Nabokov'un Lolita'sı 70 yaşında
Vladimir Nabokov'un edebiyat dünyasında hem büyük bir skandal hem de derin bir hayranlık yaratan başyapıtı Lolita'nın ilk kez yayımlanmasının üzerinden tam 70 yıl geçti. Roman, ilk defa 15 Eylül 1955'te Paris'te İngilizce olarak yayımlanmış ve bizzat Nabokov tarafından 1960'larda Rusçaya çevrilmişti. Romanın ilk Türkçe yayını ise 1959 tarihli.
Uzun yıllar boyunca pek çok ülkede yasaklı kalan eser, Rusya'da nihayet 1989'da basılabilmişti. Bugün ise roman hem düzenli olarak yeniden basılıyor hem de akademik çevrelerde yakın okumalara konu olmaya devam ediyor.
Eser, birçok okuyucu tarafından yalnızca tartışmalı ilişkiye odaklanılarak okunsa da, Nabokov'un niyeti çok daha katmanlı bir anlatı sunmaktı. Lolita, aynı zamanda, yapay bir dünyada, bir öğretmen ve öğrencisi arasındaki ilişkiler ağı içinde geçen bir yetişkinlik hikâyesi olarak da okunabilir. Ana karakter Humbert Humbert, kitaplar, monografiler ve makalelerle dolu, yarı gerçek yarı kurgusal bir gerçeklikte yaşar, edebiyat kuramı onun için gerçek dünyanın yerini alır ve davranışlarını şekillendirir. Roman, bu haliyle, edebiyatın kendisiyle ve okur-yazar ilişkisiyle hesaplaşan bir üstkurmaca özelliği taşır.
.jpeg)
(İlk Türkçe baskının kapağı. Nabokov ısrarla kapakta kız çocuk resmedilmemesini istemişti.)
Romanın temel çatışması günümüzde farklı bir perspektiften de okunabilir: Kahramanların, yalnızca gerçek olanların değil, aynı zamanda kitaplardan öğrenilen edebi stereotipleri de aşması mümkün müdür? Humbert, Lolita ile olan ilişkisinde edebi kalıpları yeniden üretmek istemez, bu, kızın bir üniversite öğrencisi ol(a)mamasıyla somutlanan olay örgüsüne de yansır. Nabokov, burada alaycı bir şekilde, "profesör-öğrenci romanı" geleneğiyle de oynar, çünkü görünürdeki ideal ilişki, bir öğretmenin değil, bir oyun yazarının müdahalesiyle paramparça olur.
Nabokov'un bu karmaşık oyunu kurmasının ardındaki neden, büyük olasılıkla, Humbert'in kendine çizdiği derin ve samimi duyguların gerçekliğini sorgulatmaktı. Lolita, güvenilmez bir anlatıcının ağzından (unreliable narrator) tutku, pişmanlık, yanılsama ve edebiyatın doğası üzerine zamansız bir çalışma olarak varlığını sürdürüyor. Okuyucu, 70 yıl sonra bile, Humbert'in hislerinin ne kadar "gerçek" olduğu ve bunlarla ne yapılması gerektiği sorusuna kendi cevabını aramaya devam ediyor.
17.9.2025

Реклама