Putin'in dün gece yaptığı kritik açıklamanın tam metni
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batı'dan "Ya 30 günlük ateşkese gidilmesi ya da Rusya'ya karşı yeni yaptırımlar uygulanması" baskısının ilan edildiği gün, Kremlin'de yaptığı açıklama ile müzakerelere İstanbul'da devam edilmesini önerdi. 9 Mayıs Zafer Günü nedeniyle Moskova'da çok sayıda devlet lideri ile görüşmeler yapan Putin, dün gece yarısı kameraların karşısıma geçerek şu açıklamayı yaptı:
“Saygıdeğer meslektaşlar, sanırım herkes için açıktır ki Moskova’da yapılan görüşmeler ve temaslar sırasında Ukrayna’daki çatışmanın çözümüne ilişkin mesele de ele alındı. Misafirlerimize, dostlarımıza bu çatışmaya gösterdikleri ilgi ve çatışmanın sona erdirilmesine yönelik sarf ettikleri çaba için müteşekkiriz.
Bu bağlamda, konunun üzerinde özellikle durmak gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle şunu ifade etmek isterim: Bilindiği üzere, Rusya daha önce defalarca ateşkes girişiminde bulunmuştur. Ancak bu girişimler, Ukrayna tarafınca her defasında sabote edilmiştir. Örneğin, Kiev rejimi, 18 Mart’tan 17 Nisan’a kadar geçerli olması öngörülen, enerji altyapı tesislerine yönelik saldırıların durdurulmasına ilişkin 30 günlük – özellikle altını çiziyorum, 30 günlük – moratoryumu, ABD Başkanı Donald Trump’la yapılan mutabakat çerçevesinde ilan etmemize rağmen yaklaşık 130 kez alenen ihlal etmiştir.
Yine, Rusya’nın öncülüğünde ilan edilen Paskalya ateşkesi de ihlal edilmiştir – Ukrayna birlikleri ateşkes rejimini neredeyse beş bin kez bozmuştur. Buna rağmen, bizim için kutsal olan Zafer Günü’nün kutlamaları kapsamında – ki kaybımız 27 milyondu, az bir sayı değil – biz üçüncü kez ateşkes ilan ettik. Aynı zamanda, Batı’daki bazı meslektaşlarımıza – ki kanaatimce bu konuda içtenlikle çözüm arayışında olanlar var – Zafer Günü vesilesiyle ilan edilen ateşkese dair pozisyonumuzu ilettik. Ayrıca gelecekte bu ateşkesin süresini uzatma ihtimalini dışlamadığımızı da belirttik. Elbette ki, bu birkaç gün içinde yaşanacak gelişmelerin analizine göre ve Kiev rejiminin teklifimize vereceği yanıta bağlı olarak.
Peki ne oldu, sonuçlar ne? Kiev makamları – sizler zaten bunu çok iyi görüyorsunuz – ateşkes teklifimize hiç yanıt vermedi. Dahası, teklifimizin 5 Mayıs 2025’te açıklandığı gibi, Kiev yönetimi daha 6 Mayıs’tan itibaren büyük çaplı saldırılar düzenlemeye başladı. Bu saldırılarda 524 insansız hava aracı (İHA) ve çok sayıda Batı yapımı füze kullanıldı. Aynı anda Karadeniz’de 45 adet insansız deniz aracı (BЭK) da devreye sokuldu. Ve bizim 8, 9 ve 10 Mayıs tarihlerinde ilan ettiğimiz ateşkes süresince, medyaya da yansıdığı üzere, beş kez Rusya Federasyonu’nun devlet sınırına – özellikle Kursk bölgesi ve Belgorod bölgesi sınır kesişiminde – yönelik kasıtlı saldırı teşebbüsü yaşandı. Tüm bunlar bizim ilan ettiğimiz ateşkes günlerinde yaşandı.
Bununla birlikte, diğer cephelerde de 36 saldırı girişimi daha oldu. Tüm bu saldırılar – sınır ihlali teşebbüsleri dahil – püskürtüldü. Askeri uzmanlarımız, bu saldırıların askeri değil, yalnızca siyasi saiklerle düzenlendiğini ve karşı tarafın ciddi kayıplar verdiğini değerlendiriyor.
Daha önce de söylediğim gibi, Kiev makamları sadece teklifimizi reddetmekle kalmadı, aynı zamanda Moskova’daki kutlamalara katılan dünya liderlerini de korkutmaya çalıştı. Değerli meslektaşlarım, burada Moskova’daki görüşmeler sırasında aklımdan geçen bir düşünceyi sizinle paylaşmak istiyorum. Moskova’ya gelip, Nazi Almanyası’na karşı kazanılan zaferin kutlamalarına katılan bu insanları kim korkutmaya çalıştı? Bu liderler – görevlerinden bağımsız olarak – karakterleri, inançları ve bu inançları savunmaya hazır oluşlarıyla gerçek liderlerdir. Peki onları korkutmaya çalışanlar kimler? Eski SS askerlerine saygı duruşunda bulunan, onlara selam çakan ve İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler’le işbirliği yapanları ulusal kahraman ilan edenler mi? Bu girişim, tamamen uygunsuz araçlarla yapılmış bir teşebbüstür ve bunu yapanlar, ulaşmak istedikleri hedefin ciddiyetine uygun düşmeyen yöntemler kullanmaktadırlar.
Tekrarlıyorum: Biz ateşkes teklifinde bulunmaktan, Ukrayna tarafıyla diyalog kurmaktan hiçbir zaman vazgeçmedik. Tekrar hatırlatmak isterim ki, 2022 yılında müzakereleri kesen biz değildik. Bu adımı atan Ukrayna tarafıydı.
Bu nedenle, her şeye rağmen, Kiev yönetimine, 2022 yılı sonunda kendi isteğiyle kestiği doğrudan müzakereleri yeniden başlatmayı teklif ediyoruz. Ve özellikle vurguluyorum: herhangi bir ön koşul olmaksızın. Görüşmelere hiç vakit kaybetmeden, gelecek perşembe günü, 15 Mayıs’ta, daha önce yapıldığı ve kesildiği yer olan İstanbul’da yeniden başlamayı öneriyoruz.
Bilindiği gibi, Türk meslektaşlarımız benzer müzakerelerin yapılması için defalarca inisiyatif aldılar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu sürecin organizasyonu için çok şey yaptı. Hatırlatmak isterim ki, bu görüşmeler sonucunda ortak bir belge taslağı hazırlanmış ve Kiev heyeti başkanı tarafından parafe edilmişti. Ancak Batı’nın baskısıyla bu belge çöpe atıldı.
Yarın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir görüşmemiz planlanıyor. Bu görüşmede kendisinden, Türkiye’de bu görüşmelerin yapılması için olanak sağlamasını rica edeceğim. Umuyorum ki kendisi de Ukrayna’da barış arayışına destek verme arzusunu yineleyecektir.
Biz, Ukrayna’yla ciddi görüşmelere hazırız. Bu görüşmelerin amacı, çatışmanın kökenindeki nedenleri ortadan kaldırmak ve tarihsel bir perspektifle uzun vadeli, kalıcı bir barışı tesis etmektir. Bu müzakereler sırasında yeni bir ateşkes, yeni bir çatışmasızlık rejimi konusunda da uzlaşmamız mümkün olabilir. Gerçek bir ateşkes – sadece Rusya’nın değil, Ukrayna tarafının da riayet edeceği bir ateşkes. Bu, kalıcı barışa yönelik ilk adım olurdu. Yoksa, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin silahlandırılması, güçlendirilmesi ve yeni siperlerin ve mevzilerin kazılmasının ardından çatışmanın yeniden başlamasına hazırlık anlamına gelen sahte bir barış olmazdı. Böyle bir barış kimin işine yarar?
Bizim teklifimiz, deyim yerindeyse, masada. Şimdi sıra Ukrayna makamlarında ve onların hamilerinde. Görünen o ki, bu hamiler kendi halklarının çıkarlarından çok, kişisel siyasi hırslarıyla hareket ederek, Rusya’ya karşı savaşın Ukraynalı milliyetçilerin eliyle sürmesini istiyor. Tekrar ediyorum: Rusya, herhangi bir ön koşul olmaksızın müzakerelere hazır. Şu anda savaş devam ediyor, çatışmalar sürüyor. Biz ise müzakerelere yeniden başlamayı öneriyoruz – hem de biz değil, karşı taraf tarafından kesilen müzakerelere. Bunda ne kötülük olabilir ki? Gerçekten barış isteyenler, bu teklife karşı çıkamaz.
Bu vesileyle, barışçıl çözüm arayışına katkıda bulunan tüm uluslararası ortaklarımıza bir kez daha şükranlarımı ifade etmek isterim. Bu ülkeler arasında Çin, Brezilya, Afrika ülkeleri, Orta Doğu ülkeleri ve son zamanlarda da Amerika Birleşik Devletleri’nin yeni yönetimi yer alıyor.
Son olarak, Nazizm’e karşı kazanılan zaferin 80. yıldönümünü bizimle birlikte kutlayan herkese bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Eminim ki, Moskova’daki bu günlerde bizleri birleştiren dayanışma ve uzlaşma ruhu, gelecekte de ilerleme, güvenlik ve barış uğruna verimli iş birliğimizin temeli olacaktır. Ve bu vesileyle, bu anma etkinliklerini, çok yoğun geçen diplomatik temasları ve kutlamaları dünyaya duyuran gazetecilere, uluslararası haber ajanslarının, televizyonların ve basın kuruluşlarının temsilcilerine de özel teşekkürlerimi iletmek isterim. Moskova’daki bu eşsiz günlerin atmosferini dünya halklarına yansıttınız. Elbette bu gece geç saatlerde yapılan bu görüşmeye katıldığınız için de ayrıca teşekkür ederim. Hepinizin yorgun olduğunu biliyorum. İlginiz için çok teşekkürler.”
11.5.2025
Реклама