TürkRus.Com uyarmıştı: "Özür dilemek için bugün en uygun gün, çünkü..."

Türkiye'nin yakın tarihinin en derin krizlerinden birini yaşadığı İsrail ile tokalaşması, Rusya ile de sorunun noktalanması için, kamuoyunda son derece elverişli bir psikolojik zemin hazırlamıştır.

İktidarın, yıllardır katı ideolojik vurgularla hedef alınan İsrail ile bile anlaşabilme başarısını göstermesi; bırakın ideolojik bir meselemiz olmamasını, her anlamda inanılmaz önemli bağlarımız ve ortaklıklarımız olan Rusya ile anlaşmayı çok daha mümkün kılabilecek bir gelişmedir...

Kamuoyuna, "Aslolan devletin, milletin, halkın çıkarlarıdır. Uluslararası ilişkilerde duygusallığa yer yoktur. Yeri gelir özür dilenen taraf olursunuz, yeri gelir özür dileyen taraf. Yeter ki yaptığınız her şeyin, attığınız her adımın, ödediğiniz her bedelin halkınızın iyiliği için olduğuna inanın ve halkınızı buna inandırın" deme şansı doğmuştur.

Maalesef Türkiye uzun süredir dış politikada "sıfır sorun politikalarından "komuşlarının çoğu ile sorunlu" bir çizgiye geldi.

İsrail ile imzalanacak anlaşma bu açıdan bir dönüm noktası olabilir. 

Yeniden "barışçı, uzlaşmacı, dengeli" dış politikalar dönüşün ilk adımı yapılabilir.

Yitirilen uluslararası saygınlığın telafisi yolunda harç yapılabilir. 

Rusya ile uzlaşma yolunda önemli bir psikolojik köprü olabilir.

Tam da İsrail'den özrün kabul edildiği gün, hem de aynı toplantıda Türkiye'nin ilk ağızdan Rusya'yı tatmin edecek açık ve net bir mesaj açıklanması "çifte çözüm" olarak tarihe geçebilir.

Türkiye-Rusya ilişkilerindeki kopuş yüzünden özellikle ticari-ekonomik ilişkilerde dipten gelen bir dalga, iki tarafı da telafisi imkansız zararlara, hatta yıkıma doğru sürüklüyor.

Zararın neresinden dönsek kardır.

İlişkilerimizi normalleştirmeden geçirdiğimiz her gün zarar hanesini kabartıyor.

Eğer akşam karanlığında bahçeye girip mülke tecavüz etti diye kafasına taş attğınız çocuğun "komşunun çocuğu" olduğu anladığınızda, "O olduğunu bilsem yapmazdım" diye başlayan bir cümle kuruyorsanız, güzel Türkçemizin gereği,  "Kusura bakma komşu; özür dilerim" diye cümleyi bağlamanız eşyanın tabiatı sayılır. Bahçenize tecavüz edilmemesi gerçeğine halel getirmez ama komşuyla hakkı hukuku da korur. "Kerhen" bile olsa...

Türkiye ve Rusya hem iki komşu, hem de birbirlerine ihtiyaç duyan iki ülke. İkisine de zarar veren bu gidişe artık bir "dur" demenin zamandır.

İsrail anlaşması, Ankara'nın cesur bir adım atması için elverişli bir zemin hazırlamıştır.

Dileriz bu adım atılır. "Özür istemek kadar özür dilemek" de hayatin parçası olarak algılanır.

Türkiye'de turizm sektörü başta olmak üzere, ekonominin sıkıntılarının Rusya krizi yüzünden derinleştiği bir dönemde kendini hala güçlü hisseden iktidar, "altındaki zemini kaydıracak olanın kapsamlı bir ekonomik kriz" olduğunu, bunun ayak seslerinin duyulduğunu, halk için değilse kendi istikbali için anlamalı, reel politik gereği  Rusya ile ilişkileri bir an önce normalleştirmeli.

"Kriz derinleşsin, bu iktidar gitsin" görüşünü destekleyen de var elbette, ama biz Rusya'da yaşayanlar, buradan memlekete bakınca, ne olursa olsun hepimizin aynı gemide olduğunu, "başka Türkiye olmadığını", sorunlarımızı uzlaşarak çözmemiz gerektiğini ve batarsak hep beraber batacağımızı gün gibi görüyoruz...

Bu krizi uzatmak, Türkiye için "Rus ruleti" oynamaktan farklı değil...

TürkRus.Com


27.6.2016