalı liderlerin, Ukrayna’yı “potansiyel işgalciler için sindirilemez bir çelik kirpiye” dönüştürmeyi amaçladıklarını söyledi.
- Dışişleri Bakanı Fidan, İngiltere'de Ukrayna konulu toplantının ardından basına konuştu. Hakan Fidan, "Amerika'daki son ortaya konulan politikanın Avrupalı liderlerde, özellikle Ukrayna dosyasında, genel olarak da Avrupa güvenliği konusunda birtakım soru işaretleri oluşturduğu artık malum." dedi.
- Almanya’nın muhtemel yeni şansölyesi Friedrich Merz, Londra’daki zirvenin ardından yaptığı açıklamada, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a Ukrayna’da “kalıcı ve adil bir barış sağlama” çabaları için teşekkür etti. Merz, bu girişimlerin Atlantik ötesinde köprüler kurmak için kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “Rusya’nın saldırgan savaşını sona erdirme hedefimiz doğrultusunda birlik içinde kalmalıyız” dedi.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile birlikte, Ukrayna’daki savaşın tırmanmasını önlemek için “hava, deniz ve enerji altyapısına yönelik saldırıları” kapsayan bir aylık sınırlı bir ateşkes önerdiklerini açıkladı. Le Figaro gazetesine verdiği röportajda, cephe hattının uzunluğu göz önüne alındığında tam bir ateşkesi denetlemenin “çok zor” olacağını kabul eden Macron, Avrupa birliklerinin sahaya gönderilmesi konusunda ise müzakerelerin tamamlanmasının bekleneceğini ve bu adımın “önümüzdeki haftalarda değil, daha sonra” değerlendirileceğini belirtti. “Barış istiyoruz, ancak garantiler olmadan, her ne pahasına olursa olsun değil” diyen Macron, Avrupa Birliği’nin savunma harcamalarını artırması gerektiğini ve NATO’nun mevcut yüzde 2’lik hedefinin ötesine geçerek, AB ülkelerinin savunmaya GSYİH’lerinin yüzde 3 ila 3,5’ini ayırmaları gerektiğini vurguladı. Ayrıca, AB’nin mali kurallarının gevşetilmesi ve savunma harcamaları için “yenilikçi” finansman yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.
- Polonya Başbakanı Donald Tusk, AB’nin gelecek hafta açıklayacağı planların, “Putin ve Rusya’ya, Batı’da kimsenin onun şantajına ve saldırganlığına boyun eğmeye niyeti olmadığına dair çok net bir mesaj göndereceğini” umduğunu dile getirdi. Ancak Tusk, müttefik ülkelerin Batı’daki Rus varlıklarına el koyma konusunda tam olarak uzlaşmadığını açıkladı. Bazı ülkelerin “ya euroya ya da bankacılık sistemine olası etkilerden endişe duyduklarını” belirtti.
- Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Zelenski’ye güçlü bir destek vererek, onun Cuma günü Oval Ofis’te yaptığı konuşmada “Vladimir Putin’in bir yalancı ve suçlu olduğunu, hiçbir şekilde verdiği sözlere güvenilemeyeceğini açıkça ifade ettiğini” söyledi.
- İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Londra’daki zirvede Avrupa liderlerinin Ukrayna’ya yönelik dört temel adım üzerinde anlaştıklarını duyurdu. Bunlar arasında "savaş devam ettiği sürece Ukrayna’ya askeri yardım sağlanması ve Rusya üzerindeki ekonomik baskının artırılması, Ukrayna’nın egemenliği ve güvenliğini garanti altına alacak bir barış anlaşmasının oluşturulması, gelecekte Rusya’nın olası saldırılarını önlemeye yönelik tedbirlerin alınması ve Ukrayna’nın güvenliğini sağlamak için “gönüllüler koalisyonunun” kurulması" yer alıyor. Starmer, Avrupa’nın Ukrayna’ya desteğini hem karada hem de havada sürdüreceğini belirterek, “Avrupa, bu zorlu görevi üstlenmeli” dedi. Aynı zamanda, bu sürecin başarılı olabilmesi için ABD’nin desteğinin hayati olduğunu vurguladı ve “Trump ile acil bir barış ihtiyacı konusunda hemfikiriz, şimdi bunu birlikte sağlamalıyız” ifadelerini kullandı. Başbakan Starmer, ABD’nin güvenilir bir müttefik olmadığı yönündeki görüşlere katılmadığını belirterek, “Dünya üzerinde birbirine bu kadar yakın iki ülke yok” dedi. Zirveye katılan liderlerin, barış planının ABD ile ortaklaşa yürütüldüğünü ve Washington’ın desteğine dayandığını varsaydıklarını ifade etti. Starmer, Londra zirvesinden önce ABD Başkanı Donald Trump ile görüştüğünü ve Washington yönetimiyle koordineli hareket ettiklerini vurguladı.
- Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Londra'da Kiev’in müttefikleriyle düzenlenen zirvenin ardından yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’nin acilen silahlanması ve Ukrayna’nın "çelik bir kirpiye" dönüşerek potansiyel saldırganlar için caydırıcı hale gelmesi gerektiğini belirtti. AB liderleri, Ukrayna’nın gelecekteki müzakerelerde güçlü bir konumda olmasını sağlamak için kapsamlı askeri destek sağlanması konusunda mutabakata vardı. Von der Leyen ayrıca, Avrupa’nın ABD’nin kıtadan uzaklaşması ihtimaline karşı hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı. Zirvenin ev sahibi İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Ukrayna’ya 2 milyar euro değerinde yeni bir askeri yardım paketi duyurdu; bu fon, 5 bin hava savunma füzesinin tedarikine harcanacak. Starmer ayrıca, Avrupa’nın Ukrayna’daki barış sürecine "sahada askerler ve havada uçaklarla" katılabileceğini ve bu konuyu görüşmek üzere yakında ABD Başkanı Donald Trump ile bir araya geleceğini söyledi. Avrupa Birliği’nin ise Ukrayna konusunda Rusya’yı müzakerelere "anlaşmanın sonunda" dahil etmeyi planladığı belirtildi.
- NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’da olası bir ateşkese hazırlıklı olması gerektiğini belirtti. Rutte, Londra'daki zirve sonrası yaptığı açıklamada, Avrupa liderlerinin savunma harcamalarını artırma taahhüdünde bulunduğunu vurguladı. “Ukrayna'da ateşkes ilan edileceği ana hazırlanmalı ve barışı korumalıyız” diyen Rutte, Avrupa’nın güvenliğini sağlamaya yönelik adımların önemine dikkat çekti.
- İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Londra’daki zirvenin ardından yaptığı açıklamada, Batı ülkelerinin Ukrayna konusunda bölünmemesi gerektiğini vurguladı. Görüşmeleri “çok hassas ve karmaşık” olarak nitelendiren Meloni, asıl hedefinin Batı’nın kriz çözümünde ortak bir yaklaşım sergilemesini sağlamak olduğunu belirtti. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’i, Oval Ofis’te yaşanan gerginliğe rağmen “rasyonel” bir analiz ortaya koyduğu için öven Meloni, Ukrayna’nın çözüm yolları aradığını ifade etti. İngiltere ve Fransa’nın Ukrayna’ya asker gönderme konusundaki fikirlerinin hâlâ tartışılmakta olduğunu belirten Meloni, İtalya’nın böyle bir planının olmadığını kesin bir dille açıkladı. Ayrıca, NATO üyeliği gerektirmeyen transatlantik çözümlerin değerlendirilmesi gerektiğini ve Avrupa’nın bir nükleer şemsiye oluşturması fikrine şüpheyle yaklaştığını söyledi. Meloni, bu tür bir adımın ABD’nin Avrupa’dan uzaklaşmasına yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.
- Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, ABD’nin Ukrayna’da iş birliği yapabileceği ve savaşın sona erdirilmesi için müzakere yürütebilecek bir lidere ihtiyacı olduğunu söyledi. CNN’e konuşan Waltz, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin barışa hazır olup olmadığını göstermesi gerektiğini belirterek, “Eğer Zelenski’nin kişisel veya siyasi motivasyonları Ukrayna’daki çatışmayı sonlandırma hedefiyle örtüşmezse, ciddi bir sorunla karşı karşıya kalacağız” dedi. Ayrıca, savaşın sona erdirilmesi için “bazı toprak tavizleri” verilmesi gerektiğini, ancak bu tavizlerin hangi taraftan beklendiğini belirtmedi. Waltz, Avrupa’nın liderliğinde, İngiltere ve Fransa’nın sahada aktif rol almasını, ABD’nin ise güvenlik garantileri konusunu müzakere edeceğini ifade etti.
- ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Zelenskiy’nin tutumunun, Washington’ın çatışmayı sona erdirme çabalarına engel oluşturduğunu söyledi. ABC News’e verdiği röportajda, barış sürecine ulaşmanın tek yolunun tarafları müzakere masasına oturtmak olduğunu belirten Rubio, “Bunu engelleyecek hiçbir şey yapılmamalı, ancak Zelenski’nin yaptığı tam olarak buydu” ifadelerini kullandı. Rubio, "Dünyada Rusya ve Ukrayna’yı masaya oturtma şansı olan tek kişi Trump’tır” dedi. Ayrıca, bazı müttefiklerinin Ukrayna’daki savaşın bir yıl daha sürmesini ve Rusya’nın bu sürecin sonunda müzakere masasına oturmaya hazır hale gelmesini önerdiğini, ancak bunun Başkan Trump tarafından desteklenen bir plan olmadığını vurguladı.
- ABD Ticaret Bakanı Howard Latnik, Washington’ın Ukrayna’ya mali destek sağlamayı durduracağını ve finansmanın ancak Zelenskiy’nin barış görüşmelerine hazır olduğunu göstermesi halinde devam edeceğini söyledi. Fox News’e konuşan Latnik, "Zelenskiy’nin, kendisini finanse eden ABD’den doğrudan şunu duyması gerekiyordu: 'Barışla gelmediğin sürece sana para vermeyeceğiz'" ifadelerini kullandı.
2 Mart Pazar
- İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Ukrayna’da kalıcı barışın sağlanması için üç temel şartın gerektiğini belirtti. BBC’ye verdiği röportajda, Ukrayna’nın güçlü bir savunma kapasitesine sahip olması ve müzakerelerde sağlam bir konumda bulunmasının önemine dikkat çeken Starmer, aynı zamanda Avrupa’nın güvenlik garantileri sunması ve ABD’nin desteğinin devam etmesi gerektiğini vurguladı. Başbakan, barışın ancak sağlam temellere dayanarak inşa edilmesi gerektiğini, aksi takdirde kısa sürede çökebilecek bir anlaşmanın anlam taşımayacağını ifade etti.
- Financial Times’ın aktardığına göre, eski Nord Stream 2 AG CEO’su Matthias Warnig, ABD’li yatırımcıların yardımıyla Kuzey Akım 2 boru hattını yeniden faaliyete geçirme girişiminde bulunuyor. FT, Warnig’i "Vladimir Putin’e yakın bir isim" olarak tanımlarken, onun ABD Başkanı Donald Trump’ın ekibiyle bağlantıya geçmek için ismi açıklanmayan Amerikalı iş insanlarını devreye soktuğunu belirtti. Kaynaklara göre, bu girişim, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesine yönelik gayriresmî çabaların bir parçası olarak görülüyor ve ABD-Rusya ekonomik ilişkilerini yeniden şekillendirme potansiyeline sahip. Washington’daki bazı yetkililer, Trump yönetimindeki etkili isimlerin Amerikan yatırımcılarını sürece dahil etme planlarından haberdar olduğunu ve bunun Moskova ile ilişkileri yeniden başlatma stratejisinin bir parçası olarak değerlendirildiğini ifade etti. FT’ye konuşan bir kaynak, ABD’li yatırımcıların Gazprom ile olası bir post-sanksiyon anlaşmasının çerçevesini oluşturmaya çalıştığını söyledi. Bu girişim Avrupa’da endişeyle karşılanırken, bazı AB ülkelerinin yetkilileri, Kuzey Akım 2 ile ilgili müzakerelerden haberdar olduklarını ve bu temasları kaygıyla izlediklerini dile getirdi.
- Avrupa güvenlik zirvesi bugün Londra'da İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın ev sahipliğinde gerçekleşecek. Zirve, Zelenskiy’nin ABD’de Trump ile yaşadığı tartışmalı görüşmenin ardından Avrupa’dan destek arayışı içinde olduğu bir dönemde yapılıyor. Toplantıda Avrupa’nın güvenlik politikaları ele alınacak. ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımlarını kesme ihtimalinin giderek güçlendiği bir dönemde düzenlenen zirve, savaşın seyrini etkileyebilecek önemli kararların alınabileceği bir platform olarak görülüyor.
Türkiye’yi zirvede Dışişleri Bakanı Hakan Fidan temsil edecek. Fidan’ın, Türkiye’nin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne verdiği desteği yinelemesi ve savaşın adil bir barış ile sona erdirilmesine yönelik çabalarını vurgulaması bekleniyor. Ayrıca Türkiye’nin, Rusya ile Ukrayna arasında barış müzakerelerine yeniden ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu ifade etmesi öngörülüyor. Zirve öncesinde Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, son gelişmeler hakkında bilgi aldı. Lavrov’un görüşmede, Ukrayna’nın TürkAkım doğalgaz boru hattına yönelik saldırı girişimi konusunda Türkiye’den Kiev üzerindeki nüfuzunu kullanmasını talep ettiği belirtildi. Zirveye Ukrayna, Almanya, Fransa, İtalya, Polonya ve diğer Avrupa ülkelerinin yanı sıra NATO ve Avrupa Birliği temsilcileri de katılacak.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Birliği’nin bugün düzenlenecek olağanüstü zirvede Ukrayna’ya yüz milyarlarca euro değerinde büyük bir mali destek paketi sağlamayı görüşeceğini açıkladı. La Tribune gazetesine konuşan Macron, Avrupa’nın güvenliğinin tehlikede olduğunu vurgulayarak, AB’nin hızlı ve ortak bir finansman mekanizması oluşturması gerektiğini belirtti. Fransız lider, Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüyle birlikte uluslararası dengelerin değiştiğini ve Avrupa’nın artık eski güvenlik alışkanlıklarına geri dönmesi gerektiğini söyledi. Zirvede, Ukrayna’ya yönelik yeni yardımların yanı sıra Avrupa güvenlik mimarisinin nasıl şekilleneceği de ele alınacak. Macron, ABD’nin desteğinin sürdürülmesinin önemli olduğunu ancak Avrupa’nın da kendi savunma kapasitesini güçlendirmesi gerektiğini ifade etti.
- İngiltere Başbakanı Keir Starmer, bugün Londra’da düzenlenecek Avrupa güvenlik zirvesinde, katılımcıları Ukrayna konusunda “acımasız gerçeklerle yüzleşmeye” çağıracak. Bloomberg’in hükümet kaynaklarına dayandırdığı haberine göre Starmer, Avrupa’nın savunma harcamalarını artırması gerektiğini vurgulayarak, Ukrayna’ya yönelik sadece destekleyici konuşmaların ABD Başkanı Donald Trump’ı Kiev’e güvenlik garantisi vermeye ikna etmeye yetmeyeceğini belirtecek. Reuters ise Starmer ve diğer liderlerin, Ukrayna’ya somut destek önermek, Rusya ile olası bir barış anlaşmasını canlandırmak ve Trump’ı Avrupa’nın kendini savunabileceğine ikna etmek için girişimlerde bulunacaklarını aktardı. Londra zirvesinin, Trump’ın Rusya ile Ukrayna konusunda farklı bir anlaşmaya varma ihtimali karşısında Avrupa’nın savunmasını güçlendirmeyi amaçlayan önceki Paris toplantılarının devamı niteliğinde olduğu ifade ediliyor.
- Bloomberg'in haberine göre, Trump'ın yönetimi Zelenskiy’den kamuya açık bir özür beklediğini özel olarak iletti. Kaynaklara göre, böyle bir özür, iki ülke arasındaki gerilimi azaltabilir ve ilişkileri yeniden normalleştirebilir. Londra, Washington’u Kiev ile müzakerelere dönmeye çağırsa da, ABD tarafı bu teklifi reddetti. 28 Şubat’ta Beyaz Saray’da Trump ve Zelenskiy arasında yaşanan tartışma nedeniyle, taraflar arasında Ukrayna’nın doğal kaynaklarıyla ilgili bir anlaşma başarısız olmuş ve Trump yönetimi Kiev ile müzakereleri durdurma kararı almıştı.
- Zelenskiy, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile yaptığı görüşmenin ardından Ukrayna’ya 2,26 milyar sterlinlik bir kredi sağlanmasına yönelik anlaşmanın imzalandığını açıkladı. Daha önce bu fonların Ukrayna’nın savunma ihtiyaçları için kullanılacağı belirtilmişti, ancak Zelenskiy, paranın doğrudan Ukrayna’da silah üretimi için harcanacağını duyurdu. Ukrayna lideri, "Savaşı başlatan bedelini ödemelidir, adil olan budur" ifadelerini kullanarak, Batı’dan gelen mali desteğin yerel silah sanayisini güçlendirmeye odaklanacağını vurguladı.
- Trump, Zelenskiy ile yapılan toplantıda sert ifadeler kullanan Başkan Yardımcısı J.D. Vance’ten memnun kaldığını ifade etti. Wall Street Journal’ın Beyaz Saray kaynaklarına dayandırdığı haberine göre Trump, özel görüşmelerinde Vance’in duruşunu överek, önceki başkan yardımcısı Mike Pence’in böyle bir tepki göstermeyeceğini vurguladı. Ancak, Demokratlar ve bazı Cumhuriyetçiler Vance’in tutumunu eleştirerek, bunun müzakere sürecini sabote etmeye yönelik bir hamle olduğunu savundu. Senatör Mark Kelly, Vance’in yalnızca Trump’a kendini kanıtlamak amacıyla böyle davrandığını iddia ederken, eski ABD’nin Rusya Büyükelçisi Michael McFaul, bir başkan yardımcısının devlet başkanını kesintiye uğratmasının diplomatik açıdan uygunsuz olduğunu belirtti.
Cumhuriyetçi kanatta ise Vance’in tavrı büyük ölçüde destek gördü. Senatör Lindsey Graham, Vance’in ABD’nin çıkarlarını savunduğu için gurur duyduğunu belirtirken, Senatör Mike Lee onu “tüm zamanların en iyisi” olarak nitelendirdi. Öte yandan, bazı Cumhuriyetçiler yönetimin Ukrayna politikasına yönelik eleştirilerini dile getirdi. Senatör Lisa Murkowski, ABD’nin müttefiklerinden uzaklaştığını ve bu durumun endişe verici olduğunu söyledi. Vance’in ekibi, onun toplantıyı sabote etme niyetinde olmadığını, ancak Trump’a yöneltilen Rusya ile ilişkiler konusundaki sorudan rahatsız olduğu için tepki verdiğini açıkladı.
- NATO’nun Avrupa’daki eski başkomutanı Amiral James Stavridis, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya desteği kesme isteğinin ittifakın sonunu getirebileceğini ve NATO’nun bir Avrupa askeri bloğuna dönüşebileceğini öne sürdü. CNN’e konuşan Stavridis, NATO’nun muhtemelen son günlerini yaşadığını belirterek, Trump’ın üye ülkelerden savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarmalarını istemesinin Avrupa’da büyük endişe yarattığını söyledi. Eski komutana göre, Avrupa ülkeleri giderek ABD’ye olan güvenlerini sorgulamaya başlayacak ve NATO içinde Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş konusunda kimin destekleneceği konusunda derin bölünmeler yaşanacak.
- The Washington Post’un haberine göre, Washington’un Kiev’e askeri desteği tamamen kesme ihtimali için Batılı diplomatlar, böyle bir kararın büyük bir jeopolitik hata olacağını belirterek, artık Ukrayna’nın kaderinin Avrupa’nın elinde olduğunu vurguladı. Avrupa ülkelerinin, Ukrayna’nın askeri kapasitesini desteklemek için önümüzdeki hafta yeni bir strateji üzerinde çalışacağı bildirildi. Eski Ukrayna Savunma Bakanı Oleksiy Reznikov ise Trump’ın Afganistan’dan düzensiz şekilde çekilen ABD birliklerinin Joe Biden’a verdiği siyasi zararın farkında olduğunu ve benzer bir durumun kendi başkanlığı için de risk teşkil ettiğini söyledi.
1 Mart Cumartesi
- ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Başkan Donald Trump’ın ekibinin, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile yürütülen müzakereleri sona erdirme yönünde oybirliğiyle karar aldığını açıkladı. Fox News’e konuşan Waltz, Oval Ofis’te yaşanan gerginliğin ardından, Trump’a görüşmeleri sürdürmenin anlamlı olmadığı yönünde tavsiyede bulunduklarını belirtti. Waltz, Zelenskiy’nin agresif tutumunun Ukrayna’ya zarar verdiğini ve müzakere sürecini çıkmaza soktuğunu ifade etti.
- Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile Londra’daki Downing Street’te bir araya geldi. Görüşmede Zelenskiy, İngiltere’nin Ukrayna’ya verdiği destek için teşekkür etti ve iki ülke arasında stratejik ortaklık kurduklarını vurguladı. Starmer, İngiltere halkının Ukrayna’ya güçlü bir destek verdiğini belirterek, “Ukrayna ile ne kadar sürerse sürsün dayanışma içinde olacağız” dedi. Görüşme sırasında, iki lider Ukrayna ile İngiltere arasında imzalanan tarihi bir anlaşmaya atıfta bulunarak, bunun Ukrayna’nın güvenliği ve Avrupa’nın istikrarı açısından büyük önem taşıdığını dile getirdi. Zelenskiy, ayrıca Kral III. Charles ile de görüşeceğini ve bu zirvenin iki ülke ilişkileri açısından önemli bir adım olacağını söyledi.
- Rutte, BBC'ye verdiği röportajda, Trump ve Zelenskiy arasında Beyaz Saray'da yaşanan gerginliğin ardından Zelensky ile iki kez telefonda görüştüğünü belirtti. ABD Başkanı Trump ile de telefonda görüştüğünü kaydeden Rutte, görüşmelerde neler konuşulduğunu söyleme yetkisine sahip olmadığını, ancak Zelenskiy'e, "Trump'ın Ukrayna için şu ana kadar yaptıklarına saygı duyulması gerektiğini söylediğini" aktardı. Rutte, ABD Başkanı Trump'ın hakkının teslim edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Mark Rutte, Trump ile Zelenskiy arasında dün yaşanan tartışmanın "talihsiz" olduğunu ve aralarındaki ilişkiyi onarmaları gerektiğini söyledi. Rutte, "Zelenskiy'nin ABD Başkanı ve üst düzey Amerikan liderlik ekibiyle ilişkilerini yeniden tesis etmenin bir yolunu bulması önemli" diye konuştu.
Ayrıca, Rutte, Trump'ın 2017'den 2020'ye kadar süren ilk liderliği sırasında, ABD'nin Javelin tanksavar füze sisteminin satışını onayladığını anımsatarak, bunun da Ukrayna'nın Rusya'ya karşılık vermesini sağladığını sözlerine ekledi.
- Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Avrupa Birliği’ni Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için Rusya ile doğrudan barış müzakereleri başlatmaya çağırdı. Orbán, ABD’nin izlediği yolu örnek göstererek, AB’nin Rusya ile ateşkes ve kalıcı barış konularında doğrudan görüşmelere girmesi gerektiğine inandığını belirtti.
- Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Almanya Federal Meclisi’ni ve Avrupa Birliği’ni Ukrayna’ya acil mali yardım sağlamaya çağırdı. Tagesschau'nun aktardığına göre Baerbock, Almanya’nın Ukrayna’ya yönelik 3 milyar euroluk yardım paketini onaylaması gerektiğini belirtti. Bu paketin Baerbock ve Savunma Bakanı Boris Pistorius tarafından desteklendiği ancak Almanya Başbakanı Olaf Scholz tarafından bütçe sorunları nedeniyle engellendiği öne sürülüyor. Ayrıca Baerbock, 6 Mart’taki AB Zirvesi’nde Ukrayna için kapsamlı bir Avrupa finansman planının oluşturulması gerektiğini vurguladı. Alman Dışişleri Bakanı, Trump ile Zelenskiy arasında Beyaz Saray'da yaşanan tartışmayı da eleştirerek, bunun uluslararası düzenin savunulması gereken zorlu bir dönem olduğunu belirtti ve Almanya’nın Fransa, İngiltere ve Polonya ile birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade etti.
- Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, Türk Akımı doğalgaz boru hattına yönelik saldırının Macaristan’ın egemenliğine yapılmış bir saldırı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Szijjártó, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile yaptığı telefon görüşmesi sonrası yaptığı açıklamada, Türk Akımı’nın devre dışı kalmasının Macaristan’ın enerji güvenliğini ciddi bir tehdit altına sokacağını belirtti. Macar bakan, Avrupa Komisyonu’nun daha önce Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne gaz taşıyan altyapılara saldırmayacağı yönünde güvence verdiğini hatırlatarak, Brüksel’den bu taahhüdün geçerliliğini koruyup korumadığına dair net bir açıklama yapmasını talep etti.
- ABD Başkanı Trump’ın, Ukrayna lideri Zelenskiy ile yaşadığı tartışmanın ardından, ülkesinin Ukrayna’ya yaptığı yardımları durdurma olasılığını araştırması için yetkililere talimat verdiği bildirildi. The Wall Street Journal’ın (WSJ) Beyaz Saray’daki üst düzey bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre, Trump, ulusal güvenlikten sorumlu yetkililere, ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı askeri yardımları geçici veya tamamen durdurup durduramayacağını incelemelerini istedi. The Washington Post ve The New York Times da, bu kararın alınması halinde ABD’nin Ukrayna’ya milyarlarca dolarlık silah, mühimmat, askeri araç ve radar sevkiyatını kesebileceğini yazdı.
The New York Times, ABD’nin yalnızca doğrudan askeri yardımları değil, aynı zamanda Ukrayna ordusuna yönelik finansman, istihbarat paylaşımı ve eğitim desteğini de tamamen durdurabileceğini belirtti. CBS News ise, Beyaz Saray’ın artık ABD’nin Rusya ile Ukrayna’yı barışa zorlayıp zorlayamayacağı konusunda şüpheleri olduğunu bildirdi. Joe Biden yönetimi sırasında Ukrayna’ya yapılan doğrudan askeri yardımların toplam 67 milyar dolara ulaştığı belirtilirken, Trump’ın göreve başlamasından bu yana yeni bir askeri yardım paketi açıklanmadı. Trump, şu an itibarıyla ABD’nin Ukrayna’ya herhangi bir savunma yardımı sağlamadığını ifade etti.
- Trump, Zelenskiy ile yaptığı görüşmeyi değerlendirdi ve Washington’un barış istediğini ancak Kiev’in buna yönelik bir çaba göstermediğini söyledi. Trump, "Biz on yıllık bir savaş istemiyoruz. Barış istiyoruz… O (Zelenskiy) ise savaşmaya, savaşmaya, savaşmaya devam etmek istiyor. Biz ölümleri durdurmak istiyoruz" dedi. Trump, Ukrayna’nın ABD’nin desteği olmadan bu savaşı kazanamayacağını belirterek, "Beyaz Saray’daki görüşmede Zelenskiy kendi gücünü fazla abarttı" ifadelerini kullandı. ABD Başkanı, savaşın hemen sona erebileceğini savunarak, "Bunu hemen şimdi başarmak mümkün. Bunun için Zelenskiy’nin, diğer şeylerin yanı sıra, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i eleştirmeyi bırakması gerekiyor" dedi.
- Zelenskiy, Beyaz Saray’daki tartışmalı görüşmenin ardından Fox News’e verdiği röportajda, Trump’ı kırdığına inanıp inanmadığı ve özür dilemesi gerekip gerekmediği sorusuna yanıt verdi. "Amerikan halkına, Başkan Trump’a ve Kongre’deki iki partinin desteğine her zaman çok minnettar oldum. Görüşmede kötü bir şey yaptığımızı düşünmüyorum" diyen Zelenskiy, bazı konuların kameralar önünde değil, özel olarak konuşulması gerektiğini kabul etti. Ukrayna lideri, Kiev’in barış istediğini ancak bunun "adil ve kalıcı" olması gerektiğini vurgularken, Avrupa’nın da bu süreçte yer alması gerektiğini belirtti. Tartışmanın ardından planlanan nadir toprak elementleri anlaşmasının imzalanmadığını hatırlatan Zelenskiy, "Bu anlaşma, Ukrayna için güvenlik garantilerine atılacak ilk adım olabilirdi" dedi.
- Zelenskiy ayrıca "ABD ile Ukrayna arasındaki dostluğun nerede olduğunu" sorguladı. Ukrayna başkanı, "Ukrayna’nın tamamen yok olduğu, milyonlarca insanın öldüğü ve benim bir diktatör olduğum söyleniyor. ABD ile Ukrayna arasındaki dostluk nerede?" ifadelerini kullandı. Zelenskiy, tartışmanın Trump’ın kendisini "seçimsiz bir diktatör" olarak nitelendirmesiyle başladığını hatırlattı. Trump, 19 Şubat’ta Ukraynalı lideri bu şekilde tanımlamış ancak Beyaz Saray’daki görüşmeden bir gün önce, bu sözleri hatırlatıldığında "Bunu ben mi söyledim? Buna inanamıyorum" diyerek geri adım atmıştı.
Zelenskiy, görüşmede yaşanan gerginliğin önceden planlanıp planlanmadığını bilmediğini belirtti. Ukrayna lideri, "Bu ilişkileri kurtarmak mümkün, çünkü bu sadece liderler arasındaki bir mesele değil, halklarımız arasındaki ilişkilerin bir parçası" dedi. Ayrıca, Trump’ın Ukrayna’ya daha fazla destek vermesini istediğini, ancak Cumhuriyetçi liderin "Moskova ile Kiev arasında tarafsız bir konumda olduğunu" belirttiğini aktardı.
- ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Zelenskiy’in Beyaz Saray’daki tartışmalı görüşmede sergilediği tavır nedeniyle özür dilemesi gerektiğini söyledi. "Bu durumu bir fiyaskoya çevirdiği için özür dilemeli" diyen Rubio, Zelenskiy’in görüşmeye düşmanca bir tutumla katılmasının gereksiz olduğunu belirtti, "Oraya gidip agresif davranmasına gerek yoktu. Bizim zamanımızı boşa harcadığı için de özür dilemeli" ifadelerini kullandı. Rubio, barış görüşmelerinin ancak yapıcı bir tutumla yürütülebileceğini ve Zelenskiy’in şu ana kadar barış için samimi bir çaba göstermediğini savundu.
- Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karoline Leavitt ise ABD yönetiminin Zelenskiy’den bir özür beklemediğini belirterek, Ukrayna liderini "kaba" ve "düşmanca" olarak nitelendirdi. The New York Times’a konuşan yetkililer, görüşmedeki gerginliğin Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance tarafından planlanmadığını savundu. Tartışmanın, Ukrayna’nın Rusya ile barış görüşmelerine yaklaşımıyla ilgili olduğunu belirten Rubio, "Zelenskiy, Putin'e güvenilemeyeceğini söyleyerek, Trump’ın barış çabalarını doğrudan baltalıyor" dedi.
- Reuters’in haberine göre Trump, Ukrayna ile nadir toprak elementleri anlaşmasına artık "ilgi duymuyor". Beyaz Saray’dan üst düzey bir yetkili, Trump’ın Zelenskiy ile Beyaz Saray’daki tartışmanın ardından bu anlaşmayı değerlendirmeye devam etme planının olmadığını belirtti. Axios’un haberine göre, Ukrayna heyeti Trump’ın kararını beklemek için yaklaşık bir saat Beyaz Saray’da kaldı ancak sonunda ayrılmaları istendi. Fox News’e konuşan Zelenskiy ise, Kiev’in hâlâ Washington ile anlaşmaya varabileceğini belirterek, "Bu, Ukrayna için güvenlik garantilerine atılacak ilk adım olabilir" dedi.
- Elon Musk, X sosyal medya platformunda, Zelenskiy’in görüşme sırasında Trump ve Vance’e karşı "Rusça küfür ettiğini" yazdı. Musk, toplantıya dair paylaşılan bir video kesitini yeniden yayımlayarak, Trump’ın Zelenskiy’e sebepsiz yere sert tepki verdiği yönündeki iddialara karşı çıktı. Paylaşımda, Ukrayna liderinin tartışma sırasında Vance’in sözlerini dinlerken Rusça küfür fısıldadığı anın da bulunduğu iddia edildi. Sosyal medyada da yayılan videoda ses net duyulmuyor ama dudak hareketlerinden hareketle Zelenskiy'nin Rusça iki kelimelik ağır bir küfür fısıladığı iddia ediliyor.
- CNN'in Beyaz Saray kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Trump, Zelenskiy’nin Beyaz Saray’ı terk etmesini bizzat talep etti. Kaynağa göre, liderler arasındaki sert tartışmanın ardından Trump, Zelenskiy’i saygısızlıkla suçlarken, Ukrayna lideri de ABD ile Avrupa’yı ayıran okyanusa rağmen savaşın Amerika’ya ulaşabileceğini ima etti. Tartışmanın ardından taraflar farklı odalara çekildi, ancak Ukrayna heyeti müzakerelerin devam edeceğini düşünerek beklemeye devam etti. CNN'e konuşan yetkili, "Ukrayna heyetine gitme zamanlarının geldiği açıkça bildirildi. Bu talimat doğrudan Trump’tan geldi" dedi. Planlanan doğal kaynak anlaşmasının imzalanmadığı belirtilirken, The New York Times da Beyaz Saray yetkililerinin bu bilgiyi doğruladığını aktardı. NYT muhabiri Peter Baker, "Beyaz Saray’da yaşananların eşi benzeri yok" ifadelerini kullandı. CBS’in haberine göre, Zelenskiy müzakereleri kendi isteğiyle terk etmedi, Trump yönetimi onu Beyaz Saray’dan ayrılmaya davet etti.
- Financial Times’ın Ukrayna heyetindeki bir kaynağa dayandırdığı haberine göre, Zelenskiy, Beyaz Saray’daki tartışmalı görüşmenin ardından NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşmeler gerçekleştirdi. Kaynağa göre, bu görüşmeler, Ukrayna heyetinin doğal kaynaklarla ilgili anlaşmayı imzalamadan Beyaz Saray’dan ayrılmasının ardından yapıldı. FT'ye konuşan üst düzey bir Avrupa diplomatı, Trump ve ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in tutumunu değerlendirerek, "Onlar kendilerinde değil" ifadesini kullandı. Aynı diplomat, Avrupa’nın ABD’den bağımsız hareket etmesi gerektiğini vurgulayarak, "Artık uyanmalı ve gerçeği kabul etmeliyiz. Atlantik’in diğer tarafındaki ebeveynlerimiz bizi aile evinden attı, finansal desteğimizi kesti ve mirastan mahrum bıraktı" dedi.
- ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ABD Siber Komutanlığına Rusya'ya yönelik tüm karşı saldırı faaliyetleri durdurma talimatı verdi. Record adlı uzman yayın kuruluşunun haberine göre, Hegseth, bu faaliyetlerin özellikle saldırgan siber operasyonları kapsadığını vurguladı. Hegseth, 25 Ocak 2025'ten bu yana ABD Savunma Bakanı olarak görev yapıyor. Bu karar, Beyaz Saray'da Trump ile Zelenskiy arasında yaşanan gergin görüşmenin ardından geldi.
- NBC News'in haberine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna’daki enerji altyapısının yeniden inşasını destekleyen USAID projesini durdurdu. ABD'nin bu girişim kapsamında Ukrayna'nın enerji ağını yeniden ayağa kaldırmak için büyük yatırımlar yaptığı belirtilirken, projenin artık sonlandırıldığı bildirildi. USAID’in Ukrayna’daki varlığını önemli ölçüde azalttığı ve personel sayısını 64’ten 8’e düşürdüğü aktarıldı
- Trump ile Zelenskiy’nin Beyaz Saray’da gergin geçerek erken biten görüşmesinin ardından Avrupalı liderler Ukrayna’ya destek açıkladı. İşte öne çıkan mesajlar:
Von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa, sosyal medya hesaplarından aynı paylaşımı yaparak şunları söyledi: ”Onurunuz, Ukrayna halkının cesaretini yüceltiyor. Güçlü olun, cesur olun, korkusuz olun. Asla yalnız değilsiniz, sevgili Zelenski.”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Portekiz ziyareti sırasında, saldırıya uğrayan tarafın Ukrayna, saldıranınsa Rusya olduğunu vurguladı ve ekledi: ‘‘Baştan beri savaş veren tarafa saygı duymak zorundayız.’’ Fransa Cumhurbaşkanı şöyle konuştu: ”Üç yıl önce de bizim Ukrayna’ya yardım etmemiz ve Rusya’ya yaptırım uygulamamız doğruydu, bugün de öyle. Bizim, yani ABD’nin, Avrupalıların, Kanadalıların, Japonların ve daha birçoklarının. Baştan beri savaş veren tarafa saygı duymak zorundayız. Çünkü onurları, bağımsızlıkları, evlatları ve Avrupa’nın güvenliği için savaşıyorlar. Bunlar basit şeyler ama böyle zamanlarda hatırlanması iyi oluyor, hepsi bu.”
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna, Almanya’ya güvenebilir" dedi. Görevden ayrılan Scholz şunları dedi: ”Kimse barışı Ukrayna vatandaşlarından çok isteyemez! Bu yüzden kalıcı ve adil barışa giden yolu bulmak için birlikte çalışıyoruz. Ukrayna, Almanya’ya güvenebilir, ve Avrupa’ya.”
Hollanda Başbakanı Dick Schoof "Hollanda, Ukrayna’ya desteğini sürdürüyor" vurgusu yaptı. Schoof şöyle konuştu: ”Hollanda, Ukrayna’ya desteğini sürdürüyor. Özellikle de bugünlerde. Kalıcı barış ve Rusya’nın başlattığı bu saldırgan savaşın bitmesini istiyoruz. Ukrayna, tekmil halkı ve Avrupa için.”
Polonya Başbakanı Donald Tusk, X hesabından ‘‘Sevgili Ukraynalı dostlarım, yalnız değilsiniz’’ diye yazdı.
İspanya başbakanı Pedro Sánchez de Zelenskiy’e destek veren Avrupalı liderler arasındaydı. X hesabından sırasıyla İspanyolca, İngilizce ve Ukraynaca, ‘‘Ukrayna, İspanya yanınızda”diye yazdı.
Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ”Adil ve kalıcı barış için verdiği haklı mücadelede Ukrayna’nın yanındayız” dedi.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson: "İsveç, Ukrayna’nın yanında. Siz sadece kendinizin değil, tüm Avrupa’nın özgürlüğü için savaşıyorsunuz." mesajı verdi.
- Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Beyaz Saray’daki tartışmalı görüşmenin ardından Trump’a destek verdi ve Zelenskiy’i eleştirdi. Orban, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, "Güçlü insanlar barış yapar, zayıflar ise savaşı sürdürür. Bugün Başkan Donald Trump cesurca barıştan yana tavır aldı, bunu hazmetmesi zor olanlar olsa bile. Teşekkürler, Sayın Başkan" ifadelerini kullandı.
- Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Beyaz Saray’daki görüşme sırasında "Kiev’in 2022 yılında destek almadan yalnız kaldığı" yönündeki sözlerine sert tepki gösterdi. Zaharova, "Zelenskiy'nin şimdiye kadarki en büyük yalanı, Beyaz Saray’da 2022'de Kiev rejiminin yalnız bırakıldığı iddiasıydı. Trump ve Vance’in nasıl olup da kendilerini tutup bu alçağa sert tepki vermediğini anlamıyorum" ifadelerini kullandı.
- ABD’li Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Beyaz Saray’daki gergin görüşmenin ardından Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in ya tutumunu değiştirmesi ya da görevinden ayrılması gerektiğini söyledi. Graham, "Ya istifa edip bizim iş yapabileceğimiz birini göndermeli ya da değişmeli" ifadelerini kullanarak, Trump ile yaşanan tartışmayı "tam bir felaket" ve "ABD’ye saygısızlık" olarak nitelendirdi. Senatör, Trump’ın başlangıçta "iyi bir ruh halinde" olduğunu ve 500 milyar dolarlık doğal kaynak anlaşmasının imzalanmasına hazırlanıldığını, ancak görüşmede yaşananlar nedeniyle ABD Başkanı’nın "şoke olduğunu" belirtti. Graham, Zelenskiy’in Trump’a karşı tutumunun "kabul edilemez" olduğunu vurgularken, Ukrayna liderinin ABD ile ilişkileri sürdürebilmesi için tavrını değiştirmesi gerektiğini savundu.
- Rusya Savunma Bakanlığı’nın Telegram kanalında yaptığı açıklamaya göre, Rus hava savunma sistemleri 17:44 ile 19:45 arasında dört farklı bölgede toplam 53 Ukrayna insansız hava aracını düşürdü. Bu İHA’lardan 43’ü Bryansk bölgesinde, 5’i Kırım üzerinde, 4’ü Oryol bölgesinde ve 1’i Kaluga bölgesinde imha edildi. Gece boyunca ise Rus hava savunma sistemleri beş farklı bölgede toplam 22 Ukrayna insansız hava aracını daha engelledi. Bryansk Valisi Aleksandr Bogomaz, düşen İHA parçalarının herhangi bir can kaybına yol açmadığını açıkladı. Diğer bölge yetkilileri ise konuya ilişkin yorum yapmadı.
- ABD Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) Başkanı Elon Musk, ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasındaki görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulundu. Musk, Zelenskiy’nin müzakerelerdeki tutumunu eleştirerek, "Zelenskiy, oyunculuk işinden kovuldu" ifadelerini kullandı.
28 Şubat Cuma
- "ABD Başkanı Donald Trump, Washington’daki görüşmeleri sırasında yaşanan tartışmanın ardından Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’i Beyaz Saray’dan kovdu". Trump'a yakın TV kanalı Fox News muhabiri Jackie Heinrich’in Beyaz Saray kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, görüşmeler sırasında tansiyon yükseldi ve Trump, Ukrayna heyetine müzakereleri sonlandırmalarını emretti.
CNN’in Beyaz Saray yetkililerine dayandırdığı haberine göre de, Ukrayna tarafı müzakerelere devam etmek istese de Trump, delegasyonun müzakere salonunu terk etmesini istedi. Fox News’e konuşan kaynaklar, "Ukraynalılar müzakereleri yeniden başlatmak için yalvardı" ancak ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Waltz’un Zelenskiy’e Beyaz Saray’dan ayrılması gerektiğini ve ancak barışa hazır olduğunda geri dönebileceğini bildirdiğini aktardı. Trump da Zelenskiy’in barış için henüz hazır olmadığını söyledi.
Fox’un kaynaklarına göre, görüşmeler sırasında Trump ve ekibi, Zelenskiy’in söylemleri ve tavırlarından rahatsız oldu. "Ukrayna lideri konuşma sırasında omuzlarını silkerek ve gözlerini devirerek tepki gösterdi" ifadeleriyle, Amerikan tarafının Ukrayna heyetinin tavırlarından memnun olmadığı belirtildi. Müzakereler kapsamında imzalanması planlanan doğal kaynaklar anlaşmasının da gerçekleşmediği bildirildi. Ayrıca, devlet başkanları için planlanan resmi yemeğin iptal edildiği ve yemeklerin Beyaz Saray çalışanlarına verildiği kaydedildi.
- Beyaz Saray, ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı J.D. Vance’in "Amerikan halkının çıkarlarının suistimal edilmesine asla izin vermeyeceğini" açıkladı. Zelenskiy ile yapılan görüşmenin hemen ardından yayımlanan açıklamada, Trump ve Vance’in "her zaman Amerikan halkının çıkarlarını savunacağı ve ABD’nin dünya sahnesindeki konumuna saygı duyanların yanında duracağı" vurgulandı.
- Zelenskiy, ABD'ye verdiği destek için teşekkür ederek, Kiev’in "adil ve kalıcı bir barış" sağlamak için çalıştığını belirtti. Bu açıklama, Beyaz Saray’daki tartışmanın ardından yaptığı ilk kamuoyu açıklaması oldu. Zelenskiy, X hesabında yaptığı paylaşımda, "Teşekkürler Amerika, desteğin için teşekkürler, bu ziyaret için teşekkürler. ABD Başkanı Donald Trump’a, Kongre’ye ve Amerikan halkına teşekkür ediyorum. Ukrayna’nın adil ve kalıcı bir barışa ihtiyacı var ve biz bunun için çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
- Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmenin ardından Beyaz Saray’dan erken ayrıldı. Görüşmelerin ardından planlanan basın toplantısı iptal edilirken, Ukrayna’daki doğal kaynakların ortak işletilmesine ilişkin anlaşma da imzalanmadı.
Görüşmenin başında Zelenskiy ve Trump, Rusya-Ukrayna savaşına dair çözüm planları konusunda tartışmaya girdi. Ukrayna lideri, İngiltere ve Fransa'nın barış gücü birlikleri için ABD’den güvenlik garantisi verilmeden ateşkesi kabul etmeyeceğini söyledi. Buna karşılık Trump, Ukrayna’nın bir barış anlaşması imzalaması gerektiğini, aksi takdirde "ABD’nin bu konudan elini çekeceğini" belirtti.
Görüşme sonrası Trump, Zelenskiy’in barışa hazır olmadığını ve Ukrayna’nın ABD’nin sürece katılımını Rusya ile müzakerelerde bir avantaj olarak gördüğünü söyledi. "O, Amerika Birleşik Devletleri’nin kutsal Oval Ofisi'nde saygısızlık yaptı. Barışa hazır olduğunda geri dönebilir." ifadelerini kullandı.
- ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social’daki hesabında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in barışa hazır olmadığını düşündüğünü yazdı. "O, Oval Ofis'te Amerika Birleşik Devletleri'ne saygısızlık yaptı. Barışa hazır olduğunda geri dönebilir" ifadelerini kullandı.
- Trump Zelenskiy ile görüşmesi sırasında bir soruya yanıt olarak, birkaç gün önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştüğünü söyledi. Trump, Rusya’nın Ukrayna anlaşması çerçevesinde tüm taahhütlerini sorumlulukla yerine getireceğinden emin olduğunu belirtti. Ayrıca, Putin’i iyi tanıdığını ve onun verdiği sözleri tutma yeteneğine inandığını ifade etti.
- Trump, Zelenskiy ile yaptığı görüşmede, Ukrayna’nın Rusya ile müzakerelerde bazı tavizler vermek zorunda kalacağını söyledi. Washington’un Moskova ile olası bir barış anlaşmasının şartlarını görüşmeye başladığını belirten Trump, "Başkan Putin ile konuştum ve bunu hem sizin hem de onun için kabul edilebilir bir sonuca ulaştırmaya çalışacağız. Bir anlaşmaya varmamız gerekiyor. Zaten bunun çerçevesini belirledik ve bence bir şeyler çıkabilir" dedi. Rusya-Ukrayna savaşının artık sona ermesi gerektiğini vurgulayan Trump, Moskova’nın da barışa ilgi duyduğunu ifade etti.
ABD Başkanı, barış anlaşmalarında taviz vermenin kaçınılmaz olduğunu belirterek, "Her zaman uzlaşmak gerekir. Tavizler olmadan hiçbir anlaşma yapılamaz. O yüzden kesinlikle Zelenskiy'nin bazı tavizler vermesi gerekecek" dedi. Trump, müzakerelerin temel hedefinin insan hayatını kurtarmak olduğunu vurgulayarak, "Bunu, hayatları kurtarmak için yapıyorum. İkinci olarak, büyük miktarda para tasarrufu sağlamak için, ama bunun çok daha az önemli olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Görüşmede Zelenskiy, Ukrayna’da sadece ateşkes ilan etmenin yeterli olmayacağını ve ABD’nin, Fransa ve İngiltere’nin önerdiği barış gücü misyonuna güvenlik garantisi vermesi gerektiğini söyledi. Trump ise Ukrayna’nın müzakerelerde avantajlı bir konumda olmadığını belirterek, "Ukrayna şu anda en iyi pozisyonda değil. ABD’ye bu meselenin nasıl çözülmesi gerektiğini dikte edemezsiniz" dedi. Amerikan lideri, Zelenskiy’nin bir barış anlaşmasını kabul etmemesi durumunda Washington’un sürece müdahale etmeyi bırakabileceği tehdidinde bulundu.
- ABD Başkanı Trump ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy arasında Beyaz Saray'daki görüşmede tansiyon yükseldi. Trump, Zelenskiy'e "Ülkemize saygısızlık ediyorsunuz. Kazanamayacağınızı biliyorum." dedi.
Bloomberg’in haberine göre, Zelenskiy, Trump’ın Rusya ile anlaşma sağlama çabalarının Ukrayna için kalıcı barış getireceğinden şüphe duyduğunu dile getirdi. Ukraynalı lider, ülkesinin güvenlik garantilerine ihtiyacı olduğunu ve Kiev’in müzakerelere aktif olarak dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.
Trump ise Zelenskiy’i ABD’ye karşı saygısızlık yapmakla suçladı ve Ukrayna’nın, Amerika’nın nasıl bir tutum sergileyeceğini dikte edemeyeceğini söyledi. “Savaşın başından beri dezavantajlı durumdasınız” diyerek, Kiev’in Washington’a yönelik taleplerinin sınırlarını aşmaması gerektiğini belirtti. Görüşmede tarafların, Ukrayna’nın güvenlik garantileri ve müzakerelerdeki rolü konularında uzlaşmaya varamadığı bildirildi
Hararetli tartışma anları: LİNK
- Beyaz Saray’daki görüşme sırasında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump ve ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance ile sert bir tartışmaya girdi. Oval Ofis’te bulunan gazetecilere göre, Vance Zelenskiy’i ABD yönetimine saygısızlık yapmakla suçladı. Bunun üzerine Trump, Ukraynalı lidere yönelik olarak, "Üçüncü Dünya Savaşı ile oynuyorsunuz" ifadelerini kullandı. Vance ise, "Sizce, ülkenizin yıkımını önlemeye çalışan bir yönetimi suçlamak, ABD'nin Oval Ofisi'ne gelip böyle konuşmak saygılı bir davranış mı?" diyerek Zelenskiy’ye tepki gösterdi.
Trump, Ukrayna’nın savaşta avantajlı bir konumda olmadığını vurgulayarak, "Şu anda iyi bir pozisyonda değilsiniz. Elinizde koz yok. Bizimle birlikte olursanız elinize koz geçer... Ama siz milyonlarca insanın hayatını riske atıyorsunuz! Üçüncü Dünya Savaşı’nı riske atıyorsunuz!" dedi. Görüşmenin halka açık kısmının sonunda Trump, Zelenskiy’in ABD’ye yeterince minnettarlık göstermediğini söyleyerek, "Bu televizyon için harika bir gösteri olacak" ifadelerini kullandı.
Ayrıca, Vance’in "Sizin yeterince insanınız, yeterince erkek askeri personeliniz yok" sözlerine, Zelenskiy "Gelip kendiniz bakabilirsiniz" şeklinde yanıt verdi. Trump ise Ukrayna’nın savaşta kayıplar vermeye devam ettiğini belirterek, "Minnettar olmalısınız, elinizde hiç koz yok, askerleriniz tükeniyor" dedi ve ateşkesin kaçınılmaz olduğunu savundu. Zelenskiy ise bu sözlere "Ben buraya kart oyunu oynamaya gelmedim" diyerek karşılık verdi.
- Oval ofiste Trump'ın Zelenskiy'e hitaben söylediği sert sözlerin özeti:
"Siz bize bir şey dikte edemezsiniz, çok avantajlı bir konumda değilsiniz. Rusya ile olan çatışmada büyük sorunlarınız var, kazanıyor değilsiniz.
Size 350 milyar dolar verdik. Minnettar olmalısınız.
‘Savaşı durdurmak istemiyorum’ diyemezsiniz. Elinizde hiçbir koz yok. Asıl sorunlarınız şimdi başlıyor.
Askerleriniz tükeniyor. Milyonlarca insanın hayatıyla oynuyorsunuz ve Üçüncü Dünya Savaşı’nı tetikleme riski alıyorsunuz.
Ateşkesi kabul etmelisiniz.
Bize gelip ‘bunu verin, şunu verin’ diyemezsiniz.
Eğer barış için çaba göstermezseniz, ABD Ukrayna’ya verdiği desteği kesebilir.
Ya bu anlaşmayı imzalarsınız ya da ABD bu işten elini çeker."
- Elon Musk, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Amerikan halkının gözünde itibarını tamamen kaybettiğini söyledi. ABD Başkanı Donald Trump da daha önce yaptığı açıklamada, Zelenskiy’in Washington’daki görüşme sırasında ABD’ye saygısızlık yaptığını belirtmişti.
- Zelenskiy'nin Hudson Enstitüsü'nde yapacağı konuşma da iptal edildi. Ancak Fox TV'de yerel saat akşam 6'da yapıacağı ilan edilen canlı yayın programının iptal edilmediği bildirildi.
- Rusya, Dışişleri Bakanlığı Kuzey Atlantik Departmanı Direktörü Aleksandr Darçiyev’in ABD’ye yeni olağanüstü ve tam yetkili büyükelçi olarak atanmasına yönelik resmi onay notasını aldı. Rusya Dışişleri Bakanlığı, cuma günü yaptığı açıklamada, Darçiyev’in yakın zamanda ABD’ye gitmesinin beklendiğini duyurdu.
Açıklamada “Amerikan tarafı, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanlığı Kuzey Atlantik Departmanı Direktörü Aleksandr Nikitiç Darçiyev’in Rusya’nın ABD’deki yeni olağanüstü ve tam yetkili büyükelçisi olarak atanmasına ilişkin resmi onay notasını iletti,” ifadelerine yer verildi. Açıklama, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yayımlandı.
Bakanlık açıklamasında, söz konusu notanın Darçiyev’e, İstanbul’da gerçekleştirilen Rusya ve ABD diplomatik heyetleri arasındaki istişareler sırasında teslim edildiği belirtildi.
- Rusya Devlet Başkanı’nın Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, ABD ve Ukrayna liderlerinin bugünkü görüşmesinin sonuçlarının beklenmesi gerektiğini belirtti. Kremlin sözcüsü, cuma günü düzenlenen basın toplantısında, ABD Başkanı Donald Trump’ın Vladimir Zelenskiy hakkındaki açıklamalarını yorumlaması istenince bu yanıtı verdi.
Dün ABD Başkanı, Washington’da İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile bir araya gelmişti. Görüşme sırasında Trump, Ukrayna’ya “olumlu müzakereler” vaat ederken, Vladimir Zelenskiy’e duyduğu saygıyı dile getirdi. Daha önce ise Beyaz Saray lideri, Zelenskiy’yi savaşı sürdürmek isteyen bir diktatör olarak nitelendirmiş, ancak kısa süre sonra bu sözlerini söyleyip söylemediğinden emin olmadığını ifade etmişti.
- ABD’nin güvenlik garantileri vermeye yanaşmaması, Ukrayna’yı Avrupa Birliği’ne baskı yaparak “garanti paketi” alma olasılığını değerlendirmeye itiyor. Euractiv’e konuşan Ukraynalı yetkililer, bu sürecin perde arkasında yürütüldüğünü aktardı.
Ukrayna yönetimi, “kesin garantiler” kapsamında ABD desteğiyle Avrupa barış gücünün ülkeye konuşlandırılmasını sağlamayı hedefliyor. Bunun yanı sıra, “yumuşak garantiler” de elde etmek istiyor. Bu kapsamda, özellikle ABD ve güçlü Avrupa ülkelerinden şirketlerin Ukrayna’ya yatırım yapması planlanıyor. Kiev, bu şirketlerin, kendi hükümetleri nezdinde Ukrayna’nın korunması için lobi faaliyetleri yürütebileceğine inanıyor.
Euractiv, bir diğer “yumuşak garanti”nin ise Ukrayna’nın hızlandırılmış AB üyeliği süreci olabileceğini belirtti. Şubat ayı sonunda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Kiev’in 2030’dan önce AB’ye kabul edilebileceğini söylemişti. Yayına konuşan Avrupalı bir kaynak, yeni üye kabul prosedürlerinin değiştirilebileceğini, böylece “Macaristan gibi ülkelerin vetosunu beklemeksizin” sürecin hızlandırılabileceğini ifade etti.
- Norveçli savunma şirketi Kongsberg Defence & Aerospace’in CEO’su Eirik Lie, NASAMS hava savunma sistemleri için Ukrayna’da füze üretmeyi planladıklarını açıkladı. Lie, Euractiv’e verdiği röportajda, ortak girişimlerin önümüzdeki aylarda kurulabileceğini belirtti.
Kongsberg Defence & Aerospace CEO’su “Ukrayna sanayisinin üretim kapasitesini kullanmak istiyoruz. Uzun vadede, savaş sona erdiğinde, Ukrayna hava savunma sistemleri için füze tedarik zincirinin bir parçası olabilir,” dedi.
Şirketin Ukrayna’daki ana hedefi, yerel teknolojiye dayanarak Ukrayna Silahlı Kuvvetleri için hava savunma füzelerinin üretimini artırmak olacak. Lie, burada “seri üretimden” bahsedildiğini vurguladı.
- Romanya’nın geçici Cumhurbaşkanı Ilie Bolojan, ülkesinin Avrupa barış gücü için lojistik merkez olabileceğini ancak Ukrayna’ya doğrudan asker göndermeyi planlamadığını açıkladı. Bolojan, cuma günü düzenlediği basın toplantısında, “Romanya, Ukrayna’ya barış gücü göndermeyi düşünmüyor, ancak Avrupa barış gücü için bir merkez olabilir,” dedi.
Romania Insider’ın aktardığına göre, Bolojan, Ukrayna’ya asker gönderme konusunun şu an için “erken” olduğunu belirtti. “Bu ancak bir barış anlaşması imzalandığında ve barış gücü konuşlandırılması gündeme geldiğinde mümkün olabilir,” diye ekledi.
- Rus giyim perakendecisi Gloria Jeans’in Rostov bölgesindeki Gukovo ve Zverevo şehirlerinde bulunan üretim tesisleri, Bulava şirketi tarafından satın alındı. Rostov Bölge Valisi Vekili Yuriy Slyusar, Telegram kanalında yaptığı açıklamada, şirketin daha önce Gloria Jeans’te çalışan 400 kişiyi istihdam edeceğini duyurdu.
Bulava şirketi Kasım 2022’de kuruldu. Şirketin yüzde 79’u iş insanı Galina Banninkova’ya ait. 25 Şubat itibarıyla yüzde 21’i ise Kalashnikov holdingine bağlı Triada-TKO tarafından satın alındı.
Vedomosti gazetesi fabrikaların ordu için levazım dikeceğini yazdı.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Birliği ülkelerinin ABD ile ilişkilerinde “mutlu vassallıktan” vazgeçmesi ve yeniden risk, hırs ve güç duygusunu keşfetmesi gerektiğini söyledi. Le Monde’un aktardığına göre, Lizbon’da konuşan Macron, “Bugün dönüşüm geçirmemiz gereken şey, bir güç haline gelmek. Çünkü şu anda böyle değiliz. Biz bir pazarız, barışçıl bir bölgeyiz ama biraz hareketsiziz. Geleceğe yeterince hazırlık yapmıyoruz” dedi.
Macron, Avrupa’nın güç ve hırs kazanması gerektiğini, bunun olumsuz değil, aksine olumlu bir değişim olacağını vurguladı. Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ın AB’ye yönelik politikalarına boyun eğerek değil, bağımsız bir perspektiften yanıt verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
- Rusya Silahlı Kuvvetleri, Kursk bölgesindeki Novaya Soroçina köyünü ele geçirdi. Köy, Sujanskiy bölgesinde, dün Rus askerlerinin kontrolünü yeniden sağladığı Nikolsky yerleşiminin kuzeyinde yer alıyor.
- Rusya Federal Antitekel Servisi (FAS), MegaFon ve Yota’nın Kırım ve Sivastopol’da abonelik ücretleri dışında ek ücret talep etmeye son verdiğini duyurdu. Bugünden itibaren aramalar, SMS ve internet kullanımı, abonelerin tarifelerine göre ücretlendirilecek. MegaFon, roaming ücretlerini kaldıracağını 18 Kasım 2024’te açıklamış, Yota ise benzer bir kararı 16 Aralık’ta duyurmuştu. Şirketler, FAS tarafından belirlenen 28 Şubat 2025 son tarihine kadar bu düzenlemeye uymayı taahhüt etti. FAS, Kırım’da roaming uygulayan büyük üç operatör hakkında Ağustos 2024’te soruşturma başlatmıştı.
- Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Ukrayna askeri istihbaratı tarafından planlanan ve Moskova’da Kırım Metropoliti Tihon’a yönelik bir terör saldırısını engellediğini açıkladı. Suikast girişiminde bulunanlardan biri Rus, diğeri Ukrayna vatandaşı olan birkaç kişi gözaltına alındı.
FSB’ye göre, 2024 yılının ortalarında, Ukrayna Savunma Bakanlığı’na bağlı İstihbarat Ana Müdürlüğü (GUR) tarafından Telegram üzerinden işe alınan şüpheliler, saldırının ardından sahte Ukrayna pasaportlarıyla yurt dışına kaçmayı planlıyordu. Operasyon sırasında, bir adet el yapımı patlayıcı ve iki sahte Ukrayna pasaportu ele geçirildi.
- İsveç Silahlı Kuvvetleri Askeri İstihbarat Servisi Başkanı Korgeneral Thomas Nilsson, Stockholm’un, Ukrayna’daki çatışma sona erdiğinde Rusya’nın bölgeye geri dönüşüne hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. Politico’nun aktardığına göre Nilsson, “Askeri operasyonlar Ukrayna’da sona erdiğinde veya daha az aktif hale geldiğinde, Rusların bölgemize geri döneceğine eminiz” ifadelerini kullandı.
İsveçli general, Rusya’nın Finlandiya sınırında yeni askeri üsler inşa etmeyi planladığını ve Arktik bölgesine yönelik faaliyetlerini artırdığını belirtti.

- ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile yaptığı görüşmede, Ukrayna’da barışın ya çok yakında sağlanacağını ya da hiç gerçekleşmeyeceğini söyledi. NBC News’in aktardığına göre Trump, “Bu savaşı sona erdirmek için çok yoğun çalışıyoruz. Büyük ilerleme kaydettiğimizi düşünüyorum ve sürecin oldukça hızlı ilerlediğine inanıyorum” dedi.
Trump, 28 Şubatta Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile bir araya geleceğini ve bu görüşmede madencilik kaynaklarıyla ilgili bir anlaşma imzalamayı planladığını belirtti.
- İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Washington’daki görüşmelerde ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna’daki barış anlaşmasını ele aldıklarını açıkladı. Anlaşmanın “sert ama adil” olacağını belirten Starmer, ülkesinin Ukrayna’ya kara ve hava kuvvetleri göndermeye hazır olduğunu ifade etti.
Starmer Trump ile yaptığı ortak basın toplantısında “Bugün, Ukrayna’nın şekillendireceği ve güce dayalı olacak, sert ama adil bir barış planını tartıştık. İngiltere’nin kara birlikleri göndermeye ve uçaklarını havalandırmaya hazır olduğunu açıkça belirttim” dedi.
İngiltere ve Fransa, Ukrayna’da Avrupa askerlerinden oluşan bir barış gücü konuşlandırma planı hazırlamıştı. Plana göre, 30 bine kadar barış gücü askeri, altyapı tesislerini, şehirleri ve Karadeniz limanlarını koruyacak. Ancak ABD Başkanı Trump, şu an için yabancı askerlerin Ukrayna’ya gönderilmesinin erken olduğunu ve öncelikle bir anlaşmaya varılması gerektiğini ifade etti. (Reuters)
- ABD Başkanı Donald Trump, 27 Şubat’ta Washington’da İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile görüştü. Görüşme sırasında Trump, Ukrayna için “hoş müzakereler” yapılacağını, Avrupa barış misyonuna ABD’nin destek verip vermeyeceği konusunda yorum yapmaktan kaçındığını ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e güvendiğini ancak kontrol etmeye devam edeceğini söyledi.
Trump’ın önemli açıklamaları şu şekilde:
• Ukrayna’daki çatışma, bir çözüm anlaşmasına varılması halinde yeniden başlamayacak.
• Ukrayna’nın güvenlik garantileriyle ilgili müzakereler “hoş” geçecek.
• Ukrayna’ya yabancı asker göndermek için erken, önce anlaşmaya varılmalı.
• Putin’e güvenebilirim ama “kontrol edeceğim.”
• Vladimir Zelenskiy’i “diktatör” olarak nitelendirdiğime inanamıyorum, ancak ilişkimiz biraz “rahatsız edici” hale geldi.
• Ukrayna, NATO’ya katılmayacak.
• ABD, NATO’nun ana finansörü olmaktan vazgeçmeli.
Trump ve Starmer arasında dikkat çeken bir diyalog da yaşandı:
Trump: “İngiltere, Rusya ile tek başına başa çıkabilir mi?”
Starmer: “Şeyy…”
- ABD Dışişleri Bakanlığı, İstanbul’da Rus ve Amerikalı diplomatların gerçekleştirdiği görüşmede iki ülkenin büyükelçiliklerinin işleyişinin ele alındığını doğruladı. ABD tarafı, görüşmeleri “yapıcı” olarak nitelendirdi ve yakın gelecekte yeni bir toplantı düzenlenmesi konusunda anlaşmaya varıldığını bildirdi. Ancak toplantının tarihi ve yeri henüz belirlenmedi.
ABD heyetine, Rusya ve Orta Avrupa politikalarını yöneten Dışişleri Bakan Yardımcısı Sonata Coulter başkanlık etti. Rus heyetine ise Dışişleri Bakanlığı Kuzey Amerika Dairesi Başkanı Aleksandr Darçiyev liderlik etti. Kommersant’ın haberine göre Darçiyev, Rusya’nın ABD Büyükelçisi olarak atanacak.
Görüşmelerde ABD tarafı, büyükelçiliklerin finansal işlemlere erişimi ve sözleşmeli hizmetlerin sağlanmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Ayrıca, Moskova’daki ABD Büyükelçiliğinin personel seviyesinin “istikrarlı ve sürdürülebilir” olması gerektiğini vurguladı.
- ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Washington ile Kiev’in maden kaynakları konusunda bir anlaşmaya vardığını ve müzakerelerin tamamlandığını duyurdu. Bessent, bu anlaşmanın hem ABD hem de Ukrayna için kârlı olacağını söyledi.
Beyaz Saray Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett ise ABD’nin bu anlaşmadan 20 milyar dolar gelir elde etmeyi beklediğini açıkladı. Hassett’e göre bu gelir, bütçe açığının kapatılmasına yönlendirilebilir.
İngiliz dergisi Spectator ise ABD ve Ukrayna’nın nadir toprak metali rezervlerinin miktarını ve değerini “büyük ölçüde abarttığını” yazdı. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’nun verilerine dayandırılan haberde, Ukrayna’da “önemli nadir toprak metali yatakları bulunmadığı” belirtildi.
Dergi, küresel nadir toprak metali piyasasının yıllık 15 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu ve bu pazarın büyük bölümünün hâlihazırda Çin tarafından kontrol edildiğini bildirdi.
- Moskova’daki Şeremetyevo Havalimanı, geçici olarak uçuş kabul ve kalkışlarını durdurdu. Rusya Federal Hava Taşımacılığı Ajansı (Rosaviatsiya), güvenlik gerekçesiyle 02:41’den itibaren kısıtlamalar getirildiğini açıkladı.
Ancak kısa süre sonra havalimanı tekrar uçuşlara açıldı. Rosaviatsiya, kısıtlamaların 03:45’te kaldırıldığını ve yaklaşık bir saat sürdüğünü duyurdu.
27 Şubat Perşembe
- ABD Başkanı Donald Trump, Rusya'ya yönelik mevcut yaptırımları bir yıl daha uzatma kararı aldı. Bu yaptırımlar, 2014 yılında Barack Obama, 2018'de Trump ve 2022'de Joe Biden yönetimi tarafından yürürlüğe konulan çeşitli kısıtlamaları kapsıyor. Karara ilişkin açıklamada, "söz konusu yaptırımlara neden olan Rusya'nın eylemlerinin ve politikalarının, ABD'nin ulusal güvenliği ve dış politikası için olağanüstü bir tehdit oluşturmaya devam ettiği" belirtildi. Başlangıçta, 2014 yılında Ukrayna krizi nedeniyle uygulanan yaptırımlar, sonraki yıllarda genişletilerek Rus hükümeti ve onun politikalarını destekleyen kişi ve kurumları da kapsayacak şekilde genişletildi. 2018'de Trump yönetimi Moskova'ya yönelik baskıyı artırırken, 2022'de Biden yönetimi Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri operasyonun ardından yaptırımları daha da sertleştirdi.
Trump dün yaptığı açıklamada, Rusya’ya yönelik yaptırımların ancak Ukrayna’da kalıcı bir barış sağlandıktan sonra gözden geçirilebileceğini belirtti. Ayrıca, Washington’un barış müzakereleri kapsamında Kiev’in kontrolünü kaybettiği bazı bölgelerin Ukrayna’ya geri verilmesini talep edeceğini söyledi. Ocak ayında Trump, Moskova’nın müzakerelere yanaşmaması halinde Rusya’ya ek yaptırımlar uygulanabileceğini de dile getirmişti.
Son bir yıl içinde Rusya’dan yaptırımlara tabi olan kişi ve kuruluşların sayısı 2 binden fazla artarak, toplamda 17 binden fazla Rus kişi ve kurumu kapsayan küresel bir yaptırım listesine ulaştı. 2024 sonunda, Birleşmiş Milletler, ABD, Avrupa Birliği, İngiltere, Kanada, Japonya ve diğer ülkeler tarafından oluşturulan yaptırım listelerinde toplam 37 bin 231 kişi ve kuruluş yer aldı. Bu listede en çok yaptırım uygulanan sektörler arasında toptan ticaret, bilimsel araştırmalar, bilgisayar ve elektronik üretimi, finansal hizmetler ve yazılım geliştirme bulunuyor.
- Bloomberg News'ün ismi açıklanmayan kaynaklara dayandırdığı haberinde, Türkiye'nin Ukrayna'da kurulacak olası barış gücüne asker göndermeye açık olduğu iddia edildi. Haberde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, bu ayın başlarında Ankara'da ayrı ayrı yaptığı görüşmelerde Lavrov ve Ukrayna lideri Zelenskiy ile konuyu ele aldığı iddia edildi.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yeni ABD yönetimiyle gerçekleştirilen ilk temasların umut verici olduğunu ve karşılıklı olarak sorunları çözme isteği bulunduğunu belirtti. Putin’e göre, Amerikalı yetkililer pragmatik bir yaklaşım sergiliyor ve geçmişin kalıplarını terk etme eğiliminde. Ancak Batılı elitlerin, Moskova ile Washington arasındaki yeni diyaloğu bozma girişimlerini sürdürdüğünü vurguladı.
Putin, FSB’nin genişletilmiş toplantısında yaptığı konuşmada, “Dünya hızla değişiyor ve bu bağlamda yeni ABD yönetimiyle kurulan ilk temaslar belirli bir umut veriyor. İki ülke arasındaki ilişkileri yeniden inşa etmek ve küresel ölçekte biriken stratejik sorunları çözmek için ortak bir irade var. Bu sorunlar, Ukrayna ve diğer bölgesel krizleri de tetikledi” dedi. Ancak, bazı Batılı elitlerin istikrarsızlığı korumakta ısrarcı olduğunu ve bu diyaloğu baltalamaya çalışacaklarını belirtti. Putin, bu tür girişimlerin diplomasi ve güvenlik servisleri aracılığıyla engellenmesi gerektiğini ifade etti.
- Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, ABD Başkanı Donald Trump’ın seleflerinden farklı olarak bizzat konuştuğunu ve başkalarını dinlemeye açık olduğunu belirtti. Peskov, Trump’ın Ukrayna’ya “mümkün olduğunca fazla toprak kazandırma” vaadinin barış görüşmelerini etkileyip etkilemeyeceği sorusuna yanıt verirken, Rusya’ya katılan bölgelerin statüsünün tartışma konusu olmayacağını vurguladı.
Peskov, “Trump’ın en büyük farkı, doğrudan konuşması ve diğerlerini dinlemeye hazır olması. Bu önemli bir fark. Elbette, kolay ve hızlı çözümler beklemiyoruz. Masada oldukça karmaşık ve uzun süredir çözülemeyen sorunlar var. Ancak, iki ülkenin siyasi iradesi ve karşılıklı diyalog isteği korunursa, bu süreci başarıyla yönetebiliriz” dedi. Ayrıca, 2014 ve 2022 referandumları sonucunda Rusya’ya katılan Donetsk, Lugansk, Zaporojye ve Herson bölgelerinin statüsünün tartışmaya açık olmadığını yineledi.
- Rusya Savunma Bakanlığı, Rus ordusunun Kursk bölgesindeki Nikolskoye köyünü kontrol altına aldığını duyurdu. Köy, Sudzha ilçesinde, dün Rus güçlerinin geri aldığı Pogrebki köyünün güneyinde yer alıyor.
- Moskova Borsası endeksi, Şubat ortasından bu yana ilk kez 3198 puana kadar geriledi. Borsa verilerine göre, endeks TSİ 12:59 itibarıyla bu seviyede sabitlendi. Daha sonra hafif bir toparlanma göstererek 15:04’te 3206 puana ulaştı. Ancak, önceki günkü kapanışa kıyasla %2,13 oranında bir düşüş kaydedildi.
- Çeçenistan lideri Ramzan Kadirov’un kızı Aişat Kadirova, Çeçen hükümetinde başbakan yardımcısı olarak yürüttüğü görevinden istifa ettiğini duyurdu. Kadirova, Instagram üzerinden yaptığı açıklamada, sosyal politika alanında çalışmanın büyük bir sorumluluk gerektirdiğini belirterek, “Bu iş güçlü bir erkeğe daha uygun. Ben ise iş dünyasındaki projelerle ilgilenerek cumhuriyetimize daha fazla katkı sağlayabileceğime inanıyorum” dedi.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in danışmanı Vladimir Medinskiy, Rusya Yazarlar Birliği’nin (SPP) yeni başkanı seçildi. Medinskiy’nin adaylığı, örgütün olağanüstü kongresinde 143 oyla kabul edilirken, yalnızca bir kişi aleyhte oy kullandı, üç kişi ise çekimser kaldı.

- ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington’un Rusya ile Çin arasındaki yakın ilişkileri yönetme stratejisini belirlerken, ABD’nin Moskova’yı Pekin’in “küçük ortağı” haline getirmemesi gerektiğini vurguladı. Rubio, Washington’un Rusya ile Çin arasındaki yakın iş birliğinden endişe duyduğunu belirtti. Bloomberg'e konuşan Rubio, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesinin ABD'nin çıkarlarına zarar verebileceğini ifade etti.
Rubio, ABD’nin bu bağı tamamen koparmasının zor olacağını kabul ederken, iki nükleer gücün birbirine düşmesinin de küresel istikrara zarar vereceğini ifade etti. Eski ABD Başkanı Richard Nixon’ın 1972’de Çin ile kurduğu ilişkilere atıfta bulunarak, Donald Trump’ın Rusya’ya yönelik son hamlelerinin Moskova’yı Pekin’den uzaklaştırmayı hedefleyen bir strateji olabileceğini belirtti.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian ise, ABD’nin Rusya ile Çin arasına nifak sokma girişimlerinin başarısız olacağını söyledi. Jian, Pekin ve Moskova’nın uzun vadeli kalkınma stratejilerine ve dış politikalarına sahip olduğunu, uluslararası dengeler nasıl değişirse değişsin, ilişkilerinin kendi hızında ilerleyeceğini belirtti. Rubio, Moskova’nın Pekin’e ekonomik ve diplomatik olarak daha fazla bağımlı hale gelmesinin ABD için ciddi bir sorun teşkil edeceğini ifade etti. Çin pazarı, Batı yaptırımları nedeniyle izole edilen Rus ekonomisine can suyu sağlarken, Xi Jinping de Putin’e uluslararası sahnede diplomatik destek sunuyor.
Rubio, ABD’nin Rusya ile ilişkileri tamamen kesmesinin, Moskova’yı Çin’e daha fazla bağımlı hale getirebileceği konusunda uyardı. Rubio, ABD’nin hem Pekin hem de Moskova ile diplomatik ilişkilerini sürdürmesinin önemli olduğunu vurgulayarak, “Bunlar küresel ölçekte güç projeksiyonu yapabilen, nükleer silahlara sahip büyük ülkeler. Diplomatik ilişkilerde olgunluk ve sağduyu kavramını kaybettik” ifadelerini kullandı.
Bu arada Breitbart News’e konuşan Rubio, “Rusya’nın Çin’le olan ilişkisini tamamen koparmada ne kadar başarılı olacağımızı bilmiyorum” derken, “Ayrıca Çin ve Rusya’nın birbirine düşman olmasının küresel istikrar için iyi olacağını da düşünmüyorum, çünkü ikisi de nükleer güç” ifadelerini kullandı.
Washington, son dönemde Moskova ile Pekin’in ekonomik ve askeri alanlarda daha yakın iş birliği kurmasından rahatsızlık duyarken, bu ortaklığın küresel dengeler üzerindeki etkisi ABD’de giderek daha fazla tartışılmaya başlandı.
- Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa, Ukrayna'ya yönelik gelecekteki desteği görüşmek üzere Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’i 6 Mart’ta düzenlenecek özel AB liderler zirvesine davet etti. Costa, AB'nin ve üye devletlerin Avrupa'nın güvenliği konusunda daha fazla sorumluluk üstlenmeye hazır olduğunu belirterek, Ukrayna'da kalıcı barışın sağlanması için Avrupa'nın güvenlik garantilerine katkıda bulunması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kiev’e mevcut desteğin ötesinde ek güvenlik garantileri vermeyeceğini ve bu sorumluluğun Avrupa’ya ait olduğunu söylemesinin ardından geldi. Trump ve Zelenskiy’nin 28 Şubat’ta Washington’da bir araya gelmesi beklenirken, görüşmelerin ana gündem maddesi, ABD'nin ilgisini çeken Ukrayna’daki nadir toprak elementleri ve diğer doğal kaynaklar olacak.
- Güney Kore istihbaratı, Kuzey Kore'nin Şubat ayı başlarında Rusya’nın yanında savaşan askeri birliklerine destek sağlamak amacıyla Kursk bölgesine yeni bir birlik gönderdiğini açıkladı. Güney Kore Ulusal İstihbarat Servisi’nin bu iddiası yerel basında yer alırken, gönderilen destek kuvvetinin büyüklüğüne dair kesin bir bilgi verilmedi. Daha önce JoongAng gazetesi, Ocak ve Şubat aylarında yaklaşık 3 bin Kuzey Koreli askerin Rusya'ya sevk edildiğini öne sürmüştü. Kaynaklara göre, bu birlikler arasında motorize piyade, istihkam birlikleri ve elektronik istihbarat unsurları bulunuyor.
- Rusya Savunma Bakanlığı, Rus ordusunun Ukrayna'nın Sumi Bölgesi'nde kamufle edilmiş bir İHA operasyon noktasına İskender taktik füzesiyle bombardıman düzenlediğini belirtti. Bakanlık, hedefi tam isabetle vuran İskender füzesinin 20'den fazla İHA uzmanı, 14 'Kobra' tipi İHA ve birkaç askeri aracı imha ettiğinin altını çizdi. (Sputnik)
- Kremlin Sözcüsü Peskov, Batılı sosyal medya platformlarının Rusya’da yeniden erişime açılmasının, Moskova ile Washington arasındaki ilişkilere bağlı olmadığını belirtti. Peskov, Meta ve ona bağlı sosyal medya ağlarının faaliyetlerine devam edebilmesi için tek koşulun Rusya yasalarına uyum sağlamak olduğunu vurguladı. YouTube’un da bu kapsamda değerlendirildiğini ifade eden Peskov, Amerika ile güven ilişkilerinin ne olursa olsun, hiçbir şirketin Rusya yasalarına uymaktan muaf tutulamayacağını söyledi. ABD ve Rusya heyetleri arasında Riyad'da yapılan görüşmelerin ardından, Amerikan şirketlerinin dönüşü yeniden tartışmaya açılmıştı. Ancak Rus hükümeti, yalnızca ülkenin çıkarlarına hizmet eden şirketlerin Rusya pazarına kabul edileceğini belirtiyor.
- Rusya Federasyon Konseyi Başkanı Matviyenko dün Türkiye'ye geldi. TBMM Başkanı Kurtulmuş'un resmi daveti üzerine Türkiye'de bulunan Matviyenko bugün Kurtulmuş ile birlikte ikili görüşmelerinin yanı sıra geniş kapsamlı istişareler gerçekleştirecek.
- ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna krizinin çözülmesi için Rusya’nın bazı tavizler vermesi gerektiğini söyledi. Beyaz Saray’da düzenlenen ilk kabine toplantısında konuşan Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in barış anlaşmasına varmak için geri adım atmak zorunda kalacağını belirterek, "Evet, bunu yapacak. Mecbur kalacak." ifadelerini kullandı. Trump, Ukrayna meselesinin çözülmesinin zor ancak mümkün olduğunu vurgulayarak, Putin’i "çok zeki bir siyasi figür" olarak nitelendirdi ve "Birlikte çalışarak Ukrayna krizine bir çözüm getirebiliriz" dedi.
- Trump, Rusya'ya yönelik yaptırımların kaldırılmasının şu anda gündemde olmadığını, öncelikli olarak Ukrayna krizine son verilmesi gerektiğini söyledi. Beyaz Saray'da gazetecilere konuşan Trump, "Hayır. Öncelikle bir anlaşmaya vardığımızı görmek istiyorum" diyerek, ABD yönetiminin şu an için Rusya'ya uygulanan yaptırımları kaldırmayı düşünmediğini belirtti.
- Donald Trump, Ukrayna'ya "önemli güvenlik garantileri" vermeyeceklerini açıkladı. Trump, "Ben önemli güvenlik garantileri vermeyeceğim. Bunu Avrupa'ya bırakacağız, çünkü bildiğiniz gibi bu, Avrupa’nın meselesi, onların komşusu. Ama elbette her şeyin yolunda gitmesini sağlayacağız" dedi. Trump’ın, hafta sonunda Ukrayna lideri Zelenskiy ile bir araya gelerek nadir toprak metalleri konusunda bir anlaşma imzalamayı planladığı belirtilirken, belgede Ukrayna’nın güvenlik garantileriyle ilgili net hükümlerin bulunmadığına dikkat çekildi.
- Ayrıca Trump, Ukrayna krizinin çözümüne yönelik olası bir anlaşma kapsamında Kiev’in NATO üyeliği fikrinden vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Beyaz Saray’da gazetecilere konuşan Trump, "NATO'yu unutabilirsiniz" diyerek, ittifak üyeliği konusunun muhtemelen çatışmanın nedeni olduğunu öne sürdü. Trump, Ukrayna’nın verebileceği tavizler konusunda gelen bir soruya bu yanıtı verdi. Trump ayrıca, Ukrayna'ya kaybettiği toprakları "olabildiğince geri kazandırmak" için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Beyaz Saray’da düzenlenen kabine toplantısında konuşan Trump, "Her iki taraf için de en iyi anlaşmayı sağlamaya çalışacağız, ancak Ukrayna için mümkün olduğunca fazla toprak geri almak adına çok çaba göstereceğiz" ifadelerini kullandı.
- NBC'nin haberine göre, Rusya, ABD'ye Donbas ve Zaporijya bölgelerindeki nadir toprak elementleri ve diğer değerli metaller üzerinde mülkiyet hakkı içeren bir anlaşma teklif etti. Kaynaklara göre, bu öneri 18 Şubat'ta Suudi Arabistan'da gerçekleştirilen Rusya-ABD görüşmelerinde gündeme geldi. ABD heyeti teklife ilişkin kesin bir yanıt vermezken, olasılığı tamamen dışlamadı. Eski bir Amerikalı diplomat, "Trump anlaşmalara açık biri, bunu bilen Putin de karşılık olarak bu hamleyi yaptı" dedi. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de 24 Şubat’ta yaptığı açıklamada, "Tarihi olarak bize ait olan ve Rusya'ya geri dönen yeni bölgelerde yabancı ortakları madencilik projelerine dahil etmeye hazırız" ifadelerini kullanmıştı. ABD Başkanı Donald Trump ise 26 Şubat’ta konuya ilişkin "Eğer mümkün olursa, Rusya'dan da nadir toprak metallerini satın almak isterim. Hem Rusya hem de Ukrayna bu konuda önemli kaynaklara sahip" açıklamasında bulundu.
- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna'daki çatışmaların mevcut cephe hattında dondurulmayacağını ve Rusya'nın sınırlarının ülkenin anayasasıyla belirlendiğini söyledi. Katar ziyareti sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Lavrov, "Bazıları temas hattını olduğu gibi bırakmayı öneriyor: Burası Rusya, burası Ukrayna diye. Öncelikle, böyle bir şey olmayacak, çünkü bizde halkın iradesine dayanan bir anayasa var" dedi. Lavrov ayrıca, "Ukrayna’dan geriye ne kalırsa kalsın, orada yaşayan insanlar da ırkçı yasalardan arındırılmış bir ortamda olmalı. Rusça konuşmayı tercih eden, Rus kültürüyle yetişmiş ve atalarının geleneklerini korumak isteyen insanlar da var" diye ekledi.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, özel askeri operasyonlar sırasında Rus ordusunun yeni savaş becerileri kazandığını ve askerlerin yeniden dünyanın en güçlüleri arasında yer aldığını söyledi. Putin, yapılan açıklamada, özel harekât kuvvetlerinin savaş kabiliyetlerini daha da geliştirmeye devam edeceklerini belirterek, hükümetin bu birlikleri en modern silahlarla donatacağını vurguladı. Ayrıca, operasyon sürecinde Rus askerlerinin savaş yeteneklerini önemli ölçüde artırdığını ifade etti.
- Zelenskiy, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Birleşik Kuvvetler Komutanı General Andriy Gnatov’u görevden aldı. Karar, devlet başkanlığı resmi internet sitesinde yayımlandı. Gnatov, Haziran 2023'ten bu yana bu görevi yürütüyordu ve aynı zamanda Donetsk bölgesinde faaliyet gösteren "Hortitsa" askeri grubunun komutanlığını yapıyordu.
- Ukrayna'da yapılan bir anket, halkın en büyük şikayetinin yaygın yolsuzluk ve kamu fonlarının kötüye kullanılması olduğunu ortaya koydu. Socis tarafından yapılan araştırmaya göre, ankete katılanların yüzde 69’u hükümetin en büyük hatası olarak yolsuzluğu gösterdi. Katılımcıların yüzde 49,4’ü Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin savaşa hazırlıksız olmasını, yüzde 37,9’u ise hükümetin gücü kötüye kullanmasını ve iş dünyasına baskı yapmasını eleştirdi. Eski Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy’nin görevden alınmasını hata olarak görenlerin oranı yüzde 31,5 olurken, yüzde 30,7’si medya sansürünü, yüzde 26,4’ü ekonomik yanlış kararları, yüzde 18,4’ü ise dış politikadaki başarısızlıkları önemli sorunlar arasında sıraladı. Şubat ayı başında 2 bin kişiyle yapılan ankete göre, Ukrayna halkının yüzde 51,4’ü mevcut hükümetten hayal kırıklığına uğradığını ifade ederken, yüzde 25,1’i yönetimden utandığını, yüzde 21’i ise hala umutlu olduğunu belirtti.
- Rusya Savunma Bakanlığı, çarşamba akşamı 19:15 ile 19:50 Moskova saati arasında Kırım üzerinde Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'ne ait yedi insansız hava aracının (İHA) düşürüldüğünü açıkladı. Gün içinde ayrıca Belgorod bölgesi üzerinde iki Ukrayna İHA’sının daha imha edildiği bildirildi. 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gece boyunca Rusya genelinde toplam 128 İHA’nın düşürüldüğü, bunlardan 83’ünün Krasnodar bölgesinde, 30’unun ise Kırım üzerinde etkisiz hale getirildiği belirtildi. Azak Denizi üzerinde sekiz, Karadeniz üzerinde beş, Bryansk ve Kursk bölgelerinde ise birer İHA’nın düşürüldüğü ifade edildi. Krasnodar Valisi Veniamin Kondratyev, saldırılar sonucunda üç evin hasar gördüğünü ve Soçi Havalimanı’nın yaklaşık altı saat boyunca operasyonlarını durdurduğunu duyurdu.
- The Economist’in haberine göre, Ukrayna, ABD Başkanı Donald Trump ile yapılacak olası bir barış anlaşmasında "mantıklı koşullar" sağlanamazsa ve savaş devam ederse, zorunlu askerliğin daha da sıkılaştırılmasını planlıyor. İRus ordusunun sayısal üstünlüğü karşısında Kiev yönetimi, askere alım yaşını 25’ten 18’e düşürmeyi değerlendirebilir
26 Şubat Çarşamba
- ABD yönetimi, Ukrayna ile nadir toprak elementleri ve doğal kaynaklar konusunda anlaşma sağlanmadan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin Washington’a davet edilmesini anlamsız buldu. Reuters’a konuşan Beyaz Saray yetkilisi, Zelenskiy’nin anlaşmayı henüz nihai hale getirmediğini belirterek, “Eğer Ukrayna lideri anlaşmanın tamamlanmadığını söylüyorsa, onu davet etmenin bir anlamı yok” dedi. Zelenskiy, 26 Şubat’ta ABD’den ziyaret daveti aldığını ve görüşme için çalışmaların sürdüğünü açıklamıştı. Başkan Donald Trump ise daha önce Zelenskiy’nin Cuma günü Beyaz Saray’a gelerek anlaşmayı imzalayabileceğini belirtmişti. Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Leavitt, Trump’ın Zelenskiy’yi anlaşma için kabul etmeye hazır olduğunu ancak görüşmenin kesin tarihinin henüz belirlenmediğini söyledi.
- ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington ile Kiev arasında nadir toprak elementleri ve doğal kaynaklar konusunda bir anlaşmanın henüz tamamlanmadığını açıkladı. Fox News’e konuşan Rubio, “Bu bilgiyi doğrulayamam, anlaşma üzerinde Hazine Bakanı Scott Bessent çalışıyor ve en son aldığım bilgilere göre anlaşmaya çok yakınız” dedi. Daha önce Financial Times ve bazı Batı medyası, tarafların anlaşmaya vardığını duyurmuş, Ukrayna basını ise anlaşma metnini yayınlamıştı. Buna göre, ABD ve Ukrayna ortak bir fon kurarak doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerin %50’sini güvenlik ve kalkınma projelerine yönlendirmeyi planlıyor.
- Ukrayna medyası, son birkaç haftadır müzakere edilen Ukrayna ile ABD arasındaki doğal kaynaklar anlaşmasının metnini yayımladı. Anlaşmanın, 28 Şubatta Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin Washington ziyareti sırasında imzalanması bekleniyor. Ukrayna tarafı, müzakere sürecinde Kiev için daha avantajlı koşullar üzerinde mutabakata varıldığını öne sürüyor. Özellikle ABD’nin, Ukrayna’nın doğal kaynaklarından 500 milyar dolar gelir elde etme talebinden vazgeçtiği belirtildi.
Anlaşmanın ana maddeleri:
Ukrayna ve ABD hükümetleri, Ukrayna’nın yeniden inşası için ortak yönetimle bir yatırım fonu oluşturacak.
Ukrayna, devlet kontrolündeki doğal kaynakların (petrol, gaz, mineraller) gelecekte ticarileştirilmesinden elde edilecek gelirlerin %50’sini bu fona aktaracak.
ABD hükümeti, Ukrayna’nın barışın sağlanması için gerekli güvenlik garantilerini elde etme çabalarını destekleyecek.
Taraflar, karşılıklı yatırımları korumak için gerekli adımları belirleme konusunda anlaşmaya vardı.
ABD ve Ukrayna çalışma grupları, yatırım fonunun faaliyetlerini düzenleyecek yeni bir anlaşma hazırlamaya başlayacak.
Ukrayna, daha önce ABD’nin askeri yardımlar karşılığında talep ettiği tazminat miktarına itiraz ederek önceki anlaşma taslaklarını reddetmiş, ayrıca anlaşmaya güvenlik garantilerine ilişkin bir madde eklenmesini talep etmişti. Ancak nihai metinde, Washington’un bu konuda herhangi bir yükümlülük üstlenmesine dair açık bir taahhüt bulunmuyor. Europeiska Pravda kaynaklarına göre, metinde bazı küçük değişiklikler yapılması mümkün olsa da, anlaşmanın ana hükümleri kesinleşmiş durumda.
- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova’nın Ukrayna’daki askeri çatışmayı mevcut cephe hattı boyunca dondurma seçeneğini değerlendirmediğini açıkladı. Lavrov’a göre, böyle bir ihtimal Rusya anayasası tarafından dışlanıyor.
“Bazıları, ‘Hadi temas hattını olduğu gibi bırakalım; şu bölge Rusya’nın, şu bölge Ukrayna’nın olsun’ diye önerilerde bulunuyor. Ancak, öncelikle bu mümkün değil çünkü anayasamız halkın iradesine dayanıyor. İkincisi, Ukrayna’dan geriye ne kalacaksa, orası da ırkçı yasalardan arındırılmalı. Orada da Rusça konuşmayı tercih eden insanlar var,” diyen Lavrov, Katar ziyareti sonrası düzenlenen basın toplantısında bu görüşlerini dile getirdi.
Kasım 2024’te Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çatışmayı o dönemdeki cephe hattı boyunca dondurma teklifinde bulunmuştu.
- Kasım ayında Romanya’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılan aşırı sağcı siyasetçi Călin Georgescu, yasa dışı seçim kampanyası finansmanı soruşturması kapsamında polis tarafından gözaltına alınarak Başsavcılığa götürüldü. Binanın çevresinde güvenlik önlemleri artırıldı. Georgescu'yu destekleyen sağcı “Rumenleri Birleştirme İttifakı” partisi milletvekilleri, güvenlik güçlerinden açıklama talep edeceklerini duyurdu.
26 Şubatta Romanya Başsavcılığı ve polis, anayasal düzenin ihlali ve seçim kampanyası finansmanına ilişkin yanlış beyanda bulunma suçlamalarıyla ilgili olarak yaklaşık 40 noktada arama gerçekleştirdi. Şüpheliler arasında Georgescu’nun çevresinden askeri eğitmen Horațiu Potra da bulunuyor.
Romanya’da “Rusya yanlısı” bir siyasetçi olarak görülen Georgescu, kasım ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunu önde tamamlamıştı. Ancak, Romanya Anayasa Mahkemesi seçim sonuçlarını iptal etti. İptalin gerekçesi olarak, Romanya istihbaratının kamuoyuna açıkladığı belgelerde yer alan “seçim sürecine müdahale etmeye yönelik siber saldırılar” (iddialara göre Rusya’nın da dahil olduğu) ve Georgescu’nun TikTok üzerinden elde ettiği “ayrıcalıklı popülarite” gösterildi. (Kommersant)
- Rusya Devlet Duması’na 26 Şubatta sunulan yeni yasa tasarısı, Federal Güvenlik Servisi’ne (FSB) kendi gözaltı merkezlerini kurma ve güvenlik teşkilatının yürüttüğü davalar kapsamında şüphelileri gözaltında tutma, nakletme ve gözetim altında bulundurma yetkisi verilmesini öngörüyor. Tasarı, yabancı devletlerin Rusya’nın iç işlerine müdahalesini araştıran Duma komisyonu başkanı Vasiliy Piskaryov’un (Birleşik Rusya) öncülüğünde bir grup milletvekili ve senatör tarafından hazırlandı.
- Rusya Savunma Bakanlığı, Kuzey grup birliklerinin Orlovka ve Pogrebki yerleşimlerini kontrol altına aldığını duyurdu. Her iki yerleşim de Kursk bölgesindeki Sudja’nın kuzeyinde bulunuyor. Bakanlık ayrıca Ukrayna ordusunun üç karşı saldırısının püskürtüldüğünü bildirdi.
- Kazakistan Enerji Bakanı Almasadam Satkaliev, Astana’nın, Caspian Pipeline Consortium’a (KTC) ait Kropotkinskaya petrol pompa istasyonuna yönelik drone saldırısının ardından Ukrayna ile diplomatik kanallar aracılığıyla görüşmeler gerçekleştirdiğini açıkladı.
Satkaliev, Informburo’ya yaptığı açıklamada “Elbette, Ukrayna ile diplomatik kanallar üzerinden istişareler yapıldı. Hasarın onarılması konusunda, şu anda tesisin ve hissedarların kendi kaynaklarıyla onarım çalışmaları yürütülüyor,” dedi.
- Alman polisi, Kiel Kanalı’nda Arne adlı tankeri durdurarak, geminin Baltık Denizi’ndeki Gotland Adası yakınlarında bir denizaltı kablosunun kopmasına neden olup olmadığını araştırdı. DPA haber ajansına göre, olay 21 Şubat’ta, Finlandiya ile Almanya arasındaki C-Lion 1 iletişim kablosunun zarar gördüğü gün meydana geldi.
Polis, geminin mürettebatını sorguladıktan sonra tankerin yoluna devam etmesine izin verdi. VesselFinder verilerine göre, Arne, Antigua ve Barbuda bayrağı taşıyor ve St. Petersburg’dan İspanya’nın Sevilla kentine gidiyordu.
- Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Vladimir Putin ve Donald Trump arasında bir görüşme planına dair henüz net bir açıklama olmadığını belirtti. Liderlerin ihtiyaç duyulması halinde bir görüşme gerçekleştirebileceğini ifade eden Peskov, şu an için böyle bir planın bulunmadığını ancak gelişmelere bağlı olarak değişikliklerin olabileceğini söyledi. Ayrıca Kremlin’in, Çinli barış gücü askerlerinin Rusya-Ukrayna çatışma bölgesine konuşlandırılması konusunda herhangi bir görüşme yapmadığını vurguladı. The Economist’in haberine göre, ABD, Çin ve Brezilya’dan barış gücü birliklerinin Ukrayna’da konuşlanmasını olası bir seçenek olarak değerlendiriyor.
Dmitri Peskov, Rusya’da idam cezasına yönelik moratoryumun kaldırılmasının Kremlin’de hiçbir şekilde tartışılmadığını açıkladı. Daha önce VTsİOM’un yayımladığı bir ankete göre, Rusların yüzde 49’u idam cezasının geri getirilmesini desteklerken, yüzde 26’sı buna karşı çıkıyor. Peskov, konuyla ilgili soruya yanıt olarak, “Bu konu Kremlin’de hiçbir şekilde gündemde değil.” ifadelerini kullandı.
- ABD Başkanı Donald Trump’ın, Rusya-Ukrayna çatışmasıyla ilgili bir anlaşmaya varmak istediği ancak bu anlaşmanın, Kiev’e güvenlik garantileri sunmayı içermediği iddia edildi. The Wall Street Journal’a konuşan Beyaz Saray kaynaklarına göre, Trump, Ukrayna’ya ABD askerlerini göndermeyi planlamıyor. Güvenlik garantileri konusu, Trump ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında 24 Şubatta Washington’da yapılan görüşmede de ele alındı. Kaynaklara göre Macron, Avrupa barış gücüne ABD’nin askeri destek sağlamasını talep etti ve Trump bu fikre karşı çıkmadı, ancak kesin bir anlaşma sağlanmadı. İngiltere ve Fransa’nın Ukrayna’ya Avrupa barış gücü göndermeyi planladığı, bu planın 27 Şubatta İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile Trump arasında tekrar görüşüleceği bildirildi.
- ABD Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna’ya yönelik dondurulmuş yabancı yardımlara bazı istisnalar getirmeye yönelik çalışmalar yürütüyor. Politico’nun haberine göre, bu istisnalar Ukrayna ekonomisini ve güvenliğini desteklemeye yönelik adımları içerebilir. Ayrıca Ukrayna’daki demokratik kurumları ve sivil toplumu finanse eden fonlar da bu kapsamda değerlendiriliyor. Kaynaklar, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun önceki kararları doğrultusunda, bu istisnaların belirli ülkeler için yapılan yardım düzenlemelerini aşabileceğini belirtiyor. Ancak, Ukrayna’ya doğrudan silah sevkiyatına yönelik finansmanın bu düzenlemenin içinde olup olmayacağı henüz netleşmiş değil.
- Rusya Adalet Bakanlığı yetkilisi Svetlana Kuznetsova, ülkede “yabancı ajan” olarak kaydedilmiş kişilerin yaklaşık yüzde 40’ının yurt dışında yaşadığını açıkladı. Şubat ayı itibarıyla yabancı ajanlar listesinde toplam 945 kişi bulunuyor ve bunların 540’ı hâlâ aktif statüde. Bakanlık, geçen ay listeyi güncelleyerek arama ve veri sıralama araçlarını ekledi. Ancak listede, yabancı ajan olarak tanımlanan kişilerin ikamet ettiği yerler belirtilmiyor.
- Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) ve Soruşturma Komitesi yetkilileri, Vologda Bölgesi Vali Yardımcısı Denis Alekseyev’i, 100 milyon rublelik rüşvet iddiasıyla Moskova’da gözaltına aldı. Kommersant’ın haberine göre, bölgenin Moskova temsilcisi Kirill Bocharov da gözaltına alınanlar arasında bulunuyor. Yetkililerin, orman sanayi şirketi Beryoznik yöneticilerinden, orman kesim sözleşmesini uzatma karşılığında para talep ettiği iddia ediliyor.
- Krasnodar bölgesine bağlı Novorossiysk yakınlarındaki Verhnebakanskiy kasabasında bir insansız hava aracının düşmesi sonucu bir gaz boru hattı zarar gördü ve yangın çıktı. Yetkililer yangının kontrol altına alındığını, ancak bir evin camlarının kırıldığını belirtti. Rusya Savunma Bakanlığı’na göre, gece boyunca ülkenin çeşitli bölgelerinde, Krasnodar dahil olmak üzere 128 Ukrayna İHA’sı düşürüldü. Krasnodar bölgesindeki Starotitarovskaya, Strelka ve Tuapse yerleşimlerinde bazı konutlar zarar gördü.

- Trump, Washington ve Kiev’in Ukrayna’nın nadir toprak elementleri ve diğer doğal kaynaklarına erişimi içeren büyük bir anlaşmaya vardığını açıkladı. Beyaz Saray’da yaptığı konuşmada Trump, Zelenskiy ile ülkenin doğal kaynaklarını ortak geliştirmeye yönelik bir anlaşmaya ulaştıklarını doğruladı. Trump, Zelenskiy’nin Cuma günü Washington’a gelerek anlaşmayı kendisiyle birlikte imzalayacağını belirterek, bunun “çok büyük bir anlaşma” olduğunu vurguladı. Değerinin 1 trilyon dolara ulaşabileceğini öne sürdüğü anlaşmanın, ABD vergi mükelleflerine sağlanan mali yardımların geri dönüşünü garanti edeceğini savundu. Trump, Ukrayna’nın anlaşma karşılığında 350 milyar dolarlık yardım ve askeri destek aldığını ifade etti.
- Başkan Trump, şu anda Ukrayna'ya herhangi bir askeri yardım sağlanmadığını doğruladı, "Şu anda hiçbir şey göndermiyoruz” diyerek Kiev’e yönelik savunma desteğinin durdurulduğunu açıkladı. Trump yönetimi, göreve başladığından bu yana Ukrayna’ya yeni askeri yardım paketleri duyurmadı.
- Trump, gelecekte Rusya'ya yönelik yaptırımların kaldırılabileceğini ancak şu an bunun için uygun zamanın gelmediğini belirtti. Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada Trump, "Bir noktada bu olabilir, ancak şu anda yaptırımları kaldırmaya karar vermedik" dedi
- Ukrayna ve ABD, Kiev’in maden kaynaklarının ortak işletilmesine yönelik bir anlaşma üzerinde mutabakata vardı. Ukraynalı yetkililerin Financial Times’a verdiği bilgilere göre, Washington, anlaşma kapsamında Ukrayna’dan 500 milyar dolarlık potansiyel gelir talebinden vazgeçti. Petrol, gaz ve diğer doğal kaynakları kapsayan anlaşma, Ukrayna Adalet, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıkları tarafından onaylandı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin önümüzdeki haftalarda Washington’a yapacağı ziyarette anlaşmanın imzalanması planlanıyor. Ukraynalı yetkililer, yeni koşulların önceki tekliflere kıyasla Kiev için "çok daha avantajlı" olduğunu belirterek, anlaşmanın ABD ile ilişkileri güçlendirmeyi ve ülkenin savaş sonrası ekonomik perspektiflerini iyileştirmeyi amaçladığını ifade etti.
- ABD ve Ukrayna, Kiev’in doğal kaynaklarından elde edilen gelirlerin bir kısmının Washington’a aktarılmasını öngören ekonomik bir anlaşmaya yaklaşırken, metinde Ukrayna için güvenlik garantilerinin yer almadığı bildirildi. The New York Times’ın kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, pazartesi günü tartışılan yeni versiyon, önceki taslaklara kıyasla Ukrayna lehine iyileştirilmiş olsa da Kiev’in en önemli talebi olan ABD’nin askeri koruma taahhüdü dahil edilmedi. Beyaz Saray yetkilileri, anlaşmanın yalnızca ekonomik bir nitelik taşıdığını ve gelecekteki askeri yardımları kapsamadığını vurguladı.
- Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Leavitt, Trump’ın Ukrayna’daki çatışmayı çözmek için bir anlaşma yapabileceğini ve bunun her iki taraf için de "biraz tatmin edici, biraz da mutsuz edici" olacağını söyledi. Leavitt, iyi bir anlaşmanın genellikle tarafların tüm taleplerini karşılamadığına dikkat çekerek, Moskova ve Kiev’in şu an birbirlerinin şartlarını reddettiğini belirtti.
- ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Zelenskiy’nin çatışmayı hızla sona erdirme gerekliliğine dair mesajı anlamadığını söyledi. Daily Mail’e konuşan Vance, Şubat ayında Münih Güvenlik Konferansı’nda Zelenskiy ile yaptığı görüşmede, savaşın en kısa sürede sona erdirilmesi gerektiğini açıkça ifade ettiğini ancak Ukraynalı liderin bunu kavrayamadığını söyledi. Vance ayrıca, Zelenskiy’nin Trump’a yönelik eleştirilerinin yanlış bir strateji olduğunu ve Kiev’in, Washington’dan daha fazla destek alabilmek için Trump’ın tutumunu değiştirmeye çalıştığını öne sürdü.
- Ukrayna Parlamentosu, Devlet Başkanı Zelenskiy'e, "savaş hali devam ederken Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'ni (VSU) yurtdışına gönderme yetkisi veren bir yasayı" onayladı. 267 milletvekilinin desteğiyle kabul edilen yasa, VSU birliklerinin ulusal güvenliği sağlama, savunma, silahlı saldırıları püskürtme ve Ukrayna'nın egemenliği ile toprak bütünlüğünü koruma amacıyla başka ülkelere konuşlandırılmasına izin veriyor. Zelenskiy, birliklerin görev süresi, sayısı ve ekipmanları hakkında bilgi vererek parlamentoya onay için bir yasa teklifi sunmak zorunda olacak. Ukrayna'da 24 Şubat 2022’den beri yürürlükte olan savaş hali, her üç ayda bir uzatılıyor. (RBC)
- ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Zelenskiy’nin ülkesine NATO üyeliği sağlanmazsa nükleer silah verilmesi yönündeki talebini “ciddi ve gerçekçi olmayan” bir öneri olarak değerlendirdi. Rubio, ABD’nin dünyada daha az ülkenin nükleer silaha sahip olmasını istediğini ve böyle bir adımın Ukrayna’nın güvenlik sorunlarını çözmeyeceğini belirtti. Zelenskiy, Şubat ayında yaptığı açıklamada, NATO üyeliği sürecinin uzaması halinde Ukrayna’nın güvenliği için nükleer silaha veya Rusya’yı durdurabilecek seviyede füzelere ihtiyacı olduğunu söylemişti. Kremlin, bu talebi “delilikle sınırı” olarak nitelendirmişti.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı görüşmede, Avrupa barış gücünün Ukrayna’ya konuşlandırılmasına dair kesin bir destek garantisi alamadı. Financial Times’a göre Macron, Trump’ı Ukrayna konusunda tutum değiştirmeye ikna etmeye çalışsa da somut taahhüt elde edemedi. Fransız yetkililer, görüşmelerin erken aşamada olduğunu ancak Trump’ın ABD’nin güvenlik garantileri sağlamasına doğrudan karşı çıkmadığını belirtti.
- 25 Şubat Salı günü, serbest piyasa dolar kuru ilk kez Eylül 2024’ten bu yana 86 rublenin altına geriledi. Rusya Merkez Bankası’nın 26 Şubat için belirlediği resmi dolar kuru ise 1,57 ruble düşüşle 86,63 ruble olarak açıklandı.
- Macaristan, sekiz Rus vatandaşının Avrupa Birliği'nin yaptırım listesinden çıkarılmasını ve Ukrayna üzerinden Rus gazı transitine ilişkin müzakerelerde yeni güvenceler almayı talep ediyor. Reuters’e göre, Budapeşte bu taleplerinin karşılanmaması halinde Rusya'ya yönelik yaptırımların uzatılmasını engelleme tehdidinde bulunuyor. Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, yaptırımların bireysel uzatılması konusunda acele etmeyeceklerini belirterek, enerji konularında AB, Slovakya ve Ukrayna ile müzakerelere katılma haklarını vurguladı. AB'nin Rusya’ya yönelik yaptırımları her altı ayda bir oybirliğiyle yenilemesi gerekiyor ve Macaristan, geçmişte olduğu gibi, taleplerine karşılık çeşitli tavizler alarak sonunda yaptırımları onaylamıştı.
- Ukrayna Ulusal Birlik Bakanı Aleksey Çernışev, savaşın sona ermesinin ardından ülkeyi terk eden Ukraynalıların yüzde 70’inin geri dönmeyeceğini öne sürdü. Kiev, yurtdışında bulunan 20-25 milyon Ukraynalıyı geri getirmeyi hedefliyor. Bunun için yurtdışındaki Ukraynalı diasporasıyla daha yakın ilişkiler kurulması ve iş imkanlarının artırılması gibi adımlar planlanıyor. Aralık ayında kurulan Ulusal Birlik Bakanlığı da bu süreci yönetmekle görevlendirildi.
Birleşmiş Milletler’in Aralık ayındaki verilerine göre, Ukrayna dışında yaklaşık 6,7 milyon Ukraynalı bulunuyordu. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise ağustos ayında bu sayının 7,5 milyon olduğunu açıklamıştı. Çernışev, yıl başında Ukrayna’nın nüfusunun 32 milyon olduğunu tahmin ettiklerini, ancak bazı bağımsız kaynakların daha düşük rakamlar verdiğini belirtti.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD’li hükümet kurumları ve şirketlere nadir toprak elementlerinin çıkarılması için ortak projeler yürütmeyi teklif etti. Putin, Rusya’nın dünya rezervlerinin yüzde 20’sine sahip olduğunu ancak teknolojik eksiklikler ve istikrarlı bir pazarın bulunmaması nedeniyle bu kaynakları işlemede geri kaldığını belirtti.
Ayrıca, Rus alüminyumunun ABD’ye yeniden ihraç edilmesini ve iki ülkenin ortak alüminyum üretim projeleri geliştirmesini önerdi. Özellikle Krasnoyarsk bölgesinde 15 milyar dolarlık bir yatırım projesi üzerinde duruldu. Putin, Rusya’nın nadir toprak elementleri konusunda Ukrayna’dan çok daha büyük rezervlere sahip olduğunu, ancak bu projelerin ciddi sermaye gerektirdiğini vurguladı.
- Ukrayna Verkhovna Rada, Zelenskiy’nin yetkilerini teyit eden bir kararı ikinci oylamada kabul etti. Parlamento, anayasa gereği Zelenskiy’nin özgür seçimlerle seçilmiş devlet başkanı olduğunu ve yeni seçimlerin ancak çatışma sona erdiğinde yapılacağını vurguladı.
Oylamada 268 milletvekili kararı desteklerken, 12 milletvekili oy kullanmadı. Ancak, parlamentonun resmi internet sitesinde kararın henüz kabul edilmediği görülüyor. Karar, ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen hafta Ukrayna halkının mevcut hükümete olan desteğini sorgulamasının ardından geldi.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Washington ziyareti sırasında ABD Başkanı Donald Trump’tan Ukrayna’ya yardım konusunda destek sözü alamadı. The Guardian’ın haberine göre, Trump’ın Ukrayna konusundaki tutumunda herhangi bir değişiklik olmadı.
Avrupa liderleri, Trump’ı Avrupa ile bağlarını koparmaması konusunda ikna etmeye çalışıyor. Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’in Washington ziyaretinde Trump’ı, Avrupa ile iş birliğini sürdürmeye ikna etmek için çaba harcaması bekleniyor.
- İtalya, Portekiz ve İspanya gibi bazı Avrupa Birliği ülkeleri, Ukrayna’ya sağlanması planlanan 20 milyar euroluk askeri yardım paketini desteklemedi. Politico’nun Avrupa edisyonuna konuşan diplomatik kaynaklar, bu ülkelerin alternatif finansman yöntemleri (örneğin özel euro tahvilleri ihraç edilmesi) veya savunma harcamalarının bütçe açığı hesaplamalarından muaf tutulmasını önerdiğini bildirdi.
Ayrıca, Fransa ve Almanya’nın da süreci yavaşlattığı belirtildi. Avrupa’da, Ukrayna’ya destek konusunda üyeler arasında adil bir yük paylaşımının olmaması nedeniyle artan bir hayal kırıklığı olduğu ifade ediliyor. Daha önce, AB’nin Ukrayna için 6 ila 10 milyar euro değerinde geniş kapsamlı bir askeri yardım paketi hazırladığı duyurulmuştu.
- Rusya Vücut Geliştirme Federasyonu (FBBR), Rus sporcuların Avrupa Vücut Geliştirme ve Fitness Şampiyonası’nda ülkenin bayrağı ve marşıyla yarışacağını açıkladı. Ulusal sembollerin kullanım hakkı, Uluslararası Vücut Geliştirme Federasyonu (IFBB) tarafından onaylandı.
Rusya milli takımı yaklaşık 200 sporcudan oluşuyor ve katılım listesi IFBB’ye gönderildi. FBBR’nin açıklamasına göre, IFBB tüm Rus ekibine vize sürecini tamamlamaları için resmi davet gönderdi. Rus sporcuların uluslararası arenada milli sembollerle yarışması, ülkede olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
- Rusya ve ABD heyetleri 25 Şubatta ikinci görüşmelerini yine Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleştirecek. Toplantıda Rusya-Ukrayna çatışmasının çözüm yolları ele alınacak. Alman gazetesi Die Zeit, diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberinde görüşmenin daha önce, 18 Şubatta Riyad’da yapılan müzakerelerin devamı niteliğinde olacağını bildirdi. Ancak, görüşmelere kimlerin katılacağı konusunda bilgi verilmedi.
- The Wall Street Journal’ın Batılı yetkililere dayandırdığı haberine göre, ABD’nin askeri desteği olmadan Ukrayna, mevcut çatışma temposunu yaz aylarına kadar sürdürebilecek silah stokuna sahip. Ancak sonrasında, özellikle hava savunma sistemleri başta olmak üzere, en modern silahlarının bir kısmını kaybetme riski bulunuyor.
Yetkililer ve analistler, ABD’den gelen askeri sevkiyatların durması halinde Ukrayna’nın uzun menzilli saldırı kabiliyetinin ve savunma hatlarının korunmasının zorlaşacağını belirtiyor. En büyük risklerden biri olarak Patriot hava savunma sistemlerinin eksikliği gösteriliyor. Bu sistemlerin Rus balistik füzelerini etkisiz hale getirme kapasitesine sahip olduğu vurgulandı. Ayrıca, 300 km menzile sahip ATACMS füzelerinin kaybı ve Pentagon tarafından kısmen finanse edilen Starlink uydu bağlantısının kesilmesi Ukrayna Silahlı Kuvvetleri için ciddi bir darbe olarak değerlendiriliyor.
- Avrupa Komisyonu yetkilileri, Kiev ziyareti sırasında Ukrayna’ya “kritik öneme sahip kaynaklara erişim” konusunda ABD Başkanı Donald Trump’ın sunduğu anlaşmaya alternatif olacak bir teklifte bulundu. Bu açıklama, Avrupa Komisyonu’nun Sanayi Stratejisi Komiseri Stéphane Séjourné tarafından yapıldı.
Séjourné, Ukrayna’nın Avrupa için hayati önemde olan 30 kaynaktan 21’ini sağlayabileceğini ve bunun karşılıklı fayda sağlayacak bir ortaklık kapsamında değerlendirilebileceğini belirtti. Avrupa’nın sunduğu teklifin ABD’ninkinden farkının, kesinlikle karşılıklı çıkarlar temelinde olması olduğunu vurguladı. Ancak, teklifin ayrıntıları konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı.
- VTB Bankası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dmitri Pyanov, Visa ve Mastercard’ın Rusya pazarına geri dönmesinin ancak ABD’nin Rusya’nın Ulusal Ödeme Kartları Sistemi’ne (NSPK) uyguladığı yaptırımları kaldırması halinde mümkün olabileceğini söyledi.
Pyanov, şu an için böyle bir gelişmeye dair herhangi bir işaret olmadığını belirtti. Ayrıca, Visa ve Mastercard’ın Rusya’daki işlemleri NSPK üzerindeki yaptırımlar kaldırılmadan gerçekleştiremeyeceğini ifade etti. Ancak, bu sistemlerin Rusya’ya dönmesinin ülke için büyük bir anlam taşımadığını da sözlerine ekledi.
- Fransız altyapı holdingi Vinci S.A., Rusya’daki ücretli otoyol inşaatı ve işletimiyle ilgili varlıklarını elden çıkardı. RBC’ya konuşan kaynaklara göre, Rusya merkezli Natsproektstroy şirketi, Vinci’nin Kuzeybatı Konsesyon Şirketi’ndeki hisselerini satın aldı. Satış anlaşmasıyla ilgili sürece yakın bir başka kaynak da bu bilgiyi doğruladı.
- Rus rublesi, dolar karşısında son altı ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Dolar kuru, uluslararası Forex piyasasında 87 rublenin altına geriledi. Bu düşüş, 9 Ağustos 2024’ten bu yana ilk kez görüldü. Moskova saatiyle 10:53 itibarıyla, dolar kuru yüzde 1,28 düşüşle 86,62 ruble seviyesine indi.
- ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 24 Şubat’ta düzenledikleri ortak basın toplantısında Ukrayna’daki savaş ve uluslararası güvenlik konularını ele aldı. Trump, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’nın güvenliğini sağlama konusunda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini belirterek, “ABD, Ukrayna için diğer ülkelerden çok daha fazla yardım sağladı, ancak artık bu yük Avrupa tarafından taşınmalı” dedi. Ayrıca, ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı finansal desteğin karşılığında kritik mineraller ve nadir toprak elementleri konusunda bir anlaşma yapması gerektiğini vurguladı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile tekrar temas kurmasını olumlu karşıladığını belirtti, ancak Ukrayna’daki olası bir barış anlaşmasının mutlaka güvenlik garantileri içermesi gerektiğini söyledi. Avrupa’nın güvenliğinin kendi sorumluluğu altında olması gerektiğini vurgulayan Macron, “Avrupa, kendisini çevreleyen tehditleri görmezden gelemez ve bu güvenliği sağlamak için daha fazlasını yapmaya hazır” ifadelerini kullandı.
Trump ayrıca geçtiğimiz hafta Riyad’da ABD ve Rus yetkilileri arasında yapılan görüşmeleri “mükemmel” olarak nitelendirdi ve Putin’in savaşı sonlandırmak için anlaşmaya varmak istediğine inandığını söyledi. “Yanılıyor olabilirim ama Putin’in bir anlaşma yapmak istediğine inanıyorum” diyen Trump, Moskova için barışın faydalı olacağını düşündüğünü belirtti. Macron ise Avrupa’nın Ukrayna’daki barış sürecinde sorumluluk alması gerektiğini vurgulayarak, “Bu barış, Ukrayna’nın teslim olması anlamına gelmemeli, egemenliğini korumasına izin vermeli” dedi. Fransa lideri, Ukrayna’nın güvenliğinin tüm Avrupa’nın istikrarı için hayati önem taşıdığını belirtti.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin nadir toprak metallerinin çıkarılması ve işlenmesi konusunda yalnızca ABD ile değil, diğer yabancı yatırımcılarla da iş birliğine hazır olduğunu açıkladı. VGTRK televizyonuna verdiği röportajda konuşan Putin, Rusya’nın kendi topraklarındaki rezervleri değerlendirmek için uluslararası ortakları çekmeye açık olduğunu belirtti. Ayrıca, Moskova’nın Kiev ve Washington arasında imzalanması planlanan nadir toprak metalleri anlaşmasını doğrudan ilgilendirmediğini, ancak Ukrayna’daki maden rezervlerinin henüz kesin olarak doğrulanmadığını vurguladı. Putin, ABD ile olası bir iş birliği kapsamında, Sovyet döneminde planlanan Krasnoyarsk’ta yeni bir hidroelektrik santrali inşa ederek alüminyum üretimini artırma fikrinin değerlendirilebileceğini söyledi.
- Putin, Zelenskiy’i “meşru olmayan lider” olarak nitelendirerek, onun ikinci dönem için yeniden seçilme şansının sıfır olduğunu söyledi. Putin, eski Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Valeriy Zalujnıy’nin bile Zelenskiy’den daha yüksek bir halk desteğine sahip olduğunu belirterek, “Mevcut rejimin liderinin seçimleri kazanma şansı kesinlikle yok, bu ihtimal sıfır” ifadelerini kullandı.
- Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Ukrayna ve Avrupa ülkeleri tarafından hazırlanan ve Rusya’nın Ukrayna’dan “derhal, tamamen ve koşulsuz” olarak askerlerini çekmesini talep eden karar tasarısını kabul etti. Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin üçüncü yıl dönümüne denk getirilen bu karar, 93 ülkenin desteğini alırken, Rusya, Belarus, ABD, Macaristan, İsrail ve Kuzey Kore dâhil 18 ülke karşı oy kullandı, 65 ülke ise çekimser kaldı. Kararda Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne uluslararası sınırlar çerçevesinde bağlılık teyit edilirken, ABD'nin sunduğu ve Avrupa ülkelerinin bazı değişiklikler eklediği alternatif metin de onaylandı. Öte yandan, Rusya’nın, savaşın “temel nedenlerinin ortadan kaldırılması” çağrısının eklenmesi yönündeki değişiklik önerisi reddedildi.
- ABD ve Ukrayna arasında müzakere edilen ikili anlaşmaya göre, Ukrayna'nın yeniden yapılanması için oluşturulacak fonun büyüklüğü 500 milyar dolara ulaşabilir. RIA'nın aktardığı anlaşma taslağına göre, Ukrayna’nın doğal kaynaklardan, altyapıdan ve diğer varlıklardan elde ettiği gelirlerin %50’sini bu fona aktarması öngörülüyor. Ayrıca, Ukrayna’nın ABD’den aldığı yardım miktarının iki katını fona eklemesi bekleniyor. Fon, ABD Hazine Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Başkan Yardımcılığı ofisi tarafından yönetilecek ve Amerikan ekonomik çıkarlarını korumanın yanı sıra Ukrayna'nın hızlı yeniden inşasını sağlamayı amaçlıyor.
- Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, AB dışişleri bakanlarının Ukrayna’ya askeri yardımı sürdürme konusunda geniş çapta mutabık kaldığını açıkladı. Kallas, yardıma ilişkin detayların ve rakamların 6 Mart’ta düzenlenecek olağanüstü Avrupa Zirvesi’nde netleşeceğini belirterek, “Ukrayna’nın kötü bir anlaşmayı reddedebileceği bir konuma gelmesini sağlamalıyız” dedi.
- Rusya'nın bölgeleri kontratlı askerlere yönelik mali teşvikleri artırmaya devam ediyor. Şubat ayında Astrahan ve Primorskiy bölgelerinde ödemeler 1 milyon rubleden 1,6 milyon rubleye yükseltilirken, Mari El’de 1,8 milyondan 2,6 milyona, Mordovya’da ise 400 binden 1,1 milyon rubleye çıkarıldı. Şu anda en az 29 bölgede federal ve yerel ödemeler toplamda 2 milyon rubleyi aşmış durumda.
- Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, "Rusya Bugün" (Sputnik) ve BBC’nin Bakü'deki temsilciliklerini kapatma kararı aldı. İnterfaks'ın haberine göre, bu karar paritet (karşılıklılık) ilkesi doğrultusunda alındı. Sputnik yetkilileri ise şu ana kadar resmi bir bildirim almadıklarını açıkladı. Bakanlık ayrıca, her iki medya kuruluşunun ülkede yalnızca bir muhabirle faaliyet gösterebileceğini belirtti. Bunun yanı sıra, Voice of America muhabirinin akreditasyonunun da iptal edileceği duyuruldu.
24 Şubat Pazartesi
- ABD Başkanı Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin kıymetli madenler anlaşmasını imzalamak üzere bu hafta veya gelecek hafta Washington’u ziyaret edeceğini duyurdu. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı görüşmenin ardından konuşan Trump, Zelenskiy ile Oval Ofis’te görüşmek istediğini ve anlaşmanın nihai hale getirilmesine çok yaklaşıldığını belirtti. Ayrıca Trump, Ukrayna’daki çatışmaların birkaç hafta içinde sona erebileceğini öne sürerek, “Eğer akıllı olursak, savaş haftalar içinde bitebilir. Aksi takdirde gereksiz can kayıpları devam eder ve bu kimsenin istemediği bir durum” ifadelerini kullandı.
Trump ayrıca, Rusya’nın sahip olduğu “büyük nadir toprak metalleri rezervleri” ve diğer “çok değerli kaynaklarla” ilgilendiklerini açıkladı. Trump, Rusya’nın sahip olduğu bu kaynakların ABD için önemli olduğunu ancak karşılıklı fayda sağlayacak bir anlaşmanın mümkün olabileceğini belirtti.
Trump, geçen hafta Zelenskiy için kullandığı “diktatör” ifadesinin hatırlatılması üzerine, Putin hakkında böyle bir tanımlama yapmaktan kaçındığını vurguladı, “Bu kelimeleri rastgele kullanmam. Bakalım süreç nasıl ilerleyecek. Birden fazla ülkenin katılacağı çok iyi bir anlaşma yapma şansımız var” dedi.,
- Başkan Zelenskiy, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri operasyon başlatmasının üçüncü yıl dönümünde düzenlenen G7 liderleri video konferansına katıldı. Toplantıya ABD Başkanı Donald Trump ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Beyaz Saray’dan bağlandı. Zelenskiy görüşmeyi “çok iyi” olarak nitelendirirken, toplantının organizasyonunu Kanada üstlendi. Ukrayna lideri, Avrupa ile ABD arasındaki birlikteliğin korunmasının önemine vurgu yaparak, Washington’un Kiev’e desteğini sürdürmesini umduklarını belirtti. Bloomberg’in kaynaklarına göre, ABD, zirve sonrası yayımlanacak bildiride Rusya’yı sert ifadelerle suçlayan ve yaptırımların sıkılaştırılmasını öneren maddelere karşı çıkıyor. G7 ülkeleri arasında nihai metin üzerinde görüşmelerin devam ettiği bildiriliyor.
- İngiltere'nin eski Başbakanı Boris Johnson, ABD’nin Ukrayna ile nadir toprak metalleri konusunda önerdiği anlaşmayı “bir dolandırıcılık” olarak nitelendirdi. Kiev ziyareti sırasında konuşan Johnson, Washington’un sunduğu önerinin Ukrayna’ya destek politikasıyla çeliştiğini savunarak, “Bu bir maden kaynakları dolandırıcılığıdır, önerilen fona tek bir kuruş bile gitmemeli” dedi. Johnson, ABD’nin mevcut politikasının Ukrayna’yı destekleme taahhüdüyle uyumsuz olduğunu belirterek
- İngiltere hükümeti, Rusya’ya yönelik yaptırımlarını 107 yeni kişi ve kuruluşu kapsayacak şekilde genişletti. Yaptırım listesine iş insanları Roman ve Gleb Troçenko, Tsargrad televizyon kanalının genel müdürü Natalya Tyurina, Rus bankacı İgor Kim, Rusya Acil Durumlar Bakan Yardımcısı Denis Popov ve 40 gemi dahil edildi. Ayrıca, yaptırımlar Kuzey Kore Savunma Bakanı No Gwan Chhol ve bazı Kuzey Koreli generalleri de kapsıyor.
İngiltere’nin yaptırımları, S7 Havayolları ve sahibi Vladislav Filev, Senatör Arsen Kanokov, iş insanları Eduard Hudaynatov, Mişel Litvak, enerji şirketi Forward Energo’nun genel müdürü Vyaçeslav Kojevnikov, İrkutsk Petrol Şirketi’nin icra direktörü Nikolay Buynov ve Özel Haberleşme Merkezi başkanı İvan Gayçeni’yi de içeriyor. Ayrıca, Orta Asya ülkeleri, Türkiye, Tayland, Hindistan ve Çin’den bazı şirketler, Rusya’ya elektronik malzeme tedarik ettikleri gerekçesiyle yaptırım kapsamına alındı.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, G7 ülkelerinin çevrimiçi zirvesinde yaptığı açıklamada, Ukrayna’daki çatışmanın üçüncü yılı dolayısıyla Londra’nın 24 Şubat 2022’den bu yana en kapsamlı yaptırım paketini uygulamaya koyduğunu duyurdu. Starmer, “Bu yaptırımlar, Rusya’nın gölge filosundan Çin ve diğer ülkelerdeki askeri bileşen tedarik eden şirketlere kadar geniş bir alanı kapsıyor” dedi. Ayrıca, G7 ülkelerinin petrol fiyatlarına yönelik yeni kısıtlamalar getirme, Rus enerji devlerine yaptırım uygulama ve yaptırımları delmeye yardımcı olan bankaları cezalandırma konusunda daha cesur adımlar atması gerektiğini vurguladı.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çinli mevkidaşı Şi Cinping, telefon görüşmesi yaparak uluslararası gündemdeki meseleleri istişare etti. Kremlin'den yapılan açıklamaya göre Putin, Şi'ye geçen hafta Riyad'da gerçekleştirilen Rusya-ABD görüşmeleri hakkında bilgi verdi. Rusya ve ABD arasında başlayan diyaloğu desteklediklerini belirten Şi, Ukrayna'da çözüm yolları arama sürecine katkı vermeye hazır olduklarının altını çizdi.
Rusya ve Çin arasındaki tam teşekküllü ortaklık ve stratejik işbirliği ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik güncel konuları ele alan liderler, "Rusya-Çin dış politika ilişkileri dünya meselelerinde en önemli istikrar unsurudur. İlişkiler stratejik nitelikte olup dış etkilere maruz kalmamakta ve herhangi bir tarafı hedef almamaktadır" değerlendirmesinde bulundu. Putin ve Şi, Moskova'da Büyük Anavatan Savaşı'nda kazanılan zaferin 80. yıldönümünün kutlanması, Şangay İşbirliği Örgütü'nün yaklaşan zirvesi ve Japonya'ya karşı kazanılan zaferin ve 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 80. yıldönümünü anmak amacıyla Pekin'de düzenlenecek kutlama etkinlikleri kapsamında en üst düzey yapılacak görüşmelerin takvimini de teyit etti.
'Çin-Rusya ilişkileri kendi yolunda ilerleyecek'
Diğer taraftan Çin Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre Şi, uluslararası durum ne olursa olsun ilişkilerinin üçüncü taraflardan bağımsız şekilde gelişmeye devam edeceğini belirtti. Çin-Rusya ilişkilerinin güçlü iç dinamiğe ve benzersiz stratejik değere sahip olduğuna işaret eden Şi, "Uluslararası durum nasıl değişirse değişsin Çin-Rusya ilişkileri sükunetle kendi yolunda ilerleyecek" ifadesini kullandı. Çin-Rusya ilişkilerinin, üçüncü bir tarafı hedef almadığını ve üçüncü bir tarafça bozulamayacağını vurgulayan Şi, ilişkilerin iki ülkenin kalkınmasına ve uluslararası ilişkilere katkı sağlayacağını kaydetti.
Çin lideri, Ukrayna krizinin çözümüne yönelik 4 ilke önerdiğini ve Çin ve Brezilya'nın geçen yıl Küresel Güney ülkeleriyle, uygun atmosferi yaratmak üzere 'Barışın Dostları' adlı grubu oluşturduğunu hatırlatarak, ülkesinin, Rusya ve ilgili tarafların krizin çözümüne yönelik olumlu çabalarını memnuniyetle karşıladığını aktardı. (Sputnik)
- AB'nin 16. yaptırım paketinde Türkiye'den 1, Çin'den 25, Hindistan'dan 2, Kazakistan'dan 2, Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) 2, Özbekistan'dan 1 ve Singapur'dan 1 olmak üzere 34 yabancı şirket de yaptırımlara tabi tutuldu. Enutek Makina Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi, bir Rus şirketine AB menşeli ve yaptırımlara tabi ürünlerin ihracatı konusunda yardım sağladığı gerekçesiyle kara listeye dahil edildi. İstanbul merkezli Söz konusu şirket, geçen sene ABD tarafından da yaptırım listesine eklenmişti. (Sputnik)
- Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı 16. yaptırım paketi kapsamında yaptırıma uğrayan Rusların isimlerini açıkladı. Yaptırım listesine dahil edilen isimler arasında şunlar yer alıyor:
-
Mechel şirketinin yönetim kurulu başkanı Igor Zyuzin
-
AFK Sistema sahibi Vladimir Yevtuşenkov
-
Inter RAO genel müdürü Sergey Dregval
-
Almaz-Antey genel müdürü Yan Novikov
-
İş insanı Albert Avdolyan
-
Vasiliy Brovko (medya yöneticisi Tina Kandelaki’nin eşi)
-
Leninets holdinginin sahibi Anatoliy Turçak (siyasetçi Andrey Turçak’ın babası)
-
Leninets genel müdürü Boris Turçak (Anatoliy Turçak’ın oğlu)
-
İş insanı Vladimir Kolbin (basında, Vladimir Putin ile yakın ilişkileri olduğu yazılmıştı)
-
Propaganda ve halkla ilişkiler uzmanı Kristina Potupçik
-
Satranç oyuncusu Sergey Karyakin
-
Komedyen Mihail Galustyan
-
Jimnastikçi Nikita Nagornıy
- Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Ukrayna’daki çatışmanın bu hafta sona erebileceğine dair herhangi bir bilgiye sahip olmadığını açıkladı. Peskov’un bu açıklaması, ABD Beyaz Saray Sözcüsü Karolin Levitt’in, Başkan Donald Trump’ın “çatışmayı bu hafta bitirebileceğinden oldukça emin olduğu” yönündeki sözlerinin ardından geldi.
Peskov, konuyla ilgili olarak “Washington’daki meslektaşım tarafından yapılacak ek açıklamalar olabilir, ancak şu anda elimde böyle bir bilgi bulunmuyor” dedi. Rusya ile ABD arasındaki üst düzey görüşmelerde veya temsilciler düzeyinde savaşın sona ermesine yönelik bir tartışmanın olup olmadığı sorusuna ise net bir yanıt vermedi.
- Dmitri Peskov, Avrupa Birliği’nin yeni yaptırımlarıyla birlikte “çatışmanın devam etmesi gerektiğine dair inancını” pekiştirdiğini savundu. Peskov, “Avrupa, yaptırımları artırarak çatışmanın sürmesi gerektiğine olan inancını gösteriyor. Bu tutum, şu anda ABD ile yürüttüğümüz çözüm arama çabalarımızla tamamen çelişiyor” dedi.
Peskov, Avrupa ile diyalog için şu anda herhangi bir zemin görmediklerini belirtirken, AB’nin Rusya’ya yönelik yaptırımları “beklenen bir gelişme” olarak nitelendirdi.
- Almanya Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) lideri Friedrich Merz, seçmenlerden beklenen desteği alarak Almanya’nın yeni şansölyesi olmaya hazırlanıyor. Yeni hükümetin başına geçecek olan Merz, Avrupa’nın savunma alanında ABD’den tam bağımsız hale gelmesi gerektiğini savunarak, AB’nin Ukrayna’ya yönelik desteğini daha kararlı bir şekilde sürdürmesini istedi.
Koalisyon ortağı olması beklenen Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile bu konularda büyük bir anlaşmazlık yaşanmayacağı tahmin ediliyor. Merz’in liderliğindeki yeni hükümetin, Almanya’nın savunma ve dış politikasında daha bağımsız ve iddialı bir tutum sergilemesi bekleniyor.
- Rusya İnsan Hakları Komiseri Tatyana Moskalkova, Ukrayna’nın Sumi bölgesinde bulunan Kursk sakinlerinin tahliye edilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu. Moskalkova, bu kişilerin Belarus üzerinden Rusya’ya götürüleceğini açıkladı.
Moskalkova “Şu anda Sumi’de bulunan başka kişiler de var ve Kızıl Haç ile Ukrayna makamlarıyla yapılan anlaşmaya göre, onların da Belarus üzerinden tahliye edilmesi planlanıyor” dedi. Moskalkova, tahliye sürecinin güvenli bir şekilde yürütüleceğini belirtti.
- Rusya Başsavcılığı, Sırbistan merkezli Russian Democratic Society (Rusya Demokratik Topluluğu) adlı sivil toplum kuruluşunun faaliyetlerini “istenmeyen” ilan etti. Açıklamada, bu örgütün Rusya’yı terk eden “muhalif vatandaşları” örgütleyerek “kitlesel protesto hareketleri oluşturmayı” amaçladığı öne sürüldü.
Rus makamları, söz konusu STK’nın faaliyetlerini Rusya’nın iç işlerine müdahale olarak değerlendirdi ve bu tür eylemlere karşı sert tedbirler alacağını duyurdu.
- Türkiye’de bir mahkeme, yeni doğan bebeğini havalimanındaki bir tuvalette terk eden Rus vatandaşı Yekaterina Burnaşkina’yı 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. Karar, Rus devlet medyası tarafından duyuruldu.
18 yaşındaki Burnaşkina ve 47 yaşındaki annesi Yelena, 13 Ekim 2024’te Antalya Havalimanı’nda temizlik görevlilerinin bir tuvalette yeni doğmuş bir kız bebeği klozetin içinde bulmasının ardından gözaltına alınmıştı. Mahkeme belgelerine göre, bebeğin bacağı tuvalet giderine sıkışmıştı. Olayın ardından bebek bir yetimhaneye yerleştirildi.
Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi, devlet destekli RIA Novosti haber ajansının aktardığına göre, Burnaşkina’yı “yakın akrabaya karşı kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan mahkûm etti.
Rusya’nın Antalya Başkonsolosu Sergey Vetrik, bu ayın başlarında yaptığı açıklamada, diplomatik misyonlarının Yekaterina Burnaşkina’yı Rusya’ya geri getirmek için çalıştığını söylemişti. Rus konsolosluğu, mahkemenin son kararına ilişkin henüz bir yorum yapmadı.
- Avrupa Birliği, Ukrayna’daki çatışmaların üçüncü yıldönümünde Rusya'ya yönelik 16. yaptırım paketini açıkladı. Bu kapsamda, 13 Rus bankasının SWIFT sistemine erişimi yasaklanırken, Rusya’dan birincil alüminyum ithalatı ve sekiz Rus medya kuruluşunun Avrupa’da yayın yapması da engellendi. Yaptırım listesine toplam 48 kişi ve 35 şirket dahil edildi. Rus medyasına göre bunlar arasında Türk şirketleri de var.
Yaptırımlar arasında, 74 yeni geminin yaptırıma tabi “gölge filo” listesine eklenmesi, EADaily, Lenta, NewsFront, RuBaltic, SouthFront ve Krasnaya Zvezda gibi medya kuruluşlarının lisanslarının iptali, inşaat hizmetleri ve sivil mühendislik projelerinin yasaklanması, Rus petrol ve petrol ürünlerinin AB’de depolanmasının engellenmesi gibi kısıtlamalar bulunuyor. Ayrıca, Rusya’ya uçak ve havacılık teknolojilerinin ihracatı, bazı kimyasallar ve oyun konsolları gibi potansiyel askeri kullanım malzemelerinin satışı da yasaklandı.
Bunun yanı sıra, 53 yeni şirketin Rusya’ya yönelik yaptırımları deldiği gerekçesiyle kara listeye alındığı açıklandı. Bu firmaların üçte biri Rusya merkezli iken, geri kalanı Çin, Hindistan, Kazakistan, Singapur, Türkiye, BAE ve Özbekistan gibi ülkelerde faaliyet gösteriyor. AB yetkilileri, bu şirketlerin “ticaret kısıtlamalarını aşma veya hassas ürünleri satın alma” girişimlerinde bulunduğunu öne sürüyor.
Kommersant'a göre AB şirketlerinin "inşaat mühendisliği de dahil olmak üzere Rusya'ya inşaat hizmetlerinin sunulmasının yasaklanması" kararı alındı.
- Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Vladimir Putin’in Haziran 2024’te sunduğu Ukrayna çözüm planının önemli tavizler içerdiğini belirtti. Moskova’nın çatışmayı “çıkar dengesi temelinde” çözmeye hazır olduğunu vurgulayan Ryabkov, ABD Başkanı Donald Trump’ın barış planının ise Rusya için belirsiz olduğunu ifade etti.
Ryabkov’a göre, Moskova kendi planında tüm taraflar için kabul edilebilir adımlar sunduğunu düşünüyor. Ancak Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleşen Rusya-ABD görüşmelerinin ardından Trump’ın planının detayları konusunda netlik kazanılmadı.
Ateşkes konusuna da değinen Ryabkov, çatışmanın temel nedenleri ortadan kaldırılmadan sağlanacak bir ateşkesin kısa sürede yeniden alevlenebileceğini söyledi. Rusya’nın bu konudaki görüşlerini Riyad’daki toplantıda ABD yetkililerine ilettiğini belirten diplomat, “Ateşkes sağlamak için aceleci adımlar atılırsa, yeni bir çatışma kaçınılmaz olabilir” uyarısında bulundu.
Bununla birlikte Ryabkov, Rusya’nın ABD ile ilişkilerini tamamen koparmadığını ve petrol ticaretinde dolara geri dönüşün değerlendirilebileceğini belirtti. “Petrol piyasası geleneksel olarak dolarla işlem görüyor, eğer mümkün olursa biz de dolarla ticarete karşı çıkmayız” dedi. Ancak, tüm yaptırımları “gayrimeşru” olarak nitelendirdi.
- Rusya’nın Marsilya kentindeki başkonsolosluğuna üç molotof kokteyli atıldı, bunlardan ikisi infilak etti. TASS haber ajansına konuşan Rus diplomatlar, olayın büyük bir güvenlik ihlali olduğunu belirtti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, bu saldırının bir terör eylemi olarak değerlendirildiğini ve Fransa’nın olayı derhal soruşturması gerektiğini söyledi. “Fransa’dan, saldırının tüm detaylarını araştırmasını ve Rus diplomatik temsilciliklerinin güvenliğini artırmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
- Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ayhan Gadzizade, Rossiya Segodnya medya grubuna ait Sputnik Azerbaycan temsilciliğinin kapatıldığını açıkladı. Gadzizade, yerel basına yaptığı açıklamada, Rusya’nın ülkede yalnızca bir muhabir akreditasyonu alabileceğini belirtti. Rusya Dışişleri Bakanlığı ise konu hakkında henüz bir açıklama yapmadı.
- Ryazan Bölgesi Valisi Pavel Malkov, gece saatlerinde bölge üzerinde iki insansız hava aracının düşürüldüğünü duyurdu. Düşen enkaz nedeniyle bir sanayi tesisinde yangın çıktı, ancak can kaybı veya yaralanma yaşanmadı.
Vali Malkov, olayın ardından bölgeye acil müdahale ekiplerinin sevk edildiğini ve hasarın değerlendirildiğini belirtti. Telegram üzerinden yaptığı açıklamada, bölgedeki güvenlik önlemlerinin artırıldığını vurguladı.
- Rusya'nın Ukrayna'ya karşı başlattığı özel askeri operasyon 3. yılını doldurdu. 22 Şubat 2022'de Başkan Putin, dünyaya seslendiği bir konuşmayla Ukrayna'nın Donbas bölgesinde "özel bir askeri operasyon" başlattığını duyurmuştu. Kesintisiz devam eden ve iki tarafta da büyük kayıplara neden olan çatışmalarda ilk kez bu yıl başında ateşkes sağlanabileceği ya da bir barış anlaşması yapılabileceği yolunda umutlar arttı. Trump'ın göreve başlamasından ardından hızlanan süreçte nasıl bir sonuç alınacağı umut ve ihtiyatlı iyimserlikle bekleniyor.
- Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Donald Trump’ın Kiev’e yönelik mali taleplerini kabul etmeyeceğini açıkladı. Zelenskiy, ABD’nin sağladığı 500 milyar dolarlık yardımın geri ödenmesi gerektiği iddiasını reddederek, “Ben böyle bir yükümlülüğü kabul etmiyorum. Bize verilen 100 milyar doların bile geri ödenmesi gerektiğini düşünmüyorum. Başkan Biden ile bu yardımların hibe olduğu konusunda anlaştık. Hibe, borç değildir. Ukrayna, on nesil boyunca bu parayı ödemeyecektir” dedi.
Zelenskiy, savaşın Ukrayna ve Batı’ya toplam maliyetinin yaklaşık 320 milyar dolar olduğunu belirterek, bu miktarın 120 milyar dolarının Ukrayna tarafından, 100 milyar dolarının Avrupa ve diğer ortaklar tarafından, 100 milyar dolarının ise ABD tarafından karşılandığını vurguladı. Trump’ın Ukrayna’nın ABD’ye olan borcunu 400-500 milyar dolar olarak hesapladığını belirten Zelenskiy, bu rakamları reddetti. Washington, Ukrayna’nın doğal kaynaklarına erişim karşılığında Kiev’e güvenlik garantileri sunmayı teklif ederken, taraflar halen yeni bir anlaşma üzerinde müzakereleri sürdürüyor. Trump’ın yakın çevresi, Zelenskiy’nin kamuoyunda anlaşmaya karşı çıkmasının Beyaz Saray’da rahatsızlık yarattığını belirtiyor.
- Zelenskiy, ülkesinde barışın sağlanması veya Ukrayna’nın NATO üyeliği karşılığında istifa etmeye hazır olduğunu açıkladı. Ukraynalı basın mensuplarıyla düzenlediği basın toplantısında konuşan Zelenskiy, “Eğer bu Ukrayna’ya barışı garanti ederse, görevi bırakmaya hazırım. Bunu NATO üyeliğiyle takas edebilirim” ifadelerini kullandı.
- Zelenskiy, Ukrayna halkının kendisine olan güveninin yüzde 65 olduğunu, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın iddia ettiği gibi yüzde 4 seviyesinde bulunmadığını söyledi. Zelenskiy, düşük destek oranı hakkındaki söylemlerin “Rus anlatıları” olduğunu belirterek, bunun basit bir hata değil, ciddi bir dezenformasyon kampanyası olduğunu savundu. Ukrayna lideri, Trump’ın bu bilgiyi yanlış kaynaklardan almış olabileceğini ima ederek, böyle açıklamaların Ukrayna’nın uluslararası desteğini zayıflatma riski taşıdığını ifade etti.
- Ukrayna lideri, Donald Trump’ın kendisini “seçimsiz bir diktatör” olarak nitelendirmesine yanıt vererek, "demokratik seçimlerle göreve geldiğini" hatırlattı. Trump’ın sözlerini bir iltifat olarak görmediğini belirten Zelenskiy, diktatörlükle yönetilen bir ülke olmadıklarını ve kendisinin halkın yüzde 73’ünün oyuyla seçildiğini vurguladı.
- Basın topantısında Zelenskiy, ülkesinin güvenliği için 800 bin kişilik bir orduya sahip olması gerektiğini ve bu ordunun uluslararası finansmanla desteklenmesi gerektiğini belirtti. Zelenskiy, güvenlik garantilerinin teorik bir kavram olduğunu ancak pratikte bunun Avrupa Birliği üyeliğiyle mümkün olabileceğini söyledi. NATO üyeliğinin ise hala belirsiz olduğunu ve bazı Batılı ülkelerin buna karşı çıktığını ifade eden Ukrayna lideri, Ukrayna topraklarında yabancı askeri birliklerin konuşlandırılmasıyla ilgili görüşmelerin sürdüğünü açıkladı.
- ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff, ABD’nin Ukrayna’nın maden kaynaklarına erişimini sağlayacak bir anlaşmanın bu hafta imzalanmasını beklediğini söyledi. CNN’e verdiği röportajda Witkoff, Zelenskiy’nin önce tereddüt ettiğini ancak Trump’ın mesajının ardından kararını değiştirdiğini öne sürdü. Witkoff, Zelenskiy’nin ABD’nin Ukrayna için yaptığı fedakarlıkları göz önünde bulundurarak anlaşmayı imzalayacağını düşündüğünü belirtti. Öte yandan, Zelenskiy, ABD’nin sunduğu anlaşmanın Ukrayna’nın aldığı her 1 dolarlık yardım karşılığında 2 dolar geri ödemesini öngördüğünü ve “on nesil Ukraynalının bedel ödeyeceği” bir anlaşmaya imza atmayacağını vurguladı.
- Steven Whitkoff, Mart 2022’de İstanbul’da yapılan Rusya-Ukrayna müzakerelerinde formüle edilen şartların, barış anlaşması için temel alınabileceğini söyledi. Whitkoff, Rusya’nın çatışmayı sonlandırmaya hazır olduğunu açıkça belirttiğini ve İstanbul’daki görüşmelerin kapsamlı ve ikna edici geçtiğini vurguladı. O dönemde barış anlaşmasına çok yaklaşıldığını belirten Whitkoff, bu formatın gelecekte Ukrayna ile Rusya arasındaki barış sürecine temel oluşturabileceğini ifade etti.
- Ukrayna Başbakan Birinci Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Yuliya Sviridenko, Rusya’nın askeri operasyon sonrası kontrol ettiği topraklarda yaklaşık 350 milyar dolar değerinde maden rezervi bulunduğunu açıkladı. Sviridenko, bu kaynaklar arasında ülke için kritik öneme sahip minerallerin de yer aldığını belirtti. ABD Başkanı Donald Trump ise Washington’un Ukrayna ile yalnızca nadir toprak metallerini değil, diğer doğal kaynakları da kapsayan bir anlaşma yapmayı planladığını söylemişti. Trump, ABD’nin Ukrayna’ya yapılan yatırımları geri kazanmak için bu kaynaklara ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak, ülkesinin Ukrayna’ya 350 milyar dolar fon sağladığını öne sürdü.
- Ukrayna’daki “Reyting” Sosyoloji Grubu tarafından yapılan son ankete göre, Ukraynalıların %64’ü Rusya ile doğrudan barış müzakerelerinin başlamasını destekliyor. Ocak 2024’te bu oran %38 seviyesindeydi, bu da halkın müzakerelere verdiği desteğin son aylarda önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Ancak katılımcıların %91’i, Ukrayna’nın dahil olmadığı ABD-Rusya müzakerelerine karşı çıkıyor. Çoğunluk, Washington ile Moskova arasındaki olası bir yakınlaşmanın Rusya’nın lehine olacağını ve Ukrayna ile AB’ye zarar vereceğini düşünüyor. Ankete göre, halkın %81’i uluslararası tarafların da katılacağı bir müzakere sürecinin gerekli olduğunu belirtirken, %83’lük kesim Ukrayna’nın ancak güvenlik garantileri alındığında ateşkesi kabul etmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, Zelenskiy’nin halk desteği %65’e yükselirken, eski Genelkurmay Başkanı Valeriy Zalujnıy’e duyulan güven %76 olarak ölçüldü.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ile telefonda görüştü. Türkiye'nin, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı sonlandırmak, adil ve kalıcı barışın sağlanması için gayretlerini sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşan tarafları birkaç kez müzakere masasına getirebilmiş ülke olarak, barış görüşmelerine, ev sahipliği de dahil, katkıda bulunabileceğini, çatışmanın tarafı iki ülkeyi de dışlamayan müzakere sürecinin başlatılmasının önemli olduğunu ifade etti.
- İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, 24 Şubat’ta Ukrayna’daki çatışmaların üçüncü yıl dönümünde Londra’nın şimdiye kadarki en büyük yaptırım paketini açıklayacağını duyurdu. Aynı gün, Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının da 16. yaptırım paketini onaylaması bekleniyor. AB’nin yeni yaptırımları arasında Rus alüminyum ürünlerine ithalat yasağı, Rus petrol ihracatına yönelik kısıtlamaların artırılması, 73 Rus tankerinin ve 13 bankanın SWIFT sisteminden çıkarılması ile 48 kişi, 35 şirket ve 8 medya kuruluşuna yaptırım uygulanması yer alıyor.
- Londra'dan Brüksel'e pek çok Avrupa şehrinde, Ukrayna'daki askeri operasyonun 3. yıldönümünde Ukrayna yanlısı mitingler düzenlendi.
- Rusya Savunma Bakanlığı, Rus ordusunun Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde (DNR) bulunan Ulaklı ve Novoandreyevka yerleşimlerini ele geçirdiğini duyurdu. Ulaklı, Kuraçovo’nun batısında yer alırken, Novoandreyevka, Ugledar’ın güneydoğusunda bulunuyor.
- Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya’nın Ukrayna’nın eski toprakları üzerinde herhangi bir pazarlık yapmayacağını belirtti. Gazeteci Pavel Zarubin’e verdiği röportajda konuşan Peskov, “En önemlisi, Ukrayna’nın bazı bölgelerinde yaşayan insanlar artık Rusya’nın bir parçası olmak istediklerini açıkça gösterdi. Bu topraklar kimseye satılmayacak” ifadelerini kullandı. Açıklamalar, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’in, Kiev’in Kursk bölgesine yönelik saldırıları Donbas’taki bazı bölgeleri takas etmek amacıyla planladığını öne sürmesi üzerine geldi.
- ABD Başkanı Donald Trump, Amerikalı ve Rus heyetleri arasında başlayan Ukrayna'daki ateşkes görüşmelerinin yeni bir aşamaya girdiğini duyurdu. Trump, görüşmelerin, gerçekleşen ilk tur görüşmelerinden bir hafta sonra, 25 Şubat'ta ikinci tur görüşmelerin Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleşeceğini söyledi.
Trump, Ukrayna’nın ABD’ye yalnızca nadir toprak elementleri değil, petrol ve diğer değerli varlıkları da sağlaması gerektiğini söyledi. CPAC konferansında konuşan Trump, Washington’un Ukrayna’ya yaptığı 350 milyar dolarlık yardımı geri almak istediğini belirtti. “Avrupa Ukrayna’ya kredi verdi ve parasını geri alıyor, ancak biz karşılığında hiçbir şey almıyoruz” diyen Trump, Kiev’in ABD’ye önemli ekonomik tavizler vermesi gerektiğini vurguladı. “Biz nadir toprak elementleri, petrol ve alabileceğimiz her şeyi istiyoruz. Ayrıca, savaşı ve bu gereksiz ölümleri sona erdirmek için çaba göstereceğim” ifadelerini kullandı. Trump, ABD ve Ukrayna’nın bir anlaşmaya varmaya çok yakın olduğunu ve bu sürecin hızlandırılması gerektiğini söyledi.
- "Donald Trump, Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne yönelik bir anlaşmanın bu hafta içinde sağlanacağına çok emin olduğunu” söyledi. Beyaz Saray Sözcüsü Caroline Leavitt’in açıklamasına göre, Trump yönetimi hem Moskova hem de Kiev ile aktif müzakereler yürütüyor. “Başkan, Rusya’nın bir anlaşma yapmaya hazır olduğuna inanıyor ve bunun için mücadele ediyor. Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, hafta sonu boyunca aralıksız çalışarak bu anlaşmayı tamamlamak için çaba gösterecek. Başkan ve ekibi, bu çatışmayı sona erdirmek için her iki tarafla müzakerelere odaklanmış durumda ve bunu bu hafta içinde başarabileceğimizden oldukça emin" dedi.
Trump daha önce de Ukrayna krizini çözme niyetinde olduğunu birçok kez dile getirmişti. 18 Şubat’ta Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Rus ve ABD delegasyonları arasında görüşmeler gerçekleştirilmiş, Trump bu toplantıların ardından bir anlaşmaya varma konusunda “çok daha emin” olduğunu açıklamıştı. Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in sürece katılımının kritik olmadığını savunurken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Zelenskiy’in doğrudan görüşmesi gerektiğini de belirtmişti. Beyaz Saray, Trump’ın Putin ile olası bir görüşmesine ilişkin henüz net bir bilgi paylaşmadı.
- Ukrayna'nın, ABD’nin 500 milyar dolarlık tazminat fonu oluşturma talebini reddetti ğive bunun yerine 100 milyar dolarlık bir teklif sunduğu iddia edildi. Bloomberg’in haberine göre, Kiev yönetimi, ABD’nin sunduğu miktarın beş kat daha fazla olduğunu belirterek, fonun büyüklüğünün gerçekçi olmadığını savundu.Ukrayna, bu süreçte ABD’den gelecekteki askeri ve mali yardımlara dair garanti talep ederken, bu konudaki belirsizlikler müzakerelerde önemli bir engel oluşturuyor. Ayrıca, Ukrayna tarafı, Zelenskiy ile Trump arasında bir görüşme yapılması yönündeki taleplerini Washington’a iletti. ABD’nin önerdiği anlaşma kapsamında, Ukrayna’nın doğal kaynak gelirlerinin yarısının yanı sıra, petrol, gaz ve liman işletmelerinden elde edilen kazançların da ABD’nin kontrolündeki bir fona aktarılması öngörülüyordu.
- Daha önceki haberlerde "ABD, Ukrayna ile yapılan doğal kaynak anlaşmasının şartlarını sıkılaştırarak, gelirlerin tamamının Amerikan kontrolündeki bir fona aktarılmasını öngören yeni bir teklif sundu" denilmişti.. The New York Times ve Ukraynalı NV gazetesinin bildirdiğine göre, 21 Şubat’ta Kiev’e iletilen revize edilmiş anlaşma metni, Ukrayna’nın doğal kaynaklardan, petrol ve gaz gelirlerinden elde ettiği kazancın yarısını ABD’ye devretmesini öngörüyor. Yeni taslakta, bu gelirlerin tamamının tamamen ABD’ye ait olacak bir fona aktarılması şart koşuluyor ve Ukrayna’nın fonun 500 milyar dolara ulaşana kadar katkı yapması gerektiği belirtiliyor. NV’ye göre, bu katkılar ikiye bir oranında bölünecek; Ukrayna, madencilik gelirlerinin üçte ikisini, ABD ise önceden sağladığı askeri yardımları fon katkısı olarak sayacak. Kiev yönetimi, fonun büyüklüğünün gözden geçirilmesini ve kaynakların Ukrayna içinde yatırımlar için kullanılmasının garanti altına alınmasını talep ediyor. (RBC)
- Rusya Savunma Bakanlığı, Ka-52M taarruz helikopterlerinin Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'ne ait askeri personel ve zırhlı araçları hedef alarak Kurks bölgesinde füze saldırısı düzenlediğini duyurdu. Açıklamaya göre, Kuzey grubuna destek sağlayan Rus hava kuvvetlerine ait helikopterler, sınır bölgesindeki Ukrayna mevzilerine havadan füze atışı gerçekleştirdi. Saldırının ardından Ka-52M mürettebatının, düşman hava savunmasına karşı düşük irtifada manevra yaparak ısı tuzaklarıyla kendilerini koruduğu bildirildi. Rusya Savunma Bakanlığı, hedeflerin tamamen imha edildiğini, çatışmaların sürdüğü Kurks bölgesinde Ukrayna ordusunun bugüne kadar 62 bin 650 asker, 376 tank, 286 zırhlı piyade aracı ve 237 zırhlı personel taşıyıcı kaybettiğini açıkladı.
- Dün gece Odessa ve Kiev başta olmak üzere pek çok Ukrayna şehrinde hava saldırısı alarmı verildi, Ukrayna kaynakları yoğun dron ve füze saldırısı düzenlendiğini duyurdu.
- Rusya’ya bağlı askeri muhabirler de, Ukrayna’nın yüzlerce kamikaze dronu ve balistik füzeyle düzenlenen yoğun saldırıya maruz kaldığını bildirdi. RusVesna Telegram kanalının aktardığına göre, saldırıda 200’den fazla Geran tipi insansız hava aracı kullanıldı. Kiev’de gece boyunca altı büyük patlama meydana gelirken, başkent Belediye Başkanı Vitaliy Kliçko, hava savunma sistemlerinin devreye girdiğini ve halkın sığınaklarda kalması gerektiğini duyurdu. Öte yandan, Odessa bölgesinde de yaklaşık 15 patlama yaşandı ve saldırının ardından yangınlar çıktı. Askeri kaynaklara göre, Kırım’dan fırlatılan İskender balistik füzeleri, Dnipro bölgesindeki Krivıy Rih kentinde kritik altyapıyı hedef aldı. Ukrayna makamları saldırıların etkileri hakkında resmi açıklama yapmazken, yetkililer tehlikenin devam ettiğini ve yeni saldırıların yaşanabileceğini belirtti. (lenta.ru)
- The Washington Post’un haberine göre, ABD, Ukrayna’dan BM Genel Kurulu’na sunduğu ve Rusya’yı kınayan karar tasarısını geri çekmesini talep etti. Başlangıçta Washington, Kiev’den metni yumuşatmasını isterken, daha sonra tamamen geri çekilmesini talep etti. Beyaz Saray, Ukrayna’nın tasarısının yerine kendi hazırladığı daha “ılımlı” bir metnin sunulmasını istiyor. Ancak WP’ye konuşan kaynaklara göre, Ukrayna bu girişim karşısında “şok oldu” ve Washington’un talebine uymayı reddetti. Kiev yönetimi, ABD’nin sunduğu tasarıyı “Rusya yanlısına yakın” olarak değerlendiriyor. Öte yandan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD’nin kendi hazırladığı BM karar tasarısını 24 Şubat’ta Genel Kurul’a sunacağını açıkladı.
- Elon Musk, Reuters’in ABD'nin, Ukrayna’nın doğal kaynak tedarik anlaşmasını imzalamaması halinde Starlink'i kapatmakla tehdit ettiği yönündeki haberini yalanladı. Musk, X platformunda."Bu yalan. Reuters yalan söylüyor. Haber yalancılığı konusunda yalnızca AP'ye (Associated Propaganda) geçiliyorlar" diye yazdı.
- G7 ülkeleri, Ukrayna’daki çatışmaların üçüncü yıl dönümüne denk gelecek şekilde 24 Şubat’ta bir açıklama yaparak, Çin’e “Rus askeri makinesine desteğini kesmesi” yönünde baskı yapmayı planlıyor. Nikkei gazetesinin aktardığına göre, G7 ayrıca Kuzey Kore ve İran’ı Rusya’ya sağladıkları askeri yardımlar nedeniyle kınayacak. Daha önce Batı, Çin’i Moskova’ya çift kullanımlı teknoloji tedarik etmekle suçlamış ve Pekin’i yeni yaptırımlarla tehdit etmişti. Ancak Çin, herhangi bir tarafı doğrudan silahlandırmadığını ve ihracat kontrollerine sıkı şekilde uyduğunu belirterek suçlamaları reddetti. Rusya Dışişleri Bakanlığı da Pekin’e yönelik bu iddiaları “dezenformasyon” olarak nitelendirmişti.
- Bloomberg’ün haberine göre, Avrupa Birliği, Ukrayna’ya mali ve askeri destek sağlamak amacıyla dondurulmuş Rus varlıklarının bir kısmını kullanmanın yollarını arıyor. AB yetkilileri, bu fonları, savaş sonrası Ukrayna’ya tazminat ödenmesi konusunda çalışacak uluslararası bir komisyon için teminat olarak değerlendirmeyi planlıyor. Habere göre Moskova’nın neden olduğu zararı tazmin etmeyi reddetmesi halinde, varlıkların doğrudan el konulabileceği belirtiliyor. Kremlin ise bu girişimleri “hırsızlık” olarak nitelendirerek, dondurulmuş Rus varlıklarının Ukrayna’ya aktarılmasını yasa dışı ilan etmişti. Daha önce, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD’nin Rus varlıklarına el koyması halinde, Rus mahkemelerinin de ülkedeki Amerikan mülklerine el koyma hakkına sahip olacağını açıklamıştı.
- Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Ukrayna’nın Rusya ile NATO arasında bir tampon bölge olduğunu ve savaş sona erdikten sonra da bu rolünü sürdüreceğini belirtti. The Washington Post’un aktardığına göre, Budapeşte’de yaptığı konuşmada Orban, Ukrayna’nın NATO üyeliğine kabul edilmeyeceğini savunarak, “Bu topraklar NATO ve Rusya arasında bir çatışma bölgesi oldu ve şu anda Batı ittifakının kontrolü altında. Ukrayna ya da ondan geriye ne kalırsa kalsın, yine bir tampon bölge olacak” ifadelerini kullandı. Orban ayrıca, Ukrayna’nın Avrupa Birliği üyeliğine de karşı olduklarını vurgulayarak, bunun Macaristan’ın tarım sektörünü ve ekonomisini olumsuz etkileyeceğini savundu.
- Rus askeri uzman ve Ulusal Savunma dergisinin genel yayın yönetmeni İgor Koroçenko, Ukrayna ile ateşkesin ve barış anlaşmasının ancak Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin Rusya topraklarını tamamen terk etmesiyle mümkün olacağını söyledi. RIA Novosti'ye verdiği röportajda Koroçenko, sadece Kursk bölgesinden değil, Rusya’nın yeni bölgeler olarak kabul ettiği topraklardan da Ukrayna birliklerinin çekilmesi gerektiğini vurguladı. “Temel şartlar, Rusya’nın yeni sınırlarının uluslararası düzeyde tanınmasını içeriyor. Ukrayna güçleri, halen Rusya topraklarında bulunduğu sürece çatışmalar sona ermeyecek” diyen uzman, bu taleplerin Kremlin’in müzakere sürecindeki ana pozisyonlarından biri olacağını belirtti. Ayrıca, Moskova’nın Ukrayna’nın NATO üyeliğinden vazgeçmesine yönelik güvence alması gerektiğini savundu.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleriyle bir toplantı gerçekleştirerek, ülkenin eski Sovyetler Birliği ülkeleriyle ilişkilerini ele aldı. Kremlin’in açıklamasına göre, toplantıda Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Federal Güvenlik Servisi (FSB) Direktörü Aleksandr Bortnikov sunum yaptı. Putin, Lavrov’dan son yurt dışı temasları hakkında bilgi verirken, toplantıda bölgesel iş birliği ve diplomatik gelişmeler değerlendirildi. Lavrov, geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da ABD-Rusya görüşmelerine katılmış ve G20 dışişleri bakanları toplantısı için Güney Afrika’da bulunmuştu.
- Başkan Trump, Putin ve Zelenskiy’nin bir araya gelerek Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirmek için müzakere etmeleri gerektiğini belirtti. Trump, “Bence Başkan Putin ve Başkan Zelenskiy bir araya gelmeli. Ateşkesin sağlanmasını ve bir anlaşmaya varılmasını istiyorum” dedi. Daha önce, Zelenskiy’in müzakerelere katılmasının zorunlu olmadığını savunan Trump, “Zelenskiy üç yıldır kötü bir müzakere süreci yürüttü, oysa Rusya geniş çaplı çatışmadan kolayca vazgeçirilebilirdi” ifadelerini kullandı. Kremlin ise Zelenskiy’i meşru bir lider olarak görmezken, Ukrayna’da Putin’le doğrudan müzakere yapılmasına yönelik yasak devam ediyor.
- Trump, Ukrayna'nın ABD'ye 400-500 milyar dolar tutarında mali yükümlülükleri olduğunu ve bu konuda Kiev ile bir anlaşma imzalamayı planladıklarını açıkladı. Geçen hafta Trump Ukrayna için 350 milyar dolar harcadıklarını savunmuş ve bu paranın karşılığında bu ülkeden değerli toprak madenlerine ilişkin bir anlaşma talep etmişti.
Beyaz Saray'da gazetecilere konuşan Trump, ABD'nin Ukrayna'ya yaptığı harcamaların karşılığını almak istediğini belirterek, anlaşmanın kısa sürede tamamlanmasını umduğunu söyledi. ABD Başkanı, Washington’un uzun süredir Ukrayna'ya destek verdiğini ancak bu harcamaların geri dönmediğini vurgulayarak, artık bu durumun değişmesi gerektiğini ifade etti.
Trump'ın açıklamaları, Ukrayna ile ABD arasında doğal kaynaklara erişim konusunda müzakerelerin sürdüğü bir dönemde geldi. ABD, Ukrayna’daki stratejik öneme sahip maden kaynaklarına erişim karşılığında Kiev'e güvenlik garantileri sunmayı teklif ederken, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy mevcut aşamada anlaşmayı imzalamaya yanaşmadı. Buna rağmen Kiev, görüşmelere devam etme niyetini doğruladı. The Wall Street Journal'a göre, anlaşmanın bugün imzalanması bekleniyor ancak detayları henüz netleşmiş değil. Beyaz Saray, Trump’ın Ukrayna üzerindeki baskısını artırdığını ve Kiev’in sonunda anlaşmayı kabul edeceğine inandıklarını belirtti.
- Reuters'in haberine göre, ABD yönetimi, Ukrayna'nın ABD ile maden kaynakları konusunda bir anlaşmaya varmadığı takdirde Starlink uydu internetine erişimini kaybedebileceğini Kiev’e iletti. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent'in geçtiğimiz hafta Kiev’de Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’e sunduğu teklifin reddedilmesi üzerine, konunun ABD’nin özel temsilcisi Keith Kellogg ile yapılan görüşmede tekrar gündeme geldiği belirtildi. Kaynaklara göre, Ukrayna tarafına Starlink hizmetinin kesilmesinin "kaçınılmaz" olduğu bildirildi. Ukrayna ordusu, savaşın başından bu yana Starlink'i askerî iletişim, insansız hava araçları ve deniz araçları gibi çeşitli operasyonel amaçlar için kullanıyor. 2023 itibarıyla Ukrayna’da 42 bin Starlink terminali bulunurken, bunların bir kısmı daha güvenli bir sistem olan Spaceshield’e bağlanmış durumda. SpaceX'in zaman zaman Starlink erişimini kısıtladığı ve 2022’de Elon Musk’ın, Kırım’daki operasyonlarda kullanılmasını engellediği biliniyor.
- ABD, Avrupa ülkelerinin hazırladığı ve Ukrayna’ya destek veren BM Genel Kurulu karar tasarısına ortak yazar olarak katılmayı reddetti. Reuters’ın haberine göre, Washington bunun yerine alternatif bir belge sundu. Avrupa Birliği’nin önerdiği tasarı, 2025 yılına kadar çatışmaların sona erdirilmesi ve diplomatik çabaların artırılması çağrısında bulunurken, Rusya’nın askerlerini geri çekmesi gerektiğini vurguluyor. ABD’nin sunduğu üç paragraflık tasarı ise BM’nin barış ve güvenliği koruma misyonuna odaklanarak, savaşın kurbanlarını anıyor ve çatışmaların hızla sona erdirilmesini talep ediyor. Öte yandan, Rusya ABD tasarısına bir değişiklik önererek, “BM Genel Kurulu, çatışmanın temel nedenlerinin ortadan kaldırılması ve Ukrayna ile Rusya arasında kalıcı barış sağlanması için çağrıda bulunur” ifadesinin eklenmesini önerdi. Washington’un karar tasarısını ne zaman oylamaya sunacağı henüz bilinmiyor.
- Kremlin Sözcüsü Peskov, ABD Başkanı Donald Trump’ın 9 Mayıs Zafer Günü kutlamaları için Moskova’ya yapacağı olası ziyaret konusunda herhangi bir anlaşmaya varılmadığını açıkladı. Peskov, basına yaptığı açıklamada, taraflar arasında böyle bir mutabakat olmadığını belirtti. Fransız Le Point gazetesi daha önce Trump’ın Moskova’yı ziyaret edebileceğini iddia etmişti, ancak Beyaz Saray basın havuzuna dahil gazetecilere göre Trump, 9 Mayıs’ta Moskova’ya gitmeyeceğini kesin bir dille ifade etti. Öte yandan, Peskov, Putin’in Trump’ı Moskova’ya davet ettiğini doğrularken, iki liderin öncelikle başka bir ülkede bir araya gelmelerinin planlandığını dile getirdi.
- ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rusya’nın küresel ölçekte etkili bir güç olmaya devam ettiğini belirterek, Washington’un Moskova ile diyaloğunu sürdürmesi gerektiğini vurguladı. Gazeteci Catherine Herridge’e verdiği röportajda Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleşen ABD-Rusya görüşmelerine değinen Rubio, “Hoşumuza gitse de gitmese de Rusya, küresel bir güç. Suriye’de, Orta Doğu’da, Batı Yarımküre’de ve Avrupa’da etkileri var. Onlarla bir tür iletişim içinde olmamız gerekiyor” dedi. ABD’li bakan, Moskova’daki ABD büyükelçiliğinin tam kapasiteyle çalışmaya başlamasının bu yönde atılacak ilk adım olması gerektiğini söyledi. Ayrıca, diplomatik ilişkilerin yalnızca uluslararası krizleri değil, güvenlik meseleleri ve tutuklu Amerikalılar gibi özel durumları ele almak açısından da kritik olduğunu belirten Rubio, Trump ile Putin arasındaki olası bir görüşmenin Ukrayna krizinin çözüm sürecindeki ilerlemeye bağlı olduğunu ifade etti.
- ABD'li milyarder ve Hükümet Verimliliği Dairesi Başkanı Elon Musk, Ukrayna hükümetinin “çok ileri gittiğini” belirterek, çatışmaların devam etmesini savunanları eleştirdi. Musk, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, “Rusya üç yıl önce çok ileri gitti, şimdi de Ukrayna hükümeti aynı hatayı yapıyor. Siperlerde sonsuz ölümler yaşanması yanlış, bunu savunanların ne empatisi ne de zekası var” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, bir kullanıcının 2022’de Musk’ın Ukrayna’yı destekleyen sözlerini hatırlatarak “Üç yılda ona ne oldu?” şeklinde yönelttiği soruya yanıt olarak geldi.
- Putin, Gazprombank yönetim kurulu başkan yardımcısı Dmitri Zauers’e, ABD’li girişimci Elon Musk ile iş birliği yapmasını önerdi. “O, ABD’de idari reformları tamamladıktan sonra bilime yönelecek. Siz de onunla çalışın. Biz zaten uzayda birlikte çalışmayı planlıyoruz, başka alanlarda da iş birliği yapabiliriz” diyen Putin, Moskova’nın Musk ile uzay projeleri konusunda görüşmeler yürüttüğünü belirtti. Putin’in bu açıklamaları, Rusya’nın geleceğin teknolojilerine yönelik yenilikçi projeleri sergilediği bir forumda geldi. Zauers, forumda Putin’e, Musk’ın Neuralink şirketine alternatif olarak geliştirilen beyin araştırmaları ve enerji depolama teknolojilerini tanıttı.
- Bu sabah Kazan ve Nijnekamsk havalimanlarında uçakların iniş ve kalkışına yönelik geçici kısıtlamalar getirildi. Rusya Federal Havacılık Kurumu (Rosaviatsiya) yetkilisi Artem Korenyako, Telegram kanalında yaptığı açıklamada, kısıtlamaların uçuş güvenliğini sağlamak amacıyla alındığını belirtti. Yasak, Moskova saatiyle 06:30 civarında yürürlüğe girdi. Son dönemde, Rusya'daki havalimanlarında insansız hava aracı saldırıları nedeniyle benzer kısıtlamaların zaman zaman uygulandığı biliniyor.
- ABD Başkanı Donald Trump, ABD Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı General Charles Brown’ı görevden aldığını duyurdu. Trump, Truth Social hesabında yaptığı açıklamada, Brown’a 40 yılı aşkın süredir ülkeye hizmet ettiği için teşekkür etti ve onun “olağanüstü bir lider” olduğunu vurguladı. Brown’ın yerine Hava Kuvvetleri’nden Korgeneral Dan "Razin" Kane’i aday gösteren Trump, atamanın Senato tarafından onaylanması gerektiğini belirtti.
21 Şubat Cuma
- Donald Trump, Zelenskiy’nin Rusya-Ukrayna savaşıyla ilgili müzakerelerde bulunmasının "gerekli olmadığını" söyledi. Trump, Zelenskiy’nin "elinde güçlü kartlar olmadığını" ve geçmişte "kötü bir müzakereci" olduğunu iddia etti.
Trump, Fox News Radio'da yaptığı açıklamada, Zelenskiy’nin ABD-Suudi Arabistan’ın arabuluculuk girişimlerine dahil edilmemesi konusundaki şikayetlerini reddederek, "Dürüst olmak gerekirse, toplantılarda bulunmasının çok önemli olduğunu düşünmüyorum" dedi. Trump devamında "O, üç yıl boyunca Biden ile toplantılara katıldı ama hiçbir şey başarılmadı. O yüzden bu görüşmelere katılması önemli değil" ifadelerini kullandı. Trump, 19 Şubat'ta Zelenskiy’yi "diktatör" olarak nitelendirmiş ve "Başkanlık seçimlerini yapmıyor, ama acele etmezse elinde bir ülke kalmayacak" demişti. (Kommersant)
Öte yandan, 18 Şubat’ta Riyad’da yapılan ABD-Rusya görüşmelerinde, Ukrayna’daki savaşı çözmek için "çalışma grupları kurulmasına" karar verildi. Zelenskiy, "Ukrayna’nın olmadığı bir müzakerede Washington ve Moskova ancak kendi ikili ilişkileri hakkında anlaşabilir, ama bu savaşın bitmesini sağlamaz" diyerek sürece tepki gösterdi.
- Fransız dergisi Le Point, Donald Trump’ın 9 Mayıs’ta Moskova’ya gitme ihtimalini Rusya ve Ukrayna arasındaki barış görüşmeleriyle ilişkilendirdi. Dergi, Trump’ın Vladimir Putin ile birlikte Zafer Günü törenlerine katılabileceğini öne sürdü.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Gelecek Teknolojileri Forumu’nun genel oturumunda yaptığı konuşmada, Batılı şirketlerin Rusya pazarına olası dönüşünü değerlendirdi. Putin, bu sürecin dikkatle ele alınması gerektiğini vurgulayarak, Rusya’nın son yıllarda kazandığı potansiyelin kaybedilmemesi gerektiğini belirtti.
“Yaptırımlar ve dış zorluklar, tüm olumsuzluklarına rağmen bizim için önemli bir teşvik unsuru oldu. Rus şirketleri artık bilim insanlarımızdan daha fazla destek alıyor ve çoğu zaman yerli çözümler yabancı muadillerinden daha etkili oluyor,” diyen Putin, hükümetin bu dönüş sürecini düzenlemesi gerektiğini ifade etti. Batılı firmaların dönüşünün, Rus üreticilerin kazandığı avantajları koruyacak şekilde organize edilmesini talep eden Putin, “Bize belirli zorluklar yarattılar, biz de onların dönüş sürecini kendimize uygun şekilde düzenleyebiliriz,” dedi.
- Vladimir Putin, orta menzilli balistik füze Oreşnik hakkında yaptığı açıklamada, füzenin savaş başlıklarının Güneş yüzeyindeki sıcaklıklara dayanabildiğini söyledi. Putin, bu füze sisteminin dünya genelinde büyük yankı uyandırdığını belirterek, üretimde kullanılan malzemelerin olağanüstü özelliklere sahip olduğunu vurguladı.
Devlet başkanı “Bu sistemin güvenliğini tartışmaya bile gerek yok. Daha önce de bunu açıkça dile getirmiştim. Bugün ise tüm dünya Oreşnik hakkında konuşuyor! Ama asıl etkileyici olan kullanılan malzemeler. Bu savaş başlıklarının sıcaklığı, Güneş yüzeyindeki sıcaklığa eşit,” dedi.
- ABD merkezli Axios haber sitesinin üç üst düzey ABD yetkilisine dayandırdığı haberine göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump’ı defalarca öfkelendirerek Washington’un Ukrayna’ya yardımı tamamen durdurma noktasına gelmesine neden oldu.
Habere göre, son dokuz gün içinde Zelenskiy, Trump ve ekibini beş kez sinirlendirdi. Beyaz Saray yetkililerinden biri, Zelenskiy’nin müzakere yöntemlerini eleştirerek, “Zelenskiy, nasıl müzakere edilmemesi gerektiğini gösterdi,” dedi. ABD yönetimi, Zelenskiy’nin nadir toprak metallerine ilişkin anlaşmayı imzalamayı reddetmesi, Riyad’daki müzakereleri eleştirmesi ve Trump’ın ‘yanlış bilgilendirilmiş bir dünyada yaşadığı’ yönündeki açıklamalarını özellikle olumsuz karşıladı.
- Washington’daki Ukrayna yanlısı gruplar, Zelenskiy’nin ABD Başkanı Donald Trump ile ilişkileri toparlamak için ABD’nin sunduğu nadir toprak metalleri anlaşmasını kabul etmesi gerektiğini düşünüyor. Politico’nun kaynaklarına göre, ABD yönetimi, Kiev’in bu anlaşmayı reddetmesine büyük tepki gösterdi ve Trump’ın Ukrayna’ya yönelik sert açıklamalarının, aslında Rusya’ya yakınlaşma değil, ABD’nin taleplerine karşı gösterilen tutumdan kaynaklanan bir hayal kırıklığı olduğunu belirtti.
Beyaz Saray’dan bir yetkili, Trump’a yönelik kamuoyu önünde yapılan sert eleştirilerin, Ukrayna için olumsuz sonuçlar doğurduğunu söyledi. Politico’ya konuşan bir Cumhuriyetçi danışman ise, “Ukraynalılar, Trump’a kamuoyu önünde karşı çıkmanın bedelini ağır ödüyor,” ifadelerini kullandı.
- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, G20 Dışişleri Bakanları toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, Moskova ile Washington arasındaki diyaloğun yeniden başlamasının, Batı ile yaşanan çatışmanın sona erdiği anlamına gelmediğini söyledi.
Lavrov, Riyad’da gerçekleştirilen görüşmelere atıfta bulunarak, “Tüm dost ülkeler bu görüşmeyi memnuniyetle karşıladı,” dedi. Ancak Lavrov, bu diyaloğun Rusya ve Batı arasındaki mevcut gerilimin sona erdiği şeklinde yorumlanmaması gerektiğini vurguladı. “Bu sadece normalleşmeye dönüş,” diyen Lavrov, taraflar arasındaki temel görüş ayrılıklarının devam ettiğini belirtti.
Lavrov ayrıca, Riyad’daki toplantının ardından yaptığı açıklamayı yineleyerek, diyaloğun sürdürülmesinin önemli olduğunu ve bu sürecin, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların derinleşmesini önlemek açısından kritik bir rol oynadığını ifade etti.
- Rusya Adalet Bakanlığı, eski Birinci Kanal muhabiri Janna Agalakova, gazeteci İlya Azar ve blog yazarı Rustem Adagamov’u “yabancı ajanlar” listesine dahil etti.
Bakanlık, bu kişilerin “yabancı bir devletin veya kuruluşun çıkarları doğrultusunda faaliyet gösterdiğini” belirterek, adlarının resmi kayıt sistemine eklendiğini duyurdu.
- Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, hem Vladimir Putin’in hem de Donald Trump’ın bir araya gelme isteğini dile getirdiğini, ancak Kremlin’in elinde henüz somut bir plan bulunmadığını belirtti. Peskov, görüşmenin en verimli sonuçları verebilmesi için dikkatli bir şekilde hazırlanmasının önemine vurgu yaptı.
Peskov günlük basın toplantısında “Putin ile Trump arasında bir görüşme konusunda henüz net bir plan yok. Ancak bu görüşmenin gerekliliği konusunda bir anlayış mevcut ve bu, Riyad’da Rus ve Amerikan heyetleri arasındaki toplantıda da teyit edildi. İki liderin bu yönde dile getirdiği bir arzusu var ve görüşmenin iyi hazırlanması gerektiği konusunda bir prensip benimsendi. Görüşmenin hazırlık sürecinde tüm ayrıntılar ele alınacaktır,” dedi.
Peskov ayrıca, Riyad’da ABD heyetiyle yapılan müzakerelerde Rusya’nın, NATO askerlerinin Doğu Avrupa’dan çekilmesini talep etmediğini vurguladı. Rumen Cumhurbaşkanı’nın güvenlik danışmanı Christian Diaconescu’nun bu yöndeki iddiasına yanıt olarak Kremlin Sözcüsü, “Hayır, bu doğru değil, gerçeği yansıtmıyor,” ifadesini kullandı.
Sözcü “NATO’nun askeri altyapısının birden fazla genişleme dalgasıyla sınırlarımıza doğru ilerlemesi bizi endişelendiriyor. Bu tutumumuz herkes tarafından biliniyor ve sır değil,” diye ekledi.
Peskov, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun açıklamalarına atıfta bulunarak, Donald Trump yönetiminin “Rusya yanlısı” olmadığını söyledi.
Sözcü “Bence bu yanlış bir algı. Rubio’nun son açıklamalarına dikkat edin. Kiev rejiminin barışçıl müzakereleri reddettiği ve barış sürecini başlatmak istemediği gerçeğine duyarsız kalmak pek mümkün değil,” dedi.
- ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Vladimir Putin ve Donald Trump arasındaki zirvenin “anlamlı” olması gerektiğini ve Ukrayna krizine yönelik müzakerelerde ilerleme sağlanmasına bağlı olduğunu söyledi.
Rubio, gazeteci Catherine Herridge ile yaptığı ve X platformunda yayımlanan röportajında “Bir görüşme olmayacak, ta ki ne hakkında konuşulacağı netleşene kadar,” şeklinde konuştu.
Rubio ayrıca, Joe Biden yönetimi sırasında Moskova ile Washington arasındaki temasların kaybolmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Bakan “Soğuk Savaş döneminde bile SSCB ve ABD arasında iletişim kanalları vardı, ancak şu anda bunlar neredeyse tamamen devre dışı,” dedi.
- The New York Times’ın haberine göre, Riyad’daki Rusya-ABD görüşmelerinin ardından ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya’daki Avrupalı mevkidaşlarıyla özel bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Rubio, bu görüşmede Ukrayna ve Avrupa’nın toplantılara katılmamasının nedenlerini açıkladı.
Gazetenin elde ettiği telefon görüşmesi özetine göre, Rubio, Rusya ile yapılan müzakerelerin ABD’nin mevcut politikasında keskin bir değişiklik anlamına gelmediğini ancak Moskova’nın Ukrayna krizine diplomatik bir çözüm bulma konusundaki tutumunu değerlendirmek için gerekli olduğunu vurguladı. Bakanın “Trump yönetimi, Ukrayna ve Avrupa’ya Rusya ile bir anlaşma yapmaları için baskı yapmayı planlamıyor,” dediği aktarıldı.
- Konuyla ilgili bilgi sahibi üç kaynağa göre, ABD ve Rus temsilcileri son aylarda Ukrayna'daki çatışmaya ilişkin, en son geçen hafta olmak üzere, İsviçre’de gayriresmi görüşmeler gerçekleştirdi.
Kaynaklara göre, bu görüşmeler bir tür “arka kanal diplomasisi” niteliğinde olup, bazı temaslar Trump’ın 5 Kasımdaki seçim zaferinden sonraki geçiş sürecinde gerçekleşti. Diploması ve güvenlik konularında deneyimli isimler toplantılara katılsa da bunların resmi devlet yetkilileri olmadığı belirtildi.
En az birkaç Trump danışmanının bu görüşmelerden haberdar olduğu söylenirken, toplantıların gündemi, Ukraynalıların katılıp katılmadığı ve ne zaman başladığı gibi birçok detayın belirsiz olduğu ifade edildi.
- New York Post’un haberine göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vlaimidr Zelenskiy’nin, Trump yönetiminde çok az destekçisi kaldı. Beyaz Saray’dan bir kaynağa göre, Zelenskiy için “en iyi seçenek derhal Fransa’ya gitmesi” olabilir.
Yetkililer, Ukrayna’da olası seçimler ve yönetim değişikliği konusundaki tartışmaların birkaç ay önce başladığını belirtti. Kaynaklardan biri, Trump ve Zelenskiy arasındaki ilişkilerde uzun süredir bir kopukluk yaşandığını ve Trump yönetiminde “Zelenskiy karşıtı” görüşlerin yaygın olduğunu ifade etti.
- Interfax-Ukrayna’nın haberine göre, Ukrayna Anayasa Mahkemesi, Vladimir Zelenskiy’nin Fransız vatandaşı Louis-Michel Durey’e yönelik kişisel yaptırım kararını iptal etti.
Durey, Sberbank’ın yan kuruluşu Setelem Bank’ın yönetim kurulunda yer alıyordu. 19 Şubat 2023’te yürürlüğe giren yaptırımlar, varlıkların dondurulmasını, sermaye transferinin yasaklanmasını, tüm mali yükümlülüklerin askıya alınmasını ve on yıl süreyle ülkeye giriş yasağını kapsıyordu.
- ABD’li yasa yapıcılar, ülkenin Birleşmiş Milletler’den çıkış sürecini başlattı. Cumhuriyetçiler, ABD’nin BM üyeliğinin ve finansmanının tamamen durdurulmasını öngören bir yasa tasarısını Kongre’ye sundu.
Tekflite “Tasarıya göre, ABD Başkanı, ABD’nin BM üyeliğini tamamen sona erdirmeli ve BM’ye bağlı tüm kurumlar, komisyonlar ve ajanslarla ilişkisini kesmelidir,” ifadelerine yer verildi.
- Baltık Denizi’ndeki Gotland Adası açıklarında C-Lion 1 denizaltı iletişim kablosunda yeni bir kesinti meydana geldi. Kablo, Finlandiya ve Almanya arasında uzanıyor. İsveç devlet televizyonu SVT’ye göre, olay İsveç Sahil Güvenliği ve ordusu tarafından doğrulandı. İsveç Savcılığı olayla ilgili ön soruşturma başlattığını açıkladı.
- ABD yönetimi, Ukrayna’daki maden kaynaklarının çıkarılmasına yönelik “geliştirilmiş” bir anlaşma versiyonunu Kiev’e sundu. Axios’un haberine göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin danışmanları, anlaşmayı kabul etmesini tavsiye etti.
Kaynaklar, “şimdi anlaşmanın daha olası göründüğünü” belirtiyor. Bir yetkili, belgeye “önemli iyileştirmeler yapıldığını” ve “Ukrayna yasalarına uygun hale getirildiğini” ifade etti. Söz konusu düzenlemeler, Zelenskiy’nin bazı endişelerini gidermek amacıyla yapıldı. Özellikle, anlaşmanın New York mahkemelerinin yargı yetkisine tabi olmasını öngören madde metinden çıkarıldı. Ancak anlaşmanın diğer ayrıntıları paylaşılmadı.
Zelenskiy’ye yakın birkaç danışman, Ukrayna liderine güncellenmiş belgeyi imzalamasını önererek, böylece ABD Başkanı Donald Trump ile yeni çatışmaların önüne geçebileceğini ve Ukrayna’ya verilen desteğin gerekçelendirilmesini sağlayabileceğini ifade etti. Ukrayna’nın nadir toprak metallerinin ortak geliştirilmesine ilişkin öneriyi ilk olarak Ekim 2024’te Zelenskiy gündeme getirmişti.
- ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’ye, ülkesine sağlanan destek nedeniyle ABD’ye teşekkür etmesi gerektiğini söyledi. Vance’e göre, ABD’nin yardımları olmasaydı Ukrayna artık var olmayacaktı.
Vance, Zelenskiy’nin kamuoyunda ABD Başkanı Donald Trump’ı eleştirmesini de “aptalca” bulduğunu belirterek, “Başkan Zelenskiy ve ülkesi, ABD’nin cömertliği olmasaydı artık var olmazdı. O yüzden teşekkür etmesi gerekiyor. Eğer Başkan Trump ile aynı fikirde değilse, telefonu kaldırıp onu ya da yetenekli diplomatlarımızı arasın. Avrupa’yı dolaşıp ABD Başkanını eleştirmesi hoş karşılanmaz. Bu, Trump’a, bana ve Amerikan halkına karşı bir hakarettir. Üstelik aptalca” dedi.
- ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Riyad’daki görüşmede toprak konuları ve yaptırımların ele alınmadığını açıkladı. Gazeteci Catherine Herridge’in X (eski adıyla Twitter) hesabında paylaştığı röportaj videosunda Rubio, görüşmenin amacını değerlendirdi. Rubio, “Toplantının amacı, barış görüşmelerine yönelik gerçek bir ilgi olup olmadığını belirlemekti” diyen Rubio, “Rusya’nın yaptıklarını beğensek de beğenmesek de onlarla ilişkileri sürdürmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
- Ukrayna Parlamentosu (Rada) Savunma Komitesi Başkanı Roman Kostenko, ABD’nin Ukrayna tarafından satın alınan silahların sevkiyatını durdurduğunu açıkladı.
Kostenko, gazeteci Natalya Moseyçuk’un YouTube yayınında yaptığı açıklamada, “Bana ulaşan bilgilere göre, satış sürecinde olan silah sevkiyatı durdu. Teslimata hazır firmalar, şu an bekliyor çünkü karar alınmış değil. Herkes, en azından para karşılığında silah sevkiyatının sürdürülmesine izin verilip verilmeyeceğini bekliyor” ifadelerini kullandı.
- ABD’de yapılan yeni bir ankete göre, ABD Başkanı Donald Trump’ı bir “diktatör” olarak gören Amerikalıların oranı, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’yi diktatör olarak görenlerin neredeyse iki katı.
YouGov tarafından 19 Şubat’ta 4.071 kişiyle yapılan ankette, katılımcılara Zelenskiy, Trump ve Vladimir Putin’in diktatör olup olmadığı soruldu. Sonuçlara göre, katılımcıların yüzde 41’i Trump’ı diktatör olarak görürken, yüzde 45’i bunu reddetti. Kadın katılımcılar arasında ise bu oran daha yüksekti: Yüzde 46’sı Trump’ı diktatör olarak değerlendirirken, erkeklerde bu oran yüzde 35 oldu.
Zelenskiy’ye gelince, ankete katılanların yüzde 22’si onu bir diktatör olarak görürken, yüzde 45’i aynı fikirde olmadığını belirtti. Yüzde 33’lük bir kesim ise bu konuda emin olmadığını söyledi.
Anketi haberleştiren Newsweek dergisi Putin'le ilgili oran paylaşmadı.
- G7 ülkeleri, Rusya’nın Ukrayna'ya düzenlediği askeri operasyonunun üçüncü yıldönümü vesilesiyle yayımlanacak bildiride, Rus petrolüne yönelik fiyat tavanının sıkılaştırılması çağrısından vazgeçti. Bloomberg’in 19 Şubat tarihli belge taslağına dayandırdığı haberine göre, bildirinin ilk taslağı “önemli ölçüde yumuşatıldı”.
Bildirinin son halinde, “Ukrayna’nın güvenliği için sağlam garantilerin sağlanması ve Avrupa Birliği’ne entegrasyonu, gelecekteki saldırganlıkları önleyecek kalıcı bir barış için belirleyici olacaktır” ifadeleri yer alıyor. Bunun yanı sıra, belgede artık Rusya’nın eylemleri “yasadışı” olarak tanımlanmıyor.
- Rusya Acil Durumlar Bakanlığı, Kaluga bölgesinde meydana gelen yangının bir depoda değil, açık bir alanda bulunan geri dönüştürülebilir atıklarda çıktığını açıkladı. Yangının 1200 m2'lik bir alanda lokalize edildiği bildirildi.
Bakanlık yetkilileri, yangının üretim tesislerine ve hazır ürünlerin bulunduğu depoya sıçramasının önlendiğini belirtti. Ancak yüksek yangın yükü nedeniyle söndürme çalışmalarının zorlaştığı ifade edildi. Yangın, 20 Şubat akşamı meydana gelmişti.
20 Şubat Perşembe
- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüştü. Görüşmede Ukrayna'daki çatışmaları sona erdirmeye yönelik müzakere süreci ele alındı. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Dışişleri Bakanı Fidan, Rus mevkidaşı Lavrov ile Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Johannesburg kentinde düzenlenen G20 Dışişleri Bakanları Toplantısı marjında bir araya geldi. Fidan ve Lavrov, Ukrayna'daki çatışmaları sona erdirmeye dönük süreci değerlendirdi; bu çerçevede son dönemde yapılan görüşmeler ele aldı. (Sputnik)
- Financial Times'ın haberine göre, ABD, G7'nin Ukrayna'daki savaşın üçüncü yılına ilişkin hazırladığı bildiride Rusya'nın "agresör" (saldırgan) olarak nitelendirilmesine karşı çıkıyor. Gazeteye konuşan bir kaynak, “Amerikalılar bu ifadeyi engelliyor, ancak üzerinde çalışmaya devam ediyoruz ve bir uzlaşmaya varmayı umuyoruz” dedi. Kaynağa göre, Washington, Moskova ile Kiev arasındaki durumu ayrı değerlendirmek gerektiğini savunuyor. Ayrıca, Reuters’ın aktardığına göre, ABD bu yıl Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne desteğini vurgulayan ve Rusya’yı "saldırgan” olarak kınayan BM kararına ortak imza atmayacak. 24 Şubat'ta video konferans yöntemiyle yapılacak G7 zirvesine Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin katılımı ise henüz netleşmedi.
- Reuters’in haberine göre, ABD, Ukrayna’ya destek veren ve "Rusya'yı "saldırgan" ilan ederek kınayan yeni BM karar tasarısına ortak imza atmaya yanaşmıyor. Üç diplomatik kaynağa dayandırılan haberde, BM Genel Kurulu’nun, Rusya-Ukrayna savaşının üçüncü yıldönümüne denk gelecek şekilde bir karar yayımlamayı planladığı belirtildi. Taslak metinde, “Ukrayna’nın egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve uluslararası tanınmış sınırları içindeki toprak bütünlüğüne bağlılık” vurgulanıyor. Daha önceki yıllarda Washington’un bu tür kararların ortak destekçisi olduğu hatırlatılırken, Reuters’e konuşan bir diplomat, şu anki durumda ABD’nin bu belgeye imza atmasının beklenmediğini ifade etti.
- Dolar/ruble (USD/RUB) kuru, uluslararası Forex piyasasında 88 ruble seviyesinin altına gerileyerek 4 Eylül 2024’ten bu yana ilk kez bu eşiği geçti. Investing verilerine göre, Moskova saatiyle 14:20 itibarıyla dolar/ruble kuru yüzde 1,95 düşüşle 87,88 rubleye geriledi. Aynı zamanda, Rusya’nın yerel bankalar arası piyasasında dolar yüzde 1,34 değer kaybederek 88,43 rubleye kadar düştü. Moskova Borsası’nda mart vadeli dolar kontratları (Si) ise yüzde 2,29 azalarak 90.398 rubleye geriledi. Analistler, son jeopolitik gelişmeler ve enflasyon verilerinin rubleye destek verdiğini, olumlu küresel gelişmelerin devam etmesi halinde rublenin daha da güçlenebileceğini belirtiyor.
- The Economist’in yayımladığı anket sonuçlarına göre, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, bir sonraki başkanlık seçimlerine katılması halinde eski Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı ve şu an Londra Büyükelçisi olan Valeriy Zalujnıy’a karşı kaybedecek. Ankete göre Zelenskiy, halen Ukrayna’nın en popüler aktif siyasetçisi olarak görülse de, seçimlerde Zalujnıy karşısında 30’a 65 oy oranıyla geride kalıyor. Ocak 2025'te yapılan anket, Zelenskiy'e duyulan güvenin yüzde 52'ye düştüğünü, bunun savaşın başından bu yana en düşük seviye olduğunu ortaya koydu. Karşılaştırmalı olarak, 2022’de bu oran yüzde 90 olarak ölçülmüştü.
- Renault’nun CEO’su Luca de Meo, şirketin Rusya’ya geri dönme ihtimalini dışlamadığını belirtti. Financial Times’a konuşan de Meo, “Geleceği inşa etmeye odaklanmayı tercih ederim, ancak biz iş insanlarıyız. İş fırsatı gördüğümüzde değerlendirmeye çalışırız” dedi. Şu an için olası bir dönüş senaryosunu düşünmediğini belirten de Meo, “Her şey sürekli değişiyor, ancak elimizde bir seçenek var. Gidişata bakalım” ifadelerini kullandı.
- NBC’nin dört Amerikan yetkilisine dayandırdığı haberine göre, ABD, Ukrayna’ya güvenlik garantilerinin bir parçası olarak, Rusya’nın olası bir anlaşmayı ihlal etmesi durumunda Kiev’e otomatik NATO üyeliği sağlama seçeneğini değerlendiriyor. Yetkililer, bu seçeneğin Ukrayna ve Avrupa Birliği’nin en büyük endişelerinden biri olan “Rusya’nın yeniden güçlenip saldırma ihtimalini” ortadan kaldırmayı amaçladığını belirtti. Ancak, güvenlik garantilerinin temel şartının, Ukrayna’daki nadir toprak metallerine ilişkin bir anlaşma olduğu ve bu konunun hâlâ belirsizliğini koruduğu bildirildi.
Beyaz Saray yetkilisi, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent’in önerisinin, “Ukrayna’nın kendisini savunma yeteneğinin büyük ölçüde Amerikan vergi mükellefleri tarafından finanse edildiğini” kabul etmekten ibaret olduğunu belirtti.
Geçtiğimiz hafta Kiev’i ziyaret eden Bessent, ABD’nin Ukrayna’daki nadir toprak minerallerinin yarısının çıkarılması üzerinde kontrol sahibi olmasına ilişkin 500 milyar dolarlık bir anlaşma önerisini sundu. Bu anlaşma karşılığında, Ukrayna’ya savaş sonrası güvenlik garantileri sağlanması teklif edildi. The Economist’in üç kaynağına dayandırdığı haberine göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’e anlaşmayı imzalaması için bir saat süre tanındı. Ancak Zelenskiy, belgenin hazır olmadığını belirterek anlaşmayı imzalamayı reddetti.
ABD Başkanı Donald Trump, Kiev’in Bessent’e karşı “sert bir tutum sergilediğini” belirtti ve Ukrayna’yı anlaşmayı bozmakla suçladı. Trump, anlaşmayı “yeniden canlandıracağını” söyledi ve “aksi takdirde bunun hoş sonuçlar doğurmayacağını” ifade etti. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ise, Ukrayna’ya savaşın sona ermesinin ardından NATO üyeliği vaat edilmediğini açıkladı.
- Rusya Devlet Başkanı Sözcüsü Dmitri Peskov, Rusya’nın Ukrayna’daki hedeflerine öncelikli olarak müzakereler yoluyla, barışçıl yöntemlerle ulaşmak istediğini söyledi. Peskov’a göre, ABD’nin önceki başkanı Joe Biden yönetimi savaşın devam etmesini istedi ve bunun için Amerikan halkının parasını harcadı. Kremlin temsilcisi, yeni ABD Başkanı Donald Trump’ın bu konudaki yaklaşımının Moskova tarafından olumlu karşılandığını vurguladı.
“Washington ile Kiev arasında belirli anlaşmazlıklar olduğunu görüyoruz,” diyen Peskov, gazetecilere yaptığı açıklamada, Kremlin’in Trump’ın Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy hakkındaki sözlerini bu anlaşmazlıkların bir göstergesi olarak görüp görmediği sorusuna yanıt verdi. Moskova’nın kiminle müzakere etmeye hazır olduğu sorusuna net bir cevap vermedi.
Peskov, “Önceki Washington yönetimi, savaşın son Ukraynalıya kadar sürmesi gerektiğini savunuyordu ve barış sürecinin başlatılmasına yönelik herhangi bir hedefleri yoktu. Sadece savaştan bahsediyorlardı ve buna Amerikan vergi mükelleflerinin parasını harcıyorlardı. Yeni Washington yönetimi ise farklı bir görüşe sahip. Onlar, en kısa sürede barış sağlanması ve bunun müzakereler yoluyla gerçekleşmesi gerektiğini ifade ediyor,” dedi. Ancak Peskov, barış sürecine dair somut bir planın henüz bulunmadığını da ekledi.

- ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’daki çatışmayı bir yıl içinde çözüme kavuşturmanın mümkün olduğunu, aksi takdirde üçüncü dünya savaşının patlak verebileceğini söyledi. Miami'deki bir yatırım zirvesinde yaptığı konuşmada Trump, önceki Başkan Joe Biden’ın politikalarının devam etmesi halinde savaşın çoktan başlamış olacağını savunarak, “Biz bunu bitireceğiz. Üçüncü dünya savaşı kimseye fayda sağlamaz ve size söyleyeyim, ondan çok da uzak değiliz. Eğer o yönetim bir yıl daha kalsaydı, şimdi üçüncü dünya savaşını konuşuyor olurduk. Ama artık bu olmayacak” dedi.
Trump ayrıca, Rusya’nın Ukrayna’da önemli toprakları kontrol ettiğini belirterek, bunun Moskova’ya müzakerelerde avantaj sağladığını söyledi. Beyaz Saray’da gazetecilere konuşan Trump, “Bence Ruslar savaşı bitirmek istiyor, gerçekten öyle düşünüyorum. Ama ellerinde koz var, çünkü çok fazla toprak ele geçirdiler, bu da onlara avantaj sağlıyor” dedi.
- ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, National Pulse’a verdiği röportajda, Zelenskiy’nin Donald Trump ve onun barış girişimlerine yönelik eleştirilerini sert bir dille eleştirdi. Vance, Zelenskiy’nin tutumunu “utanç verici” olarak nitelendirerek, bunun Ukrayna’nın en önemli müttefikiyle ilişkilerini riske atabileceğini vurguladı. “Zelenskiy gerçekten çok kötü tavsiyeler alıyor ve bunun kimden geldiğini bilmiyorum” diyen Vance, “Artık Joe Biden ve Biden yönetimiyle değil, Donald Trump ve Trump yönetimiyle muhatap” ifadelerini kullandı.
Vance, Zelenskiy’nin Trump’a yönelik kamuoyu önünde sert çıkışlarının yanlış bir strateji olduğunu belirtti, “Başkan ile halka açık bir platformda hesaplaşmak, Başkan Trump’la uğraşmanın en iyi yolu değil” diye uyardı. “Elbette Ukraynalılar kendi bakış açılarını dile getireceklerdir. Ancak şu anda, tam da ülkesinin var olmasının tek sebebine saldırıyor. Bu utanç verici ve ABD başkanını ikna etmeyecek bir şey. Aksine, tam tersi bir etki yaratacaktır,” diyen Vance ayrıca Trump’ın Ukrayna halkına derin bir empati duyduğunu ve çatışmayı sona erdirmek istediğini vurgulayarak, “Başkan, masum Ukraynalıların ölmesini istemiyor. Yönetimin hedefi bu savaşı bitirmek ve Zelenskiy bunu ciddiye almalı,” ifadelerini kullandı.
- Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz, Fox News’a verdiği röportajda, “Ukrayna’daki savaş dönemi sona erdi, ancak herkes bunu anlamış değil” dedi. Waltz’a göre, Trump savaşın son bulması gerektiğini açıkça belirtti ve tüm tarafların bu süreci desteklemesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Kiev yönetiminin ABD’nin Ukrayna’daki doğal kaynakların işletilmesi karşılığında yardım teklifine gösterdiği “tuhaf direniş” ve “gergin söylemleri artırma” çabalarından duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi. Waltz, “Başkan Trump bunu tolere etmeyecek” diyerek Washington’un Kiev’le ilişkilerindeki gerilimin arttığını işaret etti.
- Trump, Ukrayna’nın nadir toprak metallerine ilişkin anlaşma konusundaki söylemini sertleştirmesini kabul etmeyeceğini belirtti. Fox News’e konuşan Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz, Amerikan vergi mükelleflerinin Ukrayna’ya yapılan yardımların karşılığını almayı hak ettiğini ifade ederek, Kiev’in bu fırsatı değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Ancak Ukrayna tarafının anlaşmaya karşı direnç gösterdiğini ve söylemini sertleştirdiğini belirten Waltz, Trump’ın bunu tolere etmeyeceğini vurguladı. ABD Başkanı, Şubat ayı başında Ukrayna’ya sağlanan yardımlara karşılık olarak nadir toprak metalleri konusunda bir anlaşma önermiş ve bu anlaşmanın 500 milyon dolar değerinde olabileceğini açıklamıştı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ise ülkesinin kaynaklarını karşılıksız paylaşmayacağını, ancak ortak madencilik projeleri çerçevesinde iş birliğine açık olduğunu belirtmişti.
- Zelenskiy, ABD Başkanı'nın Rusya-Ukrayna savaşını çözmekle görevli özel temsilcisi Keith Kellogg'un Kiev'de Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Başkomutanı Aleksandr Sırskiy ile bir araya geldiğini açıkladı. Akşam yaptığı video mesajında Zelenskiy, Kellogg'un ayrıca Ukrayna istihbarat ve özel servis yetkilileriyle, Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak ile görüştüğünü belirtti. Kendisiyle yapılacak toplantının perşembe günü gerçekleşeceğini duyuran Zelenskiy, ABD ile ilişkilerin yapıcı olması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, Zelenskiy ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yaşanan sözlü gerilimin ardından geldi. Trump, Ukrayna'da seçim yapılmamasını eleştirerek Zelenskiy'i "seçimsiz bir diktatör" olarak nitelemiş, Ukrayna lideri ise Trump’ı "yanlış bilgilendirilmiş" olmakla suçlamıştı.
- Başkan Zelenskiy, düzenlediği basın toplantısında Ukrayna hava savunma sistemlerinin, özellikle Amerikan yapımı Patriot füze sistemlerine ait mühimmat eksikliğiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. Zelenskiy, bu durumu sahadaki komutanlardan biriyle yaptığı görüşmeye dayanarak anlattı ve “Saat üç, dört, beş civarında komutan beni arıyor ve 'Şu an bu şehrin yakınındayız ve Patriot sistemleri için elimizde füze kalmadı' diyor. Şu anda sekiz füze yaklaşmakta, ancak onları durduracak hava savunma mühimmatımız yok” ifadelerini kullandı. Ukrayna lideri, güvenlik garantileri çerçevesinde ABD’den ülkesine yeterli sayıda Patriot sistemi sağlamasını talep ettiğini belirtti. Zelenskiy, eğer ABD Ukrayna’ya asker göndermeye veya NATO üyeliğini desteklemeye hazır değilse, bunun makul bir alternatifi olarak Ukrayna’ya 20 adet Patriot bataryasının teslim edilmesi ve füze üretimi için lisans verilmesi gerektiğini vurguladı.
- Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Trump’ın Zelenskiy’i diktatör olarak nitelendirmesini eleştirerek, Ukrayna liderinin demokratik olarak seçilmiş meşru bir devlet başkanı olduğunu söyledi. Spiegel’e konuşan Scholz, Ukrayna Anayasası’na göre savaş zamanında seçim yapılamayacağını hatırlatarak, kimsenin aksi yönde iddialarda bulunmaması gerektiğini belirtti.
- Financial Times'ın habere göre, İngiltere ve Fransa, Avrupa'nın askeri avantajlarını kullanarak Ukrayna'da bir "güvence" (reassurance) gücü oluşturma planları üzerinde çalışıyor. Haberde, Batılı bir yetkilinin, "Rusya'ya karşı en büyük üstünlüğümüz hava gücümüz ve ateşkesin ihlal edilmesi durumunda buna hızlıca yanıt verebilme kapasitemizdir. Bu, Rusya’yı cezalandırma yeteneğine sahip olmayı amaçlayan caydırıcı bir yaklaşımdır" sözlerine yer verildi. Plana göre, Ukrayna'da büyük ölçekli kara birlikleri konuşlandırılmayacak, ancak buralarda kilit askeri noktalar güvence altına alınacak. Londra merkezli Times gazetesinin savunma editörü Larisa Brown da X platformunda yaptığı paylaşımda, 30 bin kişilik bir Avrupa gücünün Ukrayna'da stratejik şehirler, limanlar ve kritik altyapı merkezlerinde konuşlandırılmasının planlandığını belirtti. Doğu Ukrayna'ya gönderilmeyecek bu birliklerin sınırları teknik sistemlerle izleyeceği, hava sahasını koruyacağı ve ticari hava trafiğini yeniden başlatabileceği ifade edildi.
- Moskova’nın güneyindeki Varşovskaya Şose’de bulunan S.A. Lebedev Hesaplama Teknolojileri Enstitüsü'nde dün gece yangın çıktı. Telegram kanalı Mash’in aktardığına göre, yangın toplam 1500 metrekarelik bir alanı kapladı ve bina içinde depolanan helyum tüplerinin patlama riski ilan edildi. TASS’ın haberine göre, alevler nedeniyle binanın çatısı çöktü. Acil Durumlar Bakanlığı, enstitüden 30 kişinin kendi imkanlarıyla tahliye edildiğini bildirdi.
- Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko, Etiyopya’da açılan Sputnik Studyosu’nda, Rossiya Segodnya Medya Grubu Genel Müdürü Dmitriy Kiselev’e verdiği röportajda, Batı’nın diğer ülkelerin egemenlik haklarını dikkate almaksızın kendi iradesine boyun eğdirme ve bastırma politikası uygulamasına rağmen dünyanın hızla çok kutuplu düzene doğru ilerlediğini ve Afrika ülkelerinin de sürecin içinde olduğunu söyledi. Matviyenko, “Dünya, Afrika halklarının çıkarlarını da dikkate alacak daha adil çok kutuplu düzene doğru aktif bir şekilde ilerliyor. Bana göre Afrika, bu çok kutuplu dünyanın önemli sütunlarından biri olacak ve öyle de görünüyor, çünkü çok hızlı ve aktif bir şekilde gelişiyorlar. Afrika kıtası büyük bir potansiyele, devasa mineral kaynaklarına ve fosillerine sahip. En önemlisi, bağımsızlıklarını kavramış, bu bağımsızlık için ağır bedeller ödemiş, artık kimsenin bu yoldan saptıramayacağı uyanmış devletler” şeklinde konuştu. (Sputnik)
- Eski Dağlık Karabağ Devlet Bakanı Ruben Vardanyan, Azerbaycan’da devam eden yargı sürecine tepki olarak Bakü’de tutulduğu cezaevinde açlık grevine başladığını duyurdu. Ailesi aracılığıyla yayımladığı mesajında, kendisine yönelik uluslararası ve Azerbaycan hukuku çerçevesinde ciddi ihlaller yapıldığını öne süren Vardanyan, askeri mahkemede yargılanmasını, dava dosyalarına kısıtlı erişimini ve kendisine yöneltilen suçlamaların resmiyet taşımadığını iddia etti. 27 Eylül 2023’te Ermenistan’a geçmeye çalışırken gözaltına alınan Vardanyan, 42 ayrı suçlamayla yargılanıyor ve bazı suçlamalar nedeniyle müebbet hapis cezası alma riski bulunuyor.
19 Şubat Çarşamba
- ABD Başkanı Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’i seçim yapmayı reddettiği için "diktatör" olarak nitelendirdi. Trump, Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, "Diktatör, ama seçim yapmadan. Zelenskiy’nin hızlı hareket etmesi gerekiyor, yoksa elinde bir ülke bile kalmayacak" ifadelerini kullandı.
Trump, ABD ve Rusya arasında devam eden müzakerelere atıfta bulunarak, "Bu savaşı bitirmek için başarılı şekilde müzakereler yürütüyoruz ve herkesin kabul ettiği gibi bunu yalnızca Trump ve Trump yönetimi başarabilir" dedi. Trump ayrıca, "Ukrayna’yı seviyorum ama Zelenskiy korkunç bir iş çıkardı. Ülkesi harap oldu, milyonlarca insan boş yere öldü ve bu hâlâ devam ediyor" sözleriyle Ukrayna liderini sert şekilde eleştirdi.
Trump, Zelenskiy’nin ABD’den "kazanılamayacak bir savaş için" 350 milyar dolar talep ettiğini ve bu miktarın Avrupa’nın harcadığından 200 milyar dolar daha fazla olduğunu iddia etti, "Zelenskiy, ABD’nin gönderdiği paranın yarısının kaybolduğunu kabul ediyor. Görünüşe göre bu parayı harcamaya devam etmek istiyor" dedi.
Trump'ın mesajı şöyle:
"Düşünün, orta düzeyde başarılı bir komedyen olan Volodymyr Zelenskiy, Amerika Birleşik Devletleri'ni kazanılamayacak, asla başlaması gerekmeyen, ancak ABD ve "TRUMP" olmadan asla çözemeyeceği bir Savaş'a girmek için 350 Milyar Dolar harcamaya ikna etti. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa'dan 200 Milyar Dolar daha fazla harcadı ve Avrupa'nın parası garantili, ancak Amerika Birleşik Devletleri hiçbir şey geri alamayacak. Uykulu Joe Biden neden Eşitlik talep etmedi, çünkü bu Savaş bizim için olduğundan çok daha fazla Avrupa için önemli - Fark olarak, bizim aranmızda büyük ve güzel bir Okyanusumuz var. Bunun üstüne, Zelenskiy ona gönderdiğimiz paranın yarısının "KAYIP" olduğunu kabul ediyor. Seçim yapmayı reddediyor, Ukrayna Anketlerinde çok düşük ve iyi olduğu tek şey Biden'ı "keman gibi" çalmaktı. Seçimsiz bir Diktatör olan Zelenskiy, hızlı hareket etse iyi olur, yoksa bir Ülkesi kalmayacak. Bu arada, Rusya ile Savaşın sonunu başarıyla müzakere ediyoruz, herkesin kabul ettiği gibi sadece "TRUMP" ve Trump Yönetimi bunu yapabilir. Biden hiç denemedi, Avrupa Barışı getirmeyi başaramadı ve Zelenskiy muhtemelen "rüşvet trenini" devam ettirmek istiyor. Ukrayna'yı seviyorum, ancak Zelenskiy berbat bir iş çıkardı, Ülkesi paramparça oldu ve MİLYONLARCA insan gereksiz yere öldü - Ve böyle devam ediyor..."
Trump, dün yaptığı konuşmada Ukrayna’da seçimlerin düzenlenmesi gerektiğini vurgulamış, "Bunu Rusya değil, Ukrayna’daki durum zorunlu kılıyor" ifadelerini kullanmıştı. Zelenski’nin görev süresi 2024 yılı Mayıs ayında sona ermiş olmasına rağmen, Ukrayna Anayasası’na göre yeni seçim yapılana kadar görevine devam ettiği belirtilmişti.
- Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump’ın kendisini "diktatör" olarak nitelendirmesine ve Ukrayna’ya yapılan yardımlarla ilgili iddialarına yanıt verdi. Zelenskiy, "Ben Ukrayna halkının seçtiği bir liderim ve görev sürem Ukrayna Anayasası'na uygun olarak devam ediyor. Ülkemiz, varoluş savaşı verirken asılsız suçlamalara değil, desteğe ihtiyacı var" dedi. Trump'ın %4 desteği olduğu yorumuna da Zeenskiy, "Ben Ukrayna’nın demokratik yollarla seçilmiş devlet başkanıyım. 2019’da halkın %73’ünün oyunu alarak göreve geldim. Bugün de Ukrayna halkının %57’si bana güveniyor" diyerek karşılık verdi.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, "810. Muhafız Deniz Piyade Tugayı askerlerinin Kursk bölgesinde Ukrayna sınırını geçerek düşman topraklarına ilerlediğini" açıkladı. Putin, St. Petersburg’da bir insansız hava aracı üretim tesisini ziyaret ettiği sırada yaptığı konuşmada, "Bana bir saat önce bildirilen en güncel bilgiye göre, bu gece 810. Tugay askerleri Rusya Federasyonu ile Ukrayna arasındaki sınırı geçti ve karşı tarafın topraklarına girdi" dedi. Putin ayrıca, benzer gelişmelerin cephe hattının genelinde yaşandığını vurguladı.
Rusya Savunma Bakanlığı da Kursk bölgesindeki Sudjanskiy ilçesine bağlı Sverdlikovo köyünün ele geçirildiğini ve burada bulunan Tula hava indirme birliklerinin Sudca-Rylsk yolunun kontrolünü sağladığını duyurdu. Bakanlık, Ukrayna ordusunun son 24 saatte 510’dan fazla asker kaybettiğini, savaşın başlangıcından bu yana ise toplam kayıplarının 62 bini aştığını iddia etti. 2022 yılında Rus güçleri kısa süreliğine Sumi bölgesine girmiş ancak İstanbul’daki müzakerelerin ardından bölgeden çekilmişti. Ancak bu kez, Rus ordusunun Ukrayna’daki lojistik hatları hedef alarak, özellikle Basovka yerleşim bölgesi ve stratejik öneme sahip "Yunakivka-Sucha" otoyolunu kontrol altına almayı amaçladığı belirtiliyor.
- Forex piyasasında dolar kuru 89,8 rubleye kadar geriledi. Investing.com verilerine göre, Moskova saatiyle 14:57 itibarıyla Amerikan doları yüzde 1,56 düşüşle 90,1 ruble seviyesine indi. Euro ise yüzde 2,04 değer kaybederek 93,6 rubleye geriledi.
Rusya Merkez Bankası, 19 Şubat için doların resmi kurunu 91,3 ruble, euronun ise 95,6 ruble olarak belirledi.
- Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ukrayna’ya 300 milyar dolarlık yardım yapıldığına dair sözlerini reddetti. Zelenskiy, Ukrayna basınından Ukrainskaya Pravda’nın aktardığına göre bir basın toplantısında şu açıklamayı yaptı:
“Bizim elimizde tamamen farklı rakamlar var. Her şey çok net. Savaş bize 320 milyar dolara mal oldu. Bunun 120 milyar doları Ukrayna halkının, vergi mükelleflerinin katkısıydı. 200 milyar dolar ise ABD ve Avrupa müttefiklerimizden geldi. Bu destek, silah paketlerini de içeriyor. ABD’nin bize toplamda yaklaşık 67 milyar dolar değerinde silah yardımı ve 31,5 milyar dolar doğrudan mali destek sağladığını söyleyebiliriz.”
Zelenskiy ayrıca, insani yardım gibi farklı programların da bulunduğunu kabul etti ve bu yardımlar için teşekkür etti. Ancak toplam yardımın 500 milyar dolara ulaşmadığını belirterek, bu miktarın “madenler veya başka bir şeyle” geri ödenmesini talep etmenin ciddiyetsiz bir yaklaşım olacağını ifade etti. Kiev’in, güvenlik garantileri içeren teklifleri değerlendirmeye hazır olduğunu da sözlerine ekledi.
- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moskova ve Washington’un ilişkilerinde “pozitif bir atmosferin” oluşmaya başladığını ve tarafların “uçurumun eşiğinden uzaklaştığını” söyledi. Lavrov, bu açıklamayı Devlet Duması’ndaki konuşması sırasında yaptı.
“Biden yönetiminin ilişkilerimizi getirdiği uçurumun eşiğinden uzaklaşmaya başladık, ancak bunlar sadece ilk adımlar” diyen Lavrov, sürecin henüz başında olduklarını vurguladı.
Lavrov, Riyad’da gerçekleşen görüşmede Moskova’nın, ABD’ye iki ülke büyükelçiliklerinin normal işleyişini sağlamak için çözülmesi gereken konuların bir listesini sunduğunu da açıkladı. Bu liste, diplomatik mülkiyet sorunu ve ABD’deki Rus diplomatların görev sürelerine getirilen kısıtlamalar gibi konuları da içeriyor. Lavrov şunları söyledi:
“Biz, büyükelçiliklerimizin ve başkonsolosluklarımızın günlük işleyişini ciddi şekilde zorlaştıran yapay engellerin kaldırılması gerektiğini vurguladık. Bunlar arasında finansmanla ilgili kısıtlamalar, diplomatların hareketlerinin kısıtlanması ve sayılarına getirilen sınırlar bulunuyor. Ayrıca her diplomatın görev süresine sınırlama getirme girişimleri var ki bunlar hiçbir uluslararası sözleşmede veya diplomatik ilişkilerde öngörülmemiştir”.
Lavrov ayrıca Orta Asya ve eski Sovyet cumhuriyetlerinden gelen işçi göçmenlerine yönelik giriş prosedürlerinin sıkılaştırılmasının Rusya’nın uzun vadeli çıkarlarına hizmet etmediğini söyledi. Lavrov, “düzeni sağlamak gerektiğini” kabul etmekle birlikte, vize rejiminin getirilmesine karşı olduğunu ifade etti.
Lavrov “Biz, onların davranışlarını daha sıkı kontrol altına almak gerektiğini düşünüyoruz, ancak engeller koymak veya vize rejimi getirmek doğru değil. Evet, geçmişte var olan kurallara kıyasla ek önlemler alınıyor, ancak bunlar göçmen işçiler için engel oluşturmak yerine yalnızca kontrolü artırmaya yönelik” dedi.
- Japonya, Ocak ayında toplam 6,6 milyon ton sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal etti. Bu miktar, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 9 daha yüksek. Japonya Maliye Bakanlığı’nın verilerine göre, Rusya’dan yapılan LNG ithalatı 573 bin ton olarak kaydedildi ve bu rakam, ABD’den yapılan 454 bin tonluk LNG ithalatını %26 oranında geride bıraktı.
- Rusya Devlet Başkanı Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, Riyad’da gerçekleşen Rusya ve ABD delegasyonları arasındaki görüşmeleri değerlendirdi. Peskov, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden inşası için ilk adımın atıldığını belirterek, “Henüz kesin sonuçlar çıkarmak için erken, ancak görüşmeler çalışma odaklı bir atmosferde geçti” dedi. Görüşmelerin aynı zamanda Rusya-Ukrayna çatışmasının çözümü yolunda önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında bir görüşme düzenlenmesi için dışişleri bakanlıkları aracılığıyla belirli bir hazırlık yapılması gerektiğini de söyledi. Peskov, bu görüşmenin şubat ayı sonuna kadar gerçekleşebileceğini ancak tarafların bu zaman dilimine uyamayabileceğini belirtti.
- ABD’nin Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg, Kiev’e geldi. Reuters’ın haberine göre, Ukrayna’nın başkentinde kendisini ABD’nin Kiev Büyükelçisi Bridget Brink karşıladı. Kellogg, ziyaret sırasında Ukrayna’nın güvenlik garantilerini ele alacağını ve görüşmelerin içeriğini Başkan Trump’a aktaracağını ifade etti. “Dinlemeye geldik. Gerekli desteği sağlamaya hazırız. Güvenlik garantilerinin önemini anlıyoruz. Misyonumun bir parçası da dinlemek ve ardından ABD’ye dönerek Başkan Trump ile görüşmek” dedi.
- Avrupa Birliği’ne üye 27 ülkenin daimi temsilcileri, Rusya’ya yönelik 16. yaptırım paketini onayladı. Reuters ve Financial Times’ın Avrupalı yetkililere dayandırdığı haberlerine göre, yeni yaptırımlar kapsamında birincil alüminyum ithalatına yasak getirilmesi planlanıyor. Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, yaptırımların Rus petrolü ve petrol ürünlerinin kullanımına ilişkin olarak Budapeşte için bazı istisnalar içerdiğini açıkladı. Ayrıca, AB’nin Rusya’nın “gölge filosu” olarak gördüğü 73 gemi daha yaptırımlara tabi tutulacak. Yeni yaptırımlar, AB liderlerinin onayına sunulacak.
- Rusya’nın uluslararası örgütlerle sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusundaki ilişkilerinden sorumlu özel temsilcisi Boris Titov, Riyad’daki görüşmelerin ardından Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımları hemen kaldırmayacağını ancak “yaptırımların ruhunun zayıflayacağını” söyledi. Titov, “Yaptırıma tabi olmayan şirketlerin hesaplarının serbest bırakılmasını, Batılı markaların Rusya’ya geri dönmesini ve vize işlemlerinin yeniden başlamasını bekliyoruz” dedi. Ona göre, iş dünyası artık yaptırımları daha geniş yorumlamayacak ve bankalar ile şirketler, resmi yaptırım yasakları olmasa bile ihtiyatlı yaklaşımlarını azaltacak.
- Kazakistan’ın Aktau bölgesinde düşen Embraer 190 model Azerbaijan Airlines (AZAL) uçağına ilişkin nihai raporun 2025 yılı sonuna kadar açıklanması planlanıyor. Kazakistan Ulaştırma Bakan Yardımcısı Talgat Lastaev, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) standartlarına göre, kazaların bir yıl içinde incelenmesi gerektiğini belirterek, “Dolayısıyla, nihai raporun Aralık ayına kadar tamamlanması gerekiyor” dedi.
- ABD yönetimi, Latin Amerika ve Ukrayna’dan gelen göçmenlerin başvurularını değerlendirme sürecini durdurdu. CBS News’in iki üst düzey Amerikalı yetkiliye ve 14 Şubat tarihli bir iç yazışmaya dayandırdığı haberine göre, Trump yönetiminin bu kararını güvenlik endişeleri ve dolandırıcılık faaliyetleri nedeniyle aldığını açıkladı. Askıya alma kararının hangi tarihe kadar süreceği ise belirtilmedi.
- ABD Başkanı Donald Trump, Kiev yönetiminin yıllar önce bir anlaşma yaparak çatışmayı önleyebileceğini ama bunu yapmadığını savundu. Trump, Florida’daki Mar-a-Lago tatil beldesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin ABD-Rusya görüşmelerine davet edilmemesine yönelik tepkisine de sert yanıt verdi.
"Çok hayal kırıklığına uğradım. Duyduğuma göre, davet edilmedikleri için üzülüyorlarmış. Peki ama üç yıldır oradaydınız! Bunu hiç başlatmamalıydınız. Bir anlaşma yapabilirdiniz," diyen Trump, Ukrayna’nın müzakere masasında bir koltuk istemesini eleştirdi. Trump, savaşın önlenebileceğini öne sürerek, "Ortalama bir müzakereci bile yıllar önce bir çözüm sağlayabilirdi ve çok fazla toprak kaybedilmezdi" ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı, Ukrayna’daki seçimlerin düzenlenmesi gerektiğini vurgulayarak Zelenskiy’e baskıyı artırdı. Trump "Ukrayna’da uzun zamandır bir seçim yapılmadı. Bu Rusya’nın değil, benim ve başka ülkelerin dile getirdiği bir konu. Ülkede sıkıyönetim var, lider ise, üzgünüm ama, sadece yüzde 4 destek oranına sahip. Şehirlerin çoğu yerle bir oldu, bir yıkım alanı gibi görünüyor," dedi.
Trump ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ay sonuna kadar görüşebileceğini söyledi ve Washington’un Rusya politikasında Avrupa’daki müttefiklerini endişelendiren büyük bir değişikliğe gittiğinin sinyalini verdi. Rusya ile doğrudan yapılan görüşmelerin ardından, savaşın sona ermesi konusunda daha iyimser olduğunu belirten Trump, "Bu savaşın sona erdirilmesi gücüne sahip olduğumu düşünüyorum ve süreç iyi gidiyor," dedi.
Trump, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’da barış gücü misyonu üstlenmesi fikrine de sıcak baktığını belirterek, "Eğer bunu yapmak istiyorlarsa, harika olur. Ben tamamen destekliyorum," dedi. Fransa ve İngiltere’nin bu konuda istekli olduğunu vurgulayan Trump, "Bu çok güzel bir jest" ifadelerini kullandı ve ABD’nin böyle bir misyona dahil olmayacağını çünkü "coğrafi olarak çok uzakta" bulunduğunu söyledi.
- ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Avrupa müttefiklerine, Başkan Donald Trump yönetiminin Ukrayna'daki çatışmayı çözmek için bir anlaşmaya varılana kadar Rusya'ya yönelik yaptırımların devam edeceğini söyledi. Bloomberg'in kaynaklarına dayandırdığı haberine göre Rubio, Avrupa mevkidaşlarıyla yaptığı telefon görüşmesinde bu planı dile getirdi, rapor, görüşmenin Rubio'nun Riyad'da Rus heyetiyle yaptığı görüşmelerin ardından gerçekleştiğini ekledi.
- Ukrayna'nın Harkov bölgesindeki Kupyansk kentine doğru Rusya birliklerinin kuzey ve güney cephelerinden ilerlediği bildirildi. Ukrayna tarafından Kupyansk Askeri İdare Başkanı Andriy Besedin, Rus güçlerinin kente doğru hareket ettiğini ve saldırıların lojistik yolları kesintiye uğrattığını açıkladı. Rusya tarafından yapılan açıklamalarda da Kupyansk yönünde ilerleme kaydedildiği ve bölgedeki operasyonların genişletildiği belirtildi. Kentte altyapı ve güvenlik sorunları büyürken, Ukrayna yönetimi geçen yıl bölgedeki siviller için zorunlu tahliye kararı almıştı.
- Rusya'da hisse senetlerine yatırım yaparken alınan risk primi, Şubat 2022'deki zirvesinden sonra düşerek 2021 seviyelerine geri döndü. 14 Şubat itibarıyla bu oran yüzde 6,8 olarak hesaplandı ve özellikle son bir buçuk ay içinde ciddi bir düşüş yaşandı. Analistler, bu düşüşün temel sebebinin jeopolitik gerilimlerin azalması ve Rusya ile ABD arasında Ukrayna konusunda yapılan görüşmeler olduğunu belirtiyor. Moskova Borsası endeksi, bu gelişmeler sonrası bir hafta içinde yüzde 10 değer kazanırken, yatırımcı ilgisinin arttığı ve işlem hacimlerinin rekor seviyelere ulaştığı bildirildi.
- G7 ülkeleri, Rus petrolüne uygulanan 60 dolarlık fiyat tavanının yeniden gözden geçirilmesini içeren bir açıklama taslağı hazırladı. Bloomberg'e göre, 24 Şubat'ta yayımlanması beklenen belge, Moskova'nın Ukrayna konusunda "anlamlı barış müzakerelerine" yönlendirilmesi amacıyla petrol gelirlerini düşürmeyi hedefliyor. Daha önce bazı ülkeler fiyat tavanının daha da aşağı çekilmesini talep etmişti. Taslakta ayrıca Ukrayna'da uluslararası denetim mekanizmalarının kurulması ve Kiev’in müzakerelere dahil edilmesi gerektiği vurgulanıyor. G7, mevcut fiyat tavanını Aralık 2022’de uygulamaya koymuştu; Rusya ise buna karşılık, belirlenen fiyat sınırlarına uyan sözleşmeler kapsamında petrol ihracatını yasaklamıştı.
- Hollanda Temsilciler Meclisi, Ukrayna'da olası bir ateşkesin ardından barış gücü askerlerinin konuşlandırılmasını destekleyen bir kararı onayladı. NOS televizyonuna göre, meclis çoğunluğu hükümeti, "savaş sonrası barış güçlerine" katılım konusunda yapıcı bir tutum benimsemeye çağırdı. Başbakan Dikk Schoof, Hollanda'nın bu konudaki olası katkısını değerlendirmeye açık olduğunu belirtirken, aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, Hollanda’nın Rusya tehdidini abartmaması gerektiğini savunarak asker gönderilmesine karşı çıktı.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna'daki savaş devam ederken Fransız kara birliklerini bölgeye göndermeyeceklerini açıkladı. La Dépêche du Midi’ye konuşan Macron, Fransa'nın şu anda asker göndermeye hazırlanmadığını, ancak Ukrayna'nın güvenliğini uzun vadede nasıl garanti altına alabileceklerini düşündüklerini belirtti. Olası seçenekler arasında Ukrayna'nın silahlandırılması, uzman ve askerlerin çatışma bölgelerinden uzak alanlara konuşlandırılması ve ilerleyen süreçte BM mandası altında bir barış gücü misyonu bulunuyor. Macron, geçen yıl Batı’nın Ukrayna’ya kara birlikleri göndermesini gündeme getirmişti, ancak Almanya ve İtalya gibi ülkeler bu fikre karşı çıkmıştı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise NATO ülkelerinin barış gücü adı altında Ukrayna'ya asker göndermesini "kabul edilemez" olarak nitelendirdi.
- Rusya ve ABD’nin üst düzey yetkilileri, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yıllar sonra ilk kez doğrudan müzakerelerde bulundu. Görüşmeler, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden değerlendirilmesi ve Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne yönelik adımların ele alınması açısından büyük önem taşıyor. Toplantıya Rusya tarafından Kremlin Danışmanı Yuri Uşakov, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kirill Dmitriev katılırken, ABD heyetinde Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve ABD’nin Rusya ile ilişkilerden sorumlu özel temsilcisi Steve Witkoff yer aldı. Görüşmeler dört buçuk saat sürdü ve Suudi yetkililer de toplantıda gözlemci olarak bulundu.
Müzakerelerin en kritik konularından biri Ukrayna’daki çatışmanın sona erdirilmesiydi. ABD ve Rusya, Fox News’in haberine göre, üç aşamalı bir barış planı üzerinde ön görüşmeler gerçekleştirdi. Buna göre:
-
İlk aşama: Ateşkes sağlanması ve savaşın durdurulması.
-
İkinci aşama: Ukrayna’da seçimlerin düzenlenmesi.
-
Üçüncü aşama: Tarafların resmi bir barış anlaşmasına imza atması.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, tarafların Ukrayna’da çözüm sürecini yürütmek için üst düzey müzakere ekipleri belirleme konusunda mutabık kaldığını açıkladı. Ancak, bu sürecin nasıl ilerleyeceği ve Ukrayna’nın nasıl dahil edileceği konusunda henüz kesin bir karara varılmadı. Rusya adına müzakereleri kimin yürüteceğine ise Kremlin’in karar vereceği belirtildi.
Rus heyeti, ABD ile yapılan görüşmede temel ilkelerini dile getirdi ve Ukrayna’nın tarafsız statüye sahip olması gerektiğini vurguladı. ABD yetkilileri ise bu görüşmelere büyük önem verdiklerini ancak tek bir toplantının kalıcı bir barış için yeterli olmayacağını belirtti.
Rusya-ABD İlişkilerinin Yeniden Şekillendirilmesi
Görüşmelerin diğer önemli başlığı, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi oldu. ABD ve Rusya, karşılıklı olarak diplomatik misyonlarını yeniden eski seviyeye getirme konusunda anlaştı. Bu doğrultuda, Washington ve Moskova’daki büyükelçiliklerde personel sayısının artırılması planlanıyor. Ayrıca, iki ülke arasındaki diplomatik gerginlikleri azaltmak için düzenli istişare mekanizmaları kurulacak.
Ancak, Kremlin Danışmanı Yuri Uşakov, Putin ile Trump’ın yüz yüze görüşmesi için henüz net bir tarih belirlenmediğini açıkladı. İki ülke heyetlerinin bu görüşmeye zemin hazırlamak için daha fazla çalışması gerektiği ifade edildi.
Ekonomik İşbirliği ve Ortak Projeler
Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kirill Dmitriev, müzakerelerin oldukça yapıcı geçtiğini ve taraflar arasında birçok ortak nokta bulunduğunu söyledi. Dmitriev’e göre, her iki ülke de küresel ekonomik işbirliğini güçlendirmek için yeni projeler geliştirmeye açık. Özellikle Arktik bölgesinde ortak enerji projeleri ve ticari işbirliklerinin geliştirilmesi önerildi.
ABD tarafı, ekonomik yaptırımların hafifletilmesi konusunda Rusya’nın beklentilerini dikkatle dinledi ancak bu konuda herhangi bir garanti vermedi. Washington’un Rusya ile ekonomik işbirliğine sıcak bakıp bakmayacağı ise önümüzdeki süreçte netleşecek.
Ukrayna ve Batı’dan gelen tepkiler
Rusya ve ABD’nin müzakere sürecine başlaması, Ukrayna ve Avrupa’da rahatsızlık yarattı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Kiev’in bu müzakerelere dahil edilmemesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Zelenskiy, “Bizimle ilgili bir anlaşma bizim katılımımız olmadan yapılamaz, böyle bir mutabakatı asla tanımayız” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise Avrupa liderleriyle acil bir zirve düzenleyerek müzakereleri değerlendirdi. Macron, Ukrayna’ya güçlü güvenlik garantileri verilmesi gerektiğini ve Avrupa’nın kendi savunma kapasitesini artırmaya odaklanacağını belirtti.
Çin ise Suudi Arabistan’da yapılan görüşmeleri memnuniyetle karşıladı. Pekin, tüm tarafları müzakerelere dahil olmaya çağırarak, Ukrayna’daki çatışmaya barışçıl bir çözüm bulunmasını desteklediğini açıkladı.
Piyasaların tepkisi ve beklenen süreç
Müzakerelerin sonuçları küresel piyasalarda dikkatle takip edilirken, Rusya’daki finansal piyasalarda belirgin bir dalgalanma yaşandı. Moskova Borsası, görüşmelerin ardından %1,41 oranında düşüş yaşadı ve yatırımcılar, müzakerelerin somut sonuçlara ulaşıp ulaşmayacağını gözlemlemeye başladı.
Önümüzdeki süreçte ABD ve Rusya’nın, Ukrayna krizine yönelik nasıl bir yol haritası belirleyeceği büyük merak konusu. Washington ve Moskova arasındaki yeni müzakerelerin tarihi henüz netleşmese de, taraflar arasındaki diyaloğun devam edeceği belirtiliyor.
- Zelenskiy, Suudi Arabistan’a yapacağı ziyareti Mart ayına ertelediğini duyurdu. Kararın, Riyad’da gerçekleşen ve Ukrayna’nın davet edilmediği Rusya-ABD müzakerelerinin ardından alındığını belirten Zelenskiy, bu görüşmelerin kendileri için bir "sürpriz" olduğunu ifade etti. Daha önce Suudi Arabistan, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni kapsayan bir diplomatik tur planlayan Zelenskiy, bu ziyaretlerde esir takası ve insani yardımlar gibi konulara odaklanacağını açıklamıştı. Ancak Rusya ve ABD’nin Suudi Arabistan’da ikili ilişkileri yeniden tesis etmeye yönelik anlaşmaya varmasının ardından Ukrayna, bu görüşmelerin sonuçlarını tanımayacağını belirtti.
- ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde Rus heyetiyle gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, Ukrayna’daki çatışmanın çözülmesi için tarafların taviz vermesi gerektiğini belirtti. RBC muhabirinin aktardığına göre, Rubio, her çatışmanın çözümünde karşılıklı ödünler verilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Hangi tavizlerin verilmesi gerektiğini şu an tahmin edemem, ancak bunları tartışabileceğimizden eminim,” dedi.
Rubio, Rusya ile ilişkilerin normalleşmesi için temel unsurun, Ukrayna’daki çatışmaya taraf olan herkesin kabul edebileceği bir anlaşmaya varılıp varılamayacağı olduğunu ifade etti. “Bu sadece dünyayı daha iyi bir yer haline getirmekle kalmayacak, aynı zamanda Ruslarla ikili jeopolitik çıkarlar alanında çalışmak ve son derece benzersiz ekonomik fırsatlar yaratmak için yeni imkanlar sağlayacaktır. Ancak öncelikle Ukrayna’daki durumu herkes için kabul edilebilir bir şekilde çözmeliyiz,” dedi.
- Marco Rubio, ayrıca Ukrayna’daki çatışmanın çözülmesi halinde Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımları kaldırması gerekeceğini belirtti.
Rubio “Ukrayna’daki çatışma nedeniyle alınan yaptırım kararları, bu savaşın bir sonucudur. Bu nedenle, herhangi bir çatışmanın sona ermesi için tüm tarafların karşılıklı tavizler vermesi gerektiğini düşünüyorum,” ifadelerini kullandı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Suudi Arabistan’daki görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, Ukrayna krizinin çözümüne yönelik müzakerelerin her iki tarafın bu konuya özel temsilciler atamasıyla başlayacağını duyurdu.
Lavrov, sürecin en kısa sürede başlaması gerektiğini belirterek, “ABD yakın zamanda kendi temsilcisini belirleyecek, ardından biz de kendi temsilcimizi açıklayacağız,” dedi.
Lavrov temsilcilerin belirlenmesinin ardından, taraflar arasında doğrudan istişare sürecinin başlayacağını ifade etti.
- Rusya Savunma Bakanlığı, salı akşamı 21:30 ile 22:30 saatleri arasında Kırım ve Bryansk bölgesi üzerinde toplam 21 Ukrayna insansız hava aracının (İHA) düşürüldüğünü duyurdu. Açıklamada, Kırım üzerinde bir, Bryansk bölgesi üzerinde ise 20 İHA’nın hava savunma sistemleri tarafından imha edildiği belirtildi. Kırım yetkilileri saldırıya ilişkin herhangi bir açıklama yapmazken, Bryansk Bölge Valisi Aleksandr Bogomaz, saldırının herhangi bir can kaybına veya hasara yol açmadığını belirtti.
18 Şubat Salı
- Rusya ve ABD heyetleri, Suudi Arabistan’da tüm konular üzerine “ciddi bir görüşme” gerçekleştirdi. Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuriy Uşakov, görüşmelerin ardından Pervıy Kanal’a verdiği demeçte, müzakerelerin toplam dört buçuk saat sürdüğünü belirtti. Görüşmeler 18 Şubat’ta Riyad’da, Moskova saatiyle 10:30’da başladı. İki buçuk saat sonra 15 dakikalık bir ara verildi, ardından bir saat sonra öğle yemeği gerçekleşti.
Uşakov, tarafların henüz tam olarak uzlaşmaya yakın olmadığını ancak bu konunun müzakere edildiğini belirtti. Görüşmelerin ana sonuçları arasında, Rusya ve ABD müzakerecilerinin Ukrayna konusunda doğrudan diyaloga başlaması kararı öne çıkıyor.
Uşakov, her iki tarafın da kendi temsilcilerini belirlemesi gerektiğini ve bu adım atıldığında “muhtemelen sürecin ilerleyeceğini” ifade etti. Ayrıca, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, ABD ile Ukrayna konusundaki temasların ne zaman başlayacağına kendisinin karar vereceğini söyledi. Bununla birlikte, Rusya ve ABD liderleri arasında önümüzdeki hafta bir görüşme yapılmasının düşük bir ihtimal olduğunu belirterek, “İki ülke heyetleri yoğun bir şekilde çalışmalı, biz buna hazırız ancak liderler arasında net bir görüşme tarihi belirlemek için henüz erken,” dedi.
Görüşmelerin genel olarak iyi geçtiğini belirten Uşakov, tarafların tüm konular üzerine ciddi bir konuşma yaptığını ve birbirlerinin çıkarlarını göz önünde bulundurma konusunda mutabık kaldıklarını ifade etti.
- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne yönelik müzakereleri başlatmak için üst düzey ekipler belirleme konusunda anlaştı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce, Moskova ve Washington arasındaki Riyad görüşmelerinin ardından yaptığı açıklamada, tarafların çatışmayı uzun vadeli, sürdürülebilir ve tüm taraflar için kabul edilebilir bir şekilde sonlandırma amacı taşıdığını belirtti.
Reuters’a konuşan Bruce, “Ukrayna’daki çatışmayı mümkün olan en kısa sürede sona erdirmek için uygun üst düzey ekiplerin atanması konusunda anlaşmaya varıldı,” dedi. Ayrıca, tarafların gelecekte karşılıklı jeopolitik çıkarlar konusunda iş birliğinin temellerini atmayı ve Ukrayna’daki çatışmalar sona erdiğinde ortaya çıkabilecek ekonomik ve yatırım fırsatlarını değerlendirmeyi planladıklarını ifade etti.
- Kremlin, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile müzakerelere hazır olduğu ancak “meşruiyetinin hukuki yönlerinin dikkate alınması gerektiği” açıkladı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un yaptığı açıklamada, Zelenskiy’nin beş yıllık görev süresinin 21 Mayıs 2024’te sona erdiğini ve ülkede savaş hali nedeniyle devlet başkanlığı seçimlerinin yapılmadığını hatırlattı.
Peskov, “Putin, gerektiğinde Zelenskiy ile müzakere etmeye hazır olduğunu defalarca dile getirdi. Ancak, varılacak anlaşmaların hukuki açıdan bağlayıcılığı ciddi şekilde tartışılmalıdır. Gerçek şu ki, Zelenskiy’nin meşruiyeti sorgulanabilir bir durumda” ifadelerini kullandı.
- Alman savunma sanayi şirketi Rheinmetall CEO’su Armin Papperger, Avrupa’nın Ukrayna konusundaki müzakerelerde yeterli savunma yatırımı yapmadığı için “çocuk masasında” bırakıldığını söyledi. Papperger Financial Times’a verdiği röportajda, Avrupa’nın müzakerelerden dışlanmasının kendi hatası olduğunu belirtti.
Papperger “Eğer yatırım yapmazsanız, güçlü olmazsanız, size çocuk gibi davranılır. Avrupa, son 30 yıldır savunmaya GSYİH’nin sadece yüzde 1’ini ayırmanın yeterli olduğuna inanarak rahat bir pozisyonda kaldı,” ifadelerini kullandı.
- Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, Moskova’nın Washington’a yatırım ve ekonomi alanında iş birliği için birkaç teklif sunduğunu açıkladı. Dmitriyev, bu konuda ilerleme sağlanmasının önümüzdeki iki ila üç ay içinde mümkün olabileceğini belirtti.
Ayrıca, Rus yetkili ABD ile ortak projeler geliştirilmesi gerektiğini savunarak, bu iş birliğinin özellikle Arktik bölgesini kapsayabileceğini ifade etti.
- Ukrayna-Rusya çatışmalarını sona erdirme amaçlı müzakere sürecinde ilk yüz yüze görüşme; ABD ve Rus heyetlerinin Riyad'daki görüşmesi başladı ABD-Rusya zirvesi bugün Riyad'ın kuzeybatısındaki Diriye Sarayı'nda başladı. Görüşmeler, kameralar önünde herhangi bir ön açıklama veya tokalaşma yapılmadan başladı. Görüşmelerde ABD tarafında Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff bulunuyor. Rus tarafında ise Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Moskova'yı temsil ediyor. Zirveye Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Devlet Bakanı Musaid el-Ayban da katılıyor.
- Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriev, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekibinden bazı üyelerle Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da görüştüğünü açıkladı. CNN’e konuşan Dmitriev, “Onlar gerçekten harika problem çözücüler ve bence Başkan Trump da harika bir problem çözücü” ifadelerini kullandı. ABD ve Rusya’nın ilişkilerini onarmasının küresel istikrar açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Dmitriev, Moskova’nın birincil hedefinin yaptırımları hafifletmek olmadığını, ancak iki ülke arasındaki iş birliğinin her iki ekonomiye de fayda sağlayabileceğini söyledi.
- Avrupa Birliği liderleri, Paris’te düzenlenen acil zirvede ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Moskova ile Avrupa’yı dışarıda bırakarak müzakereler yürütme planını ele aldı. Zirve sonrası somut kararlar açıklanmazken, AB ve NATO yetkilileri, savunma harcamalarının artırılması ve Ukrayna’ya güvenlik garantileri sağlanmasının gerekliliği konusunda mutabakata vardıklarını belirtti. Avrupa ülkeleri, ABD’nin Ukrayna’daki süreçten bağımsız hareket etme ihtimaline karşı kendi savunma stratejilerini güçlendirme arayışına girerken, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte müttefiklere daha fazla askeri yatırım yapmaları çağrısında bulundu.
- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Putin'in dış politikadan sorumlu yardımcısı Yuri Uşakov, Rusya ile ABD arasındaki müzakerelere katılmak üzere Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a ulaştı. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, iki ülke heyetleri 18 Şubat’ta (bugün) Riyad’da bir araya gelecek. Uşakov, görüşmelerin temel amacının Moskova ile Washington arasındaki ilişkilerin normalleşmesine zemin hazırlamak olduğunu belirtti. Görüşmelerin ikili formatta gerçekleşeceğini vurgulayan Uşakov, ana gündem maddelerinden birinin Ukrayna meselesine ilişkin diyaloğun nasıl başlatılacağı olduğunu ifade etti. ABD Başkanı Donald Trump, 13 Şubat’ta yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan’da Rusya, ABD ve Ukrayna temsilcilerinin katılacağı bir görüşme planlandığını duyurmuştu. Ukrayna bu ilk müzakerelere davet edilmedi.
- Peskov Riyad'daki görüşmelerin ‘Rusya-Amerika ilişkilerinin tüm yelpazede yeniden inşasına’ ve ‘Ukrayna krizinin çözümüne yönelik olası müzakerelerin hazırlanması ile iki liderin buluşmasının organizasyonuna’ odaklanacağını belirtti. Peskov, müzakerelere katılan yetkililerin devlet başkanına tam bir rapor sunacağını ve gerektiğinde acil bilgilendirme yapılacağını da söyledi. Riyad’ın, hem Amerikan hem de Rus tarafı için uygun bir buluşma noktası olarak seçildiğini de ekledi.”
- Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, resmi temaslarda bulunmak üzere dün akşam Ankara'ya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek olan Zelenskiy’nin ziyaretinde, Türkiye-Ukrayna stratejik ortaklık ilişkileri, iki ülke arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi ve Ukrayna’daki son gelişmeler ele alınacak. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, liderlerin ayrıca bölgesel ve küresel meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunacağını belirtti. Zelenskiy, ziyaret kapsamında üst düzey Türk yetkililerle de bir araya gelerek, Ukrayna’daki savaş ve esir takası gibi konuları gündeme getirmeyi planlıyor.
- ABD’nin Rusya-Ukrayna çatışması özel temsilcisi Keith Kellogg, Washington’un Ukrayna’ya bir barış anlaşması dayatmayacağını açıkladı. AFP’ye konuşan Kellogg, “[Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir] Zelenskiy, egemen bir devletin seçilmiş lideridir ve kararları o verir. Hiç kimse bu kararları ona zorla kabul ettirmeyecek” ifadelerini kullandı. Kellogg, Ukrayna’nın alacağı kararların yalnızca Ukraynalılara ait olduğunu vurgulayarak, ABD’nin rolünün, ülkeye güvenlik garantileri sağlayacak bir anlaşmanın oluşturulmasını kolaylaştırmak olduğunu belirtti. ABD’nin Avrupa müttefikleriyle birlikte Ukrayna’ya barış gücü göndermeyi düşünüp düşünmediği sorusuna yanıt veren Kellogg, Trump yönetiminin tüm seçenekleri değerlendirdiğini ancak kesin kararların ancak sürecin sonunda netleşeceğini söyledi.
- Suudi Arabistan’da bugün gerçekleşecek ABD-Rusya müzakerelerinde Kellogg yer almayacak, yerine Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz katılacak. NBC’ye göre, Washington önce Moskova ve Kiev ile ayrı ayrı görüşecek, ardından ortak müzakereler düzenlenecek. Zelenskiy, Kellogg’un 20 Şubat’ta Ukrayna’yı ziyaret edeceğini duyurdu.
- Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Paris’teki Avrupa liderleri zirvesinin ardından ABD Başkanı Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüştüğünü açıkladı. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Ukrayna’da kalıcı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmanın öncelikli hedef olduğunu belirten Macron, bunun için Rusya’nın saldırılarını durdurması ve Ukrayna’ya güçlü güvenlik garantileri verilmesi gerektiğini vurguladı. Aksi takdirde, ateşkesin Minsk Anlaşmaları gibi başarısız olabileceği uyarısında bulundu. Ayrıca, Avrupa’nın kendi güvenliği ve savunmasını güçlendirmek için daha fazla yatırım yapması gerektiğini söyleyen Macron, Avrupa Komisyonu’nun sunduğu öneriler çerçevesinde hem Ukrayna’ya desteğin artırılması hem de Avrupa’nın savunma sanayisine daha fazla yatırım yapılması yönünde çalışmaların süreceğini belirtti.
- Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Ukrayna'ya barış gücü gönderme tartışmalarını “zamansız ve rahatsız edici” olarak nitelendirdi. Paris’teki Avrupa liderleri zirvesinin ardından gazetecilere konuşan Scholz, “Bu tartışmalar beni biraz rahatsız ediyor, bunu açıkça söylemek istiyorum” dedi. Ukrayna’nın katılımı olmadan barış müzakerelerinin sonuçlarının konuşulmasının doğru olmadığını belirten Scholz, savaşın hala devam ettiğini vurgulayarak, Rusya’nın askeri operasyonlarını sürdürdüğünü söyledi. Alman lider, şu anki koşullar altında barış gücü misyonlarının konuşulmasının uygun olmadığını ifade etti.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, ateşkes sağlanması durumunda İngiltere’nin Ukrayna’da barış gücü birlikleri konuşlandırmaya hazır olduğunu belirtti. The Washington Post’un haberine göre, Avrupa ülkeleri Ukrayna’ya en fazla 30 bin asker göndermeyi değerlendirse de, birliklerin doğrudan cephe hattında konuşlandırılmayacağı öngörülüyor. Scholz ise bu tür planların Ukrayna’nın bazı topraklarını Rusya’ya bırakacağı anlamına gelebileceğini ve şu an için böyle bir tartışmanın yapılmasının yanlış olduğunu savundu.
- İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Ukrayna’ya yabancı askeri birliklerin konuşlandırılmasıyla ilgili tartışmaların dört temel soruya yanıt vermesi gerektiğini belirtti. Financial Times’a konuşan Albares, bu soruların "Hangi misyon gerçekleştirilecek? Hangi ülkeler askeri katkıda bulunacak? Hangi bayrak altında görev yapacaklar? Ne tür bir yetkiyle hareket edecekler?" olduğunu ifade etti. İspanya ve Polonya’nın böyle bir askeri konuşlandırmaya katılmayı reddettiğini açıklayan Albares, şu anda herhangi bir ülkenin Ukrayna’ya asker göndermeyi düşünmediğini vurguladı.
- Fransa’nın Avrupa Birliği askerlerini doğrudan çatışma hattına değil, ateşkes hattının gerisine konuşlandırmayı önerdiği bildirildi. The Washington Post’un kaynaklarına göre, Avrupa ülkeleri Ukrayna’ya 25-30 bin askerden oluşan birkaç tugay göndermeyi değerlendiriyor ve bu gücün yaklaşık 10 bin kişilik bölümünü Fransa sağlamayı planlıyor.
- Ukrayna’daki çatışmaların çözümü için önerilen olası bir anlaşma, en zor konulardan biri olan güvenlik garantilerine yönelik bir uzlaşma içeriyor. The New York Times’a göre, Cambridge Üniversitesi Uluslararası Hukuk Profesörü Mark Weller liderliğindeki bir grup uzman, olası bir barış planı hazırladı. Plana göre, cephe hattının dondurulması, 7 bin 500 kişilik uluslararası bir barış gücünün konuşlandırılması ve ateşkesin ihlali durumunda yaptırımlar uygulanması öngörülüyor. Bu çerçevede Ukrayna, belirli ülkelerle askeri tatbikat yapabilecek ve savunma sanayisinde iş birliği yürütebilecek ancak 250 kilometreden uzun menzilli füzeler kullanamayacak. Eski AGİT Genel Sekreteri ve İsviçreli diplomat Thomas Greminger, çözüm sürecinde üç ana müzakere kanalının olacağını belirtti: ABD-Rusya, Rusya-Ukrayna ve Rusya-Avrupa görüşmeleri. New York Times, olası bir uzlaşmanın 10 ila 15 yıl sürecek bir barış süreciyle cephe hattının dondurulmasını içerebileceğini öne sürdü.
- Moskova’daki Savelyovski Pazarı’nda göçmenlere yönelik geniş çaplı bir operasyon düzenlendi. OMON ekiplerinin gerçekleştirdiği baskında yaklaşık 100 kişi gözaltına alındı. Görgü tanıklarına göre, güvenlik güçleri göçmenlerin belgelerini kontrol ederek askerlik kaydı bulunmayan kişileri tespit etmeye çalıştı. Operasyon sırasında bazı satıcıların yetkilileri fark edince tezgâhlarını bırakarak kaçmaya çalıştığı bildirildi. Yetkililer, gözaltına alınan kişileri göçmen merkezlerine ve askerlik şubelerine yönlendirerek gerekli işlemleri başlattı.
- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna ile müzakerelerde toprak tavizleri konusunun “söz konusu bile olamayacağını” belirtti.
Moskova’da Sırbistan Dışişleri Bakanı Marko Djuric ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında Lavrov, “Ne şekilde taviz verilecek, insanlarla mı, Ruslarla mı, yoksa sadece nadir toprak metallerini mi bırakacağız?” diyerek bu ihtimali reddetti.
Lavrov, Ukrayna’ya yönelik tavizlerin Sovyetler Birliği’nin kuruluşu sırasında verildiğini ve “Rus halkının asırlardır yerleştiği, şehirler ve fabrikalar kurduğu geniş toprakların Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne dahil edildiğini” belirtti. Bakan, belirli bir süre bunun işlediğini ancak daha sonra “bir şeylerin ters gitmeye başladığını” söyleyerek Ukrayna’da “milliyetçi, hatta Nazi eğilimlerinin” yükseldiğini öne sürdü.
- Bloomberg’in, anonim kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Rusya, Suriye’deki Tartus ve Hmeymim askeri üslerinde varlığını sürdürmesini sağlayacak yeni hükümetle bir anlaşmaya yakın.
Kaynaklardan biri, Moskova’nın 2017’de 49 yıllığına kiraladığı bu üslerde tam kapsamlı varlığını korumayı umduğunu ve bunun karşılığında Suriye’ye IŞİD ile mücadelede destek sağlamayı vadettiğini aktardı.
Suriye tarafı ise Rusya’nın ülkedeki askeri varlığını sürdürmesinin, Türkiye’nin artan etkisini dengeleyeceğini umuyor.
- Polonya Başbakanı Donald Tusk, Varşova’nın Ukrayna’ya barış gücü göndermeyi düşünmediğini ancak Kiev’e desteğini sürdüreceğini açıkladı.
Bugün düzenlenen basın toplantısında Tusk, “Polonya’nın desteği konusunda karar verildi… Ukrayna topraklarına Polonya askeri göndermeyi planlamıyoruz” dedi.
Tusk, bu açıklamayı, Paris’te gerçekleştirilecek olağanüstü Avrupa liderler zirvesi öncesinde yaptı. Açıklamaları Reuters tarafından aktarıldı.
- The Wall Street Journal’a göre, Kolombiya, yalnızca Ukrayna değil, Orta Doğu ve Afrika’daki savaşlara paralı asker toplayanlar için “altın madeni” haline geldi.
Gazete, 12 yıl boyunca ülkesindeki isyancılara karşı savaşan ve 2014’te ordudan ayrılan 40 yaşındaki Kolombiyalı Johnny Pinilla ile görüştü. İş hayatında birkaç yıl güvenlik görevlisi olarak çalışan Pinilla, 2023’te gönüllü olarak Ukrayna ordusuna katıldığını söyledi.
Pinilla “Tek bildiğim meslek savaşmak,” dedi.
- Rusya Savunma Bakanlığı, Kuzey grup birliklerinin Kursk bölgesindeki Sverdlikovo yerleşimini ele geçirdiğini duyurdu. Bakanlığa göre, bu noktanın alınmasıyla birlikte, Ukrayna’nın kontrolündeki Sudja’ya giden kara yolu boyunca doğrudan bir geçiş açılmış oldu.
Kursk bölgesinde Rus ordusu ile Ukrayna birlikleri arasındaki çatışmalar 6 Ağustos 2024’ten bu yana devam ediyor.
- Kaspiy Boru Hattı Konsorsiyumu KTK'ya ait Kropotkinskaya petrol pompa istasyonu, insansız hava aracı saldırısı nedeniyle devre dışı kaldı. Şirketin açıklamasına göre, saldırı nedeniyle petrol akışı azaltılmış rejimde, hasar gören istasyonun çevresinden yönlendirilerek devam ediyor.
KTK, Rusya, Kazakistan ve uluslararası petrol şirketlerinin ortaklığında kurulan bir petrol taşıma şirketi olarak faaliyet gösteriyor. 1500 kilometreden uzun Hazar Ana Petrol Boru Hattı, Batı Kazakistan’daki petrol sahalarını Novorossiysk’teki deniz terminaline bağlayarak Kazak petrolünün ihracatında kritik bir rol oynuyor. 2024 yılında bu terminal üzerinden 63 milyon ton petrol yurt dışına gönderilmişti.
Londra borsası ICE’nin verilerine göre, Brent petrolü fiyatları saldırı haberinin ardından yüzde 0,66 artarak varil başına 75,22 dolara yükseldi. 14 Şubat Cuma günkü kapanışa kıyasla, Nisan vadeli petrol kontratları yüzde 0,64 değer kazandı. Uzmanlar, Kropotkinskaya petrol istasyonuna yapılan saldırının küresel petrol piyasalarında arz endişelerini artırdığını ve fiyatlardaki bu yükselişte belirleyici bir rol oynadığını belirtiyor. (RBC, Kommersant)
- Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, NBC’ye verdiği röportajda, ülkesinin İsrail’e sağlanan türde güvenlik garantilerine ihtiyaç duyduğunu söyledi. Zelenskiy, İran’ın geçen yıl İsrail’e düzenlediği füze saldırısını hatırlatarak, bu saldırıya ABD, Fransa, İngiltere ve Ürdün gibi müttefik ülkelerin müdahale ettiğini belirtti. “İsrail NATO üyesi değil ama müttefikleri ona somut güvenlik garantileri sağlıyor. ABD, Fransa ve İngiltere’nin sağladığı bu güvence, bizim de ihtiyacımız olan şey” dedi.
- Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da, 18 Şubat’ta Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev ile ABD heyeti arasında ekonomik işbirliğinin güçlendirilmesi amacıyla bir toplantı yapılacak. Interfax ve Reuters kaynaklarına göre, toplantının gündemi iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi olacak. ABD Başkanı Donald Trump, 14 Şubat’ta yaptığı açıklamada Rusya-ABD görüşmesinin Suudi Arabistan’da gerçekleşeceğini duyurmuş ve toplantıya Ukrayna’nın da katılabileceğini söylemişti. Trump’ın özel temsilcisi Steven Witkoff, Riyad’a gitmek üzere yola çıktı.
- Avrupa Birliği’nin en yüksek mahkemesi olan AB Adalet Divanı, 11 Şubat’ta Rus iş insanlarının yaptırımlara karşı açtığı davalarla ilgili büyük çaplı duruşmalar gerçekleştirdi. Beş Rus iş insanı - Dmitriy Pumpianskiy, Viktor Raşnikov, Dmitriy Mazepin, German Han ve Tigran Hudaverdyan - AB’nin kendilerine uyguladığı yaptırımların kaldırılması için başvuruda bulunmuştu. AB Konseyi, yaptırımların kaldırılması için Rus ekonomisinden tamamen çekilmeleri gerektiğini belirtti. Mahkemede görüşülen bu ilk yaptırım itiraz davaları, diğer benzer vakalar için de emsal teşkil edebilir.
- Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Guo Jiakun, Pekin’in BRICS ülkeleriyle ekonomik işbirliğini derinleştirmeye ve küresel ekonomik büyümeye katkı sunmaya devam edeceğini açıkladı. Guo’nun bu açıklaması, ABD Başkanı Donald Trump’ın BRICS ülkelerine yönelik yeni gümrük tarifeleri getirme tehdidine yanıt olarak geldi. Guo, “Çin, BRICS ortaklarıyla işbirliğini artırarak küresel ekonominin istikrarlı büyümesine katkıda bulunmaya hazırdır” dedi ve “Ticaret savaşlarında kazanan olmaz” ifadelerini kullandı.
- Finlandiya’nın başkenti Helsinki Belediyesi, geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Rus muhalif siyasetçi Aleksey Navalnıy için bir anma bankı inşa edileceğini duyurdu. Yle haber ajansına göre, bank Neitsytpuisto Parkı’nda, Rusya Büyükelçiliği Konsolosluk Bölümü’nün yakınında yer alacak. Şehir yetkilileri, anıtın Navalnıy'nın siyasi mücadelesini anmak için yapılacağını açıkladı. (RBC)

- ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’daki savaşı sonlandırmak istediğini belirterek, Putin’in Ukrayna sınırlarının ötesinde daha geniş toprak talepleri olabileceği yönündeki iddiaları reddetti. Trump, gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bence savaşmayı bırakmak istiyor. Bunu görüyorum. Uzun ve detaylı konuştuk. (Ortadoğu elçisi) Steve Witkoff onunla yaklaşık üç saat süren bir görüşme yaptı. Bence savaşmayı bırakmak istiyor” dedi. Trump, Rusya’nın NATO için herhangi bir tehdit oluşturmadığını belirterek, Zelenskiy’nin iddialarına katılmadığını söyledi. Beyaz Saray basın havuzuna konuşan Trump, “NATO’ya en küçük bir tehdit bile yok” ifadelerini kullandı ve Zelenskiy’nin diplomatik çözüm sürecine dahil edileceğini vurguladı.
Trump’ın açıklaması, Zelenskiy’nin NBC’ye verdiği röportajda Rusya’nın Polonya veya Litvanya’ya saldırabileceği yönündeki sözlerine yanıt olarak geldi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov “Rusya’nın askeri altyapısı hiçbir zaman NATO sınırlarına ilerlemedi, tam tersine ittifak bizim sınırlarımıza doğru genişledi” açıklamasında bulunmuştu.
- Başkan Trump, Rusya’nın askeri gücüne dikkat çekerek, “Büyük, güçlü bir savaş makinaları var. Bunu anlıyorsunuz. Hitler’i ve Napolyon’u yendiler. Uzun süredir savaşıyorlar. Bunu daha önce yaptılar... ama bence artık savaşmayı bırakmak istiyor” ifadelerini kullandı.
Trump, Putin’in Ukrayna topraklarının tamamını ele geçirmek isteyip istemediği sorusuna, “Bence durmak istiyor. Ona bunu sordum. Çünkü eğer devam edecekti ise bu bizim için büyük bir sorun olurdu. Ve bu bana büyük bir problem yaratırdı, çünkü bunun olmasına izin veremezsiniz” yanıtını verdi. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin de savaşı bitirmek istediğini vurgulayan Trump, “Bence bitirmek istiyor. Ve ikisi de bunu hızlıca bitirmek istiyor” diye konuştu.
- NBC News’ün “Meet the Press” programına konuşan Başkan Zelenskiy, “Bence Trump gerçekten Putin’i barış müzakerelerine zorlayabilir. Evet, bence yapabilir, ama ona güvenmeyin. Putin’e güvenmeyin. Sadece ateşkes hakkında söylenenlere güvenmeyin” dedi. Zelenskiy ayrıca, “Putin’in NATO ile savaşa gireceğine inanıyoruz” diyerek, “Belgelerimiz var, Belarus topraklarında büyük sayıda eğitimli asker için hazırlık yapılıyor” şeklinde konuştu. Putin’in bir sonraki hedefinin Polonya ve Litvanya olabileceğinden endişe duyduğunu belirten Zelenskiy’nin bu sözlerine Trump, “Hayır, katılmıyorum. Hiç katılmıyorum” diyerek karşı çıktı.
- Rusya ve ABD heyetleri, 18 Şubat Salı günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bir araya gelecek. Kommersant’ın kaynaklarına dayandırdığı habere göre, görüşmelere ABD’den Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve özel temsilci Steve Witkoff katılacak. Bloomberg’e göre, Rus heyetinde ise Kremlin Danışmanı Yuri Uşakov, Dış İstihbarat Servisi Başkanı Sergey Narışkin ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kirill Dmitriyev yer alacak.
- Rusya Savunma Bakanlığı, dün gece hava savunma sistemlerinin 90 Ukrayna insansız hava aracını (İHA) düşürdüğünü duyurdu. Açıklamaya göre, 38 drone Azak Denizi üzerinde, 24’ü Krasnodar bölgesi, 15’i Kırım, yedisi Karadeniz, ikişer tane Kursk ve Rostov bölgeleri, birer tane ise Bryansk ve Belgorod bölgeleri üzerinde imha edildi. Ayrıca, Azak Denizi üzerinde Ukrayna’ya ait bir "Neptün-MD" güdümlü füzesinin de vurulduğu bildirildi. Krasnodar Valisi Veniamin Kondratyev, bölgeye yönelik yoğun bir drone saldırısı düzenlendiğini belirtirken, saldırılar sonucunda 12 evin hasar gördüğü ve bir kişinin yaralandığı aktarıldı.
- ABD’nin, Rusya ve Ukrayna ile yürütmeyi planladığı barış görüşmelerine ilişkin yeni bir strateji belirlediği öne sürüldü. NBC’nin haberine göre, Washington, Moskova ve Kiev ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdikten sonra ortak bir zirve düzenlemeyi hedefliyor. ABD’li yetkililer, “Bu, Rusya ve Ukrayna ile eşit düzeyde çalıştığımızı ve barışı sağlamak için kararlılıkla hareket ettiğimizi gösteriyor” açıklamasında bulundu. 18 Şubat’ta Suudi Arabistan’da ABD ve Rusya heyetlerinin görüşmesi planlanırken, Ukrayna’nın bu toplantıya davet edilmediği belirtildi. ABD heyetinde Dışişleri Bakanı Marco Rubio, özel temsilci Steve Witkoff ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz yer alacak. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin de aynı dönemde daha önceden planlanmış bir resmi ziyaretle Suudi Arabistan’da olacağı ancak görüşmelere katılmayacağı aktarıldı. ABD Başkanı Donald Trump, Zelenskiy’nin müzakerelere dahil edileceğini belirtirken, detay vermedi.
- Avrupa Birliği (AB) liderleri, ABD’nin Ukrayna’daki barış görüşmelerine Avrupa ülkelerini dahil etmemesi üzerine 19 Şubat’ta Paris’te acil bir zirve düzenleyecek. Almanya, İtalya, Polonya, İspanya, Hollanda ve Danimarka’nın liderleri ile Birleşik Krallık Başbakanı’nın katılacağı zirvede, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve Avrupa Konseyi Başkanı António Costa da hazır bulunacak. Avrupa Konseyi’nden üst düzey bir yetkili, “Bu toplantı, Avrupa liderlerinin Ukrayna’daki durumu ve kıtanın güvenliği konusunda istişarelerde bulunmasını sağlayacak” derken, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, zirvenin olağanüstü bir kriz toplantısı olmadığını vurgulayarak, “Bu toplantının dramatik bir yönü yok, bu tür temaslar düzenli olarak yapılıyor” dedi. Öte yandan, ABD’nin Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, Avrupa ülkelerinin barış görüşmelerine taraf olarak katılmasını beklemediklerini belirtirken, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, AB ülkelerinin bu durumu şikayet etmek yerine Ukrayna’ya desteği artırmaları gerektiğini ifade etti.
- Başkan Zelenskiy, resmi temaslarda bulunmak üzere Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) gittiğini duyurdu. Telegram kanalında yaptığı açıklamada, ziyaretin öncelikli gündem maddelerinin savaş esirlerinin serbest bırakılması, ekonomik iş birliği ve insani yardımlar olduğunu vurgulayan Zelenskiy, “Önceliğimiz, daha fazla insanımızın esaretten kurtulup evine dönmesini sağlamak. Ayrıca, yatırımlar ve ekonomik ortaklık konularını ele alacağız. Büyük bir insani yardım programı üzerinde çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı. Zelenskiy, bu ziyaretin barış müzakereleriyle ilgili olmadığını belirtirken, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi Arabistan’da Rusya ve ABD’nin üst düzey yetkililerinin katılacağı bir toplantı düzenleyeceğini açıklaması dikkat çekti. Trump, Ukrayna’nın da bu görüşmelere katılabileceğini ifade etse de, toplantının formatına dair ayrıntı vermedi. Zelenskiy ise “Ruslarla sadece öylesine görüşmek istemiyorum. Daha önce de söylediğim gibi, bizim için görüşme sırası şöyle olmalı: Önce ABD, sonra Avrupa ve ardından Rusya.” diye konuştu.
- ABD, Avrupa Birliği ülkelerinden Ukrayna'nın güvenliği için ne gibi adımlar atabileceklerini netleştirmelerini istedi. Reuters’ın haberine göre, Washington, Avrupa ülkelerine güvenlik garantileri konusunda hangi önlemleri alabileceklerini ve bu süreçte ABD’den ne tür destek beklediklerini sordu.
AB ülkelerine gönderilen ankette toplam altı soru yer alıyor. Bunlardan biri, “Hükümetiniz, ABD'nin desteği olmadan güvenlik anlaşmalarına katılabilir mi? Kısa ve uzun vadede ABD'den hangi kaynakları gerekli görüyorsunuz?” şeklinde ifade edildi. Bir diğer soru ise Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya doğrudan askeri birlik göndermeye hazır olup olmadığıyla ilgiliydi.
Anket, Avrupa ülkelerinin yanı sıra üçüncü taraf devletlerin de Ukrayna'nın güvenliği için nasıl bir rol oynayabileceğini araştırıyor. Özellikle hangi ülkelerin güvenlik garantileri kapsamında asker konuşlandırmaya istekli olabileceği ve olası bir askeri varlığın süresinin ne olacağı konularına odaklanıyor. Ayrıca, savaşın yeniden alevlenmesi durumunda müttefiklerin nasıl bir tepki vermesi gerektiği ve Avrupa’nın Rusya’ya yönelik yaptırımları daha da sıkılaştırmak için hangi adımları atabileceği konusunda görüşler talep edildi.
- Ukrayna Silahlı Kuvvetleri (VSU), Batı’dan aldığı yüksek maliyetli silahları etkili kullanamamak ve gereksiz israf yapmakla eleştiriliyor. The Sunday Telegraph’ın haberine göre, Ukrayna ordusu NATO’nun yüksek hassasiyetli silah kullanım taktiklerini benimsemek yerine Sovyet tarzı savaş yöntemlerine yöneliyor ve bu durum Batılı müttefikler arasında rahatsızlık yaratıyor. Haberde, Ukrayna’nın Batı’dan aldığı silahları NATO’nun öngördüğü şekilde kullanmadığı, bunun hem maddi kayıplara yol açtığı hem de Batılı ülkelerin artan endişelerine neden olduğu belirtiliyor. Kaynaklara göre, Ukrayna askerleri İngiltere tarafından sağlanan NLAW (Yeni Nesil Hafif Tanksavar Silahları) füzelerini RPG’ler (Tanksavar Roketatarları) gibi kullanıyor ve bu durum yüksek maliyetli silahların verimsiz bir şekilde harcanmasına neden oluyor.
- ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Stephen Witkoff, 16 Şubat akşamı (ABD saatiyle) Suudi Arabistan’a gideceğini ve burada Rusya ile ABD’nin üst düzey yetkilileri arasında planlanan görüşmelere katılacağını duyurdu. Fox News’e konuşan Witkoff, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ile birlikte Riyad’a uçacağını ve müzakereleri Trump’ın talimatıyla yürüteceklerini belirtti. CBS ve The Washington Post’un aktardığına göre, toplantıya ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da katılacak. Şu anda İsrail’de bulunan Rubio’nun görüşmeler öncesinde Suudi Arabistan’a geçmesi bekleniyor.
- Ukrayna, güvenlik garantileri ve "adil barış" konularında kendi "kırmızı çizgilerini" ABD’ye net bir şekilde iletti. Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Başkanı Andriy Yermak, Münih Güvenlik Konferansı'nda ABD Başkan Yardımcısı James David Vance ve ABD'nin Ukrayna ve Rusya özel temsilcisi Keith Kellogg ile yaptığı görüşmede bu konuların ayrıntılı olarak ele alındığını belirtti. Yermak, ABD'nin sunduğu güvenlik garantilerinin kilit bir konu olduğunu vurgularken, Washington'un Ukrayna'ya verdiği askeri desteğin devamı karşılığında ülkenin nadir toprak elementleri kaynaklarına erişim talep ettiğini açıkladı. Ancak bu teklifin hala üzerinde çalışılması gerektiğini ifade etti. Rusya ile herhangi bir doğrudan görüşmenin ise henüz gündemde olmadığını belirten Yermak, Ukrayna’nın müzakere sürecini ancak kendi belirlediği şartlar doğrultusunda ilerleteceğini söyledi.
- ABD’nin Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg, Rusya, Çin, İran ve Kuzey Kore arasındaki ittifakı dağıtmayı hedeflediklerini açıkladı. Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Kellogg, bu ülkeler arasındaki işbirliğinin son yıllarda güçlendiğini belirterek, Washington’un Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i "rahatsız edici kararlar almaya zorlamak" için bu bloğu parçalamak istediğini ifade etti. CNN’in aktardığına göre, ABD’nin temel stratejisi, bu dört ülkenin askeri, ekonomik ve diplomatik işbirliğini engellemek olacak.
Bu açıklamalar, Rusya’nın son dönemde İran ve Kuzey Kore ile derinleşen ilişkileri bağlamında dikkat çekiyor. Ocak ayında Moskova ve Tahran, kapsamlı bir stratejik ortaklık anlaşması imzalamıştı. Anlaşmaya göre, taraflardan biri saldırıya uğradığında, diğeri saldırgana destek vermeyecek. Benzer şekilde, Aralık 2024’te Rusya ile Kuzey Kore arasında askeri, ekonomik ve bilimsel alanlarda işbirliği öngören stratejik ortaklık anlaşması yürürlüğe girmişti. Bu belge, herhangi bir tarafın saldırıya uğraması halinde karşılıklı askeri desteği de kapsıyor.
- Moskova’da uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklanan ABD vatandaşı Kalob Byers Wayne’in serbest bırakıldığı ve ülkesine dönmek üzere olduğu bildirildi. Ailesinin Facebook üzerinden yaptığı açıklamaya göre, Wayne şu anda ABD Büyükelçiliği'nde bulunuyor ve Amerika'ya dönüş uçuşunu bekliyor. 28 yaşındaki Wayne, 10 Şubat’ta Moskova Vnukovo Havalimanı’nda bagajında uyuşturucu içeren şekerlemeler bulunması nedeniyle gözaltına alınmış ve hakkında uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla dava açılmıştı. Ailesi, Wayne’in ağır epilepsi hastası olduğunu ve ABD’de yasal olarak kullanılan CBD içeren ürünleri tedavi amaçlı tükettiğini savundu.
- İspanyol Inditex grubuna ait Zara, Bershka, Pull&Bear ve Stradivarius gibi markalar, Rusya pazarına geri dönme hazırlıklarına başladı. Mash haber kaynağına göre, şirket yetkilileri mevcut piyasa koşullarını analiz ederken, eski operasyonel kayıtları inceliyor ve gerekli belgeleri gözden geçiriyor. Inditex, 2022 yılında Ukrayna’daki durum nedeniyle Rusya’daki faaliyetlerini durdurmuş ve mağazalarını Dubai merkezli Daher Group’a devretmişti. Ancak grubun, siyasi durumun değişmesi halinde hızlı bir şekilde yeniden faaliyet gösterebilmek için gerekli adımları attığı belirtiliyor. Şirket yetkilileri, Rusya’daki pazar dinamiklerini ve tüketici talebini yakından takip ettiklerini, geri dönüş için henüz resmi bir karar alınmadığını ancak her ihtimale karşı hazırlık yapıldığını vurguluyor.
16 Şubat Pazar
- Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD tarafının girişimiyle bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, görüşmede, 12 Şubat’ta ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki telefon görüşmesinin devamı niteliğinde olarak, iki ülke arasındaki ticaret ve yatırım işbirliğinin önündeki engellerin kaldırılması ele alındı. Ayrıca, Ukrayna’daki çatışmaların çözümü, Filistin meselesi ve genel olarak Orta Doğu’daki durum da dahil olmak üzere uluslararası gündemdeki konular değerlendirildi.
Lavrov ve Rubio, iki ülke arasındaki "karşılıklı saygıya dayalı devletlerarası diyaloğun yeniden tesis edilmesi" konusunda mutabakata varırken, düzenli temas halinde olmayı ve üst düzey görüşmelere hazırlık yapmayı kararlaştırdı. Ayrıca, Rus diplomatik misyonlarının ABD’de karşılaştığı kısıtlamalar ve bunların kaldırılmasına yönelik adımlar da görüşüldü. Taraflar, bu konudaki somut çözümleri belirlemek için uzman seviyesinde bir toplantı düzenlemeye karar verdi. Trump ve Putin’in 12 Şubat’taki telefon görüşmesinde Ukrayna konusunda “derhal” müzakerelere başlanması konusunda anlaşmaya vardıkları ve birbirlerini ülkelerine davet ettikleri açıklanmıştı.
- Politico’nun haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump’ın üst düzey yetkilileri, Ukrayna’daki çatışmaların çözümüne yönelik müzakereleri başlatmak için Suudi Arabistan’a gitti. ABD heyetinde Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz yer alıyor. Bloomberg’e göre, Suudi Arabistan’daki görüşmeler gelecek hafta yapılacak ve Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ay sonuna kadar yüz yüze görüşmeyi planlıyor. Trump, 12 Şubat’taki telefon görüşmesinde Putin ile Suudi Arabistan’da bir araya gelme konusunda mutabakata vardıklarını açıklamıştı.
- ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, Washington’un Ukrayna konusundaki müzakerelerde Rusya’dan “bazı toprak tavizleri” ve gelecekte güç kullanmama taahhüdü bekleyebileceğini söyledi. Kellogg, müzakerelerde her iki tarafın da ödün vermesi gerektiğini belirterek, Batı ülkelerinin Rusya’nın enerji gelirlerini sınırlamak için daha etkili yaptırımlar uygulaması gerektiğini vurguladı.
- Avrupa Birliği (AB), ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa’dan ithal edilen ürünlere ek gümrük vergisi getirme tehdidine karşılık olarak, bazı ABD tarım ürünlerinin ithalatını yasaklamayı planlıyor. Financial Times’a (FT) konuşan yetkililere göre, Brüksel, Avrupa’da yasaklı pestisitler kullanılarak yetiştirilen ürünlerin ithalatını kısıtlamayı değerlendiriyor. İlk aşamada bu kısıtlamaların özellikle ABD’de yasaklı pestisitlerle üretilen soya gibi tarım ürünlerini kapsayabileceği belirtiliyor. AB Sağlık Komiseri Oliver Várhelyi, AB’nin içinde yasak olan tarım kimyasallarının ithal edilen gıdalarda da yasaklanması gerektiğini vurgularken, söz konusu pestisitlerin en çok çay ve kahvede tespit edildiği bildirildi. Avrupa Komisyonu, önümüzdeki hafta daha sıkı ticaret kısıtlamalarını ele almayı planlarken, bu hamlenin ABD-AB ticari ilişkilerinde yeni bir gerilime yol açabileceği değerlendiriliyor.
- Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel, Ukrayna’nın savaş sonrası yeniden inşası için bir "Marshall Planı" uygulanmasının harika bir fikir olacağını belirtti. Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Pavel, Ukrayna’nın yalnızca savaşın sona ermesinde güçlü bir konumda olması değil, aynı zamanda Avrupa Birliği’ne ve hatta NATO’ya katılım sürecine hazırlanması gerektiğini vurguladı. Batılı müttefiklerin, Ukrayna’nın adil bir barış anlaşmasına ve güvenlik garantilerine sahip olmasını sağlaması gerektiğini belirten Pavel, böyle bir planın uygulanmasının "Rusya’nın Ukrayna’daki başarısızlığını en iyi şekilde göstereceğini" ifade etti.
- The New York Times’ın (NYT) haberine göre, ABD ve Belarus, Minsk’in birçok siyasi mahkumu serbest bırakması karşılığında Washington’un Belarus’a yönelik yaptırımları hafifletmesini içeren büyük bir anlaşma üzerinde çalışıyor. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Smith, 12 Şubat’ta Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko ile bir araya geldi ve bu görüşmenin, son beş yıldır üst düzey ABD yetkilileriyle yapılan ilk temas olduğu belirtildi. Smith, Belarus ziyaretinin ardından serbest bırakılan bir Amerikan vatandaşı ve iki Belaruslu siyasi mahkumla birlikte Litvanya’nın başkenti Vilnius’a geçti. ABD’li diplomat, Minsk’in attığı bu adımı "Başkan Donald Trump’ın 'Güç yoluyla barış' ilkesine uygun büyük bir zafer" olarak nitelendirdi.
15 Şubat Cumartesi
- Bloomberg’in haberine göre, Trump ile Putin arasındaki zirvenin bu ay sonuna kadar Suudi Arabistan'da yapılması bekleniyor. ABD ve Rusya’nın üst düzey yetkilileri, devlet başkanlarının bu ay sonunda yapması planlanan olası görüşmesini ele almak üzere önümüzdeki hafta Suudi Arabistan’da bir araya gelecek. Kaynaklara göre, toplantıya ulusal güvenlik danışmanları düzeyinde katılım beklenirken, tarih belirleme sürecinin Ramazan ayı başlamadan önce tamamlanması hedefleniyor. Suudi Arabistan, ABD, Rusya ve Ukrayna temsilcilerini Riyad’da müzakereler için davet ederken, toplantıya Ulusal Güvenlik Danışmanı Musaed el-Ayban başkanlık edecek. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ise ülkesinin kendisi olmadan yapılacak herhangi bir anlaşmayı kabul etmeyeceğini vurguladı.
- ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcisi Keith Kellogg, Ukrayna'daki çatışmaların çözümü için yürütülecek müzakerelerde Avrupa'nın fiziksel olarak yer almayabileceğini, ancak çıkarlarının göz önünde bulundurulacağını açıkladı. Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Kellogg, ABD’nin müzakerelerde “ikili bir yaklaşım” benimsediğini ve şu anda Rusya, Ukrayna ve müttefik ülkelerle ayrı ayrı temas kurduğunu belirtti. Ukrayna ile temasları kendisinin, Rusya ile görüşmeleri Trump’ın diğer özel temsilcisi Steve Witkoff’un yürüttüğünü açıklayan Kellogg, süreci hızlandırmak istediklerini ve barış planının birkaç gün ya da hafta içinde tamamlanacağını söyledi.
- Trump yönetimi, Ukrayna hükümetine, ABD’nin Ukrayna’daki nadir toprak metallerinin yüzde 50’sine erişim hakkı karşılığında Amerikan askerlerinin bölgede güvenliği sağlamak için konuşlandırılabileceği bir anlaşma önerdi. NBC News’e göre, bu teklif, ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı milyarlarca dolarlık askeri ve ekonomik desteğin bir tür karşılığı olarak değerlendiriliyor. Plan, ABD Maliye Bakanı Scott Bessent tarafından 12 Şubat’ta Kiev’de Zelenskiy ile yapılan görüşmede gündeme getirildi.
- Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, NATO üyeliğinin ülkesinin güvenliği için en iyi garanti olduğunu ve bu konuyu gündemde tutmaya devam ettiğini belirtti. Zelenskiy, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in NATO kararlarını etkileyebildiğini öne sürerek, “Şu anda en etkili NATO üyesi Putin gibi görünüyor, çünkü onun talepleri ittifakın kararlarını bloke edebiliyor” dedi. ABD Başkanı Donald Trump ve Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin bir barış anlaşmasının parçası olamayacağını belirtirken, Zelenskiy ülkesinin NATO’ya katılımı gerçekleşmezse 1,5 milyon kişilik bir orduya ve modern silahlara sahip olması gerektiğini vurguladı.
- Zelenskiy, ABD’ye Ukrayna’nın doğal kaynaklarına erişim hakkı tanıyacak anlaşmayı henüz imzalamadığını, çünkü belgenin henüz tamamlanmadığını söyledi. Münih Güvenlik Konferansı’nda gazetecilere konuşan Zelenskiy, anlaşmanın Ukrayna’nın çıkarlarını tam olarak koruyacak şekilde hazırlanması gerektiğini belirterek, bu nedenle bakanlarına belgeyi imzalamamaları talimatını verdiğini ifade etti. Daha önce CNN, Zelenskiy’nin ABD’den gelen anlaşma taslağını incelemeye aldığını bildirmiş, The Washington Post yazarı Josh Rogin ise Ukrayna liderinin Münih’te kendisine sunulan belgeyi nazikçe reddettiğini aktarmıştı.
- NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Avrupa’yı Ukrayna ile ilgili barış görüşmelerinin dışında kalma ihtimaline dair şikayet etmek yerine somut öneriler sunmaya ve savunma harcamalarını artırmaya çağırdı. Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Rutte, Avrupalı müttefiklerin tartışmalara katılması gerektiğini belirterek, NATO üyelerinin savunma harcamalarını ciddi şekilde artırmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı. ABD Başkanı Donald Trump, NATO üyelerinin savunmaya gayrisafi yurtiçi hasılalarının (GSYİH) en az yüzde 5’ini ayırmasını isterken, haziran ayında Lahey’de yapılacak NATO zirvesinde bu konunun ele alınacağı belirtildi. Rutte, ABD’nin NATO içinde ekonomik yükün büyük kısmını üstlendiğini hatırlatarak, Avrupalı ve Kanadalı müttefiklerin Soğuk Savaş sonrası yıllarda yeterince harcama yapmadığını söyledi. Barış müzakerelerinde tüm seçeneklerin masada olacağını belirten NATO Genel Sekreteri, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin bir barış anlaşmasının parçası olmayacağını ifade etti.
- Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa Birliği’nden Ukrayna’ya asker göndermesini talep etmesi gerektiğini ve “er ya da geç” Avrupa’nın bunu yapmak zorunda kalacağını söyledi. Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Sikorski, Rusya’yı Avrupa için bir tehdit olarak nitelendirirken, Trump ve Putin arasındaki son telefon görüşmesini “hata” olarak değerlendirdi. Sikorski, bu görüşmenin Rus liderini cesaretlendirdiğini ve Ukrayna’nın moralini bozduğunu öne sürdü. Ayrıca, 16 Şubat’ta Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ev sahipliğinde gerçekleşecek ve barış müzakerelerinin ele alınacağı toplantıyı memnuniyetle karşıladığını belirtti.
- Rusya Savunma Bakanlığı, dün gece hava savunma sistemlerinin dört bölgede 40 insansız hava aracını (İHA) düşürdüğünü duyurdu. Bunlardan 17’si Volgograd, 12’si Kaluga, 9’u Rostov ve 2’si Saratov bölgelerinde imha edildi. Kaluga’da bir sanayi tesisinde yangın çıkarken, Volgograd’daki sanayi bölgesinde de küçük çaplı bir yangın meydana geldi. İHA saldırıları nedeniyle Astrahan, Vladikavkaz, Volgograd, Grozni, Kaluga, Saratov ve Ulyanovsk havalimanlarında uçuşlar geçici olarak durduruldu.
- The Washington Post yazarı Josh Rogin'in aktardığına göre, Başkan Zelenskiy, ABD’ye Ukrayna’nın doğal kaynaklarının (nadir yüzde 50’si üzerinde hak tanıyacak bir anlaşmayı imzalamayı reddetti. Rogin, Münih’teki ABD Kongre heyetinin Zelenskiy’e bu anlaşmayı imzalaması için bir belge sunduğunu, ancak Ukrayna liderinin bunu kibarca geri çevirdiğini belirtti. Zelenskiy ise yaptığı açıklamada, anlaşmayı tamamen imzalamaya hazır olmadığını, ancak müzakerelere açık olduğunu ifade etti. ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna'ya yaptıkları yardımların karşılığında 500 milyar dolar değerinde nadir toprak elementi istediğini belirtti.
- Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, yalnızca ABD ve Avrupa ile ortak bir barış planı üzerinde anlaşmaya varıldıktan sonra Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. Münih Güvenlik Konferansı'nda ABD Başkan Yardımcısı Vance ile görüşem Zelenskiy, yaptığı konuşmada, "Ben Rusya ile görüşmeyeceğim, sadece Putin ile, ancak Trump ve Avrupa ile ortak bir plan oluşturulduktan sonra görüşürüm" dedi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise Ukrayna’nın müzakerelere dahil olacağını belirtti. Öte yandan, Putin ve ABD Başkanı Donald Trump kısa süre önce Ukrayna’daki çatışmaların sona erdirilmesine yönelik müzakereleri ele almıştı.
- ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, The Wall Street Journal tarafından kendisine atfedilen "Ukrayna’ya Amerikan askerleri gönderme" sözlerini yeni bir açıklama ile reddetti. X hesabından yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump’ın Ukrayna’daki savaşı sona erdirerek bölgeye barış getireceğini ve ABD askerlerinin yalnızca Amerikan çıkarları ve güvenliği için tehlikeye atılması gerektiğini vurguladı. WSJ, Vance’in bir röportajda ekonomik ve askeri baskı araçlarından bahsettiğini yazmıştı, ancak Vance, Trump’ın müzakerelere tüm seçenekleri dahil ettiğini belirterek doğrudan bir askeri müdahale mesajı vermediğini ifade etti. Savunma Bakanı Pete Hegseth de kısa süre önce ABD askerlerinin Ukrayna’da konuşlandırılmayacağını ve Ukrayna’nın 2014 sınırlarına dönmesinin gerçekçi bir hedef olmadığını söylemişti.
- Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı açıklamada, Rusya ile G7 çerçevesinde normal işbirliğinin mümkün olmadığını belirtti. Baerbock, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya’yı yeniden G7’ye dahil etme isteğine tepki göstererek, “Bu Rusya ile normal işbirliği mümkün değil” dedi. Ancak, Rusya'nın saldırgan politikasında değişiklik olması halinde işbirliğinin yeniden değerlendirilebileceğini ifade etti.
- Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik sürecinin hızlandırılması için çalışmaların yoğunlaştırılacağını açıkladı. Von der Leyen, AB’nin daha büyük adımlar atarak ortak projeler için finansman sağlaması ve Ukrayna’nın üyelik sürecini hızlandırması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Avrupa’nın “güç yoluyla barış” istediğini belirterek, Ukrayna’nın güvenliğinin AB için öncelikli olduğunu ifade etti. Ancak yetkililer, sürecin üyelik kriterlerine uyum ve reformların tamamlanması açısından zaman alabileceğini belirtiyor.
- Bloomberg’in haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump ile olası müzakereler için güçlü bir müzakere ekibi oluşturuyor. Kaynaklara göre, ekibe Kremlin danışmanı Yuriy Uşakov, Dış İstihbarat Servisi Direktörü Sergey Narışkin ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu Başkanı Kirill Dmitriyev dahil edilecek. Özellikle Dmitriyev’in, Trump ekibiyle gayriresmi temaslar kurmada kilit bir rol oynayabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, Putin’in bu isimleri seçerek görüşmelerde avantaj sağlamayı amaçladığını vurgularken, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da müzakere ekibinin şekillenmekte olduğunu doğruladı.
- The Wall Street Journal’ın (WSJ) haberine göre, Ukrayna’nın ilk F-16 savaş uçağının Ağustos 2024’te düşmesine, dost ateşi neden olmuş olabilir. ABD’nin, Ukrayna’ya F-16’ların savaş alanında koordinasyonunu sağlayan Link 16 adlı veri paylaşım sistemine tam erişim vermemesi, hava savunma sistemleri arasındaki uyumsuzluğa yol açtı. WSJ’ye konuşan kaynaklar, Ukrayna’nın bu sistemden yoksun olması nedeniyle uçağın yanlışlıkla kendi hava savunma sistemleri tarafından vurulmuş olabileceğini belirtti. Ukrayna Hava Kuvvetleri, kazada pilot Aleksey Mesya’nın hayatını kaybettiğini doğrularken, Kiev yönetimi olayın ardından Hava Kuvvetleri Komutanı Nikolay Oleşçuk’u görevden aldı.
- Güney Koreli otomotiv üreticisi Hyundai Motor Group (Hyundai ve Kia markaları), Rusya pazarına geri dönme olasılığını değerlendiriyor ve özellikle daha önce sattığı St. Petersburg’daki fabrikasını geri satın almayı düşünüyor. Yonhap ve News1’e göre, bu ilgi, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya ve Ukrayna liderleriyle yaptığı görüşmeler sonrası olası barış müzakerelerinin gündeme gelmesiyle arttı. Hyundai, Rusya’daki durumu yakından izlediğini belirtirken, şirketten yapılan açıklamada henüz kesin bir karar alınmadığı vurgulandı. Ancak Hyundai, 2024 yazında Rusya’da 17 ticari marka kaydı için başvuruda bulunarak pazara geri dönüş ihtimalini güçlendirdi. Analistler, Güney Koreli markaların Rusya’ya dönse bile Çinli üreticilerin pazardaki hakimiyeti nedeniyle eski satış başarılarını yakalamanın zor olabileceğini belirtiyor.
- Moskova’daki Vnukovo Havalimanı’nda 28 yaşındaki bir ABD vatandaşı, bagajında uyuşturucu madde içeren şekerlemeler taşıdığı gerekçesiyle gözaltına alındı. Rusya Federal Gümrük Servisi’ne (FTS) göre, İstanbul’dan gelen yolcunun çantasında, narkotik köpeğinin tepki vermesi üzerine yapılan aramada, plastik kutular içinde kanabinoid içerikli jelibonlar bulundu. Şüpheli, bunların ABD’de doktor tarafından reçete edildiğini savunsa da Rus makamları, “büyük çapta uyuşturucu kaçakçılığı” suçlamasıyla dava açıldığını ve zanlının 10 yıla kadar hapis cezası alabileceğini bildirdi.
14 Şubat Cuma
- ABD Başkan Yardımcısı Jay D. Vance, Münih Güvenlik Konferansı'nda yaptığı konuşmada, Avrupa için asıl tehdidin Rusya veya Çin değil, kıtanın kendi içinden geldiğini belirtti. Vance, "Beni Avrupa konusunda en çok endişelendiren tehdit ne Rusya ne de Çin. En büyük tehdit, Avrupa’nın temel değerlerinden uzaklaşmasıdır" dedi. Örnek olarak, Romanya’da Rusya’nın müdahalesi iddiasıyla anayasal seçimlerin iptal edilmesini gösterdi. Ayrıca Avrupa'daki sansür politikalarını ve göçmen politikalarını eleştirerek, "Bugün Avrupa’ya baktığımda, Soğuk Savaş’ın bazı galiplerine ne olduğunu anlayamıyorum" ifadelerini kullandı.
- Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, önümüzdeki günlerde Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Türkiye’yi ziyaret etmeyi planladığını açıkladı. TASS haber ajansına göre, Zelenskiy bu ziyaretlerinde Rusya ve ABD temsilcileriyle herhangi bir temas kurmasının planlanmadığını belirtti. Ukrayna lideri, görüşmelerinde insani konuların, özellikle esir değişiminin ele alınacağını söyledi. Suudi Arabistan’da Kral ile, Türkiye’de ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelmeyi planladığını kaydetti.
Daha önce ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’daki çatışmanın çözümüyle ilgili temasların önümüzdeki hafta, Suudi Arabistan da dahil olmak üzere çeşitli ülkelerde gerçekleşeceğini duyurmuştu.
- Münih Güvenlik Konferansı’nda konuşan Vladimir Zelenskiy, Ukrayna’nın NATO üyeliğine kabul edilmemesi halinde, ülkenin 1,5 milyon kişilik bir orduya sahip olması gerektiğini ve bu ordunun “modern silahlarla” donatılması gerektiğini söyledi.
Zelenskiy, “Bugünkü ABD ve Başkan Trump, Ukrayna’nın NATO’ya katılımını tartışmaya hazır değil” ifadelerini kullandı. Devlet başkanı Washington yönetiminin, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin “Ruslarla bir gerilim kaynağı” olarak gördüğünü belirtti.
Ayrıca, ABD’nin Ukrayna için belirlenmiş net bir planının olmadığını düşündüğünü belirten Zelenskiy, “Her şeyi konuşmaya hazırız. Askeri kontenjandan güvenlik garantilerine kadar her türlü yapıyı değerlendirmeye açığız” dedi.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı müzakereler için deneyimli isimlerden oluşan özel bir ekip hazırlıyor. Bloomberg’in konuyla ilgili kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Putin’in ekibi, Ukrayna’daki savaşı sona erdirecek bir anlaşma üzerinde Trump’ın temsilcileriyle müzakere etmek üzere görevlendirildi.
Haberde, Rus müzakere ekibinde en az üç önemli ismin yer alacağı belirtiliyor. Bu isimler arasında, Putin’in dış politika danışmanı ve uzun yıllardır Kremlin’in diplomatik stratejilerini şekillendiren Yuri Uşakov, Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) Başkanı Sergey Narişkin ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev bulunuyor.
Bloomberg’e göre, bu ekibin amacı, Trump yönetimiyle doğrudan pazarlık yaparak Moskova’nın çıkarlarını koruyacak bir anlaşma üzerinde uzlaşmak. Müzakerelerin hangi aşamada yürütüleceği ve ne zaman başlayacağı konusunda ise henüz resmi bir açıklama yapılmış değil.
- Suudi Arabistan yönetimi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump arasında bir zirvenin Riyad’da düzenlenmesi teklifini memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, 16 Şubatta yaptığı açıklamada, ülkenin Rusya ve Ukrayna arasında kalıcı bir barış sağlanması için çaba göstermeye devam edeceğini vurguladı.
Bakanlığın resmi sosyal medya hesabı üzerinden yapılan açıklamada, “Krallık, zirvenin Suudi Arabistan’da gerçekleştirilmesini memnuniyetle karşılamakta ve Ukrayna krizinin başından bu yana sürdürülen barış çabalarını teyit etmektedir” ifadelerine yer verildi. Riyad’ın arabuluculuk rolü üstlenmeye istekli olduğu ve taraflar arasında diplomatik çözümler geliştirilmesine katkı sağlamak istediği belirtiliyor.
- Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Ukrayna’nın "Rusya ile devam eden savaşta yenilgiye uğramasının yalnızca Avrupa’yı değil, ABD’yi de zayıflatacağını" söyledi. Von der Leyen, 14 Şubatta Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Ukrayna’nın adil olmayan bir barış anlaşmasına zorlanmasının ABD’nin stratejik çıkarlarına zarar vereceğini vurguladı.
“Ukrayna’nın yenilgisi Avrupa’yı zayıflatacaktır ve aynı zamanda Amerika Birleşik Devletleri’ni de etkileyecektir” diyen von der Leyen, Başkan Donald Trump’a çağrıda bulunarak, “adil bir barış için birlikte çalışılması” gerektiğini belirtti. Avrupa’nın Ukrayna’ya verdiği desteğin devam etmesi gerektiğini ifade eden von der Leyen, Batı’nın Kiev’i dezavantajlı bir anlaşmaya zorlamaması gerektiğinin altını çizdi.
- Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtosen, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna krizine yönelik Rusya ile hızlı bir anlaşma yapmaması gerektiğini söyledi. Valtosen’e göre, bu kriz yalnızca Kiev’i değil, tüm Avrupa’nın güvenliğini ilgilendiriyor. Bu nedenle Avrupa ülkeleri, ABD’yi “hızlı bir anlaşma” yerine “kalıcı bir barış” sağlamaya ikna etmelidir.
Alman RND gazetesine konuşan Valtosen, “Bu konuda ABD’li ortaklarımızla her zamankinden daha açık bir diyalog kurmamız gerekiyor. Trump ve ekibi, Rusya ile yapılacak görüşmelerin yalnızca Ukrayna’yı değil, tüm Avrupa’nın güvenlik mimarisini ilgilendirdiğini anlamalı. Hızlı bir anlaşma mümkün değil, yalnızca birkaç yıl sürecek uzun bir süreç sonunda istikrarlı bir barış sağlanabilir” dedi.
- Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Rusya’nın nükleer enerji tesislerine saldırdığına dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. RBC muhabirinin aktardığına göre Peskov, özellikle Çernobil ile ilgili net bir bilgiye sahip olmadığını, ancak Rusya’nın nükleer altyapıya saldırı düzenlemesinin söz konusu bile olamayacağını vurguladı.
“Rusya’nın nükleer enerji altyapısını hedef aldığı yönündeki her türlü iddia gerçeği yansıtmıyor. Rus ordusu böyle bir şey yapmaz. Büyük ihtimalle bu, Kiev rejiminin bir başka provokasyonu ve dezenformasyonudur” ifadelerini kullandı.
- Kazakistan’da faaliyet gösteren Halyk Bank, Kaspi Bank ve VTB (Kazakistan), ülke dışından gelen yabancılara yeniden banka kartı vermeye başladı. Bankaların resmi açıklamalarına göre, yabancıların banka kartı alabilmesi için belirli belgeleri sunmaları gerekiyor.
VTB (Kazakistan) tarafından yapılan açıklamada, kart sahibi olmak isteyen yabancıların pasaport, bireysel kimlik numarası ve vergi mükellefiyetini kanıtlayan bir belge (Rus vatandaşları için vergi numarası) ibraz etmeleri gerektiği belirtildi. Ayrıca banka, sistemlerini yeni yasal düzenlemelere uygun hale getirdiğini ve kartların artık 12 ay süreyle geçerli olacağını duyurdu. Diplomatik çalışanlar ve yatırımcılar için bu sürenin 3 yıla kadar uzatılabileceği ifade edildi.
- Rusya, hayatını kaybeden 45 askerin cenazesini teslim aldı. Ukrayna tarafına ise 757 cenaze teslim edildi. Bu bilgiyi Devlet Duması Milletvekili Şamsail Saraliyev duyurdu.
İki ülke arasında son cenaze değişimi 24 Ocakta gerçekleşmişti ve benzer bir oran söz konusuydu: Rusya’ya 49 cenaze teslim edilirken, Ukrayna tarafına 757 cenaze verilmişti. Daha önce, 10 Aralık’ta ise Rusya 42 askerin cenazesini teslim alırken, Ukrayna’ya 503 cenaze verilmişti.
- ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Münih Güvenlik Konferansı katılımcılarının Rusya-Ukrayna çatışmasının müzakereler yoluyla çözümünü ele alacaklarını açıkladı. Vance öncesinde diplomatik yollarla varılacak anlaşmanın “birçok kişiyi şoke edeceğini” söylemişti.
“Ukrayna ile Rusya arasındaki çatışmayı ve müzakereler yoluyla nasıl çözülebileceğini konuşacağız,” diyen Vance’in sözlerini Reuters aktardı. Bu yılki konferansta ABD’yi Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Rusya ile Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg temsil ediyor. Medyada ABD delegasyonunun konferansta Rusya-Ukrayna çatışmasının çözümüne dair bir plan sunacağı iddia edilmiş olsa da, resmi yetkililer bu bilgiyi doğrulamadı.
- Moldova’dan tek taraflı bağımsızlık ilan eden Transdinyester, Rusya’nın yardımıyla satın alınan doğalgazı almaya başladı. Transdinyester lideri Vadim Krasnoselski, Telegram kanalından yaptığı açıklamada, yakıtın Macar şirketi MET Gas and Energy Marketing AG tarafından sağlandığını belirtti.
Krasnoselski, Transdinyester halkına desteklerinden dolayı Moskova’ya teşekkür etti. Doğalgaz tedarikinin, Rusya tarafından sağlanan kredi sayesinde mümkün olduğunu ifade etti. 10 Şubat’ta Moldova Acil Durum Komisyonu, Transdinyester’e yakıt transitine onay vermişti.
- Volgograd Bölge Parlamentosu, insansız hava aracı (İHA) saldırılarının sonuçlarını görüntülemeyi yasaklayan kararın ihlali için uygulanan para cezalarını artırdı. Bu yasak bir hafta önce getirilmiş ve bireyler için 3 bin ruble, şirketler için 50 bin rubleye kadar ceza öngörülmüştü.
Yapılan yeni düzenlemeyle, vatandaşlara kesilebilecek en yüksek ceza 5 bin rubleye, şirketler için ise doğrudan 1 milyon rubleye çıkarıldı.
- Rusya’nın Romanya’daki geçici maslahatgüzarı Yelena Kopnina, Romanya Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Romanya, Rus askeri insansız hava araçlarının hava sahasını defalarca ihlal etmesi nedeniyle Moskova’ya protesto notası verdi.
Bükreş yönetimi, Rusya’nın bu eylemlerinin uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini belirtti. Bu açıklamayı Interfax haber ajansı aktardı.
- Antalya’dan Kazakistan’ın başkenti Astana’ya giden uçak, Erzurum’a zorunlu iniş yaptı. Mürettebatın bu kararı, yolcular arasında çıkan kavga nedeniyle aldığı bildirildi.
RIA Novosti’nin haberine göre, olay Ukraynalı bir çift ile Kazakistan vatandaşı iki kadın arasında yaşandı. Taraflar önce tartışmaya başladı, ardından kavga fiziksel şiddete dönüştü.
Uçak Erzurum Havalimanı’na iniş yaptıktan sonra, kavgaya karışan yolcular polis tarafından gözaltına alındı ve sağlık kontrollerinden geçirildi. Olayın ardından uçak yaklaşık bir saat havalimanında bekledi ve daha sonra Astana’ya doğru yoluna devam etti.
- ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’nın bağımsızlığını garanti eden bir barış anlaşmasını kabul etmemesi halinde, Washington’un Moskova’ya karşı yeni yaptırımlar uygulamaya ve diğer baskı önlemlerini devreye sokmaya hazır olduğunu söyledi. Vance, Rusya ile müzakerelerin çıkmaza girmesi durumunda ABD askerlerinin Ukrayna’ya gönderilmesi olasılığının “masada” kalmaya devam ettiğini vurguladı.
Bununla birlikte, Vance Ukrayna krizinin başarılı bir şekilde çözüme kavuşturulmasının ardından Rusya ile ilişkilerin yeniden başlatılabileceğini de dile getirdi. Başkan yardımcısı, Moskova’nın Batı pazarlarından izole edilmesinin onu Çin’e daha da yaklaştırdığını ifade etti. “Çin ile ittifakta küçük ortak olmak Putin’in çıkarına değil,” diyen ABD Başkan Yardımcısı, bu değerlendirmesini The Wall Street Journal’a verdiği röportajda paylaştı.
Vance’a göre, Ukrayna konusunda yürütülen müzakereler, “birçok kişiyi şaşırtacak” bir anlaşmayla sonuçlanacak. ABD Başkanı Donald Trump’ın “gözlerini kapatmadığını” belirten Vance, “O, her şeyin gündemde olduğunu söyleyerek bir anlaşmaya varmak istiyor,” diye ekledi.
- ABD Başkanı Donald Trump, 14 Şubat'ta (bugün) Münih Güvenlik Konferansı kapsamında Rusya, Ukrayna ve ABD temsilcilerinin katılımıyla görüşmeler yapılacağını duyurdu. Trump, bu toplantıya “her üç ülkeden de üst düzey yetkililerin” katılacağını belirtti ancak hangi yetkililerin görüşmelere dahil olacağı konusunda detay vermedi. Münih'te ABD heyetine Başkan Yardımcısı J.D. Vance ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio liderlik edecek. Bu toplantı, Trump’ın Moskova ve Kiev’e yaptığı müzakere çağrılarının ardından gerçekleşecek. Ancak Rusya'nın konferansa katılımı konusunda resmi bir açıklama yapılmadı; zira Moskova, 2022’den beri Münih Güvenlik Konferansı’na temsilci göndermiyor.
Trump ve Putin’in 12 Şubat’taki telefon görüşmesinde, liderler Ukrayna’daki çatışmaların sona erdirilmesi ve barışçıl çözüm yollarının araştırılması konusunda mutabık kalmıştı. Trump, hemen ardından Zelenskiy ile görüştüğünü ve Kiev’in de barışa ulaşmak istediğini söylediğini aktarmıştı. Kremlin, görüşmelerin ardından Rusya'nın ABD ile müzakereler için bir ekip oluşturduğunu duyurdu. ABD heyetinde Marco Rubio, CIA Direktörü John Ratcliffe, Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Waltz ve Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff yer alacak. Ancak, ABD’nin Ukrayna ve Rusya özel temsilcisi Keith Kellogg’un bu ekibe dahil edilmemesi dikkat çekti. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Moskova’nın barış müzakerelerindeki asıl muhatabının Washington olduğunu vurgulayarak, Avrupa’nın sürece katılımının ABD’ye bağlı olduğunu belirtti.
- Ukrayna Devlet Başkanı Danışmanı Dmitriy Litvin, Donald Trump'ın adını doğrudan anmadan, Rus heyetinin katılımıyla Münih'te bir görüşme olasılığını değerlendirdi. Litvin, Ukrayna'nın tutumunun değişmediğini vurgulayarak, "Ukrayna önce Amerika ile konuşmalıdır. Avrupa, gerçek ve kalıcı bir barış için her ciddi görüşmenin parçası olmalıdır. Sadece ortak ve mutabık kalınan bir pozisyon, Ruslarla görüşmenin temelini oluşturabilir. Boş masada Ruslarla görüşme yapılmaz. Şu anda masada hiçbir şey yok, dolayısıyla Münih'te Ruslarla bir görüşme öngörülmüyor" dedi.
- Trump, gazetecilere yaptığı açıklamada, Rusya’nın G7’den çıkarılmasının bir hata olduğunu ve Moskova’yı yeniden bu uluslararası kulübe dahil etmek istediğini belirtti. Reuters’in aktardığına göre Trump, Rusya’nın dünya sahnesinde önemli bir aktör olduğunu vurgulayarak, küresel meselelerin çözümünde Moskova’nın yer alması gerektiğini savundu.
Rusya, 2014 yılında Kırım’ın ilhak edilmesinin ardından G8’den çıkarılmış ve format “Büyük Yedili” (G7) olarak devam etmişti. Trump, daha önce de Rusya’nın dışlanmasını eleştirerek, G8 formatına dönmenin tüm tarafların çıkarına olacağını söylemişti. 2020’de başkanlığı döneminde bu konuyu gündeme getiren Trump, “Konuştuğumuz pek çok konu Putin’i ilgilendiriyor. O masada olmalı... ve böylece her şey çözüme kavuşur” ifadelerini kullanmıştı.
- Donald Trump, BRICS ülkelerinin ortak bir para birimi oluşturması durumunda yüzde 100 gümrük tarifeleriyle karşılaşabileceklerini söyledi. Reuters’ın aktardığına göre Trump, BRICS’in dolar yerine alternatif bir para birimi geliştirme girişiminde bulunması halinde, bu ülkelerden yapılan ticarete en az yüzde 100 oranında vergi uygulanacağını belirtti. Trump daha önce de benzer açıklamalarda bulunmuş, Aralık 2024’te seçim zaferinin ardından BRICS ülkelerine "güçlü doların yerine başka bir para birimini desteklememeleri" konusunda uyarıda bulunmuştu. Kremlin ise BRICS ülkelerinin ortak bir para birimi oluşturma planlarının olmadığını açıklamıştı.
- Financial Times'ın üst düzey Ukraynalı ve Batılı yetkililere dayandırdığı haberine göre, Rusya ve ABD liderleri, Ukrayna'da ateşkes anlaşmasına ya 20 Nisan'da kutlanacak Paskalya'ya ya da 9 Mayıs Zafer Günü'ne kadar ulaşmaya çalışacak. Gazeteye konuşan bir Ukraynalı yetkili, "Putin, böyle dikkat çekici bir tarihe anlaşmayı denk getirmek isteyecektir" dedi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise perşembe günü yaptığı açıklamada, Vladimir Putin'in 9 Mayıs'ta büyük ülkelerin liderlerini Moskova'da ağırlamaktan memnuniyet duyacağını belirtti. Peskov, bu davetin ABD Başkanı Donald Trump'ı da kapsayıp kapsamadığı sorusuna, "Elbette" yanıtını verdi. Bir gün önce Trump ve Putin arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşmişti.
- NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna'nın NATO üyeliğinin hiçbir zaman barış anlaşmasının bir şartı olmadığını söyledi. Rutte, ittifakın Ukrayna’daki çatışmaların tekrar başlamayacağından emin olması gerektiğini vurguladı. NATO savunma bakanları toplantısının ardından Reuters’a konuşan Rutte, "Vladimir Putin’in bir daha asla Ukrayna'ya saldırmaya kalkışmayacağından emin olmalıyız, ancak Ukrayna'ya barış anlaşması kapsamında NATO üyeliği vaat edilmedi" dedi. Zelenskiy, güvenlik garantileri verilmesi halinde müzakerelere açık olduğunu belirtmişti. Ancak, ABD Başkanı Donald Trump, Putin ile yaptığı görüşme sonrasında Ukrayna’nın NATO’ya katılmasını mantıklı bulmadığını ifade etmişti.
- ABD'de serbest bırakılan Rusya vatandaşı Aleksandr Vinnik’i taşıyan uçak Moskova’ya iniş yaptı. Vinnik’in avukatı Arkadiy Buh, müvekkilinin ABD'de tutuklu bulunan Mark Fogel ile yapılan mahkum takası kapsamında ülkesine döndüğünü açıkladı. 2017 yılında ABD'nin talebi üzerine Yunanistan'da gözaltına alınan Vinnik, 4 milyar dolarlık yasa dışı fon aklama suçlamasıyla önce Fransa'ya iade edilmiş, ardından 2022'de ABD'ye gönderilmişti. ABD'de kendisine yöneltilen suçlamalar arasında yasa dışı faaliyetlerle bağlantılı bir kripto borsası işletmek de bulunuyordu. Vinnik'in 200 yıla kadar hapis cezası alabileceği belirtilirken, mahkumiyet kararı Haziran 2025’te açıklanacaktı.
- Kremlin Sözcüsü Peskov, Ukrayna'nın barış görüşmelerine katılacağını açıkladı. Peskov, bu sürecin hem Rusya ile ABD arasında yürütülecek ikili müzakereleri hem de Ukrayna’nın doğrudan dahil olacağı bir görüşme formatını içereceğini belirtti. "Her halükarda, Ukrayna görüşmelere katılacak. Hem ikili Rusya-Amerika diyaloğu olacak hem de Ukrayna’nın dahil olduğu bir müzakere süreci yürütülecek," dedi Peskov, Rusya’nın Birinci Kanalına verdiği röportajda.
Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump’ın Vladimir Putin ile planladığı olası görüşmenin Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleşebileceği yönündeki açıklamalarını da değerlendirdi. Peskov, Riyad’ın gerçekten de muhtemel bir buluşma noktası olarak gündemde olduğunu ancak henüz kesin bir karar alınmadığını belirtti. Peskoc "Riyad iki ülke için de uygun bir seçenek, ancak şu ana kadar bu konuda ne çalışma düzeyinde ne de en üst seviyede alınmış kesin bir karar yok. Görüşme Riyad’da mı yoksa başka bir başkentte mi olacak, şu an için bilmiyoruz" diye ekledi. Bu tür bir zirvenin hazırlığının zaman alacağını vurgulayan Peskov, müzakere sürecinin haftalar veya birkaç ay sürebileceğini sözlerine ekledi.
- Zelenskiy, Kiev’in, Moskova ile Washington arasında Ukrayna'nın katılımı olmadan varılacak herhangi bir anlaşmayı kabul etmeyeceğini açıkladı. Reuters'a konuşan Zelenskiy, "Bugün önemli olan, her şeyin Putin’in planına göre gitmemesi. O, müzakereleri ABD ile ikili bir görüşmeye dönüştürmek istiyor" dedi. Ukrayna lideri ayrıca, savaşın sona erdirilmesine yönelik görüşmelere Avrupa ülkelerinin de dahil olması gerektiğini vurguladı. Donald Trump ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesini de değerlendiren Zelenskiy, ABD Başkanı’nın önce Vladimir Putin’i aramasını "bir öncelik meselesi olarak görmediğini" ancak bunun kendisi için "pek hoş olmadığını" dile getirdi.
- Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Avrupa'nın katılımı olmadan Ukrayna konusunda varılacak herhangi bir anlaşmanın başarısızlığa mahkûm olacağını belirterek, Washington’un müzakerelere başlamadan önce Moskova’ya verdiği tavizleri eleştirdi. Brüksel’de gazetecilere konuşan Kallas, "Bizim arkamızdan yapılacak hiçbir anlaşma işlemez, her türlü uzlaşma Ukrayna ve Avrupa’nın katılımını gerektirir. Ayrıca, yatıştırma politikalarının da her zaman başarısız olduğu açıktır" dedi. Kallas, Avrupa Birliği’nin, Rusya ve ABD arasında varılacak bir barış anlaşmasının şartlarını kabul etmemesi halinde Ukrayna’yı destekleyeceğini de vurguladı.
13 Şubat Perşembe
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump, telefon görüşmeleri sırasında, kişisel bir görüşme için yardımcılarına derhal hazırlıklara başlamaları talimatını verme konusunda anlaştı. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov’un aktardığına göre, Moskova, Washington ile müzakereler için bir heyet oluşturmaya başladı. Görüşmeler, Rusya-Ukrayna çatışması da dahil olmak üzere çeşitli konuları kapsayacak.
Peskov, önceki ABD yönetiminin savaşı uzatma yönünde bir politika izlediğini, ancak mevcut yönetimin barışı sağlama niyetinde olduğunu belirtti. Kremlin’in bu yeni yaklaşımı olumlu karşıladığını ve diyaloğa açık olduğunu vurguladı.
Putin’in müzakere heyetinin bileşimini belirlemesinin ardından detayların açıklanacağını söyleyen Peskov, Rusya ve ABD liderleri arasındaki görüşmenin hızlı bir şekilde organize edilmesi gerektiğini kabul etti. Ancak, kesin bir tarih belirlemek için henüz erken olduğunu ve hazırlıkların yeni başladığını ifade etti.
- ABD Başkanı Donald Trump, 12 Şubat’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yaptığı görüşmeleri “muhteşem” olarak nitelendirdi. Trump, bu temasların Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi için önemli bir fırsat sunduğunu söyledi.
Trump, TruthSocial hesabında “Dün Rusya ve Ukrayna ile muhteşem görüşmeler gerçekleştirdik. Bu korkunç ve son derece kanlı savaşın sona erdirilmesi için iyi bir fırsat var,” diye yazdı.
- ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Brüksel’de NATO toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, ABD’nin Ukrayna’yı terk etmediğini söyledi.
Hegseth “Burada bir ihanet söz konusu değil. Tüm dünya ve ABD, barışın sağlanmasıyla ilgileniyor. Bu, her iki tarafın da kabul etmek istemediği bazı gerçekleri kabul etmesini gerektirecek,” dedi.
- Suudi Arabistan yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in zirvesi için henüz herhangi bir hazırlığa başlamadığını duyurdu. RIA Novosti’ye konuşan Suudi Enformasyon Bakanlığı kaynağı, Riyad’da zirve tarihinin henüz belirlenmediğini ifade etti.
Daha önce Trump, zirvenin Riyad’da gerçekleşebileceğini söylemişti. Ancak Suudi yetkili, “Henüz hayır, iki lider arasındaki zirve toplantısının tarihi belirlenmiş değil,” dedi.
- Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Avrupa Birliği’nin Rusya-Ukrayna barış görüşmelerine dahil olma talebini eleştirdi. Avrupa’nın görüşmelere katılımı hak etmesi gerektiğini söyleyen Orban, Brüksel’in politikalarını “ahlaki ve siyasi olarak kabul edilemez” olarak değerlendirdi.
Orban, X sosyal medya platformunda “ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Putin barış görüşmeleri yaparken, AB yetkilileri gereksiz açıklamalar yapıyor. Müzakere masasına oturmayı talep edemezsiniz, bunu hak etmelisiniz! Güç, iyi liderlik ve akıllı diplomasiyle… Brüksel’in tutumu: Ölümler devam ettiği sürece desteklemek. Bu, ahlaki ve siyasi olarak kabul edilemez,” diye yazdı.
- Moldova Dışişleri Bakanlığı, 1998’de imzalanan Moldova-Rusya Kültür Merkezleri Anlaşması’nın tek taraflı olarak feshedildiğini duyurdu. Bakanlık açıklamasında, gerekli prosedürlerin tamamlanmasının ardından Rus Kültür Merkezinin Moldova’daki faaliyetlerine son vermesi gerektiği belirtildi.
- Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ABD başkanının, Ukrayna ile ilgili müzakereler başlamadan önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e “teslim olduğunu” öne sürdü. CNN'e konuşan Bolton şöyle konuştu:
“Putin bugün bir dizi zafer kazandı. Putin, Zelenskiy ile müzakere yapmak istemiyor, o Trump ile görüşmek istiyor çünkü ondan daha fazlasını alabileceğini biliyor. Ve bunu düşünmekte tamamen haklı.”
Bolton, Trump yönetiminin şu anda Kremlin tarafından “yazılmış gibi” görünen ve ABD ile NATO’nun geçmişte benimsediği Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve NATO üyeliği taahhüdüne karşıt olan bir pozisyon izlediğini belirtti.
Eski danışman ayrıca, Rusya’nın Trump’a yönelik “övgü kampanyası” yürüttüğünü iddia etti. Buna, Rusya’da mahkum olan Amerikalı Mark Fogel’in serbest bırakılması, Belarus’un bir Amerikalıyı serbest bırakması, Putin’in Trump’ın bazı açıklamalarına katılması gibi adımların dahil olduğunu ifade etti.
Bolton’a göre, mevcut durum ABD’nin ulusal güvenliğine “ciddi zarar” veriyor ve Çin de dahil olmak üzere diğer ülkelere, ABD’nin Rusya’nın “saldırganlığına” karşı direnç göstermeye istekli olmadığını gösteriyor.
- Forex uluslararası döviz piyasasında dolar kuru anlık olarak 89,49 rubleye kadar geriledi. Investing.com verilerine göre, Moskova saatiyle 10:50 itibarıyla Amerikan doları 90,63 rubleden (–%3,59) işlem görüyordu. Dolar, 12 Eylül 2024’ten bu yana ilk kez 90 rublenin altına iniyor.
Rusya Merkez Bankası’nın 13 Şubat için belirlediği resmi dolar kuru ise 94,04 ruble olarak açıklandı. Bir önceki gün, yani 12 Şubat’ta, doların resmi değeri 95,8 rubleydi.
- Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi (SNBO), Rusya’da teröristler ve aşırılıkçılar listesine alınan eski Devlet Başkanı Petro Poroşenko’ya yaptırım uyguladı. Bu bilgi, Vedomosti tarafından duyuruldu. Forbes dergisi ise iki kaynağa dayanarak, Poroşenko hakkındaki suçlamaların “vatana ihanet” maddesiyle ilgili olabileceğini aktardı.
Poroşenko, SNBO’nun kendisine yönelik yaptırım hazırlığında olduğunu bildiğini ve bunu bir provokasyon olarak değerlendirdiğini söyledi. Konseyin kararını anayasaya aykırı ve siyasi motivasyonlu olarak nitelendirdi.
Eski Devlet Başkanı, bu kararın arkasında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin olduğunu iddia etti. Zelenskiy, 12 Şubat akşamı yaptığı açıklamada, SNBO’nun ülkenin ulusal güvenliğini tehdit eden kişilere yaptırım uyguladığını belirtmiş, ancak isim vermemişti.
Bu gelişmelerin ardından, Poroşenko’nun destekçileri Ukrayna Parlamentosu’nun (Verhovna Rada) kürsüsünü işgal ederek protesto gösterisi düzenledi. Strana.ua’nın haberine göre, milletvekilleri “Ukrayna, Rusya değildir”, “Siyasi baskılara hayır”, “Diktatöre hayır” yazılı pankartlar taşıdı ve “Utanç” sloganları attı. Protestolar nedeniyle parlamento oturumu kapatıldı. (aktaran RBC)
- NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Brüksel’de düzenlenen NATO savunma bakanları toplantısı öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın kendisiyle ilgili tüm süreçlere doğrudan dahil olması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, ANP haber ajansı tarafından duyuruldu.
Rutte, ABD ve Rusya devlet başkanları arasındaki telefon görüşmesine değinerek, “Bu başarılı bir telefon görüşmesi gibi görünüyor” dedi. NATO Genel Sekreteri, görüşmenin Moskova ve Kiev arasında müzakerelerin başlaması yönünde bir izlenim yarattığını belirtti. Tarafların barış istediğini vurgulayan Rutte, varılacak anlaşmaların sağlam ve uzun vadeli olması gerektiğini kaydetti.
- Rusya’nın Kişinev Büyükelçisi Oleg Ozerov, Moldova Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Bu adım, Moldova polisi tarafından yapılan açıklamaya göre, dün gece Rusya tarafından gönderildiği iddia edilen insansız hava araçlarının Moldova hava sahasını ihlal etmesi üzerine atıldı. Moldova Dışişleri Bakanlığı, bu olayı “ülkenin egemenliğine yönelik bir ihlal ve bölgesel barış ile güvenliğe tehdit” olarak nitelendirdi.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı Ahmet Aş-Şarra ile yaptığı telefon görüşmesinde, Rusya’nın önceki Suriye yönetimiyle imzaladığı anlaşmaları gözden geçirmeye hazır olduğunu ifade etti. Bu açıklama, Suriye liderinin basın ofisi tarafından duyuruldu. Kremlin de görüşmenin içeriğine ilişkin ayrı bir açıklama yaptı.
SANA haber ajansına göre, Putin görüşmede Rusya’nın Suriye’nin birliği, egemenliği ve istikrarına olan desteğini yineledi. Ayrıca, Suriye’ye yönelik ekonomik yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurguladı ve Suriye Dışişleri Bakanı Asaad Aş-Şeybani’yi resmi ziyaret için Rusya’ya davet etti.
- Rusya’dan göç edenler tarafından kurulan Portekiz merkezli “Associação de Russos Livres” (Özgür Ruslar Derneği), Rusya tarafından “istenmeyen örgüt” ilan edildi.
Rusya Başsavcılığı tarafından TASS’a yapılan açıklamaya göre, örgüt açık bir şekilde Rus hükümetine karşı faaliyet yürütüyor, Rusya’nın özel askeri operasyonuna karşı çıkıyor ve Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne mali destek sağlıyor. Savcılık ayrıca, derneğin aktif üyeleri arasında Rusya’daki protesto hareketlerine katılan ve “Rusya karşıtı propaganda” yapan kişilerin bulunduğunu belirtti. Özgür Ruslar Derneği, 2022 yılında kurulmuştu.
- Donald Trump, Vladimir Putin ile olası bir görüşmenin Suudi Arabistan’da gerçekleşebileceğini söyledi. Trump, Putin ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından liderlerin yüz yüze bir görüşme yapma konusunda anlaştığını ve birbirlerine karşılıklı ziyaretlerde bulunabileceklerini belirtti. Daha önce Putin, Trump’ı Moskova’ya davet etmişti.
- Trump, Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada Ukrayna'nın NATO'ya katılmasının reddedilmesi gerektiği görüşüne katıldığını söyledi. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in ‘Kiev'in NATO’ya katılmasının pek olası ve pratik olmadığı’ yönündeki açıklamasını yorumlayan Trump, Ukrayna'nın NATO'ya katılmasının gerçekçi olmadığı görüşüne katıldığını söyledi. Trump, “Bu doğru. Sanırım Başkan Putin'den çok daha önce de onlar (Rusya) hiçbir koşulda buna izin vermeyeceklerini söylüyorlardı” dedi. (Sputnik)
- Trump, Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından, Zelenskiy’nin de Putin gibi barış istediğini söyledi. Trump, Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda, görüşmeyi “çok iyi” olarak nitelendirirken, Ukrayna’daki çatışma ve yaklaşan Münih Güvenlik Konferansı’nda yapılacak Ukrayna-ABD görüşmesi gibi konuların ele alındığını belirtti. Trump, görüşmeler sonucunda tarafların barış süreci için müzakerelere hemen başlamayı kabul ettiğini ifade etti.
- Zelenskiy ise görüşmeye ilişkin açıklamasında, Trump’ın kendisini Putin ile yaptığı görüşme hakkında bilgilendirdiğini ve Ukrayna’nın her şeyden önce barış istediğini vurguladı. Ukrayna lideri, “ABD ile ortak adımlarımızı belirliyoruz” diyerek Trump’ın ifadelerini destekledi ve “Let's get it done” (Hadi bunu gerçekleştirelim) sözleriyle anlaşmaya vardıklarını duyurdu.
- Kommersant gazetesi Trump ve yönetiminden gelen açıklamaları, barış planının ABD tarafından dile getirilen esaslarını şöyle özetledi:
-
Trump, Putin’e Ukrayna’da ateşkes önerdiğini ve Rus liderin kalıcı bir çözüm istediğini ifade ettiğini söyledi.
-
Ukrayna’nın NATO üyeliğini "olası görmediğini ve bunun pratik bir seçenek olmadığını" belirtti.
-
Ukrayna’nın kaybettiği bazı toprakları geri almasının mümkün olabileceğini dile getirdi.
-
Ukrayna’nın 2014 sınırlarına dönmesinin "çok düşük bir ihtimal" olduğunu vurguladı.
-
ABD ile Rusya arasındaki doğrudan diyaloğun Zelenskiy’i dışlamadığı ve tehdit oluşturmadığını savundu.
-
Ukrayna’nın bir noktada başkanlık seçimlerini yapmak zorunda kalacağını belirtti.
-
ABD’nin Ukrayna’ya yardımlarının devam edeceğini ancak bu desteğin "garantiler altında" sağlanması gerektiğini ifade etti. ABD Hazine Bakanı’nın Kiev’den, sağlanan yardımların geri ödenmesine yönelik garantiler içeren bir belge getirmesi bekleniyor.
-
Trump, Putin ile Suudi Arabistan’da bir görüşme yapmayı planladığını duyurdu.
-
Putin’in ABD’yi ziyaret etmesini beklediğini ve kendisinin de Rusya’ya gitmeyi düşündüğünü belirtti. Ayrıca, Rus liderle sık sık telefon görüşmeleri yapmayı planladığını ekledi.
- Trump ile Putin arasındaki telefon görüşmesi, Avrupa’da endişeyle karşılandı. Politico’nun haberine göre, Avrupalılar ve Ukraynalılar bu görüşmeyi “aylardır, hatta yıllardır korkuyla bekliyordu”. Bloomberg’e konuşan Avrupa Birliği yetkilileri, ABD’nin bu görüşmeye dair kendilerini önceden bilgilendirmediğini belirtti. Bazı Avrupalı yetkililer, bu durumu "bir ihanet" olarak değerlendirirken, Washington’un Moskova'ya taviz verebileceğinden endişe duyduklarını ifade etti.
- Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Trump’ın açıklamalarını eleştirerek, Ukrayna ve Avrupa’nın barış müzakerelerinde aktif rol oynaması gerektiğini söyledi. Polonya Başbakanı Donald Tusk ise sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Hepimiz sadece barış istiyoruz. Ama ADİL BİR BARIŞ. Ukrayna, Avrupa ve ABD bunu birlikte başarmalı. BİRLİKTE,” ifadelerini kullandı. Eski İsveç Başbakanı ve Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Eş Başkanı Carl Bildt, Trump ve Hegset’in açıklamalarını, 1938’de Avrupa liderlerinin Hitler ile yaptığı Münih Anlaşması ile kıyasladı ve “Bu, müzakereler öncesinde büyük tavizler verme konusunda yeni bir yaklaşım. 1938’de bile Chamberlain bu kadar ileri gitmemişti. Ve o Münih anlaşması da kötü bitti,” yorumunu yaptı.
- Financial Times’ın İngiltere merkezli Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) verilerine dayandırarak yayımladığı habere göre, Rusya’nın savunma harcamaları 2024 yılında %42 artarak 13,1 trilyon rubleye ulaştı. Bu rakam, satın alma gücü paritesine göre 462 milyar dolara denk geliyor. Haberde, Rusya’nın savunma harcamalarının, tüm Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere'nin toplam askeri bütçesini geçtiği belirtiliyor. 2024 yılında AB ve İngiltere’nin toplam savunma harcamaları %12 artarak 457 milyar dolara yükseldi. IISS tahminlerine göre, Rusya’nın 2025 yılı askeri harcamaları %13,7 artarak 15,6 trilyon rubleye çıkacak. Avrupa’da en yüksek savunma bütçesine sahip ülkeler sırasıyla Almanya (86 milyar dolar), Birleşik Krallık (81 milyar dolar) ve Fransa (64 milyar dolar) olurken, GSYİH’ye oranla en fazla savunma harcaması yapan ülkeler Estonya (%4) ve Polonya (%3,25) olarak kaydedildi. Ancak bu ülkelerin mutlak harcama tutarları sırasıyla 1,7 milyar dolar ve 28 milyar dolar seviyesinde kaldı.
- Rusya Savunma Bakanlığı, gece boyunca Ukrayna'ya ait toplam 83 insansız hava aracının (İHA) dokuz farklı bölgede düşürüldüğünü açıkladı. Açıklamaya göre, en fazla İHA 37 adetle Bryansk bölgesi üzerinde imha edilirken, Kursk ve Lipetsk bölgelerinde 12’şer, Tver üzerinde dokuz, diğerleri ise Belgorod, Kaluga, Smolensk, Voronej ve Rostov bölgeleri üzerinde vuruldu. Bryansk Valisi Aleksandr Bogomaz, bölge üzerinde düşürülen 37 İHA’nın herhangi bir can kaybına veya yıkıma neden olmadığını belirtti. Voronej Valisi Aleksandr Gusev ise düşürülen dronların enkazlarının bir doğalgaz boru hattına zarar verdiğini ve bazı evlerin camlarının kırıldığını bildirdi.
- Trump ile Putin arasındaki ilk telefon görüşmesinin ardından Rus hisse senedi piyasası, akşam seansında sert yükselişe geçti. Moskova Borsası (MOEX) endeksi, Temmuz ayından bu yana ilk kez 3100 puan seviyesini aşarak, saat 20.36 itibarıyla Salı günkü kapanışa göre %3,1 değer kazandı. Sberbank hisseleri %4, Gazprom %7,9, Rosneft %2,1, Novatek %3,8 oranında yükseldi. Ayrıca Severstal %2,7, Sovcomflot %3,5 ve Aeroflot %3,1 değer kazandı. Borsa verilerine göre, MOEX endeksine dahil en büyük 50 Rus şirketinin toplam piyasa değeri bir günde 209 milyar ruble (yaklaşık 2,2 milyar dolar) arttı
- Trump ve Pentagon Şefi Pite Hegset’in Ukrayna’nın 2014 öncesi sınırlarına dönmesinin “gerçekçi olmadığı” ve NATO üyeliğinin tartışma dışı olduğu yönündeki açıklamaları da Avrupa'da tepkiyle karşılandı. Fransa, Almanya, Polonya, İtalya, İspanya ve İngiltere dışişleri bakanları, Ukrayna’nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü desteklediklerini açıkladı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, “Her türlü müzakerenin merkezinde Avrupa yer almalı. Ukrayna’nın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü tartışmasızdır. Önceliğimiz, Ukrayna’yı güçlendirmek ve güvenlik garantileri sağlamak olmalıdır” dedi. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ise, “Barış ancak birlikte sağlanabilir. Bu da ancak Ukrayna ve Avrupalılarla birlikte mümkündür” ifadelerini kullandı.
- Financial Times’a göre, Ukrayna yönetimi, ABD Savunma Bakanı Pete Hegset’in Ukrayna’nın 2014 öncesi sınırlarına geri dönmesinin “gerçekçi olmadığını” söylemesinden büyük hayal kırıklığı duydu. Ukraynalı yetkililer, bu açıklamaya karşılık Avrupa’daki müttefikleriyle alternatif güvenlik önlemleri geliştirmeye odaklanacaklarını belirtti. Hegset, Brüksel’de düzenlenen Ukrayna’ya destek toplantısında, savaşın kritik bir aşamaya ulaştığını ve çözümün ancak müttefiklerin sahadaki gerçekleri kabul etmesiyle mümkün olacağını vurguladı. Ayrıca, Washington’un Ukrayna’nın NATO üyeliğini bir barış planı unsuru olarak görmediğini ifade eden Hegset, güvenlik garantilerinin NATO üyeliği yerine Avrupa ve diğer ülkelerin askeri desteğiyle sağlanması gerektiğini savundu. ABD Savunma Bakanı, Ukrayna’ya Amerikan askerlerinin gönderilmesinin kesinlikle gündemde olmadığını da sözlerine ekledi.
- Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Ukrayna’nın belirli koşullar altında toprak tavizleri vermeye hazır olduğuna dair sinyaller verdiğini söyledi. Tagesschau’ya konuşan Pistorius, Kiev’in kendi iradesi dışında bir ateşkes kararı alınmaması gerektiğini vurgularken, aynı zamanda Ukrayna’nın bazı toprakları müzakereye açabileceğine dair işaretler verdiğini belirtti. Bakan, bu hafta Münih Güvenlik Konferansı’nda Ukrayna krizine dair kapsamlı bir barış planı veya ateşkes önerisi beklemediğini ancak bu yıl içinde çözüm yönünde ilerleme sağlanacağına inandığını ifade etti.
- İngiltere Savunma Bakanı John Healey, 2025 yılının Ukrayna’daki çatışmada belirleyici olacağını belirterek Batı’yı Kiev’e desteği artırmaya ve Rusya üzerindeki baskıyı sürdürmeye çağırdı. NATO’nun internet sitesinde yayınlanan konuşmasında Healey, “güç yoluyla barış” sağlanması gerektiğini vurguladı. Bakan ayrıca İngiltere’nin Ukrayna’ya 150 milyon sterlin (186 milyon dolar) değerinde yeni bir askeri yardım paketi sağlayacağını doğruladı.
- Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitri Medvedev, Rusya Silahlı Kuvvetleri'nin Kiev’e düzenlediği saldırıların, “güç yoluyla barış” konseptine uygun olduğunu ve gerçek güç dengesini gösterdiğini belirtti. Telegram kanalında yaptığı paylaşımda Medvedev, “Bazen bu konsept gerçekten işe yarar. Örneğin, bugün Kiev’de füzelerimiz ve İHA’larımızın isabet etmesiyle gerçek güç dengesinin ortaya çıkması gibi” ifadelerini kullandı. Ancak Ukrayna yönetiminin bu tür saldırılarla tamamen “ayılmayacağını” öne sürerek, “iyileşmelerinin tek yolu, ABD Başkanı’nın tavsiyesine uyarak kendilerini yeniden Rus hissetmeleri olur” dedi.
- ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in telefon görüşmesi, Moskova Borsası'nda güçlü bir yükselişe neden oldu. Görüşme öncesinde 3020 puan seviyelerinde seyreden Moskova Borsası Endeksi (IMOEX2), seans içinde 3100 puanı aşarak önemli bir eşiği geçti. Akşam saatlerinde en yüksek seviyesini 20:23 Moskova saati itibarıyla gören endeks, %3,01 artışla 3116,85 puana ulaştı. Bu seviyeye en son 9 Temmuz 2024’te ulaşılmıştı ve endeks yaklaşık yedi aydır 3100 puanın üzerine çıkmamıştı. Piyasalar, Trump’ın görüşmeyi “uzun ve oldukça verimli” olarak nitelendirmesinin ardından olumlu bir tepki verdi.
- Aralık ayında Çin, Rusya’dan yaptığı petrol alımlarını bir önceki aya göre yüzde 9 oranında azaltarak toplam petrol ithalatını yüzde 5 düşürdü. OPEC’in aylık raporuna göre, Çin’in günlük petrol ithalatı 11,3 milyon varil olarak gerçekleşti ve bu, kasım ayına kıyasla günlük 542 bin varil veya yüzde 5’lik bir düşüş anlamına geliyor. 2024 yılı genelinde Çin’in ortalama günlük petrol ithalatı 11,1 milyon varil oldu ve bu rakam, 2023 yılına kıyasla günlük 230 bin varil veya yüzde 2 oranında daha düşük seviyede gerçekleşti. Buna rağmen Rusya, Çin’e petrol tedarikinde yüzde 18’lik payıyla lider konumunu korudu. Aynı dönemde Çin’in Suudi Arabistan’dan petrol ithalatı yüzde 24 artarak toplam ithalat içindeki payı yüzde 14’e ulaştı. Benzer şekilde, Malezya da Çin’in toplam petrol ithalatındaki payını yüzde 14 seviyesine çıkararak önemli tedarikçiler arasında yer aldı.
- Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan rapora göre, yıllık enflasyon oranı 10 Şubat itibarıyla yüzde 9,99 seviyesine çıktı. Bu oran, bir önceki hafta yüzde 9,92 olarak ölçülmüştü.. Rusya’da 4-10 Şubat tarihleri arasındaki haftalık enflasyon oranı yüzde 0,23 olarak kaydedildi. Gıda enflasyonu ise aynı dönemde yüzde 0,39 seviyesine ulaştı. Meyve ve sebze fiyatları haftalık bazda yüzde 1,13 artarken, diğer gıda ürünlerinde fiyat artışı yüzde 0,32 olarak gerçekleşti. Gıda dışı ürünlerde fiyat artışı yüzde 0,10 seviyesinde kalırken, hizmet sektöründeki fiyat artışları yüzde 0,14'e gerileyerek bir önceki haftaya göre yavaşladı.
- Rusya'da madenciliğe hazır nadir toprak metalleri rezervleri 28,5 milyon tona ulaştı. Bu bilgiyi Rosnedra Başkanı Oleg Kazanov açıkladı. Kazanov, Rusya’nın yıllık nadir toprak metali tüketiminin yaklaşık 2 bin ton olduğunu belirterek, mevcut rezervlerin ülke ihtiyacını uzun yıllar karşılayabilecek seviyede olduğunu vurguladı. Nadir toprak elementleri, başta elektronik ve yenilenebilir enerji teknolojileri olmak üzere birçok yüksek teknoloji ürününde yaygın olarak kullanılan 17 metalden oluşan bir grup.
12 Şubat Çarşamba
- ABD, Moskova'nın Mark Fogel’i serbest bırakmasına karşılık olarak Rus vatandaşı Aleksandr Vinnik’i iade edecek. ABC’nin üst düzey bir ABD’li yetkiliye dayandırdığı haberine göre, taraflar arasında gerçekleşen mahkum takası kapsamında Vinnik’in yakın zamanda Rusya’ya gönderilmesi bekleniyor. Aleksandr Vinnik, 2017 yılında Yunanistan’da tutuklanmış ve kara para aklama suçlamasıyla ABD’ye iade edilmişti. ABD yetkilileri, Vinnik’in, yasa dışı mali işlemler için kullanılan BTC-e adlı kripto para borsasının yöneticisi olduğunu ve yaklaşık 4 milyar dolar değerinde yasa dışı fon aklamaktan sorumlu olduğunu iddia ediyor. Rusya ise Vinnik’in suçlamalarının siyasi olduğunu savunarak iadesini talep etmişti. 2022’de ABD’ye teslim edilen Vinnik, finansal dolandırıcılık ve kara para aklama suçlamalarıyla yargılanıyordu. Onun serbest bırakılması, Rusya’nın uzun süredir talep ettiği konular arasında yer alıyordu.
- Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB'nin Rusya'ya yaptırımları ve nükleer enerjiye karşı ayrımcılık içermeyen yeni bir ekonomi politikasına ihtiyacı olduğunu belirtti.
Almanya için Alternatif (AfD) Partisi Eş Başkanı ve başbakan adayı Alice Weidel'le görüşen Orban, ortak basın toplantısında Avrupa'nın Rus enerji kaynaklarına yönelik politikasını eleştirdi.
Orban, "Yepyeni bir enerji politikasına ihtiyaç var. Enerji sektöründeki yaptırımların kaldırılması, nükleer enerjiye karşı negatif ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve kapalı enerji tedarik yollarının yeniden açılması gerektiğine inanıyorum" dedi. (Sputnik)
- Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusuf El Şerif, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında Sudan ve Rusya’nın Rus deniz üssünün kurulmasına ilişkin ‘her konuda’ anlaşmaya vardıklarını ifade etti. El Şerif ilgili soru karşısında, “Bu konuda ortak bir anlayışa ulaştık. Dolayısıyla bu konu oldukça net. Buna ekleyecek bir şeyim yok. Her konuda mutabakata vardık ve anlaştık” ifadelerini kullandı. (Sputnik)
- "Moskova ile Kiev arasında herhangi bir toprak değişimi söz konusu olamaz; Rusya, topraklarının olası bir takasını hiçbir zaman tartışmadı ve tartışmayacak." Bu açıklamayı, Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov yaptı.
Peskov Zelenskiy'in açıklamasına cevaben “Bu imkansız. Rusya, hiçbir zaman toprak değişimi konusunu görüşmedi ve görüşmeyecek,” dedi. Sözcü ayrıca, Ukrayna güçlerinin Rus topraklarından çıkarılacağını vurguladı.
- Rusya’da mahkum edilen Amerikalı Mark Vogel, ABD’de tutuklu bulunan bir Rus vatandaşının ülkesine dönmesi karşılığında serbest bırakıldı. Dmitri Peskov’un açıklamasına göre, Vogel'a karşılık bir Rus vatandaşı “önümüzdeki günlerde” serbest bırakılacak. Peskov söz konusu vatandaşın ismini açıklamadı.
Kremlin yetkilisi “Daha önce de belirttiğimiz gibi, ilgili kurumlar arasında son dönemde temaslar yoğunlaştırıldı. Bu temasların sonucunda Vogel’in serbest bırakılması ve aynı zamanda ABD’de tutuklu bulunan bir Rus vatandaşının da özgürlüğüne kavuşması sağlandı,” dedi.
- NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD ve Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya yaptığı yardımların zaman içinde eşitlenmesi gerektiği yönündeki sözlerine katıldığını belirtti. Rutte bu açıklamayı, 12 Şubat’ta Brüksel’deki NATO karargahında düzenlenen Ukrayna Savunma Temas Grubu toplantısı öncesinde yaptı.
AFP'ye konuşan genel sekreter “Caydırıcılık ve savunmamız için gereken her şeye sahip olmamız adına çok daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Ayrıca, Ukrayna’ya mali yardımların yükünün daha adil bir şekilde dağıtılması da önemli,” dedi. Ukrayna’ya sağlanan desteği, Trump’ın çağrısına doğru atılmış “büyük bir adım” olarak nitelendiren Rutte, “Trump ile aynı fikirdeyim; güvenlik yardımı konusunda Ukrayna’ya yapılan destek eşitlenmeli,” ifadelerini kullandı.
- Voronej Bölge Mahkemesi, Ukrayna temsilcileriyle işbirliği yaptıkları gerekçesiyle Aleksandr Filimonov, Ruslan Vlasov ve İvan İgnatov’u vatana ihanet suçundan suçlu buldu. Ayrıca Aleksandr Filimonov, mühimmat bulundurmak ve aşırılık yanlısı faaliyetlere çağrıda bulunmak suçlarından da mahkum edildi.
Bölge savcılığına göre, Filimonov 18 yıl sıkı yönetim rejiminde hapis cezasına çarptırılırken, Vlasov ve İgnatov ise 14’er yıl hapis cezası aldı.
- Baltık ülkesi Estonya’nın sınır muhafaza servisi, Narva Nehri üzerinde yasa dışı sınır geçişi yapan bir Rus vatandaşının gözaltına alındığını duyurdu.
RIA Novosti’nin aktardığına göre, genç adam Vaykesaar Adası kıyısında botunu, küreklerini ve motorunu bıraktı. Gözaltına alınan kişinin 18 yaşında bir Rus vatandaşı olduğu ve sığınma talebinde bulunmadığı belirtildi. Estonya makamları, onun gelecekteki durumuna ilişkin karar verecek.
- 3-9 Şubat tarihleri arasında, Türkiye ve Bulgaristan sınırındaki Istranca-2 kompresör istasyonu üzerinden geçen doğalgaz miktarı 390 milyon m3'ü aşarak yeni bir haftalık rekor kırdı. Bu rakam, Ocak 2020’de faaliyete geçen boru hattı için en yüksek seviyeye ulaştı. Önceki rekor, Ocak ayında 376 milyon m3 ile kaydedilmişti. Ayrıca geçen hafta içinde birkaç kez günlük gaz sevkiyatında rekor kırıldı, son olarak 10 Şubat Pazartesi günü 56,7 milyon m3'le yeni bir zirveye ulaşıldı.
Türk Akımı, Rusya’nın Avrupa’ya gaz tedarik edebildiği tek kalan rota olarak öne çıkıyor. Türkiye üzerinden geçen boru hattının yıllık kapasitesi 15,75 milyar m3. (Reuters)
- New York Times üst düzey bir Avrupa yetkilisine atıfta bulunarak, Avrupa ülkelerinin, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin beklediği 200 bin barış gücü askerini gönderemeyeceğini yazdı.
Yetkiliye göre, 40 bin askerlik daha küçük bir kuvvet bile Avrupa için büyük bir zorluk teşkil edecek. Ayrıca bu sayının, çatışmayı kontrol altında tutmak için yetersiz kalacağı belirtiliyor.
İngiltere Kraliyet Koleji’nden Lawrence Freedman, gazetenin haberinde, etkili bir barış gücü misyonu için 100 binden fazla askerin gerekli olacağını, çünkü bu kadar büyük bir gücün düzenli rotasyonlar ve acil durumlar için yeterli olması gerektiğini ifade etti.
- Ukrayna basınından Strana gazetesinin haberine göre, Kiev’e saldırılar gerçekleştirildi.
Sabah saatlerinde yapılan saldırıların ardından, hava savunma sistemlerinin devreye girmesiyle şehirde birkaç noktada yangınlar çıktı. Bazı bölgelerde elektrik kesintileri yaşandı.
Kiev Belediye Başkanı Vitali Kliçko, Telegram kanalında hava savunma sistemlerinin aktif olduğunu bildirdi.
- Financial Times’ın kaynaklarına göre, Avrupa Komisyonu, Avrupa’da doğalgaz fiyatlarındaki artışa karşı geçici bir fiyat tavanı belirleme olasılığını değerlendiriyor. Ancak bu öneri, sektör temsilcileri tarafından şimdiden eleştiri topladı.
Gazetenin haberine göre, fiyat sınırı, Mart ayında açıklanacak “Temiz Sanayi” planının bir parçası olabilir. Bu plan, Avrupa Birliği’nin ağır sanayisini destekleme yollarını içerecek ve ABD’nin “agresif ticaret politikalarına” karşı önlemler sunacak. AB yetkilileri ayrıca, tacirlerin yaz aylarında gaz fiyatlarını artırmasını yasaklamayı da değerlendiriyor.
- Ermenistan parlamentosu, “Ermenistan’ın Avrupa Birliği’ne Katılım Sürecinin Başlatılması” başlıklı yasa tasarısını ilk okumada onayladı. Oylamada 63 milletvekili lehte, 7 milletvekili ise aleyhte oy kullandı.
Ocak ayının başında, Ermenistan hükümeti bu yasa tasarısını resmi olarak desteklemişti. Parlamento tarafından onaylanan tasarı, ülkenin Avrupa Birliği ile entegrasyon sürecini resmen başlatmayı hedefliyor.
- Finlandiya Ulusal Soruşturma Bürosu, merkezi Nammo fabrikası üzerinde uçan tanımlanamayan insansız hava araçlarını araştırıyor. Nammo, roket motorları ve mühimmat üreten bir şirket.
Yle’nin haberine göre, merkez Finlandiya’daki Laukaa bölgesinde bulunan mühimmat üretim tesisinin üzerinde birkaç İHA gözlemlendi. Yetkililer, olayın ulusal güvenlikle bağlantılı olup olmadığını inceliyor.
- Forex piyasasında, dolar kuru 95 rublenin altına geriledi. 10:43 Moskova saati itibarıyla, dolar %1,71 düşerek 94,85 rubleye indi.
Aynı saatte, Rusya içi bankalar arası piyasada, dolar %1,95 değer kaybederek 94,58 rubleye düştü.
- Donald Trump, Beyaz Saray'da yaptığı açıklamada, Vladimir Putin’e, Mark Fogel’in serbest bırakılmasından dolayı minnettarlık duyduğunu belirtti. Trump, bu adımın Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesine yönelik önemli bir gelişme olabileceğini söyledi. Fogel’in dönüşü sırasında yapılan YouTube yayınında konuşan Trump, "Bunun çok önemli bir unsur olabileceğini düşünüyorum, çünkü savaşın sona ermesi sürecinde büyük bir rol oynayabilir" ifadelerini kullandı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da bu anlaşmayı, Rusya ile müzakere sürecinde olumlu bir sinyal olarak değerlendirdi.
Gazetecilerin, bu gelişmenin Putin’e yönelik tutumunu değiştirip değiştirmediği sorusuna Trump, "Detaylara girmek istemiyorum" diyerek yanıt verdi. Trump yönetiminin, Rusya’da tutuklu bulunan diğer Amerikalıları da ülkeye geri getirmek için çalışmalar yürüttüğü bildirildi. Mark Fogel, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından affedildiğini açıkladı.
- ABD Başkanı Donald Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz, Beyaz Saray’ın Rusya ile yapılan mahkum takası kapsamında ABD'li öğretmen Mark Fogel'’in serbest bırakıldığını duyurdu. Waltz, Fogel’in akşam saatlerinde ABD topraklarına ulaşacağını ve ailesiyle yeniden bir araya geleceğini belirtti. Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada, ABD ile Rusya arasındaki takasın "iyi niyet göstergesi" olduğu ve Ukrayna’daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik doğru yönde ilerleme kaydedildiği vurgulandı. Ancak ABD’nin bu takas karşılığında kimi serbest bıraktığı açıklanmadı. Öte yandan, 11 Şubat sabahı, Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi Steven Witkoff ile bağlantılı Gulfstream G650ER tipi bir uçağın Moskova’ya indiği yönünde bilgiler sosyal medya platformlarında paylaşıldı, ancak bu ziyaret hakkında resmi bir açıklama yapılmadı.
Mark Fogel, Moskova’daki Anglo-Amerikan Okulu’nda öğretmen olarak çalışıyordu ve daha önce ABD’nin Moskova Büyükelçiliği’nde görev yapmıştı. Ağustos 2021’de Şeremetyevo Havalimanı’nda, bagajında 11 gram marihuana ve 8 gram esrar bulunduğu için gözaltına alınmıştı. Fogel, uyuşturucu maddeyi medikal amaçlarla taşıdığını ve sırt ameliyatı sonrası doktor reçetesi bulunduğunu savunsa da, 2022 yılında Rusya’da uyuşturucu kaçakçılığı ve yasa dışı madde bulundurma suçlarından 14 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı, mahkumiyetin ardından Fogel’in serbest bırakılması için defalarca girişimde bulunmuştu.
- Beyaz Saray, ABD vatandaşı Mark Fogel’in Rusya ile yapılan mahkum takası kapsamında serbest bırakıldığını duyurdu. Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, Fogel’in ABD’nin Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff ile birlikte ülkeye döndüğünü açıkladı. Waltz, sosyal medya platformu X’te yaptığı açıklamada, "Witkoff, Mark Fogel ile birlikte Rus hava sahasını terk etti. Başkan Trump ve ekibi, bu değişimi müzakere etti ve bu, Ukrayna’daki çatışmayı sona erdirmek için doğru yönde atılan bir adım" ifadelerini kullandı. Fogel’in akşam saatlerinde ABD’ye ulaşarak ailesiyle yeniden bir araya geleceği belirtildi. Rusya, Fogel’in serbest bırakıldığına dair herhangi bir açıklama yapmazken, takas kapsamında ABD’nin kimi serbest bıraktığı da bildirilmedi. Fogel, 2021’de Moskova’daki Anglo-Amerikan Okulu’nda öğretmenlik yaparken uyuşturucu kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklanmış ve 14 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
- The New York Times’ın haberine göre Donald Trump, Orta Doğu Özel Temsilcisi Steven Witkoff’u, Rusya ile Ukrayna konusunda diplomatik temas kurmakla görevlendirdi. Witkoff’un, ABD’nin Rusya ile yaptığı mahkum takası kapsamında Moskova’da bulunduğu ve 14 yıl hapis cezasına çarptırılan Mark Fogel’i ABD’ye getiren uçuşta yer aldığı belirtildi. Trump’ın birkaç hafta önce Witkoff’a Orta Doğu’daki rolünü genişleterek, Ukrayna’daki çatışmayı çözmek için Rusya ile bir müzakere kanalı açma yetkisi verdiği bildirildi. Witkoff’un, Katar ve Suudi Arabistan temsilcileriyle de Ukrayna’daki savaşın çözümüne ilişkin temaslarda bulunduğu ifade ediliyor. Trump’ın Ukrayna ve Rusya konusunda ana müzakerecisi emekli General Keith Kellogg olsa da, NYT, Trump’ın genellikle bir konunun çözümünü birden fazla kişiye emanet ettiğini vurguladı.
- Başkan Zelenskiy, Kiev'in Rusya ile yapılacak müzakerelerde, Rusya'nın kontrolündeki toprakları geri alabilmek amacıyla, Ukrayna'nın Kursk bölgesindeki topraklarını değiştirmeyi teklif edeceğini açıkladı. The Guardian'a demecinde Zelenskiy, hangi toprakları talep edeceklerini henüz netleştirmediklerini ancak tüm toprakların önemli olduğunu vurguladı. "Bir toprağı diğerine değişeceğiz" diyen Zelenskiy, "Ama hangi toprakları alacağımızı bilmiyorum, göreceğiz," dedi. Zelenskiy'nin açıklamaları, Rusya'nın böyle bir toprak değişimini kabul etmeyeceğini defalarca ifade etmesinin ardından geldi. Ağustos 2023'te başlayan Ukrayna'nın Kursk bölgesindeki operasyonu sonrası, 12 Ağustos'a kadar 28 yerleşim yerinin kontrolü Ukrayna'ya geçmişti. Ocak ayında ise Ukrayna, toplamda 1268 kilometrekarelik bir alanı kontrol altına aldığını duyurmuştu.
- Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Zelenskiy’nin, Ukrayna ordusunun kontrolündeki Kursk bölgesindeki toprakların, Rusya’nın elinde bulunan Ukrayna topraklarıyla takas edilebileceği yönündeki açıklamalarına sert tepki gösterdi. Zaharova, Telegram kanalında yaptığı paylaşımda, "Kursk bölgesinde faaliyet gösteren Neonazileri herhangi bir takas olmaksızın, yaklaşık bir metreye iki metre genişliğinde ve bir buçuk metre derinliğinde bir toprak bekliyor. Zelenskiy, bu tür açıklamalarla, Ukrayna ordusunun bu cephede karşılaştığı gerçek felaketi gizlemeye çalışıyor" ifadelerini kullandı.
- ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Başkan Trump’ın Ukrayna’daki çatışmaya yönelik hızlı bir barış anlaşması beklediğini ve bunun, ABD’nin küresel askeri konuşlanmasını yeniden değerlendirme sürecini tamamlamasına olanak sağlayacağını açıkladı. Hegseth, Almanya’daki ABD Afrika Komutanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, "İsrail’in güvenliğini sağlamalı ve Ukrayna’daki çatışmayı barışçıl bir şekilde çözmeliyiz. Ancak bu, stratejik yönelimimizi belirleyen tek unsur olmamalı. Başkan Trump’ın bağlı olduğu hızlı bir barış anlaşmasıyla, güçlerimizin konuşlandırılmasına ilişkin değerlendirmemizi tamamlamayı umuyoruz" ifadelerini kullandı. Pete Hegseth, Trump yönetiminin Ukrayna’ya Amerikan askerleri göndermeyeceğini belirtti. Reuters’in aktardığına göre, Hegseth bu hafta NATO’daki Avrupalı müttefikleriyle bir dizi görüşme yapacak ve savunma harcamalarını artırmaları konusunda baskı yapacak.
- ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, bu hafta Ukrayna'yı ziyaret ederek, ABD'nin Ukrayna'daki stratejik madenlere erişimini güvence altına almak amacıyla görüşmeler gerçekleştirecek. Bloomberg'in kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Bessent, Donald Trump yönetiminden Kiev’e resmi ziyarette bulunan ilk yetkili olacak. Ziyaretin, ABD’nin Ukrayna ile ekonomik işbirliğini derinleştirme ve nadir toprak elementleri gibi kritik kaynaklara erişimi güvence altına alma çabalarının bir parçası olduğu belirtiliyor.
- Bloomberg’in haberine göre, ABD yaptırımlarının etkisiyle Çinli petrol rafinerilerine, Rusya’dan gelen ESPO ham petrolünü indirimli fiyatla satın alma teklifi yapıldı. Mart ayında Çin’e teslim edilecek ESPO petrolü, Brent petrolüne kıyasla varil başına 2 ila 3 dolar primle işlem görüyor, ancak bu oran geçen ay 5 dolara kadar çıkıyordu. Yani, Çin’in ödeyeceği fiyat önceki aya göre varil başına 2-3 dolar azalmış durumda. ABD’nin Rus enerji sektörüne uyguladığı geniş kapsamlı yaptırımlar nedeniyle, Çin’de Rus petrolünü kabul edebilecek liman sayısının önemli ölçüde azalması, taşıma maliyetlerini artırdı ve Rusya’yı fiyatları düşürmeye zorladı.
- Polonya ordusu, bir Rus Su-24MR savaş uçağının kısa süreliğine Baltık Denizi üzerindeki Polonya hava sahasına girdiğini duyurdu. Polonya Silahlı Kuvvetleri Operasyon Komutanlığı'nın X platformundaki açıklamasına göre, uçak Kaliningrad bölgesinden havalanarak Polonya hava sahasında bir dakika 12 saniye kaldı ve bu süre içinde 6,5 kilometre yol kat etti. Polonya hava sahası kontrol birimlerinin Rusya ile temas kurduğu ve Moskova’nın ihlali kabul ederek, olayın uçağın navigasyon sistemindeki bir hatadan kaynaklandığını açıkladığı belirtildi.
- Rusya'nın beşinci nesil savaş uçağı Su-57, Aero India 2025 fuarında resmi uçuş programı kapsamında dün gösteri uçuşu gerçekleştirdi. Rus devlet savunma ihracat şirketi Rostec’e bağlı Rosoboronexport, Su-57’nin ilk yabancı müşterisini bulduğunu duyururken, alıcının kimliği açıklanmadı. Ancak askeri uzmanlar, mevcut jeopolitik durum ve finansal olanaklar göz önüne alındığında, bu müşterinin büyük ihtimalle Cezayir olduğunu değerlendiriyor. Daha önce Çin, İran ve Hindistan gibi ülkelerin de potansiyel alıcılar arasında olduğu öne sürülmüştü. Su-57, Rus Hava Kuvvetleri’ne 2020 yılında teslim edilmeye başlanan ve düşük radar görünürlüğü ile gelişmiş savaş sistemlerine sahip bir uçak olarak öne çıkıyor. İlk kez 2018 yılında Suriye’de savaş koşullarında test edilen uçak, günümüzde de operasyonel olarak kullanılıyor. İlk ihracat teslimatlarının 2025 yılı içinde gerçekleşmesi bekleniyor.
- Avrupa'nın en büyük ekonomi sınıfı havayollarından WizzAir CEO’su József Váradi, Reuters’e verdiği röportajda, havayolu şirketinin Ukrayna’da uçuşlarını yeniden başlatmaya yönelik hazır bir planı olduğunu ve bunun herhangi bir an gerçekleşebileceğini düşündüğünü belirtti. Rusya’nın askeri harekatı öncesinde WizzAir, Kiev’in kontrolündeki birçok Ukrayna şehrine uçuş düzenliyordu. Váradi, bir ateşkes sağlanması durumunda şirketin 30’a kadar rotayı yeniden açmaya hazır olduğunu söyledi. Avrupa Birliği Havacılık Güvenliği Ajansı’na göre, Ukrayna hava sahasının güvenli bir şekilde yeniden açılması altı ila sekiz hafta sürebilir ve WizzAir de uçuşlarını bu çerçevede planlıyor.
11 Şubat Salı
- Bugün Washington’dan Moskova’ya olağan insani işbirliği çerçevesinde tek seferlik bir teknik uçuş gerçekleştirildi. TASS’ın Rusya Federal Hava Taşımacılığı Ajansı’na (Rosaviatsiya) dayandırdığı haberine göre, kurum bu açıklamayı, Trump’ın danışmanına ait bir uçağın Rusya’ya gelişiyle ilgili medya haberlerini yorumlarken yaptı.
Daha önce medya ve Telegram kanallarında, ABD Başkanı’nın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un Moskova’ya geldiğine dair haberler çıkmıştı. Flightradar verilerine göre, iş jeti 11 Şubat sabah saat 10.00 civarında Vnukovo Havalimanı’na iniş yaptı.
- Ukrayna’daki çatışmanın bir-iki ay içinde “ağrılı bir uzlaşmayla” sona erebileceğini ve ardından “yok etme mücadelesi” ile geçecek seçim sürecinin başlayacağını belirten Kiev Belediye Başkanı Vitaliy Kliçko, bu açıklamayı “Savaş ve Yeniden İnşa Sürecinde Ukrayna’nın Demokratik Direnci” forumunda yaptı.
Kliçko “Savaşın sona ermesini modelleyebiliriz, umuyoruz ki bir-iki ay içinde olur. Ancak hangi koşullarda olacağı belirsiz. Eminim ki bunları olumlu olarak adlandırmak zor olacak. Sözde uzlaşma, her Ukraynalı için çok acı verici olabilir” dedi. Kliçko’nun açıklaması Strana haber kaynağı tarafından aktarıldı.
- Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Moskova’daki ABD Büyükelçisi Lynn Tracy ile planlanmış bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin detaylarını açıklayan Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, tarafların diplomatik misyonların faaliyetlerini ele aldığını belirtti.
9 Şubatta Zaharova, yeni Rusya Büyükelçisi’ne ABD tarafından hâlâ agreman verilmediğini açıklamıştı. Eski Rusya’nın ABD Büyükelçisi Anatoliy Antonov, Ekim 2024’ün başlarında görev süresini tamamlamıştı. Kommersant’ın haberine göre, bu göreve Rusya Dışişleri Bakanlığı Kuzey Amerika Departmanı Direktörü ve eski Kanada Büyükelçisi Aleksandr Darçiev’in getirilmesi en muhtemel seçenek olarak değerlendiriliyor.
- Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rusya ile hükümetler arası Kuzey-Güney transit yük taşımacılığı koridorunun geliştirilmesine yönelik işbirliği anlaşmasını onayladı. Söz konusu belge, 21 Aralık 2024’te Moskova’da imzalanmıştı.
Anlaşmanın onayına ilişkin karar, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi internet sitesinde yayımlandı. Belgeye göre, anlaşma hükümlerinin uygulanması ülkenin Dijital Kalkınma ve Ulaştırma Bakanı’na devredildi. Ayrıca Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı, anlaşmanın yürürlüğe girmesi için gerekli iç prosedürlerin tamamlandığını Moskova’ya bildirmekle yükümlü olacak. Ancak, Rusya tarafı henüz anlaşmayı onaylamış değil.
- Soçi Havalimanı’nda, Türkiye’den gelen bir Rus vatandaşının 56 milyon ruble değerinde beyan edilmemiş altın takıları ülkeye sokmaya çalışırken yakalandığı bildirildi. Krasnodar Bölgesi Gümrük Dairesi’nin açıklamasına göre, yetkililer toplamda yaklaşık 1600 adet mücevher ele geçirdi. Kadın hakkında stratejik öneme sahip ürünlerin kaçakçılığı suçundan dava açıldı.
Takılar, kadının çantasında gizlenmiş ve özel cepleri olan el yapımı bir bandajla vücuduna sabitlenmiş halde bulundu. Mücevherlerin toplam ağırlığının 6,5 kg olduğu belirtildi. Uzman incelemesi, takılarda doğal ve sentetik taşlar kullanıldığını gösterdi.
- Rusya Devlet Başkanı Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’nın gelecekte Rusya’nın bir parçası olabileceği yönündeki sözlerini değerlendirdi.
“Her olayın gerçekleşme olasılığı yüzde 50’dir: Ya olur ya da olmaz,” diyen Peskov Ukrayna’nın önemli bir kısmının Rusya’ya katılmak istediğini belirtti ve “Bu bir gerçek,” ifadelerini kullandı.
Dmitri Peskov öte yandan ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un Moskova’ya geldiğine dair ellerinde herhangi bir bilgi olmadığını söyledi. Bu açıklama, Flightradar verilerine göre Witkoff’un uçağının Moskova’ya indiğine dair iddialara yanıt olarak yapıldı.
“Hayır, elimizde herhangi bir bilgi yok ve planlanan hiçbir temas bulunmuyor,” diyen Peskov, gazetecilere yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki temasların belirli kanallar üzerinden sürdüğünü ve Washington’daki yeni yönetimin faaliyetlerini düzenlemesiyle birlikte bu temasların hızlandığını belirtti. Ancak Ukrayna konusundaki müzakereler çerçevesinde herhangi bir gelişme olmadığını vurguladı.
- Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, Avrupa Komisyonu’nun Macaristan’a enerji güvenliği garantileri sağlama çerçevesinde Ukrayna’dan, TürkAkım boru hattı altyapısına saldırı düzenlemeyeceği ve AB’ye petrol sevkiyatını durdurmayacağı konusunda taahhüt vermesini talep ettiğini açıkladı. Bu bilgiyi RIA Novosti’ye verdiği demeçte paylaşan Szijjártó, şu ana kadar TürkAkım altyapısına herhangi bir saldırı olmadığını ve Ukrayna üzerinden petrol sevkiyatlarının kesintisiz sürdüğünü söyledi.
Bakan ayrıca, Macaristan’ın güvence aldığı üçüncü konunun Ukrayna üzerinden doğalgaz transitinin yeniden başlamasına yönelik müzakereler olduğunu, ancak Budapeşte’nin bu konuda henüz bir ilerleme görmediğini ifade etti. “Fakat hâlâ biraz zaman var,” dedi.
- Rusya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın gaz ve enerji tesislerine yönelik toplu saldırılar düzenlediğini açıkladı. Bakanlığa göre bu tesisler, Ukrayna’nın askeri-sanayi kompleksinin faaliyetlerine destek sağlıyordu.
Ayrıca, saldırının Ukrayna’daki askeri havaalanları, insansız hava araçlarının depolanma ve hazırlanma noktaları gibi hedefleri de içerdiği bildirildi.
- Ukrayna Enerji Bakanı German Galuşçenko, ülke genelinde acil elektrik kesintilerinin uygulandığını duyurdu. RIA Novosti’nin aktardığına göre, bu kesintiler olası bir füze saldırısına karşı önlem olarak hayata geçirildi ve Ukrayna’nın enerji sistemindeki olası zararları en aza indirmeyi amaçlıyor.
Yetkililer, elektrik kısıtlamalarının hava saldırısı alarmının sona ermesi ve enerji sisteminin istikrarının sağlanmasının ardından kaldırılacağını belirtti.
- Bloomberg’in haberine göre, Avrupa’da 2025 yazı için yapılan doğalgaz alımları, 2025 kışı için olanlardan daha pahalı hale geldi. Ajansın hesaplamalarına göre, Avrupa Birliği’nin gaz depolarını yaz aylarında doldurması, 3 milyar euroya kadar mali kayıplara yol açabilir.
Haberde, elverişsiz hava koşullarının Avrupa’nın bu kış gaz rezervlerini beklenenden daha hızlı tüketmesine neden olduğu belirtiliyor. AB’nin rezervlerinin tamamen tükenmesi gibi bir risk bulunmasa da, depoların önümüzdeki kış için yeterince hızlı doldurulamaması endişesi fiyat artışına neden oldu. 10 Şubat itibarıyla kısa vadeli gaz fiyatları son iki yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
- ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna’nın gelecekte Rusya’nın bir parçası olabileceğini belirterek, ABD’nin bu ülkeye yaptığı mali yardımları geri almak istediğini söyledi. Fox News’a verdiği röportajda Trump, "Onlar nadir toprak elementleri, petrol ve doğalgaz açısından son derece değerli topraklara sahip. Yüz milyarlarca dolar harcıyoruz ve bu paranın güvence altına alınmasını istiyorum. Bir anlaşma yapabilirler ya da yapmayabilirler. Bir gün Rusya olabilirler veya olmayabilirler, ancak orada tüm bu paramız olacak ve ben geri istediğimi söylüyorum" dedi.
ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı mali desteği sürdüremeyeceğini Kiev’e açıkça ilettiğini vurgulayan Trump, "Onlara 500 milyar dolar değerinde nadir toprak elementleri karşılığında bir anlaşma yapmamız gerektiğini söyledim ve bunu kabul ettiler. En azından aptal gibi hissetmiyoruz. Aksi halde aptalız" ifadelerini kullandı. Dün gece Fox News'de yayınlanan özel söyleşinin tamamı için
TIKLAYIN.
Rusya-Ukrayna bölümü 20. dakikadan başlıyor.
- Son iddiaya göre ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetimi, Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne yönelik plan hazırlıklarını geçici olarak durdurdu. The Daily Telegraph’ın haberine göre, bu kararın arkasında Avrupa’daki müttefiklerin görüşlerini dikkate alma isteği yatıyor. ABD’nin Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg, Avrupalı diplomatlara, öncelikli görevinin Avrupa hükümetlerinin barış sürecine nasıl katkı sağlayabileceğini değerlendirmek olduğunu belirtti. Kellogg ayrıca, Washington’un tek taraflı karar almak yerine müttefiklerinin çıkarlarını gözetmek istediğini vurguladı. Bu kapsamda, NATO üyesi ülkelerin liderleriyle görüşmeler planlanıyor.
The Daily Telegraph’ın aktardığına göre, ABD’nin Ukrayna için barış planının detayları, 14-16 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek Münih Güvenlik Konferansı’nda açıklanacak. Washington’un, Kiev’e askeri desteğini sürdürme karşılığında Ukrayna’nın nadir toprak elementleri üzerindeki erişimini artırmayı planladığı bildiriliyor. Ancak Keith Kellogg, ABD’nin barış sürecini hızlandırmak amacıyla Moskova’ya yönelik yaptırımları daha da sıkılaştırmayı değerlendirdiğini ifade etti. Özellikle petrol sektörü ve ihracat kısıtlamaları üzerinden baskının artırılabileceğini belirten Kellogg, Trump yönetiminin hem Ukrayna hem de Rusya üzerinde etkili bir baskı politikası izlemeye devam edeceğini söyledi.
- İtalyan haber ajansı ANSA’nın Brüksel’deki kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Trump’ın Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne yönelik planı henüz tamamlanmadı ve bu nedenle ne Brüksel’deki NATO savunma bakanları toplantısında ne de Münih Güvenlik Konferansı’nda bu hafta sunulacak. ANSA, bu hafta Brüksel’de düzenlenecek toplantıya yeni ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth’in ilk kez katılacağını, Münih’teki konferansa ise ABD heyetinin Başkan Yardımcısı James David Vance liderliğinde gideceğini hatırlattı. Ajansın kaynaklarına göre, ABD Başkanı’nın Rusya ve Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg’un NATO merkezini ancak Şubat ayının ikinci yarısında ziyaret etmesi ve görüşmelerini plan tamamlandıktan sonra gerçekleştirmesi bekleniyor.
- Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, bu hafta Münih Güvenlik Konferansı öncesinde Trump’ın ekibinden “önemli isimlerin” Ukrayna’yı ziyaret edeceğini duyurdu. Zelenskiy, Ukrayna ve ABD ekiplerinin ortak bir vizyon oluşturması gerektiğini vurgulayarak, “Elbette farklı görüşler olabilir, ancak esas meseleler üzerinde ortak bir anlayış geliştirmek önemli. Putin’i nasıl durdurabiliriz ve Ukrayna’ya nasıl güvenlik garantileri sağlayabiliriz? Bu konular üzerinde yoğun şekilde çalışacağız” dedi.
- Zelenskiy, Trump ile Putin arasında gerçekleştiği belirtilen görüşme hakkında yorum yaptı. RBK-Ukrayna’nın aktardığına göre, Zelenskiy "bu tür söylentilerin doğrulanması gerektiğini" belirterek, görüşmenin gerçekten yapılıp yapılmadığının henüz net olmadığını savundu. Zelenskiy "Onların (Trump ve Putin) konuştuğu söyleniyor, bakalım gerçekten öyle mi” şeklinde konuştu. Daha önce Trump, Putin ile telefon görüşmesi yaptığını açıklamış, Kremlin ise bu bilgiyi ne doğrulamış ne de yalanlamıştı.
- Saratov Valisi Roman Busargin, hava savunma sistemlerinin bir insansız hava aracı (İHA) saldırısını püskürttüğünü, ancak bölgede bulunan bir sanayi tesisinde hasar meydana geldiğini açıkladı. Busargin, Telegram kanalından yaptığı açıklamada, "Muhtemel enkaz düşme noktalarında acil müdahale ekipleri çalışmalarını sürdürüyor" ifadelerini kullandı. İlk belirlemelere göre olayda can kaybı veya yaralanma olmadığı bildirildi.
- Kazan, Kirov, Saratov ve Ulyanovsk havalimanlarında uçuşlar geçici olarak durduruldu. Rusya Federal Havacılık Ajansı (Rosaviatsiya), bu kararın 11 Şubat sabahı erken saatlerde, sivil uçuşların güvenliğini sağlamak amacıyla alındığını belirtti. Rusya Savunma Bakanlığı’nın verilerine göre, gece boyunca ülke genelinde 40 İHA imha edilirken, bunların 18’i Saratov bölgesi üzerinde düşürüldü. İHA saldırılarının hedef aldığı diğer bölgeler arasında Rostov, Bryansk, Volgograd ve Belgorod da bulunuyor.
- CNN’in haberine göre, Ukrayna’nın eski Genelkurmay Başkanı ve şu anda Londra Büyükelçisi olan Valeriy Zalujnıy, Ukrayna’daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik müzakerelerde, Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’e kıyasla “daha uygun bir figür” olabilir. Kanal, Batı’da Zelenskiy’e gösterilen övgülerin Ukrayna içinde aynı şekilde paylaşılmadığını ve artık “aşılmaz bir lider” olarak görülmediğini belirtiyor. CNN, olası bir ateşkesin Zelenskiy’e geri çekilme ve müzakereler için yeni bir isim belirleme fırsatı tanıyabileceğini, Zalujnıy’ın ise Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin desteğini alarak Moskova ile “kusursuz olmayan bir anlaşmaya” varma şansı bulunduğunu öne sürdü. Ancak, kanal Rusya’nın bu senaryoya nasıl yaklaşacağını kestirmenin zor olduğunu vurguladı. Öte yandan, Zelenskiy’nin geleceği, savaşın nasıl sona ereceğine, halkın bunu nasıl karşılayacağına ve olası rakiplerine bağlı olacak. Yapılan anketlerde Zalujnıy’nın Zelenskiy’den daha fazla kamuoyu desteğine sahip olduğu belirtilirken, Ukrayna İstihbarat Başkanı Kyrylo Budanov’un da popülerlik sıralamasında Zelenskiy’yi geride bıraktığı ifade ediliyor.
- Donald Trump, sosyal medya platformu Truth üzerinden, CNBC’nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in açıklamalarını içeren bir haberini paylaştı. Trump’ın alıntıladığı ifadeler arasında, Putin’in Avrupa Birliği ülkelerinin ABD’ye boyun eğeceğine ve “efendilerinin ayaklarına kapanarak kuyruklarını sallayacaklarına” dair sözleri de yer aldı. Putin, bu ifadeleri, Trump’ın Avrupa Birliği’ne ek gümrük vergileri getirme tehdidine yönelik yaptığı yorum sırasında kullanmıştı ve Trump’ın kararlılığı sayesinde bu sürecin hızla gerçekleşeceğini öne sürmüştü.
- Trump yönetiminin USAID programlarını denetim amacıyla durdurma kararı, Ukrayna’da Rusya’ya karşı yürütülen en az iki araştırma projesinin askıya alınmasına yol açtığı bidirildi. Reuters’ın edindiği bilgilere göre, USAID tarafından doğrudan finanse edilen "savaş suçarının aratırıması" projelerinin yanı sıra, ABD desteğiyle yürütülen diğer bazı soruşturma projeleri de durduruldu. Bu projelerden üçü Uluslararası Narkotikle Mücadele Bürosu tarafından desteklenirken, bir diğeri ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse ediliyordu. Reuters’ın ulaştığı Ukraynalı kaynaklara göre, savaş suçları soruşturmaları için toplamda 47 milyon dolar ayrılmıştı.
- Avrupa Birliği’nin Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Papa Francis ile bir araya gelerek "Ukrayna için adil ve uzun vadeli bir barışın sağlanması gerekliliğini görüştüğünü" duyurdu. Kallas, Papa’ya insan onurunu ve en savunmasız kesimleri koruma konusundaki liderliği için teşekkür ettiğini belirtti. Geçtiğimiz yıl Papa Francis, Ukrayna’nın müzakerelere başlaması gerektiğini ifade ederek “beyaz bayrak cesaretine” vurgu yapmış, bu sözler Ukrayna’da bir tür teslimiyet çağrısı olarak algılanmıştı. Daha sonra Vatikan, Papa’nın sözlerinin yanlış anlaşıldığını açıklamıştı.
- 2025 yılı itibarıyla, Rusya’daki bankaların değerli metaller hesaplarında kalan miktar 325,4 milyar rubleye gerileyerek altına çevrildiğinde 40 tonun altına düştü. Uzmanlar, bu keskin düşüşün yüksek faiz oranları ve altının rekor seviyelere ulaşan fiyatlarıyla bağlantılı olduğunu belirtiyor. Rusya Merkez Bankası’nın verilerine göre, 1 Ocak itibarıyla bankalardaki altın rezervi 38,1 ton seviyesine indi ve bu miktar, 2023 sonbaharında kaydedilen zirve seviyesinin neredeyse yarısına denk geliyor.
10 Şubat Pazartesi
- ABD Başkanı’nın Rusya-Ukrayna çatışmasını çözmekle görevli özel temsilcisi Keith Kellogg, şu anda sadece Donald Trump’a farklı eylem planlarını sunmaya hazırlanma aşamasında. Semafor’un üç kaynağa dayandırdığı haberine göre, Kellogg bu bilgiyi ABD’nin müttefikleriyle paylaştı. Kaynaklardan birine göre Kellogg, NATO üyesi ülkelerin temsilcileriyle bir araya gelerek koordinasyon sağlama niyetini de dile getirdi.
Kellogg kamuoyuna yaptığı açıklamalarda ise “güvenilir bir planın” hazır olduğunu savunmuştu. Trump da çatışmaların sona erdirilmesi için somut bir planın hazırlandığını ve bunun hızla uygulanabileceğini öne sürmüştü.
- Avrupa ülkeleri, Rusya’ya hizmet veren petrol tankerlerini Baltık Denizi’nde alıkoymayı amaçlayan büyük ölçekli bir operasyon için müzakereler yürütüyor. Politico’nun iki AB diplomatı ve iki hükümet yetkilisine dayandırdığı habere göre, yetkililer bu tankerleri hangi yasal gerekçelerle alıkoyabileceklerini araştırıyor.
AB ve ABD makamları, Rusya’nın petrol ticaretinde yaptırımları ve diğer kısıtlamaları aşmak için kullandığı gemileri “gölge filo” olarak tanımlıyor.
Mevcut öneriler üç ana kategoriye ayrılıyor:
* Petrol sızıntıları gibi çevreye zarar verebilecek gemilerin el konulması. Politico’ya göre, yaşlanan tanker filosu nedeniyle böyle bir risk bulunuyor.
* Eğer bir gemi, uluslararası sularda enerji altyapısına veya denizaltı internet kablolarına zarar verirse, uluslararası hukukun korsanlıkla ilgili hükümleri devreye sokulabilir.
* Ülkeler, gemilere el koymayı kolaylaştıracak yeni ulusal yasalar çıkarmayı tartışıyor.
- Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Moskova’nın ABD ile ültimatom dilinde konuşmaya razı olmadığını açıkladı. Ryabkov, 10 Şubat’taki basın toplantısında, Rusya’nın her türlü konuyu yalnızca eşit ve karşılıklı kabul edilebilir bir temelde tartışmaya açık olduğunu vurguladı.
Interfaks’ın aktardığına göre. Ryabkov “Ültimatomlar, provokatif açıklamalar ve bizim için kabul edilemez talepler karşılığında büyük bir lütufta bulunulduğu izlenimini yaratma çabaları—tüm bunlar Rusya ile ilişkilerde ve diyalogda işe yaramayacaktır,” dedi.
- Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ayhan Hacızade, Azerbaycan’ın Rusya Devlet Duması Milletvekili Nikolay Valuyev’in ülkeye girişini yasakladığını duyurdu. Kararın, Valuyev’in Bakü’deki Rus Evi’nin kapatılması yönündeki Azerbaycan kararına yönelik eleştirileri sonrası alındığı bildirildi.
Hacızade, Dışişleri Bakanlığı sitesinde yayımlanan açıklamasında “Nikolay Valuyev’in Azerbaycan ve Azerbaycan halkına yönelik hakaret içeren ve tehdit dolu açıklamaları kesinlikle kabul edilemez. Bu bağlamda adı, Azerbaycan Cumhuriyeti’ne girişi yasaklanan kişiler listesine dahil edilmiştir,” dedi.
Sözcü ayrıca, Valuyev’in Azerbaycan’a girişi yasaklanan ilk Rus milletvekili olmadığını, daha önce Konstantin Zatulin ve Vitaliy Milonov’un da kara listeye alındığını belirtti. Hacızade “Üzücü olan, Azerbaycan karşıtı açıklamalarda bulunan tüm bu milletvekillerinin Rusya’nın iktidar partisi Birleşik Rusya’nın üyeleri olmasıdır,” diye ekledi.
Azerbaycan, şubat ayı başında Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bir nota göndererek, 1997 yılında kurulan ve Rus kültürünü, bilimini ve eğitimini tanıtmayı amaçlayan Rus Evi’nin kapatılmasını talep etmişti. Bakü yönetimi, merkezin yasal statüye sahip bir tüzel kişilik olarak kayıtlı olmadığını savunuyor. Valuyev ise Telegram kanalında, “Bu, halklar arasındaki ‘dostluğun’ ve nüfuz alanlarının bir sonucu,” yorumunu yapmış ve Rusya’daki Azerbaycan diasporasının daha yakından incelenmesi çağrısında bulunmuştu.
- Hollanda’daki TTF merkezinde Mart vadeli doğalgaz fiyatları, megavat saat başına 58,75 euroya (bin m3 başına 626 dolar) ulaşarak yüzde 5’ten fazla yükseldi. Bu seviye, Şubat 2023’ten bu yana en yüksek fiyat olarak kaydedildi.
Bloomberg’e göre, Avrupa’daki hava sıcaklıklarının düşmesi ve doğalgaz depolarındaki doluluk seviyelerine dair endişeler piyasada fiyat artışına neden oldu. Global Risk Management’ın baş analisti Arne Lomman Rasmussen, “Avrupa Birliği’nin bahara çok düşük doğalgaz stoklarıyla girme riski son dönemde arttı,” dedi.
- Moskova Borsası endeksi, 1,4’lük artışla 3007,39 puana ulaştı. Bu seviye, endeksin son altı ayda ilk kez 3000 puanı aşması anlamına geliyor. MOEX endeksi en son 26 Temmuz 2024’te bu seviyeye ulaşmıştı.
- Moskova ve Pekin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in,İkinci Dünya Savaşı’ndaki zaferin 80. yılı kapsamında gerçekleştireceği ortak ziyaretleri hazırlıyor. Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, bu konuda Pazartesi günü yaptığı basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Peskov, “Bu tarihlere büyük önem veriyoruz. Hem Nazi ideolojisine karşı mücadelede ülkelerimizin oynadığı rolü anmak hem de ikili ilişkilerimizi pekiştirmek açısından bu temaslar oldukça önemli. Bu yüzden ziyaretlerin hazırlıkları aktif şekilde sürüyor” dedi.
Dmitri Peskov öte yandan ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze Şeridi üzerinde Amerikan kontrolü kurma planı hakkında Kremlin’in detayları beklediğini de söyledi. Peskov, Trump’ın Gazze’yi “satın alıp yeniden inşa etme” fikrine ilişkin bir yorumda bulunarak, somut bir eylem planının açıklanmasını beklediklerini ifade etti.
Peskov, “Orada yaklaşık 1,2 milyon Filistinli yaşıyor ve esas mesele de bu. BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla kendilerine bağımsız bir devlet sözü verilmişti. Bu konuda yanıtlanması gereken çok fazla soru var” dedi.
- Tanınmayan Transdinyester Moldovya Cumhuriyeti yetkilileri, Avrupa Birliği’nin gaz satın alımı için sunduğu mali yardımı reddetti. Bu açıklamayı Moldova Başbakanı Dorin Recean yaptı. Recean, Tiraspol’ün bu kararı almasına rağmen, Moldova hükümetinin Macar şirketi aracılığıyla Dinyester Nehri’nin sol yakasına gaz transitini engellemeyeceğini belirtti. Ancak, Kişinev yönetimi Tiraspol’den karşılıklı adımlar atmasını bekliyor.
Moldova hükümetinin resmi Telegram kanalında yayınlanan açıklamada, Recean “AB’nin sunduğu 60 milyon avroluk yardım, Transdinyester bölgesini enerji istikrarsızlığı ve şantajdan kurtarabilecek bir çözümdü, ancak Tiraspol bunu reddetti” ifadelerini kullandı. Başbakanın açıklamasına göre, reddedilen temel şart, tüketicilere uygulanan tarifelerin kademeli olarak artırılmasıydı. Bu nedenle, Transdinyester yönetimi 60 milyon avroluk Avrupa yardım paketinden yararlanamayacak.
Buna rağmen Moldova Başbakanı, Macaristan merkezli MET Gas and Energy Marketing AG şirketi aracılığıyla bölgeye gaz tedarikinin devam edeceğini açıkladı. Anlaşma kapsamında, MET Gas and Energy Marketing AG, Moldovagaz ile imzaladığı sözleşmeye uygun olarak Moldova sınırına gaz sağlayacak. Tiraspol ise, Moldova sınırından bölgeye gaz taşınması için gerekli transit maliyetlerini önceden ödeyecek. Ancak, Recean bu mekanizmanın uzun vadeli bir çözüm olmadığını da vurguladı. (Kommersant)
- Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rusya'da 9 Mayıs Zafer Bayramı kutlamalarına katılmak üzere Moskova’ya davet edildiğini ve bu daveti kabul ettiğini belirtti. Açıklamayı, Rusya’nın Çin Büyükelçisi İgor Morgulov yaptı. Çin hükümeti, bu konuda henüz resmi bir açıklamada bulunmadı.
Diplomatın Rusya 24 televizyonuna yaptığı açıklamada, “Şi Cinping, 9 Mayıs’ta Moskova’daki Zafer Günü kutlamalarına katılacak ve bu vesileyle Vladimir Putin’i de Eylül başında Çin’de yapılacak törenlere davet etti” ifadeleri yer aldı.
- Finlandiya hükümeti, Rusya’nın Leningrad bölgesindeki Ust-Luga limanında Koala adlı tankerde meydana gelen teknik kazayı bağımsız olarak soruşturacağını duyurdu. Açıklama, Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo tarafından sosyal medya platformu X üzerinden yapıldı.
Başbakan Orpo, “Finlandiya yetkilileri durumu inceliyor. Ülkemiz, olası petrol sızıntılarına karşı müdahale hazırlığını artırdı” ifadelerini kullandı.
- Rus devlet silah ihracat şirketi Rostec’e bağlı Rosoboronexport, beşinci nesil Su-57 savaş uçağının ilk yabancı müşteriye 2025 yılında teslim edileceğini duyurdu. Şirketin başkanı Aleksandr Miheyev, bu açıklamayı Hindistan’daki Aero India 2025 fuarında yaptı.
Miheyev, “Su-57E modelinin ilk yabancı müşterisi, 2025 yılında uçağı teslim alarak kullanmaya başlayacak” dedi. Ancak, hangi ülkenin uçağı satın aldığı açıklanmadı. Su-57 savaş uçakları için ilk ihracat sözleşmeleri 2024 yılında imzalanmıştı.
- Rusya’nın Kazakistan Büyükelçisi Aleksey Borodavkin, Azerbaycan Havayolları’na (AZAL) ait uçağın kazasına ilişkin yapılan ön soruşturma raporu sonrası aceleci sonuçlar çıkarılmaması gerektiğini söyledi. Açıklama, TASS haber ajansına verdiği röportajda yer aldı.
Borodavkin, “Kazayla ilgili soruşturma, Azerbaycan, Brezilya, Kazakistan ve Rusya’daki uzman kuruluşlar tarafından yürütülüyor. Erken yorumlardan kaçınmalı ve nihai sonuçları beklemeliyiz” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Kazakistan makamlarının kazayı büyük bir profesyonellik ve objektiflikle incelediğini vurguladı.
- ABD Başkanı Donald Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz, Ukrayna’daki savaşın sona ermesinin ardından Avrupa’nın güvenlik garantilerini üstlenmesi gerektiğini söyledi. NBC News’e verdiği röportajda Waltz, “Güvenlik garantileri tamamen Avrupalıların sorumluluğunda olacak” ifadelerini kullandı. Trump yönetiminin, Ukrayna'ya yapılan askeri yardımların maliyetini, Kiev ile nadir toprak metallerinden doğal kaynaklara kadar çeşitli alanlarda ortaklık yaparak telafi etmeyi planladığını belirtti. Ayrıca Waltz, Trump’ın hem Ukrayna hem de Rusya’yı müzakere masasına oturtma konusunda küresel liderlerle temas halinde olduğunu vurguladı.
Waltz, ABD’nin Avrupa’daki üst düzey yetkililerinin önümüzdeki hafta Ukrayna ve Rusya ile ilgili barış sürecini detaylı bir şekilde ele alacağını açıkladı. Trump’ın savaşın sona erdirilmesi konusunda Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Orta Doğu liderleriyle görüşmeler yaptığını belirten Waltz, bu liderlerin Trump’a destek vermeye hazır olduğunu ifade etti.
- Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Galuzin, Moskova’nın Ukrayna ile müzakerelere başlanmasına yönelik tatmin edici ve somut bir teklif almadığını söyledi. Batı ve Ukrayna’dan gelen müzakerelerin yakında başlayacağına dair açıklamaları, avantajlı bir pozisyon elde etmek için yapılan bilgi manipülasyonu olarak değerlendirdi. Galuzin, Rusya’nın meşru çıkarlarını dikkate alan ve krizin temel nedenlerini ele alan somut adımların gerekli olduğunu vurgulayarak, şu ana kadar bu nitelikte herhangi bir teklif almadıklarını belirtti.
- Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, 2025 yılında Ukrayna'daki çatışmanın sona ermesi için tüm koşulların mevcut olduğunu belirtti. ITV News'e verdiği röportajda, Batılı müttefiklerin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i savaşı bitirmeye zorlayacak güce sahip olması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Donald Trump’ın hızlı bir barış anlaşması istediğine inandığını, ancak bunun Avrupa ile koordineli ve kararlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. Zelenskiy, mevcut çatışmayı "Ukrayna’nın Rusya’dan tam bağımsızlık mücadelesi" olarak nitelendirirken, Putin’in ateşkes için öne sürdüğü şartları bir "ültimatom" olarak değerlendirdi. Trump ise Ukrayna'nın kaybettiği toprakları geri alma ihtimalinin düşük olduğunu kabul ederek, Moskova’nın barış görüşmelerini reddetmesi halinde yeni yaptırımlar uygulayacağını belirtmişti.
- Zelenskiy, savaş devam ederken başkanlık seçimlerinin yapılmasının orduyu kaybetme riskini doğuracağını ve Rusya'nın karşı taarruzuna zemin hazırlayacağını söyledi. İngiliz ITV kanalına verdiği röportajda Zelenskiy, seçimlerin düzenlenebilmesi için sıkıyönetimin kaldırılması veya askıya alınması gerektiğini belirtti ve bunun ordunun savaşma kapasitesini ve moralini zayıflatacağını vurguladı.
- Rusya Savunma Bakanlığı, hava savunma sistemlerinin geçtiğimiz gece boyunca 15 Ukrayna insansız hava aracını (İHA) imha ettiğini duyurdu. Açıklamaya göre, yedi İHA Krasnodar bölgesi, üçü Bryansk, ikisi Rostov, biri Belgorod, biri Kursk ve biri Kırım üzerinde düşürüldü. Krasnodar Valisi Veniamin Kondratyev, bir İHA’nın Krasnodar’daki "Centralny" konut kompleksine zarar verdiğini, ancak yaralanan olmadığını belirtti. Ayrıca, Kuzeyskiy bölgesindeki Afipsky kasabasında düşürülen başka bir İHA’nın bir evi hasara uğrattığı, ancak can kaybı yaşanmadığı bildirildi.
- Amerikan Newsweek dergisi, Trump yönetiminin Putin’in lehine üç önemli adım attığını yazdı. Habere göre, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) yönelik yaptırımların kaldırılması, Rus oligarklara yönelik yaptırımlarla ilgilenen KleptoCapture ekibinin dağıtılması ve FBI’ın Rusya ve Çin’in gizli etki operasyonlarına karşı yürüttüğü çalışmaların durdurulması, Moskova için büyük kazanımlar sağladı. Özellikle UCM’ye yönelik yaptırım kararının, mahkemenin Putin hakkında çıkardığı tutuklama emrinin etkisini zayıflattığı ve Rus lider üzerindeki uluslararası baskıyı azalttığı belirtildi. Ayrıca, KleptoCapture ekibinin dağıtılmasıyla Rusya’nın ekonomik yaptırımlara karşı daha rahat hareket edebileceği, FBI’ın ilgili biriminin kapatılmasının ise Rusya’nın dezenformasyon faaliyetlerine karşı ABD’deki mücadelenin zayıflamasına yol açabileceği vurgulandı.
- Eski Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmıtrı Kuleba, "Kiev’de NATO üyeliğinden vazgeçerek bir barış anlaşması imzalayan bir liderin siyasi hayatına devam etme şansı olabileceğini, ancak kaybedilen topraklardan feragat eden birinin ya fiziksel olarak öldürülebileceğini ya da tamamen siyasetten silineceğini" söyledi. 1+1 kanalına verdiği röportajda Kuleba, ABD Başkanı Donald Trump’ın ekibinin, Ukrayna’nın NATO üyeliğini erteleme kararının büyük bir müzakere hatası olduğunu savundu. Ona göre, Washington bu konuyu Rusya karşısında bir pazarlık unsuru olarak kullanmak yerine erken vazgeçti ve bu durum Kiev’e pahalıya mal olacak. Kuleba, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusunu kesinlikle gündemden düşürmemesi gerektiğini ve olası bir taviz verilirse bunun çok yüksek bir bedelle olması gerektiğini vurguladı.
- Kremlin Sözcüsü Peskov, ABD Başkanı Trump'ın Başkan Putin ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin haberleri ne doğrulayabileceğini ne de yalanlayabileceğini belirtti. Peskov, Washington'daki yeni yönetimin göreve başlamasıyla birlikte Rusya ve ABD arasında çeşitli iletişim kanallarının oluştuğunu ve bu iletişimlerin farklı kanallar üzerinden yürütüldüğünü ifade etti. Bu bağlamda, kendisinin bazı iletişimlerden haberdar olmayabileceğini dile getirerek, söz konusu telefon görüşmesini ne teyit edebileceğini ne de yalanlayabileceğini söyledi.
- Rusya Savunma Bakanlığı, Rus birliklerin Donetsk Halk Cumhuriyeti’nde (DHC) Orehovo-Vasilevka yerleşiminin kontrolünü ele geçirdiğini duyurdu. Açıklamaya göre, Rus birlikleri DHC'de Orehovo-Vasilevka yerleşiminin kontrolünü ele geçirdi, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin son bir günde ölü ya da yaralı olarak verdiği kayıplar 1200 kişiye ulaştı. (Sputnik)
- Rusya'nın Ust-Luga Limanı'nda demirli bulunan "Koala" adlı petrol tankerinde, 9 Şubat gecesi makine dairesinde patlamalar meydana geldi. Kommersant'ın haberine göre olay sonrası gemide petrol sızıntısı riski oluşsa da, yetkililer durumu kontrol altına almayı başardı. Bölgesel yönetim ve Rusya Deniz ve Nehir Taşımacılığı Ajansı (Rosmorreçflot), patlamanın ana motorun çalıştırılmasına hazırlık sırasında gerçekleştiğini ve kargo tanklarının zarar görmediğini açıkladı. Mürettebattan 24 kişi zamanında tahliye edilirken, yaralanan olmadığı bildirildi. Antigua ve Barbuda bayrağı taşıyan gemi, 6 Şubat'ta Malta’dan gelmişti, yakıt ikmalinin ardından Mısır’ın Süveyş Limanı’na gitmesi planlanıyordu. Yetkililer, olayın kesin nedenlerini belirlemek için soruşturma yürütüyor.
- ABD Adalet Bakanlığı, FBI’ın Rusya ve Çin’in bilgi etkisiyle mücadele eden birimini kapattı. NBC News’in haberine göre, karar yeni Adalet Bakanı ve Başsavcı Pamela Bondi tarafından imzalandı. Resmi belgede, bu adımın kaynakları daha acil meselelere yönlendirmek ve fonları daha verimli kullanmak amacıyla atıldığı belirtildi. Ayrıca, yetkililer, yetki suistimallerini ve hukukun silah olarak kullanılmasını önleme gerekliliğine dikkat çekti.
- Rusya’nın Samara bölgesindeki Krasnıy Yar köyü yakınlarında dün akşam bir petrol boru hattında sızıntı meydana geldi ve yaklaşık 500 metrekarelik bir alan petrol ile kirlendi. Acil Durumlar Bakanlığı (MÇS), olayda ölü veya yaralı olmadığını ve yangın riskinin önlendiğini açıkladı. Y
9 Şubat Pazar
- ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini açıkladı. Önde gelen bulvar gazetelerinden
New York Post'a demeç veren Trump, görüşmenin süresi hakkında sorulan soruya, "Bu konuda sessiz kalmayı tercih ederim" şeklinde yanıt verdi. Ayrıca, Putin'in savaş alanında askerlerin hayatını kaybetmesine gerçekten üzüldüğünü belirterek, "İnsanların ölmeyi bırakmasını istiyor" dedi. Trump, Rusya-Ukrayna çatışmasını sona erdirmek için somut bir planı olduğunu ve bunu hızlı bir şekilde hayata geçirmeyi umduğunu ifade etti, "Ukrayna'da korkunç bir savaş var. Bu saçmalığa bir son vermek istiyorum" diye ekledi.
New York Post muhabiri Miranda Devine, cuma gecesi Air Force One'daki çalışma odasındai röportaja katılan katılan Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz'a hitaben Trump'ın barış müzakereleri konusunda şunları söylediğini de aktardı:
"Bu toplantıları başlatalım. Buluşmak istiyorlar. Her gün insanlar ölüyor. Genç ve yakışıklı askerler öldürülüyor. Oğullarım gibi genç adamlar ölüyor. Her iki tarafta da... Savaş alanının her yerinde."
Habere göre Trump, ABD'nin Ukrayna'ya sağladığı mali ve askeri desteğin karşılığında, Ukrayna'nın nadir toprak elementleri ve diğer kritik minerallerine erişim talep ettiğini belirtti. Bu bağlamda, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile 500 milyon dolarlık bir anlaşma yapmak istediğini söyledi. Trump, "Ukrayna ile bir anlaşma yapmayı düşünüyoruz; onlara sağladığımız desteği, onların nadir toprak elementleri ve diğer kaynaklarıyla güvence altına alacaklar" dedi.
New York Post muhabiri, Trump'ın bu özel açıklamaları kendisine cuma günü Air Force One başkanlık uçağında yaptığını
yazdı. Perşembe günü Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, Rusya ve ABD’nin Vladimir Putin ile Donald Trump arasında olası bir görüşmeyi henüz ele almadığını açıkladmış, bu konunun tartışılmasında acele edilmemesi gerektiğini vurgulamıştı. CNN’e konuşan Kremlin temsilcisi, “(Putin ve Trump’ın) böyle bir görüşmenin gerekli olup olmadığı ya da ne zaman ve nasıl yapılması gerektiği konusunda herhangi bir başlangıç teması olmadı” dedi. Peskov, bu konuda somut gelişmeler olduğunda yorum yapacaklarını belirtti.
- ABD Başkan Yardımcısı James David Vance'in, 14-16 Şubat tarihleri arasında Almanya'da düzenlenecek Münih Güvenlik Konferansı'nda Zelenskiy ile bir araya geleceği bildirildi.
- Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Reuters'a verdiği demeçte, 18-24 yaş arasındaki gençler için bir yıllık sözleşmeli askerlik hizmeti seçeneği üzerinde çalıştıklarını belirtti. Bu programın gönüllülük esasına dayanacağını ve zorunlu askerlik kapsamında olmadığını vurgulayan Zelenskiy, sözleşmenin birçok avantaj ve yüksek maaş içereceğini ifade etti. Detayların önümüzdeki günlerde açıklanması planlanıyor. Bu girişim, Ukrayna'nın askeri personel eksikliğini gidermeye yönelik bir adım olarak görülüyor. Daha önce, ABD yönetimi Ukrayna'ya askerlik yaşının 18'e düşürülmesi yönünde baskı yapmış, ancak Zelenskiy yönetimi genç nüfusu koruma amacıyla bu öneriye direnmişti. Ukrayna'da halihazırda 25 yaşına kadar olan erkekler zorunlu askerlikten muaf tutuluyor
- Moskova'nın doğusundaki beş katlı eski "Elektrozavod" binasında yangın çıktı. Acil Durumlar Bakanlığı'na (MÇS) göre, itfaiyeciler 90 kişiyi kurtardı, 120 kişi ise binayı kendi imkânlarıyla tahliye etti. Kommersant'ın haberine göre, yaklaşık 10 kişi karbonmonoksit zehirlenmesi yaşadı ve üçü hastaneye kaldırıldı.
- The Washington Post'un haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump'ın FBI Direktörlüğü için aday gösterdiği Kash Patel, geçen yıl Rus ve ABD vatandaşı yönetmen Igor Lopatenok'a ait bir filmde rol alması karşılığında 25 bin dolar aldı. Bu filmde Patel ve diğer Trump yönetimi üyeleri, bir komplo teorisinin kurbanları olarak tasvir ediliyor. Lopatenok, geçmişte 2014 Kiev protestolarını eleştirmişti. Gazeteye göre ayrıca Patel'i, Vladimir Putin'e yakın isimlerden Ukraynalı muhalif politikacı Viktor Medvedçuk ile de bağlantıları bulunuyor.
- Finlandiya Körfezi'nde, Finlandiya'nın münhasır ekonomik bölgesinde bir Rus kablosu koptu. Rus yetkililer, kopan kablonun onarımına başladı ve çalışmalar, Finlandiya Körfezi Sahil Güvenliği tarafından denetleniyor. Onarım çalışmalarının 8 Şubat'ta başladığı ve bölgede Turva adlı bir devriye gemisinin bulunduğu belirtildi.
- Japon NHK televizyonu, Kuzey Kore'nin Rusya ile birlikte insansız hava araçları üretmeye hazırlandığını bildirdi. Habere göre, Moskova ve Pyongyang, Kuzey Kore'nin çeşitli insansız hava aracı türlerinin geliştirilmesi ve seri üretimi için Rus uzmanlardan yardım alması konusunda anlaştı.
- Rusya, 2024 yılı için Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu'na katkı payı ödemeyeceğini açıkladı. Başbakan Mihail Mişustin, bu yıl için ödenmeyecek katkı payına ilişkin talimatı verdi. İlgili belge, yasal düzenlemelerin resmi yayın organı olan internet sitesinde yayımlandı. Açıklamada, Dışişleri Bakanlığı'nın Maliye Bakanlığı ile mutabık kalarak 2024 yılı için Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomi Komisyonu'na katkı payının ödenmemesi yönündeki teklifinin kabul edildiği belirtildi. Dışişleri Bakanlığı'na, bu kararla ilgili olarak Avrupa Ekonomi Komisyonu'nu bilgilendirmesi talimatı verildi. (Sputnik)
TÜM ASKERİ OPERASYON HABERLERİ ARŞİVİ: TIKLAYIN

Реклама