Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
GÜNDEM

Dış politikadan ekonomiye, Rusya'da Trump hesapları

Donald Trump’ın ABD başkanlık seçimlerini kazanarak Beyaz Saray’a geri dönüşünün, ABD’nin ekonomik ve dış politika alanındaki yaklaşımında önemli değişikliklere yol açması bekleniyor. Ukrayna'ya askeri desteğin azaltılmasından Rusya yaptırımlarının kaldırımasına kadar, Moskova'nın beklediği pek çok olası adım da şimdiden tartışılmaya başlandı. Rusya ve dünya basınına yansıyan son analizlerden, beklenen olası gelişmeler şöyle özetleniyor:
 
Siyasi cephede neler olabilir?
 
Donald Trump, bu yılki seçim kampanyasında, Ukrayna'daki çatışmayı hemen sona erdirme planları olduğunu belirtmişti. Trump, Ukrayna yönetimini ve Joe Biden yönetimini eleştirerek, Kiev’in tavizler vermesi gerektiğini savundu. Trump, herhangi bir anlaşmanın, bugünkü duruma kıyasla çok daha iyi olacağını ifade etti. Rakibi Kamala Harris ile tartışmalarında ise, yeniden seçilmesi halinde Rusya ve Ukrayna liderleriyle müzakere başlatacağını, her iki liderle de iyi ilişkilerinin olduğunu ve bu ilişkilerin Biden’da bulunmadığını belirtti.
 
Trump, kendisine yöneltilen “Rusya’ya karşı yumuşak” eleştirilerine, başkanlığı döneminde Ukrayna’ya ölümcül silah sevkiyatını onaylayan ilk başkan olduğu hatırlatmasıyla yanıt verdi. 2017’de Ukrayna’ya Javelin tanksavar sistemlerinin gönderilmesine izin verdiğini ve Vladimir Putin’i Ukrayna’ya saldırması halinde güçlü bir karşılık vereceği konusunda uyardığını iddia etti. 2022’de ise Trump, savaşın anlamsız olduğunu belirterek ateşkes anlaşmasının yapılması gerektiğini ifade etti. 2023 yılı başında Beyaz Saray’da olsaydı çatışmayı 24 saat içinde bitirebileceğini savunarak, Ukrayna'nın bazı topraklarından vazgeçmesi gerektiğini öne sürdü.
 
Eylül ayında ABD ziyareti sırasında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Trump ile görüşmüştü. Trump, Zelenskiy'i kendisine yönelik “küçük kirli saldırılarda” bulunmakla suçlamasına rağmen, bu görüşme gerçekleşti. Zelenski, Trump’ın yeniden seçilmesini tebrik ederken, onun “güç yoluyla barış” yaklaşımını takdir ettiğini ve bu prensibin Ukrayna’da adil bir barışa ulaşılmasını sağlayabileceğini belirtti. Kremlin ise ABD’nin somut çözüm önerileriyle gelmesini beklediklerini ifade etti.
 
RBK’ya konuşan uzmanlar, Trump’ın Ukrayna konusunda net bir stratejiye sahip olup olmadığının belirsiz olduğunu belirtiyor. ABD ve Kanada Enstitüsü’nden Vladimir Batük, Cumhuriyetçi Parti’nin pek çok üyesinin Ukrayna’ya yapılan yardımları ABD'nin dış politikadaki konumunu güçlendirmediği gerekçesiyle israf olarak gördüğünü ve silah yardımı konusunda isteksiz olduklarını belirtti. Kuzey Amerika Araştırmaları Merkezi’nden Victoria Jürevleva ise Trump’ın desteği kesmesi halinde Avrupa'nın tek başına Ukrayna’yı desteklemekte zorlanacağını, bu durumun en azından geçici bir de-eskalasyon (gerginliğin azaltılması) olasılığını gündeme getirebileceğini öne sürdü.
 
Ekonomik cephede neler olabilir?
 
Trump'ın ilk başkanlık döneminde uyguladığı "Tromponomi" adı verilen ekonomi politikaları, ABD'de ciddi vergi indirimleri ve kapsamlı bir deregulasyon süreciyle anılmıştı. Ayrıca, Çin ve AB'ye yönelik ticaret savaşları ve ithalat tarifeleri de bu dönemin belirleyici unsurlarındandı. Trump, ABD’de ithalata yönelik yüksek tarifeler getirmeyi planlıyor. Özellikle Çin’den yapılan ithalata %60 oranında vergi uygulamayı vaat etmesi, küresel ticaret sistemini ve dünya ekonomisini derinden etkileyebilir.
 
ABD’nin ithalatı sınırlama politikası, Rusya için potansiyel olarak olumlu sonuçlar doğurabilir. Washington'daki Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’ne (PIIE) göre, Trump’ın yeniden başkan olması halinde ABD’nin ithalat kısıtlamaları Rusya ekonomisine %1,1 oranında olumlu katkı sağlayabilir. PIIE’ye göre, Rusya’nın ABD ile düşük ticaret hacmi ve ABD’ye bağımlı olmadan üretim kapasitesini artırma potansiyeli bu durumu mümkün kılıyor. Ancak, Çin’in ABD ile ticaretinde yaşanacak düşüş, enerji ve hammadde talebinde azalmaya yol açarak Rusya’nın enerji ihracatını olumsuz etkileyebilir.
 
Trump'ın ABD başkanlığındaki ilk dönemi, doların değerinde önemli bir artışa yol açmıştı. Ekonomistler, Trump’ın ikinci dönemde de benzer bir dolar güçlenmesine neden olacağını öngörüyor. Doların güçlenmesi, ABD ihracatını zorlaştırırken, Rus rublesi üzerinde baskı oluşturabilir. ABD'deki yüksek ithalat tarifeleri, dolar talebini artırarak küresel piyasada ABD para biriminin pozisyonunu güçlendirebilir. Bu durum, gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri için baskı unsuru olabilirken, Rusya’nın iç piyasada dolar endeksli fiyat artışlarına yol açabilir.
 
Trump’ın tekrar seçilmesi halinde, ABD'nin Rusya’ya yönelik yaptırım politikasında değişiklik olabileceği de öngörülüyor. Biden yönetimi, Rusya’ya karşı sert yaptırımlar uygularken, Trump’ın pragmatik bir yaklaşım sergileyerek yaptırımları pazarlık aracı olarak kullanabileceği düşünülüyor. Ancak, uzmanlar yaptırımların tamamen kaldırılmasını beklemiyor; Trump’ın daha ziyade bazı geçici esneklikler sunarak Rusya’ya karşı “daha kontrollü bir duruş” sergileyeceği ifade ediliyor. Bu da, Moskova’nın ABD ile ilişki kurmada daha esnek bir alan bulabileceği anlamına geliyor.
 
Avrupa Birliği, Trump’ın zaferi sonrasında Rusya’ya yönelik yaptırımları daha bağımsız bir şekilde ele almayı planlıyor. Reuters'in haberine göre, AB, Trump yönetiminin olası yaptırım değişikliklerine karşı Rusya’ya yönelik yaptırım mekanizmalarını sıkılaştırmayı planlıyor. AB’nin bu bağımsız duruşu, Rusya için Batı’daki yaptırımlarla mücadelede daha az esneklik anlamına gelebilir. Avrupa’nın ABD’den bağımsız bir yaptırım politikasına yönelmesi, Rusya'nın ekonomik esnekliğini sınırlayabilir.
 
Trump yönetiminde ABD'nin devlet borcunun hızlı bir şekilde artması bekleniyor. Ekonomistler, Trump’ın vergi indirimleri vaatlerinin ABD'nin bütçe açığını artırabileceğini belirtiyor. Trump, ABD ekonomisinin borçlarını büyüme yoluyla aşmayı hedefleyen bir strateji izliyor. Ancak, bu politikanın ABD’nin finansal sistemini ve dolayısıyla dünya ekonomisini olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarılar var. ABD’de büyüyen borç yükünün küresel mali piyasalarda olumsuz sonuçlara yol açabileceği ve dolaylı olarak Rus ekonomisini etkileyebileceği öngörülüyor.
 
7.11.2024

Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
İLGİLİ HABERLER
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
Türkrus reklam
Реклама
ANKET
Türkiye'nin BRICS üyeliği konusunda ne düşünüyorsunuz?
©Copyright Turkrus.com - All Rights Reserved
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама
Türkiye-Rusya haber sitesi
Реклама