Kırgızistan notları: Kalifiye Rus nüfus ülkeyi terk ediyor, yerleri nasıl dolacak?
... Sen misin zavallı kadınla dalga geçmeye çalışan, aradan daha 2 hafta geçmeden bize Kırgızistan yolları gözüktü. Bir iş için acil Bişkek’e gitmem gerekti.
Kırgızistan yeryüzünde Türklerden vize istemeyen ender ülkelerden biridir. Belki biraz da bu yüzden olsa gerek THY Bişkek’e haftada 4 sefer yapmasına rağmen tüm uçuşlar dolu gidip geliyor. Bilet için en az bir hafta, 10 gün öncesinden yerinizi ayırtmanız gerekiyor.
Bişkek; 5 milyon nüfuslu Kırgızistan Cumhuriyeti’nin 1 milyon nüfuslu başkenti.
Eski bir havaalanı ve gayet yavaş işleyen bir pasaport kontrolü var. O nedenle uçak daha tekerleklerini piste vurur vurmaz, körüğe yanaşmasını beklemeden herkes ayaklanıyor.
Havaalanından çıktığınızda tipik Rus yaşantısı ile karşı karşıya geliyorsunuz. Hemen yanı başınızda sizi şehre götürmek isteyen taksi şoförleri bitiveriyor.
Havaalanı şehir merkezine araba ile yaklaşık yarım saat mesafede. Trafik çok rahat.
Ülke nüfusunun yarısını Kırgızlar, diğer yarısını Rus, Kazak, Özbek, Alman ve Çin halkı teşkil ediyor ama her tarafta ağır bir Rusya ve Rusça hakimiyeti hissediliyor. TV ve radyolar bile Rusça yayın yapıyor. Haberleri sadece günün belli saatlerinde Kırgız lisanı ile veriyorlar.
şehrin her tarafı Rusça billboardlar ile donatılmış….
Gerçi devrimden sonra işbaşına gelen bu yeni hükümet şimdilerde Rusçayı yasaklama yönünde kararlar alıyormuş. Artık resmi dairelerdeki yazışmalar tamamen Kırgızca olacakmış ama bu sefer de burada yaşayıp hiç Kırgızca bilmeyen Ruslar zor durumda kalıyorlarmış. Son zamanlarda özellikle Ruslardan ülkeyi terk edenlerin çokluğu dikkat çekiyor. Oysa Kırgızistan’da doktor, mühendis, öğretmen gibi ülkenin kültürlü elit takımının da ağırlığını Rusların çektiği söyleniyor. Peki bu insanlar ülkeden ayrılırsa bu meslekleri kim yapacak?
Bişkek çok temiz ve yeşilliklerle kaplanmış bir şehir görünümünde. SSCB zamanında yeşili en bol yerlerden birisiymiş, Doğu’nun ısviçre’si deniliyormuş.
Hormonsuz doğal gıdalar, meyve, sebze yemek mümkün. Süt mamulleri nefis. Özellikle de dondurmaları aynen Rusya’nın küçük yerleşim bölgelerinde üretilen dondurmalar gibi katıksız ve saf süt kokuyor…
Büyük şehirlerde var olan kriminal olaylar henüz burada baş göstermemiş, insanlar geceleri rahatça sokaklarda dolaşabiliyorlar. Caddeler geniş, temiz ve birbirini dik kesiyor, yani çok planlı bir yerleşim var. şehri öğrenmek çok kolay. Yollarda Almanya’nın ikinci el Mercedes-Audi-Wolksvagen marka arabaları var ama hepsi de 2000 modelden eski araçlar...
şehirde pek çok açık hava kafe ve restoran var, yöresel yemek az, genellikle Çin mutfağının etkisinde kalmışlar. Yöresel yemekleri “Arzu Cafe” veya şehrin hemen dışındaki akarsunun yanındaki, “12 şömine” anlamındaki “12 Kamin” adlı restoranda yemenizi tavsiye edeceğim.
Başbarmak, şorpo ve Kurdak gibi et ağırlıklı Kırgız yemekleri mevcuttur...
Orta Asya halkı ile daha önce hiç karşılaşmamıştım, ama gördüğüm kadarı ile halkı gayet mütevazi ve yardımsever. Türklere karşı son derece candan davranıyorlar. Türk olduğumuzu öğrenen herkes bizimle Türkçe konuşmaya koyuldu. Türkçeleri Azerbaycan Türkçesi’nden sonraki en anlaşılır Türkçe diyebilirim. Zaten Türkler de Bişkek’e yatırımlarını esirgememişler, pazarlarda Türk malları dolu. Ayrıca ıstikbal, Pakpen gibi firmalar burada kendi markalarını geliştiriyorlar. Demirbank grubunun kurmuş olduğu Vefa Market ve henüz açılan Ramstore buradaki Türkiye imajına ciddi katkılar sağlamış.
Ülke çok zengin sayılmaz. Bişkek diğer büyük başkentler gibi lüks yerlerin bulunduğu bir şehir değil. Zaten şehirden biraz uzaklaşınca cep telefonunuz da çekmemeye başlıyor. (ınsanoğlu çiğ süt emmiş derler ya, eski günlerimizi hemen unuttuk, “telefon çekmiyor” diye kendi kendimize kızıyoruz.) Yollar tipik Rus yolları gibi, yani çukurlarla dolu...
Kısacası, Bişkek için günümüzün modern kent görünümünden uzak bir şehir demeğe hazırlanıyordum ki, son gecemizde dostum ıgor beni “4 Mevsim” adlı bir yere yemeğe götürdü. Bahçe içinde müzikli bir restorandı gittiğimiz yer. Sahneye konservatuar öğretimi gören 5 Kırgız genç çıktı ve bize unutulmaz bir caz ziyafeti çektiler. ınanın temmuz ayındaki ıstanbul caz festivalinde dinlediğim gruplardan hiç de aşağı kalır tarafları yoktu. Çöl ortasında serap gibi bir şeydi…
Yani sizin anlayacağınız Bişkek de biraz paradokslar şehri sayılır.
Rusya’dan sonra bu Orta Asya ülkeleri de insanı şaşırtmaya devam ediyor...
Реклама